Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/847 E. 2022/656 K. 24.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/847
KARAR NO : 2022/656

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/10/2021
KARAR TARİHİ : 24/06/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin, müvekkili davacı şirketten 28.02.2019 tarih …… seri nolu fatura ile 50.000,00 TL bedelle bir adet mikser karıştırıcı ve 26.03.2019 tarih …… seri nolu fatura ile 8.260,00 TL bedelli mikser bakımı ve onarımı hizmeti satın aldığını, satın alınan ürüne ilişkin 28.02.2019 tarih 50.000,00 TL faturanın davalı şirket yetkilisi …….’e elden verildiğini, faturaya imzasının alındığını, satılan mikser karıştırıcının 08.03.2019 tarihinde davacı çalışanı teslim eden …’ın, teslim alan ……… plakalı araca yükleyerek teslim ettiğini, 08.02.2019 tarih …….. seri nolu sevk irsaliyesi ile mikser bakım ve onarımı yapılan ürünün …….. tarafından ……… plakalı araç ……… isimli şahsa teslim edildiğini, davalı şirketin satın aldığı mikser karıştırıcı ve bakım onarım bedellerini ödemediğini, davalı şirket hakkında Büyükçekmece …….. İcra Müdürlüğü’nün …….. Esas sayılı dosyası ile borçlu şirket hakkında icra takibi yapıldığını, borçlu şirketin vekili vasıtası ile borcu olmadığına dair itirazda bulunduğunu, takibin durduğunu, davalı borçlunun müvekkili şirkete dava konusu 28.02.2019 tarih 50.000,00 TL bedelli mikser karıştırıcı faturası ve 26.03.2019 tarih 8.260,00 TL bedelli bakım onarım faturası nedeni ile 67.260,00 TL borçlu olduğunun tespitini, itirazın iptalini, takibin devamını ve davalı şirketin haksız itirazı nedeni ile %20 inkar tazminatına mahkum edilmesine, davalı şirketten olan alacaklarına takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına karar verilmesini istemek zaruretinin hasıl olduğunu, müvekkili şirketin davalı şirketten 50.000,00 TL bedelli 28.02.2019 tarih …… seri nolu fatura ve 8.260,00 TL bedelli, 26.03.2019 tarih……. seri nolu fatura nedeni ile toplam 67.260,00 TL alacaklı olduğunun tespitine, itirazın iptaline, takibin devamına, davalı şirketin haksız itirazı nedeni ile %20 icra inkar tazminatına, alacağa fatura tarihinden itibaren avans faiz yürütülmesine mahkeme masrafı ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekili cevap veren dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı şirketin yeni bir mikser üretim ve satışı hususunda anlaştıklarını, hatta davacının sözkonusu faturayı daha ortada ürün mevcut değilken düzenleyip müvekkiline gönderdiğini, nasıl olsa ürün yapılacak zannı ile hareket eden müvekkilinin de sözkonusu faturayı defterlerine işlediğini, müvekkili şirketin davacıdan kendi eski mikser karıştırıcısının bakım ve onarımını yapmasını da istemiş ve eski makinenin nakliyeci ……… tarafından müvekkilinden alınarak davacının işletmesine götürüldüğünü, nihayet bakım ve onarımı tamamlanan eski mikser karıştırıcının yine nakliyeci ……… tarafından müvekkili şirkete geri getirildiğini, davacı tarafın utanmadan sıkılmadan yeni makinenin teslimine delil olarak sunduğu 08.03.2019 tarihli sevk irsaliyesinin bu eski mikser karıştırıcının teslimi için düzenlendiğini, bakım ve onarım için davacı tarafından kesilen 26.03.2019 tarih ve ……. seri nolu faturanın sağ üst köşesinde yazan ve faturanın ilişkilendirildiği sevk irsaliyesinin numarasının ……. olduğunu, ne tesadüftür ki davacının yeni mikser karıştırıcı için düzenlendi dediği 08.03.2019 tarihli sevk irsaliyesinin numarasının da ……. olduğunu, ürün teslim edilmeden düzenlenen 28.02.2019 tarih ve 59.000,00 TL’lık faturanın sağ üst köşesinde herhangi bir sevk irsaliye numarası yer
almadığını, bu kısmın boş bırakıldığını, ekli faturada yer alan kaşede sevk irsaliyesi düzenlenmediğinin de net olarak yazdığını, müvekkili şirketin de yeni mikser almaktan vazgeçtiğini ve davacının da o günden bu yana herhangi bir talepte bulunmadığını, davacı şirketin, açıkça dolandırıcılık suçunu işlediğini ve teslim etmediği bir malın bedelini sanki teslim etmiş gibi müvekkilinden talep ettiğini, tamir ve bakım bedelinin de ekli tahsilat makbuzundan da görüleceği üzere 30.09.2019 ileri vade tarihli çek ve EFT yolu ile davacı şirkete ödendiğini, davacı tarafın Muhterem Mahkeme’yi yanıltmak adına ayni zamanda sahte evrak tanzimi yoluna da gittiğini, davacının güya tamir edilen mikser karıştırıcı için düzenlendiğini iddia ettiği 08.02.2019 tarihli bir sevk irsaliyesinin mevcut olmadığını, haksız yere icra takibi yapan davacının davasının reddi gerektiğini, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmilini talep etmiştir.
Bilirkişi 04/04/2022 havale tarihli raporunda; Davacının 2019 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı ve sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu, davalının 2019 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı ve sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu, davacı ve davalı arasında ticari ilişkinin bulunduğu, aralarında yazılı bir cari hesap
sözleşmesi bulunmadığı, açık cari hesap şeklinde çalıştıkları, davacının davalıdan, rapor muhteviyatındaki açıklamalar ışığında (tamamıyla davacı yanın sunduğu açık cari hesap ilişkisinden hareketle) ………. numaralı … hesabında açık cari hesap bakiyesi tutarı olan 4.476,00 TL kadar alacaklı gözüktüğü, davalının davacıya, rapor muhteviyatındaki açıklamalar ışığında (tamamıyla davalı yanın sunduğu açık cari hesap ilişkisinden hareketle)………. numaralı ………. Makina San.ve Dış Tic.Ltd.Şti. hesabında açık cari hesap bakiyesi tutarı olan 60.939,00 TL kadar borçlu gözüktüğü, tarafların ticari defter bakiyelerinde 56.463,00 TL farklılığın bulunduğu, bu farklılığın nedeninin; davalı defterinde kayıtlı olup, davacı defterinde kayıtlı olmayan, davalı defterinde 28.02.2019 tarih ……… numaralı yevmiye maddesinde kayıtlı 28.02.2019 tarih …….. no’lu 59,00 TL bedelli fatura, davacı defterinde kayıtlı olup, davalı defterinde kayıtlı olmayan, davacı defterinde 30.05.2019 tarih …….. numaralı yevmiye maddesinde kayıtlı 25.05.2019 tarih 28.08.2019 vadeli …….. numaralı 56.404,00 TL bedelli çek, kayıtlarından kaynaklandığı, inceleme günü davacı tarafça dosyaya takip konusu fatura suretleri ile sevk irsaliyesi suretlerinin sunulduğu, dosya kapsamında taraflar arasında mevcut yazılı bir sözleşmeye rastlanılmadığı, faturaların; davacı şirket tarafından davalı yan unvanına düzenlenmiş olduğu, faturaların bedeli ödenmemiş yani açık fatura olduğu, faturaların usulüne uygun olarak düzenlendiği, takip konusu 28.02.2019 tarih A …… seri sıra numaralı ve 59.000,00 TL bedelli 1 adet “mikser karıştırıcı” muhteviyatlı faturaya sevk irsaliyesi numarası yazılmadığı, davacı tarafça dosyaya sunulan fatura suretinde görülememekle birlikte davalı tarafça cevap dilekçesi ekinde dosyaya sunulan fatura (fotokopi) üzerinde ise “Mal Yerinde Teslim Edildiğinden İrsaliye Düzenlenmemiştir.” ifadesine yer verildiği, faturanın, fatura üzerine “Teslim aldım.” yazılmak suretiyle -dosyada mevcut İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü sicil kayıtlarından davalı şirketin yetkilisi olduğu anlaşılan- …….’e imzası karşılığında teslim edildiği, inceleme günü davacı tarafça dosyaya sunulan 08.02.2019 tarih …….. seri sıra numaralı sevk irsaliyesinin 1 adet “mikser bakım ve onarım” muhteviyatının sevki amaçlı düzenlendiği, söz konusu sevk irsaliyesine ilişkin dosya kapsamında herhangi bir faturaya rastlanılmadığı, sevk irsaliyesinin teslim eden kısmında … isim ve imzasını taşıdığı, teslim alan kısmında ise ……… plaka ve ……… isim ve imzasını taşıdığı tespit edilmiş ise de dosya kapsamından malın teslimine ilişkin sevk irsaliyesindeki imzanın davalı şirket çalışanına ya da başka biçimde teslim almaya yetkili sayılabilecek kişiye ait olup olmadığı tespit edilemediği, takip konusu 26.03.2019 tarih …….. seri sıra numaralı ve 8.260,00 TL bedelli içeriği 1 adet “……….” muhteviyatlı faturaya sevk irsaliyesi numarası olarak A ………. seri sıra numarasının yazıldığı, söz konusu sevk irsaliyesine sevke konu malın “1adet mikser karıştırıcı” olduğu, sevk irsaliyesinin teslim eden kısmında … isim ve imzasını taşıdığı, teslim alan kısmında ise ………. plaka ve ……… isim ve imzasını taşıdığı tespit edilmiş ise de dosya kapsamından malın teslimine ilişkin sevk irsaliyesindeki imzanın davalı şirket çalışanına ya da başka biçimde teslim almaya yetkili sayılabilecek kişiye ait olup olmadığı tespit edilemediği, dosya kapsamında takip konusu faturalara huzurdaki davadan önce davalı tarafça Ticaret Kanunu’nun 21/2 maddesi hükmü uyarınca yasal süre olan 8 gün içinde itiraz edilip edilmediğinin görülemediği, davacının davasını 28.02.2019 tarih A …… seri sıra numaralı ve 59.000,00 TL bedelli ve 26.03.2019 tarih ….. seri sıra numaralı ve 8.260,00 TL bedelli toplamda 67.260,00 TL tutarında iki adet faturaya dayandırdığı, tarafların ticari defter kayıtlarının takip konusu fatura kayıtları yönünden birbirini teyit ettiği, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmamasına rağmen, birbirlerindeki borç ve alacaklarını ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip, bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden çıkacak bakiyeyi isteyebilecekleri açık cari hesap olarak çalıştıkları, davacı defter kayıtlarına göre davacının 2019 yıl sonu itibariyle davalıdan 4.476,00 TL alacaklı gözüktüğü, dosya kapsamında taraflar arasında vadenin belirlendiği mevcut yazılı bir sözleşme, borcun ifa edileceği tarihi kararlaştırdıkları ya da borçlunun borcunu ne zaman ifa edeceğini gösterir bir belge ve bilgiye rastlanılmadığı, takip tarihinden önce davacı/alacaklı tarafından davalı/borçluya yapılmış ödetme isteği içeren bir ihtar ya da ihbarın da görülemediği, bununla birlikte davacının davalıdan icra takibinde işlemiş faiz isteminin tamamıyla Sayın Mahkeme’nin yüksek takdirinde olduğu, davacının davalıdan işlemiş faiz istemi açısından hesaplama yapılması, Sayın Mahkeme’nizin takdirine sunulmasının doğru olacağı, davacının takip talebinde alacağın sebebi olarak gösterdiği asıl alacak miktarına yine takip talebinde gösterdiği faizin işlemeye başladığı gün esas alınmak suretiyle takip tarihine kadar:28.02.2019 tarih A …… seri sıra no’lu 59.000,00 TL bedelli fatura için 21.433,97 TL, 26.03.2019 tarih ………. seri sıra no’lu 8.260,00 TL bedelli fatura için 2.886,02 TL olmak üzere toplam 24.319,99 TL işlemiş avans faiz talep edebileceği, takdirinin ise Sayın Mahkeme’ye ait olduğu, Sayın Mahkeme’ce alacağın kabulü halinde, davacının icra takip tarihinden itibaren avans faiz talep edebileceği, faizin infaz aşamasında hesaplanması gerektiği, takdirinin ise Sayın Mahkeme’ye ait olduğu, davacının icra inkâr tazminatı talebinin takdirinin ise Sayın Mahkeme’ye ait olduğu sonuç ve
kanaatini bildirmiştir.
DOSYANIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacının, bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı, faturaya dayalı alacağının tahsili talebiyle başlatmış olduğu takibe yapılan itiraz üzerine eldeki davayı açmış olup, 6102 sayılı TTK’da fatura tanımlanmamıştır. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu (VUK)’nun 229. maddesinde yer alan tanımlama ise: “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari bir vesikadır.” Şeklindedir.
Ticaret Kanunu’nda ve Vergi Usul Kanunu’nda fatura ile ilgili başkaca düzenlemeler de bulunmaktadır.
Nitekim, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 232. maddesinde; fatura düzenlenmesinin hangi hallerde ve kimler için mecburi olduğu hususunda düzenleme yapılmıştır.
Diğer taraftan, 6102 Türk Ticaret Kanunu’nun 21. maddesinin birinci fıkrasında; “Ticari işletmesi icabı bir mal satmış veya imal etmiş veyahut bir iş görmüş yahut bir menfaat temin etmiş olan tacirden, diğer taraf kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” Denilmekte; ikinci fıkrasında da; “Bir faturayı alan kimse, aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde münderecatı hakkında bir itirazda bulunmamışsa münderecatını kabul etmiş sayılır.” hükmü yer almaktadır.
Bu yasal düzenlemelerden çıkan sonuç; fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunmasının gerekli olduğu olgusudur.
Ticari işletmeye ilişkin olarak ve belli faaliyetlerde bulunma halinde tacirler tarafından o faaliyetle ilgili olan karşı taraf adına düzenlenmesi gereken ticari bir belge niteliğindeki fatura, sözleşmenin yapılması ile ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Öyle ki, taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belge fatura olmayıp, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belgedir ve elbette bu belgeye itiraz edilmemesinin TTK’nun 21/2. maddesi anlamında sonuç doğurması da beklenemez.
Kısacası; TTK’nun 21. maddesinin 2. fıkrası uyarınca gönderilen faturaya sekiz gün içinde itiraz olunmaması halinde fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılması için, faturayı düzenleyen kişinin aynı maddenin ikinci fıkrasına göre ticari işletmesi icabı mal satmış, imal etmiş yada iş görmüş bir tacir olması gerekir.
TTK’nun 21. maddesinin 2. fıkrası hükmü ile, fatura özellikle tacirler arasında ifaya yönelik bir ispat aracı olarak kabul edilip; süresinde itiraz edilmemekle mündericatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenenin aleyhine, bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır.
Eş söyleyişle, faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’nun 21. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır.
Buna göre; fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili olarak düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin varlığı şarttır.
TTK’nun 21. maddesinin 2 ve 3. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. İkinci fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura münderecatının doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir.( Bkz 27.06.2003 gün ve 2001/1 Esas, 2003/1 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/15-472 E.,2011/608 K sayılı kararı)
Sonuç olarak, incelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları içeriğine göre; tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutuldu ve lehlerine delil vasfının bulunduğu, her ne kadar davalı sevk irsaliyesindeki imzaya itiraz etmiş ise de davalı tarafından uyuşmazlığa konu faturalara itiraz edildiğine dair dosyada davalı tarafından sunulmuş tevsik edici belge bulunmadığı, davalının faturaları itirazsız kabul edip ticari defterlerine kaydettiği anlaşılmakla davacı tarafından faturalara konu edilen hizmeti aldığının kabulü gerektiği ve her ne kadar davacı ticari defterlerinde davalı ile olan cari hesabında, dava dışı ……. Plastik’ e ait faturayı alacak kaydı yaparak davalının cari hesabından düşmüş ve bu hususun muhasebe hatası olduğunu iddia etmiş ise de, davaya konu ilamsız takip dayanağının iki adet fatura olduğu ve uyuşmazlığın cari hesaba dayalı olmadığı anlaşılmakla, yalnızca dava konusu edilen faturalar kapsamında yapılan inceleme sonucu, ispat yükü üzerinde olan davacı tarafından alacağın varlığının yukarıda detaylı olarak açıklandığı üzere tarafların ticari defter ve kayıtlarıyla ispatlandığı anlaşılmış olup davacının davasının kabulüne karar verilmiştir.
Dava, İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu, bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile davalının Büyükçekmece …….. İcra Müdürlüğü’nün …….. esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin aynı koşullar ile devamına,
2-Asıl alacağın %20’si üzerinden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 4.594,53 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 688,46 TL harcın mahsubuyla bakiye 3.906,07 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 688,46 TL peşin harç, 8,50 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 756,26 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 838,25 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-AAÜT gereğince hesap edilen 9.543,80 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır