Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/864 E. 2022/659 K. 24.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/864
KARAR NO : 2022/659

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/10/2021
KARAR TARİHİ : 24/06/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın yazılım, donanım ve
otomasyon firması olduğunu, bu kapsamda davalıya kendi kurdukları yazılım ve programla
mal ve hizmet satışı gerçekleştirdiklerini, söz konusu ürünlerin de davalıya teslim edilerek
gerekli kurulumların ve malzemelerin tedarik edilerek kullanıma hazır halde sunduklarını, bu işlemler için taraflar arasındaki sözleşme kapsamında belirlenen ücretin de davalıya fatura edildiğini, ancak davalının fatura bedellerini ödemediğini, kendilerine tebliğ edilen ihtarnameye de cevap vermediklerini, yapılacak tüm incelemelerde ve delillerin değerlendirilmesinde (gerek taraflar arasındaki sözleşme gerekse faturalar ve ihtarname) alacağın sabit olduğunun ortaya çıkacağını, davalının muaccel borcunu ödemediğini, temerrüde düştüğünü, asıl alacak olan 23.829,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyen en yüksek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekili cevap veren dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin uzun yıllardır inşaat yapım-
satımı işleriyle iştigal eden bir firma olduğunu, davacı firmanın hizmet alanına konu olan programın ise müvekkili şirketin satış ofisinde kullanılmak üzere proje sunum modülü olduğunu, davacı firmanın 12.05.2018 tarihinde müvekkili şirkete bir teklif yazısı gönderdiğini, işbu teklif yazısına göre …… Modülü fiyatının 6.000 Euro olarak belirtildiğini, ancak davacının iddia etmiş olduğunun aksine, taraflar arasında bir sözleşme olmadığını, bahse konu teklif yazısında ise “teklif edilen program bedelin yarısı, ….. kanunu kapsamında KDV’den muaftır, kalana ise %18 KDV uygulanır, ödeme; yarısı sözleşme onayında, kalan ise iş teslim edildiğinde aşağıdaki hesaplara nakit olarak yapılacaktır, satıcı, alıcının revize taleplerini iş tesliminden sonraki ilk haftada ücretsiz yapacak, sonrasına ise ücret isteyecektir, proje teslim süresi üç haftadır, ödeme Türk Lirası
(TL) tutarı, onay tarihi itibariyle TCMB efektif satış kuru üzerinden hesaplanacaktır, teklif geçerliliği yedi gündür” şeklinde şartların belirtildiğini, müvekkili şirket tarafından bahse konu teklif yazısına istinaden 14.05.2018 tarihinde 10.000,00 TL ön ödeme yapıldığını, ancak davacı yana ödeme yapılmasına karşın; bahse konu program teslim alınmadığını, müvekkili şirketin modülü kullanabilmesi için gerekli olan kullanıcı bilgilerinin paylaşılmadığını bu nedenle program kullanılamadığını, bu süreçte ise müvekkili şirketin daire satış işlemleri kalmadığından programı kullanma amacının ortadan kalktığını, bahse konu programın teslim edilmemesine ve kullanıcı bilgileri paylaşılmamasına karşın 26.06.2018 tarih ve 31.147,20 TL
bedelli fatura tanzim edilerek müvekkiline gönderildiğini, ancak arz etmiş oldukları sebeplerle bakiye bedelin ödenmediğini, davacı yanın bahse konu malı müvekkili şirkete teslim ettiğinin şüpheye yer bırakmaksızın ispatına yönelik hiçbir bilgi ve belge bulunmadığını, davacı yanın, dava konusu alacağa esas teşkil eden programı müvekkili firmaya teslim ettiğini yazılı belge ile ispat etmesi gerektiğini, aksinin kabulünün taraflarınca mümkün olmayacağı gibi, hükme esas teşkil etmesinin de mümkün olmadığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı yan tarafından müvekkiline gönderilen teklif yazısında satış bedelinin döviz kuru olarak belirtildiğini ancak tanzim edilen faturanın hangi tarihli kur baz alınarak düzenlendiği dahi bilinmediğinden somut olayda likit, bilinebilir ve hesap edilebilir bir alacaktan söz edilemeyeceğini, haksız ve hukuka aykırı dava dilekçesinde iddia edilenleri kabul etmediklerini ve müvekkilinin davacı yana borcu olmadığını bildirmekle birlikte; işbu davanın tümden reddine, davacı yan aleyhine dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi 20/04/2022 havale tarihli raporunda; Davacının 2018 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı ve sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu, davalının 2018 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmadığı (yevmiye defterinin hesap dönemi içinde dolduğu, kayıtların yeni defter tasdik ettirilerek işlemlerin bu deftere kaydedilmesi gerekirken kayıtların dolan yevmiye defterinin tasdiksiz arka sayfalarına kaydedildiği, defterin Vergi Usul Kanunu’nun 215’inci ve 219’uncu maddelerinde belirtilen kayıt nizamına göre tutulmadığı ve kapanış tasdikinin ise tasdikli en son sayfanın altına yapıldığından), ticari defterlerin birbirini teyit ettiğini söylemenin mümkün olmadığı görülmekle, delil kabiliyetinin Mahkeme’nin takdirinde olduğu, davacı ve davalı arasında ticari ilişkinin bulunduğu, aralarında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığı, açık cari hesap şeklinde çalıştıkları, davacının davalıdan, rapor muhteviyatındaki açıklamalar ışığında (tamamıyla davacı yanın sunduğu açık cari hesap ilişkisinden hareketle) ….. numaralı …… Eğitim ve Yapı Anonim Şirketi hesabında açık cari hesap bakiyesi tutarı olan 23.829,20 TL kadar alacaklı gözüktüğü, davalının davacıya, rapor muhteviyatındaki açıklamalar ışığında (tamamıyla davalı yanın sunduğu açık cari hesap ilişkisinden hareketle) ……. numaralı …. Don.ve Oto.Sist.San.Tic.Ltd.Şti. hesabında açık cari hesap bakiyesi tutarı olan 21.147,20 TL kadar
borçlu gözüktüğü, tarafların ticari defter bakiyelerinde 2.682,00 TL farklılığın bulunduğu, bu farklılığın nedeninin; davacı ve davalının defterinde kayıtlı olup, davacının defterinde 10.05.2018 tarih …. numaralı yevmiye maddesinde kayıtlı 02.05.2018 tarih ……. seri sıra numaralı 32.482,00 TL bedelli faturanın, davalı defterinde 02.05.2018 tarih …. numaralı
yevmiye maddesinde 29.800,00 TL olarak kayıtlı olmasından kaynaklandığı, davacı tarafça inceleme günü dosyaya dava konusu alacağın dayanağı olarak gösterilen irsaliyeli faturaların sunulduğu, irsaliyeli faturaların; davacı şirket tarafından davalı şirket unvanına düzenlenmiş olduğu, bedeli ödenmemiş yani açık fatura olduğu ve usulüne uygun olarak düzenlendiği, irsaliye faturaların teslim alan ve teslim eden kısımlarında isim ve imza taşımadığı, dosya kapsamında, davacının irsaliye faturalar içeriği yazılımları CD, DVD, flash disk, hard
disk gibi elektronik ortamlarda ya da ürün anahtarı ile davalıya teslimine ilişkin herhangi bir yazılı belgeye rastlanılmadığı, dava dosyasına taraflar arasında mevcut yazılı bir sözleşme sunulmadığı, dosya kapsamında, irsaliyeli faturalara davalı tarafça Ticaret Kanunu’nun 21/2 maddesi hükmü uyarınca yasal süre olan 8 gün içinde itiraz edilip edilmediği görülememekle birlikte dava konusu alacağın dayanağı irsaliyeli faturaların davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının, davacının 02.05.2018 tarih …. seri sıra numaralı 32.482,00 TL bedelli irsaliyeli faturasına karşılık 29.800,00 TL ödeme yaptığı, bu fatura bedelinden davacının, davalıdan 2.682,00 TL bakiye alacağı kaldığı, dosyaya davalı tarafından imzalanmış 12.05.2018 tarihli teklifin sunulduğu, davacı tarafça davalıya verilen teklifin …… Modülü (…… ) tutarının 6.000,00 € olduğu, notlar kısmında ise “teklif edilen bedelin yarısı ….. Kanunu kapsamında KDV den muaf olduğu, kalana ise %18 KDV ekleneceği, ödemenin yarısı sözleşme onayında kalan ise iş teslim edildiğinde nakit olarak yapılacağı, satıcının, alıcının revize taleplerini iş tesliminden sonraki ilk haftada ücretsiz yapacağını sonrasında ise ücret isteyeceğini, proje teslim süresinin üç hafta olduğu, ödemenin Türk Lirası (TL) tutarı, onay tarihi itibariyle TCMB efektif satış
kuru üzerinden hesaplanacağı, teklif geçerliliğinin yedi gün olduğu” şartları taşıdığı, davalının yukarıda bahsi geçen teklife istinaden davacıya 14.05.2018 tarihinde 10.000,00 TL ödeme yaptığı, davacının, davalıya 26.06.2018 tarih …… seri sıra numaralı (14.05.2018 tarih Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 5,1912 Euro efektif satış kuru üzerinden (6.000,00 € x 5,1912) 31.147,20 TL bedelli irsaliyeli fatura düzenlediği, bu fatura bedelinden davacının, davalıdan 21.147,20 TL bakiye alacağı kaldığı, davacı tarafça inceleme günü dosyaya Büyükçekmece ….. Noterliği aracılığıyla keşide edilen 15.10.2018 tarih ….. yevmiye numaralı İhtarname sunulduğu, söz konusu ihtarname ile keşideci/davacının, muhatap/davalıyı “26.06.2018 tarih ve …… nolu faturaya ait olma üzere 23.829,20 TL vadesi geçmiş borçları bulunduğunu, işbu ihtarnamenin taraflarına tebliğinden itibaren en geç 3 (üç) gün içerisinde borçlarını nakden ve defaten ödemelerini, belirtilen süre içerisinde ödeme yapmamaları halinde vadesi geçmiş 23.829,20 TL bakiyenin faiz ve ferileri ile birlikte tahsili için aleyhlerinde icra takibine geçileceğini ve borçlar kanunundan doğan sair hakların kullanılacağını, bu uğurda yapılacak her türlü yargı masrafları ile avukatlık ücretlerinin de tarafınıza ait olacağını” ihtar ettiği, ihtarnamenin muhatap/davalıya 22.10.2018 tarihinde tebliğ edildiği, dosya kapsamında taraflar arasında vadenin belirlendiği mevcut yazılı bir sözleşmeye rastlanılmamış olup, dosyaya inceleme günü sunulan 02.05.2018 tarih ……. seri sıra numaralı irsaliye fatura üzerinde “Fatura Vade Süresi 15 Gündür” ifadesine yer verildiği, dosyada mevcut davalı tarafından imzalanmış 12.05.2018 tarihli teklif ise ödemenin yarısı sözleşme onayında kalan ise iş teslim edildiğinde nakit olarak yapılacağının anlaşıldığı, dava tarihinden önce davacı tarafından davalıya Büyükçekmece …… Noterliği aracılığıyla 15.10.2018 tarih ……. yevmiye numaralı ihtarname keşide edildiği, söz konusu ihtarname ile davacının, davalıyı “26.06.2018 tarih ve …… nolu faturaya ait olma üzere 23.829,20 TL vadesi geçmiş borçları bulunduğu, işbu ihtarnamenin taraflarına tebliğinden itibaren en geç 3 (üç) gün içerisinde borçlarını nakden ve defaten ödemeleri” hususunda ihtar ettiği, ihtarnamenin davalıya 22.10.2018 tarihinde tebliğ edildiği, Mahkeme’ce alacağın kabulü halinde, davacının 25.10.2018 tarihinden itibaren avans faiz talep edebileceği, faizin infaz aşamasında hesaplanması gerektiği sonuç ve kanaatini bildirmiştir.
DOSYANIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında imzalanan satım sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili istemine ilişkin alacak davasıdır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Ticari defterlerin delil olması; tacirler ticari bir uyuşmazlıkta gerek kendi defterlerine gerekse karşı tarafın ticari defterlerine delil olarak dayanabilirler. Ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna uygun olarak tutulmuş açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
Ticari defterlerin sahibi lehine delil olması; ticari defterlerin ticari davalara delil olabilmesi için defter sahibinin defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yaptırmış olması ve defterleri usulüne uygun tutulmuş olması defter kayıtlarının birbirini doğrulaması, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutmuş bir başka deyişle usulüne uygun olarak tutulmuş defter kayıtlarına aykırı olmaması veya hiçbir kayıt içermemesi gerekir. Karşı taraf defterlerini usulüne uygun tutmuş olmasına rağmen ve her iki tarafın ticari defterleri birbirine aykırı kayıtlar içerdiği taktirde ispatla yükümlü olan taraf iddiasını başka delillerle ispat etmek zorunda kalacaktır.
Taraflardan biri ticari defterlerini mahkemeye ibraz etmesine rağmen karşı taraf ticari defterleri ibrazdan kaçındığı taktirde mahkeme defter ibrazını TTK 85 ve HMK 222/1. Maddeye göre resen emredebileceğinden HMK’nın 220. maddesi gereğince ibrazdan kaçınan tarafa ticari defterlerini ibraz etmeme hakkındaki delil ve belgelerini sunması defterleri bulamadığı taktirde nerede olduğunu bilmediğine ilişkin yemin teklifinde bulunması defterleri ibrazına karar verilen tarafın kendisine verilen sürede defterleri ibraz etmez ve ibraz etmeme hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkar eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse mahkemenin duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul etmek suretiyle karar verilebileceği kabul edilmiştir.
Ticari defterlerin sahibi aleyhine delil olması; HMK’nın 222/4. maddesi gereğince açılış ve kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları sahibi aleyhine delil olur. Ticari defterleri aleyhine delil olarak kullanan taraf defterlerindeki kayıtların aksini iddia ve ispat edebilir.
İncelemeye sunulan defter ve belgeler ile tüm dosya kapsamına göre, davacının takip ve dava tarihi itibariyle davalıdan 21.147,20 TL faturaya dayalı hesap alacağının bulunduğu tarafların ticari defter ve belgelerinde kaydedilmiş olmasına göre sabit görülmüş olup her ne kadar davalının defter ve kayıtları lehine delil teşkil edecek mahiyette bulunmasa da HMK 222/4 maddesi gereğince aleyhine delil teşkil ettiği anlaşıldığından davalının itirazının iptaline, davalının aleyhine girişilen icra takibinin tamamına haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiği, dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu, bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile, 21.147,20 TL’nin 25/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gerekli 1.444,56 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 406,94 TL harcın mahsubuyla bakiye 1.037,62 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 406,94 TL peşin harç, 8,50 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 474,74 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 930,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 818,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-AAÜT gereğince hesap edilen 5.100,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 2.681,80 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin kabul ve red oranı üzerinden takdiren148,56 TL’nin davacıdan, 1.171,44 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/06/2022

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır