Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/849 E. 2021/1055 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/849 Esas
KARAR NO : 2021/1055

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/08/2020
KARAR TARİHİ : 01/12/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 04/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalıdan araç satın aldığını, satım sonrasında yapılan araç muayenesi sonucunda aracın ekspertiz raporunda belirtildiği gibi olmadığı, km sayacıyla oynanarak düşürüldüğünün anlaşıldığını, bu nedenle aracın gerçek değerinden daha yüksek bir bedelle satın alınmış olduğunu, davalıya ulaşılamadığını ve herhangi bir sonuç alınamadığını, müvekkilinin, aracın değerinin 15.000,00 TL altına başka birine sattığını, hileli olarak müvekkiline ayıplı bir şekilde satılan araçtan dolayı müvekkilinin uğramış olduğu zararların telafisi için 15.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; dava konusu aracı 15/03/2018 tarihinde satın aldığını, kendisi almadan önce de aracın km sayacının dava dilekçesinde belirtildiği gibi 157.552 km olduğunu, davacı aracı satın aldıktan 2 ay sonra yaptırdığı muayene raporunda sayacın 160.220 km olarak görüldüğünü, km sayacına herhangi bir müdahalesinin olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, ayıplı maldan kaynaklı zarar tahsili talebiyle açılan alacak istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmıştır.
Mahkememizce davanın reddine dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul BAM …… Hukuk Dairesi’nin …… esas, …… karar sayılı ilamı ile tarafların tacir olup olmadığı, tarafların satıcı ve tüketici sıfatlarının bulunup bulunmadığı değerlendirmesi yapılmasından bahisle karar kaldırılmış olup, bu doğrultuda davalının gerçek kişi tacir olup olmadığının tespiti bakımından ticaret sicil müdürlüğüne ve vergi dairesine müzekkere yazılmış, ticaret sicil müdürlüğü yazı cevabında davalının gerçek kişi ticari işletme kaydı bulunmadığı bildirilmiş, vergi dairesi müdürlüğü müzekkere cevabında ise davalının potansiyel mükellefiyet kaydı olduğu bildirilmiştir.
Davalı asil, duruşmadaki beyanında; davaya konu satışın yapıldığı tarihte, tacir sıfatının bulunmadığını, daha sonra 04/03/2019 tarihinde tacir vasfını kazandığını, ayrıca aracı hususi kullanımı için satın aldığını, mesleki ya da ticari amaçla araç satın almadığını bildirmiştir.
Görevle ilgili düzenlemeler; kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiğinden öncelikle göreve ilişkin değerlendirme yapılmıştır.
Davalı, potansiyel mükellef(vergiye tabi kazanç elde etmeyen Vergi Kimlik numarası kullanımına zorunluluğu nedeniyle ön görülen mükellefiyet türü) olup, herhangi bir ticari işletme kaydının bulunmadığı, davalının da gerçek kişi tacir olmadığı anlaşılmıştır.
TTK’nun 4/1 maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına da bakılmaksızın aynı maddenin alt bentlerinde yazılı istisna hallerin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olduğu hüküm altına alınmıştır. Söz konusu yasa maddesine göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte sayılabilmesi için her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi ya da söz konusu maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
Açılan dava mutlak ticari dava niteliğini taşımamaktadır. Dava TTK’nun 4/1 bendinde yazılı davalardan olmadığı gibi aynı maddenin alt bentlerinde yazılı istisnalar kapsamında da bulunmamaktadır.
Somut olaydaki uyuşmazlık, ayıplı maldan kaynaklı zarar tahsili talebine ilişkindir. Ayıplı olarak satıldığı iddia edilen aracın ticari ve mesleki amaçla satılıp satılmadığıyla ilgili yapılan araştırmada davalının potansiyel mükellef olduğu, tacir olmadığı anlaşılmış olup, mesleki amaçla hareket eden bir satıcı olduğuna ilişkin kanıt bulunmadığı anlaşıldığından davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ve davalı asilin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.
01/12/2021

Katip …

Hakim …