Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/833 E. 2022/556 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/833 Esas
KARAR NO : 2022/556

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/10/2021
KARAR TARİHİ : 01/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalıların adi ortaklık olarak yaptıkları projenin kapı-pencere doğrama işlerini üstlendiğini, faturalara konu işlerin yapıldığını, faturalara ilişkin ödenmeyen bakiye bedelden kaynaklı alacağının tahsili amacıyla davalılara tarafa karşı Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün ……… esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun dosya borcuna itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, icra takibi başlatılması üzerine davalı tarafın cari hesap mutabakatı yapılmış olduğu halde delil üretmek amacıyla aylar sonra kötü niyetli bir şekilde ihtar çekip eksik işler olduğundan bahisle iade faturası gönderdiğini, davalının kestiği iade faturasının yasal dayanağı bulunmadığını, 13.457,31 TL alacağın temerrüt tarihi olan 28/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar usulüne uygun meşruhatlı davatiyeye rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalarda kendilerini vekille temsil ettirmişlerdir.
Dava, faturaya dayalı bakiye cari hesap alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Bakırköy ……… İcra Müdürlüğü’nün …….. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 13.457,31 TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 20/02/2022 tarihli raporunda; dava konusu alacağın davacının, davalı adi ortaklık adına düzenlediği 10/01/2018 tarihli 30.437,99 TL tutarındaki irsaliye faturasından kaynaklandığını, taraflar arasında düzenlenen 26/02/2018 tarihli mutabakat formunda yaklaşık 10 ay sonra 20/12/2018 tarihinde davalı tarafından davacıya eksik ve kusurlu işlerle ilgili ihtarname gönderildiği, ihtarnamede, ihtarnameye konu eksik işlerle ilgili 10.900,00 TL ödemenin alacaktan mahsup edildiğinin bildirildiği, alacağa konu faturanın davacı tarafça BS formuyla bildiriminin yapıldığını bildirmiştir.
Uyuşmazlık 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalılar ise iş sahibidir.
Eser sözleşmesi, iş sahibinin ödemeyi taahhüt ettiği ücret karşılığında yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi ve teslim etmeyi üstlendiği iki taraf için hak doğuran ve borç yükleyen bir sözleşmedir. Eser sözleşmesinde iş sahibinin asli borcu TBK 470. maddesi çerçevesinde meydana getirilen eser karşılığında bir miktar pararın ödenmesi, yüklenicinin borcu ise eseri zamanında ve ayıpsız olarak imal ve teslim etmektir.
Eser sözleşmesinde yüklenicinin ayıptan sorumluluğu TBK’nın 474. ile 478. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Yüklenicinin ayıptan sorumlu olabilmesi için eserin iş sahibine teslim edilmesi, eserin ayıplı olması, eserin iş sahibi tarafından kabul edilmemiş veya kabul edilmek zorunda olunmaması, eserin iş sahibi tarafından muayene ve ihbar külfetinin yerine getirilmiş olması, eserdeki ayıbın iş sahibinin tutumundan kaynaklanmamış olması ve son olarak ayıplı teslimden doğan hakların süresi içinde kullanılması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02.02.1979 gün …… Esas, …….. Karar sayılı kararı ile Yargıtay …… Hukuk Dairesi’nin 16.01.2013 tarih ve …….. Esas, ……… Karar sayılı ilamında esasları ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere, ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması zorunlu olmayıp, süresinde ayıp ihbarının yapıldığı yasal her türlü delille ve tanık beyanıyla dahi kanıtlanabilir.
Eser sözleşmesine dayanarak ücret talep eden davacı taraf, ücret karşılığı olarak yerine getirdikleri edimi ve teslimini, ayrıca ücretin miktarını ispat yükünü taşımaktadır. Davalı da, iş bedelinin tamamen ya da kısmen ödendiğini, ya da istenebilir olmadığını yasal delillerle ispat yükünü taşımaktadır.
Eser sözleşmelerinde eksik iş, sözleşme ve eklerine göre yapılması kararlaştırılan işlerden bir ya da birkaçının yapılmamasıdır. Ayıplı eser ise, sözleşmede kararlaştırılan vasıfları veya olmasından vazgeçilmez bazı vasıfları taşımayan ya da olmaması gereken bazı bozukluk ve özellikleri taşıyan eserdir. Ayıplı iş ile eksik işi karıştırmamak gerekir. Ayıplı iş, yukarıda belirtildiği gibi vasıf noksanlığını ifade ettiği halde, noksan iş yapılmayan işi ifade eder. Ayıplı işte, ayıp giderim bedelini, ayıbın ortaya çıktığı tarihe ayıpların giderilmesi için gereken makul süre eklenmek suretiyle bulunacak tarihe göre belirlenmesi gerekir. Eksik işler bedeli ise, ihbar koşuluna ve ihbar süresine bağlı olmaksızın teslim tarihinden itibaren kural olarak 5 yıllık zamanaşımı süresinde talep edilebilir, ancak eksiklikler için bedel hesabında teslimden itibaren geçecek makul süre dikkate alınarak değerlendirme yapılması gerekir. Ayıp ve eksik iş bedeli olarak talep edilebilecek miktar mahalli piyasa rayicine göre ve mahalli piyasa fiyatlarına kdv ve yüklenici kârı dahil olduğundan piyasa rayicine göre belirlenecek miktara kdv ve yüklenici kârı eklenmeksizin teslim edilmesi gerekir. (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2019/1698-2020/120E-K, Ankara BAM 31. Hukuk Dairesi 2020/812-2021/986E-K)
Somut olayda, davacı tarafça davalı adi ortaklık tarafına yapılan projenin kapı – pencere doğrama işlerinin üstlenildiği ve faturaya konu işlerin yapıldığından bahisle bakiye fatura alacağı yönünden iş bu dava açılmış olup, davalı tarafça davaya cevap verilmemiştir.
Ancak davalı, adi ortaklığı oluşturan şirket yetkililerinin taraflar arasında bulunduğu iddia olunan ve mahkememize ibraz edilen 26/02/2018 tarihli mutabakat gereği isticvablarına karar verilmiş ve isticvab edilen Demir İnşaat şirket yetkilileri mutabakatı kabul etmediklerini, eksik ve ayıplı işlerle ilgili 20/12/2018 tarihli ihtarı davacıya gönderdiklerini, davacı tarafça yapılan işlerin ayıplı olduğunu, silikonlar çekilmediği için, yağmur, su ve rüzgar girişi olduğunu, bu konudaki ayıbın davacıya bildirildiğini, davacı bunu yapmadığı için bu işlerin daha sonra …….. Mobilya firmasına yaptırıldığını, davacı tarafça yapılması gereken ancak eksik ve ayıplı yapılan işlerin tamamlanması için işin …….. Mobilya’ya verilerek onun tarafından yapıldığını beyan etmişlerdir.
Davalı taraf, davaya konu faturalara ilişkin hizmetin verilmediğini iddia etmeyip, işin eksik ve kusurlu olduğuna yönelik itirazını, davacı tarafça başlatılan Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün …….. esas sayılı dosyasına bildirmiş ise de, mahkememize süresi içerisinde sunulmuş ayıba ilişkin itirazları içerir bir cevap dilekçesi olmadığından davalının ayıp iddiaları inceleme konusu yapılmamıştır.
Davalıların ek iş iddiası yönünden ise, işin eksik yapıldığına ilişkin ihtarı 20/12/2018 tarihli olup, davacı tarafça 10/01/2018 tarihli faturaya ilişkin başlatılan icra takibi tarihi olan 14/12/2018 tarihi sonrasına ilişkindir.
Davalı iş sahibi, davacı yüklenicinin bir kısım işleri yapmadığı ve bu işleri başka kişilere fazladan ücret ödeyerek tamamlattığını iddia etmiş ise de, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarında belirtildiği üzere; eser sözleşmesi imzalandıktan sonra yapılan işlerin yüklenici tarafından yapıldığı karine olarak kabul edilir. Bu karinenin aksinin ispatı iş sahibine aittir. İş sahibi tarafından öncesinde tespit ettirilmiş bir eksiklik bulunmadıkça mevcut imalatın yüklenici tarafından yapıldığı ve bu kapsamda giderilmiş olan eksikliklerin yüklenici tarafından tamamlandığı kabul edilir. İş sahibinin 3.kişilerden alınan fatura veya belgelerle işin kendisi tarafından yapıldığının ispatı mümkün değildir. Nitekim bu tür belgeler her zaman düzenlenebileceği gibi başka işler için de yapılmış olabilir. Davalı işin kendisine teslim edilmediğini savunmuş ise de, işin tamamlandığı hususunda ikrarı bulunduğuna göre aynı gerekçe ile işin yüklenici tarafından iş sahibine teslim edildiği kabul edilmelidir. (Konya BAM 5. Hukuk Dairesi’nin 2021/1100-2021/1442 E-K)
Somut olayda, davalılar işin eksik yapıldığına ilişkin ihtarı icra takibinden ve imzası inkar edilen mutabakattan sonra 20/12/2018 tarihli olup, davacı tarafça davaya konu edilen 10/01/2018 tarihli faturadan işin PVC doğrama işi olduğu belirtilmiştir. Davalı……. İnşaat bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde eksik işi …….. Mobilya firmasına yaptırdığını belirterek buna ilişkin sözleşme ibraz etmiş ise de, sözleşmenin incelenmesinde, işin tanımı başlıklı kısmında PVC doğrama, imalat ve montaj işleri olduğu belirtilmiş olup, sözleşmenin 04/11/2019 tarihli olduğu, davalı tarafça eksik iş nedeniyle düzenlendiği iddia edilen faturanın ise, 02/11/2018 tarihli olduğu dikkate alındığında eksik işlerin yaptırılmasına ilişkin faturanın eksik işlerin yaptırıldığına ilişkin sözleşme tarihinden neredeyse 1 yıl önce olduğu, bunun hayatın olağan akışına ve ticari teamüle aykırı olduğu, davalı iş sahibi tarafından eksik iş bulunduğu ve bu eksik işlerin 3.kişilere yaptırıldığı hususu ispatlanamamış olup, davacı davasında haklı görüldüğünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Takip tarihi 14/12/2018 tarihi olup, bu tarih itibariyle davalı temerrüde düşmüş ise de, davacının talebiyle bağlı kalınarak 28/12/2018 tarihi itibariyle avans faizine hükmedilerek aşağıdaki şekilde karar oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kabulü ile 13.457,31 TL alacağın taleple bağlı kalınmak üzere temerrüt tarihi olan 28/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gerekli 919,26 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 229,82‬ TL harcın mahsubuyla bakiye 689,44 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 229,82‬ TL peşin harç olmak üzere toplam 289,12‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 1.321,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
AAÜT gereğince hesap edilen 5.100,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/06/2022

Katip ……..

Hakim ……….