Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/879 E. 2023/248 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/879 Esas
KARAR NO : 2023/248

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/10/2021
KARAR TARİHİ : 07/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle ; Davalı taraf, İstanbul …… İcra Müdürlüğü ……. esas sayılı dosyada fatura alacağına ilişkin ……… Film Yapım Ticaret Limited Şirketi’ne karşı icra takibi başlatmıştır. Sonrasında itiraz sonucu takibin durduğunu, davalı taraf bunun üzerine İstanbul ……. Asliye Ticaret Mahkemesi …… esas sayılı dosyada itirazın iptali davası açıldığını, açılan davada 21.01.2021 tarihinde İstanbul …….. İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının 356.675,81 asıl alacak yönünden iptaline şeklinde karar vererek davanın kabulüne karar verildiğini, davalı Şirket, 31.02.2021 tarihinde Müvekkil ……… Film Yapım Ticaret Limite Şirketi’nin bulunduğu adrese fiili hacze geldiğini, hacizde müvekkil ……… Film Yapım Ticaret Limited Şirketi’ne ait malların tamamı haciz edildiğini, sonrasında davalı şirketin baskıları neticesinde müvekkil ……… Film Yapım Ticaret Limited Şirketi ile davalı arasında protokol yapıldığını, yapılan protokole istinaden keşidecisi ……… Film Yapım Ticaret Limited Şirketi olan kefili …….. ve ……… Yapım Ticaret Anonim şirketi olan 30.06.2021 vadeli 100.000 TL,30.07.2021 vadeli 100.000 TL, 0.08.2021 vadeli 100.000 TL,30.09.2021 vadeli 100.000 TL,30.10.2021 vadeli 100.000 TL,30.11.2021 vadeli 100.000 TL,30.12.2021 vadeli 43.000 TL bedelli bonolar, İstanbul ……. İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı dosya borcuna karşılık olarak teminat olarak verildiğini, davalı taraf daha sonra İstanbul ……. İcra Müdürlüğü ……. esas sayılı dosyayı açık bırakmış ve işlemlere devam ettiğini, davalı taraf İstanbul …. İcra Müdürlüğü ……. esas sayılı dosya derdest bırakmış olmasına rağmen;26.07.2021 tarihinde İstanbul ….. İcra Müdürlüğü ……. esas sayılı dosyada 30.06.2021 vadeli 100.000 TL bedelli bonoya ilişkin takip başlattığını, 24.09..2021 tarihinde İstanbul …….. İcra Müdürlüğü …… esas sayılı dosyada 30.07.2021 vadeli 100.000 TL bedelli bonoya ilişkin takip başlattığını, 28.09.2021 tarihinde İstanbul …… İcra Müdürlüğü ……. esas sayılı dosyada 30.08.2021 vadeli 100.000 TL bedelli bonoya ilişkin takip başlattığını, davalı yanın alacak hakkını İstanbul …… İcra Müdürlüğü ……. esas sayılı dosyadan yana kullanarak açık bırakmış olmasına rağmen borca karşılık teminat olarak verilen bonolara karşı takip yapması kanuna aykırı olduğunu Davalı yanın İstanbul ……. İcra Müdürlüğü ……. esas sayılı dosyayı derdest bırakarak icra işlemlere oradan devam ediyor olması ve İstanbul ……. İcra Müdürlüğü ……. esas sayılı dosyada olan borcun sona ermemesi sebebiyle Müvekkillerin , Keşidecisi ……… Film Yapım Ticaret Limite Şirketi olan kefili …….. ve ……… Yapım Ticaret Anonim Şirketi olan ;30.10.2021 vadeli 100.000 TL, 30.11.2021 vadeli 100.000 TL, 30.12.2021 vadeli 43.000 TL bedelli bonolardan kaynaklı olarak davalı yana borcu bulunmadığını, öncelikle ihtiyati tedbir talebinin teminatsız olarak kabulü ile müvekkil aleyhine açılacak icra takip takiplerinin ve davalıya tüm ödeme yükümlülüklerinin durdurulmasına, müvekkillerin keşidecisi ……… Film Yapım Şirketi olan kefili …….. ve ……… Yapım Ticaret Limite Şirketi olan; 30/10/2021 vadeli 100.000-TL vadeli 30.11.2021 vadeli 100.000-TL , 30/12/2021 vadeli 43.000-TL bedelli bonolardan ve ferilerinden dolayı borç olmadığının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın konusu itibari ile mümkün olmayan bir dava olmadığını, zira tüm borçlular açısından kabul edilmiş , ikrarları bulunan borcun yok olduğunun iddiasının borçtan kaçınmak dışında hiç bir anlam ifade etmeyeceğini ikrar nedeni ile dava şartları oluşmadığını, davanın bu nedenle de reddi gerektiğini, davacı ……… LTD. ŞTİ. Tamamen borca batık durumda olduğunu, nitekim hacizler , icra ve dosyaları vergi borçları incelendiğinde görüleceği üzere şirket piyasaya aşırı borçlandığını ve bu borçları da ödemez halde olduğunu, nitekim şirket üzerinde bir işlem yapılarak yapım işi ile hiç alakası olmayan birinin şirket sahibi haline getirildiğini, ……… adı altında birden fazla firma türetildiğini akabinde yapılan işlerin bu firmalar üzerinden faturalandırmaya başlandığını, açıkça konuna karşı hile uygulandığını, öncelikle husumet yokluğu ikrar nedeniyle davanın reddine aksi halde yetki itirazının kabulü ile İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, aksi kanaat halinde davanın reddi ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, Keşidecisi ……… Film Yapım Tic. Ltd. Şti, kefili …….. ve ……… Yapım Tic. AŞ. olan, 30.10.2021 vadeli 100.000,00 TL bedelli, 30.11.2021 vadeli 100.000,00 TL bedelli, 30.12.2021 vadeli 43.000,00 TL bedelli bonolardan ve ferilerinden dolayı borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasına ilişkindir.
İstanbul ….. İcra Dairesi ‘nin ……. Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 360.784,39 TL asıl alacak takip tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun …… esas, 2021/1426 karar sayılı ilamında; ” Dava, icra takibine konu edilen senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 170/b maddesinin aynı Kanun’un 72. maddesine yaptığı yollama gereğince kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte de menfi tespit davası açılabileceği açıkça anlaşılmaktadır. İİK’nın 72/1 maddesi, “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir” hükmünü haizdir. Buna göre borçlu, henüz aleyhine başlatılmış bir icra takibi yokken alacaklıya karşı borçlu bulunmadığının tespiti için menfi tespit davası açabileceği gibi aleyhine icra takibine başlanmasından sonra da menfi tespit davası açması mümkündür.
Kambiyo senetleri illetten mücerret kıymetli evrak niteliğine sahip olduklarından bu senetlerde yer alan hak, temel borç ilişkisinden bağımsızdır. Ancak kambiyo taahhüdünde bulunmanın temelinde, şart olmamakla birlikte, genellikle satım, bağışlama, kira, taşıma gibi bir borçlandırıcı işlem vardır. Temel borç ilişkisinin taraflarından birinin bir kambiyo senedi düzenleyip lehtara vermesiyle kambiyo ilişkisi diye adlandırılan ve temel borç ilişkisinden bağımsız olan ikinci bir borç ilişkisi doğar. Zira bir borç ilişkisi için kambiyo taahhüdünde bulunulması tarafların açık yenileme iradeleri olmadıkça TBK’nın 133/2. maddesi gereğince borcun yenilenmesi sonucunu doğurmaz; kambiyo senedinin ifa yerine değil ifa uğruna verilmiş olduğu kabul edilir. Dolayısıyla bir borç hakkında kambiyo senedi düzenlendiği takdirde, taraflar arasında biri temel borç ilişkisi, diğeri kambiyo ilişkisi olmak üzere iki çeşit ilişki bulunur. Temel borç ilişkisi kendi hukukuna, kambiyo ilişkisi de kendi hukukuna tabidir.
Borçlu, kambiyo senedi nedeniyle alacaklıya karşı, genel olarak, ya kambiyo taahhüdünün hükümsüz olduğunu ya da temel borç ilişkisinden dolayı herhangi bir nedenle sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek menfi tespit talebinde bulunabilir. Başka bir deyişle borçlunun kambiyo senedi borcundan dolayı sorumlu olmaması, doğrudan doğruya kambiyo senetleri hukukundan doğan nedenlerden kaynaklanabileceği gibi, temel borç ilişkisine yönelik nedenlere de dayanabilir.
Borçlunun, kambiyo taahhüdünün hükümsüz olduğunu ileri sürerek açtığı menfi tespit davası esasında maddi hukuk anlamında bir itiraz sebebine dayanılarak açılmaktadır. Bu kapsamda hükümsüzlük nedenine dayalı menfi tespit davalarında, uyuşmazlık temel ilişkiden değil, doğrudan doğruya kambiyo senetleri hukukundan kaynaklanmaktadır. Bu davalarda, kural olarak, davacının iddiası çoğu kez tüm senet ilgililerine karşı öne sürülebilen mutlak def’îlere dayanmaktadır. Örneğin kambiyo senedinin zorunlu şekil şartları içermemesi, kambiyo alacağının zamanaşımına uğraması, vadeyi beklemeden istemde bulunulması, ciro zincirindeki kopukluk, başvuru hakkının yitirilmiş olması, senette yazılı kısmî ödeme açıklaması, sorumsuzluk kayıtları ya da bir kambiyo taahhüdünün senet yapma iradesindeki bozukluk nedeniyle sahibini bağlamayacağı yönündeki iddialar hükümsüzlük nedenine dayalı menfi tespit talebine konu oluşturur.
Borçlunun, temel borç ilişkisinden dolayı herhangi bir nedenle sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek açtığı menfi tespit davası, öğreti ve uygulamada bedelsizliğe dayalı menfi tespit davası olarak adlandırılmaktadır. Bedelsizlik ise, bir kambiyo senedinin ihdasına neden olan temel alacağın herhangi bir nedenle mevcut olmamasıdır (İnan, Nurkut: Türk Hukukunda Hatır Senetleri ve Özellikle Hatır Bonoları, Ankara, 1969, s.16). Başka bir deyişle bir kambiyo taahhüdünün temel alacağı geçersizse ya da sona ermişse, o kambiyo taahhüdü bedelsiz demektir. Bu anlamda senedin bedelsiz sayılmasında esas alınan husus, temel borç ilişkisinin kendisi değil, bu temel borç ilişkisinden doğan temel alacaktır. Bu itibarla bedelsizliğe dayalı menfi tespit davası ile maddi hukuk bakımından borcun mevcut olup olmadığının tespiti amaçlanmakta; borçlu olmadığını iddia eden borçluya, genel hükümlere göre bu durumu tespit imkânı verilmektedir. Dava neticesinde borçlu olunmadığının tespiti hâlinde ise davacı (borçlu) hakkında bir icra takibi başlatılması engellenmiş olacak veya başlatılan ve devam eden icra takibi iptal edilerek, davacının mevcut olmayan bir borcu ödemesi engellenmiş olacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29.04.2021 tarihli ve 2017/11-40 E., 2021/542 K. sayılı kararı)”
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu içeriğine göre; davaya konu senetten dolayı borçlu olunmadığının tespiti talepli davada, davacı dava konusu icra takibine konu bonoları davalıya. İstanbul ……. İcra Müdürlüğünün ……. sayılı dosya borcuna teminat olarak düzenlediğini iddia etmiştir. Kambiyo senetlerinde yer alan beyan ve imzalar birbirinden bağımsızdır. Davacı, davaya konu bonoların teminat olarak verildiğini, iddia ettiğine göre bu husustaki iddiasını ispat yükü davacı tarafta olup, davacıya bonoların teminat olarak düzenlenip davalıya verildiğine ilişkin iddiasının ispatı bakımından teminat olarak verildiği konusunda yemin teklif etme hakkı hatırlatılmış ve ancak verilen süre içerisinde davacı tarafından yemin metni sunulmamış ve yemin deliline dayanılmamıştır. Dosya kapsamında davacının, davalıya protokole kapsamında vermiş olduğu bonoların teminat olarak verildiği hususunu yazılı olarak usulüne uygun deliller ile ispat edemediği, dava konusu bonoların incelenmesinde de teminat olarak düzenlendiğine dair bir ibare bulunmadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 179,90 TL harcın davacı tarafça yatırılan 4.149,84 TL harçtan mahsubuyla fazla alınan 3.969,94‬ TL harcın istem halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
4-AAÜT gereğince hesap edilen 37.020,00 TL nispi ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar Taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/03/2023
Katip …….
¸e-imzalıdır

Hakim …..
¸e-imzalıdır