Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/831 E. 2023/392 K. 11.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/831 Esas
KARAR NO : 2023/392

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/09/2014
KARAR TARİHİ : 11/04/2023
KARAR YAZILMA TARİHİ : 13/04/2023
Mahkememizin … Esas … sayılı kararı davacı tarafça İstinaf edilmiş olmakla, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin … Esas … sayılı kararı ile mahkememizin … Esas … sayılı kararının kaldırılmasına karar verilerek yukarıdaki esasa kaydı yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; 30.06.2009 tarihinde … İlçesi, … Mahallesi, … Caddesi üzerinde hızlı olarak seyir halinde bulunan otomobil sürücüsü …’ın, müvekkili … ‘ın karşıdan karşıya geçmekteyken, …. plakalı araç ile müvekkile çarptığını, olay sebebi ile müvekkil yaralandığını, çeşitli yerlerinde kanama ve morlukların meydana geldiğini, davalılardan …’ın … plakalı aracın maliki ve işleteni olduğundan meydana gelen kazadan TBK ve KTK’daki araç işletenin kusursuz sorumluluğu kurallarına göre meydana gelen zarar ve ziyanın tamamından diğer davalılarla birlikte müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğunu, davalı …Ş,’nin … plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasını yapan sigortacısı olduğunu, davalının poliçe kapsamında müşterek ve müteselsiien sorumlu olduğunu, davalı … Sigorta A.Ş.’nin … plakalı aracın kasko sigortasını yapan sigortacısı olduğunu, davalının poliçe kapsamında müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğunu, Müvekkilleri … ve …’ın kaza geçiren … ’ın anne ve babası olduğunu, kaza ile ilgili Bakırköy …. Sulh Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile açılan ceza davasında, davalı araç sürücüsü …’ın suçlu bulunduğunu ve cezalandırılmasına karar verildiğini, Müvekkilinin söz konusu kaza sebebi ile hastanede tedavi gördüğü, bu sebeple hastaneye gidip gelmek için masraf yaptığını, Müvekkilinin yaptığı sağlık harcamaları, yol ve bakım masrafları her ne kadar müvekkilinin içinde bulunduğu durumda belgelenmemiş ise de, müvekkilin bu masrafları fiilen yaptığı, bu masrafların bilirkişi vasıtası ile tespitinin mümkün olduğunu, Tazminat taleplerinin bilirkişi raporu ile tespit olacağından, davanın HMK 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davası olarak ele alınması taleplerinin olduğunu, İş bu sebeple fazlaya ilişkin haklarımız saldı kalmak kaydı ile 800 TL tedavi masrafı ve 200 TL yol, bakım gideri alacaklarının kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalılardan tahsili ile müvekkil …’a verilmesini, manevi olarak da müvekkili … için 20,000 TL manevi tazminatın, müvekkili … için 10.000 TL manevi tazminatın, müvekkili … için 10.000 TL manevi tazminatın, kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalılardan tahsili ile müvekkile verilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı … cevap dilekçesinde özetle: kazadan dolayı kusurunun bulunmadığını, dosyada tedavi giderleri ile ilgili belgelerin ibraz edilmediğini, davacıların kaza nedeniyle sigorta şirketlerine de herhangi bir başvurusunun bulunmadığını, istenilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, karşılamasının mümkün olmadığını, bu nedenlerle haksız olarak açılan davanın reddini, yargılama harç, masraf ve ücreti vekaletin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …vekili özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından sigortalı olduğunu, meydana gelen kazada davacıların sigortalının kusurunu ıspat etmesi gerektiğini, davacıların davadan önce müvekkili şirkete bir başvurusunun bulunmadığını, haksız açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …vekili özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkmesi olduğunu, davacıların taleplerinin zamanaşımına uğradığını, … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 15/03/2009- 15/03/2010 vadeli … numaralı sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili sigorta şirketin sorumluluğunun poliçe teminatı ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin manevi tazminata ilişkin teminatının bulunmadığını, davacıların tedavi giderlerine ilişkin taleplerinin reddinin gerektiğini, bu nedenlerle müvekkili aleyhine açılan haksız davanın reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Kaza Tespit Tutanağı, Hastane ve doktor raporları, sigorta poliçesi,trafik kayıtları, tanık beyanları, Bakırköy …. Asliye Ceza ( Kapatılan …. Sulh Ceza Mahkemesi) … Esas sayılı dosyası, nüfus kayıt örneği, mahkememizce alınan 28/06/2016 havale tarihli ve 15/02/2019 havale tarihli bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
Bakırköy …. Sulh Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının tetkikinde, katılan mağdur …, katılan müşteki … oldukları halde sanık … aleyhine açılan dava neticesinde 20/12/2013 gün ve … sayılı kararı ile adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Bakırköy …. Asliye Ceza ( Kapatılan …. Sulh Ceza Mahkemesi) … Esas sayılı dosyasının tetkikinde, katılan mağdur şükrü ve niyase budak olduğu halde sanık …’ın taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olmak suçundan dolayı cezalandırılmasına karar verildiği kararın 20/12/2013 tarihinde kesinleşmiş olduğu görülmüştür.
GEREKÇE:
30/06/2009 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle davalı araç sürücüsü-maliki ve sigortacısının olaydan dolayı sorumlu olup olmadığı kusur oranları, davacıların maddi-manevi tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı, yerinde ise hükmedilmesine ilişkin olan miktarların tespitine ilişkin.
Kusur durumunun ve maluliyet oranının tespiti, sorumluların ve tazminat bedelinin tespiti,TBK. Sigorta Kanunun 2918 sayılı yasa bakımından tespit.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hakimin takdirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nun 91. maddesiyle de; işletenin Aynı Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Hemen belirtmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91.maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Öyle ise, hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğundan uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp, çözümlenmesi gerekmektedir.
MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:
Maddi zarar, kişinin isteği dışında malvarlığında meydana gelen eksilmesini ifade eder. Zarar miktarı malvarlığının hukuka aykırı eylemden önceki durumu ile eylemden sonra arz ettiği durum karşılaştırılarak belirlenir. Hukuka aykırı eylem malvarlığının aktifini azaltımda veya pasifini çoğaltımda yahut aktifin çoğalmasına veya pasifin azalmasına engel olmak suretiyle zararın oluşumuna sebebiyet verir. Diğer bir deyimle zarar, eylemli zarar veya kardan yoksunluk biçiminde gerçekleşir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, araç trafik kayıtları, olay nedeniyle hak sahiplerine ödeme yapılıp yapılmadığına ilişkin SGK ve sigorta şirketinden alınan yazı cevapları, sigorta poliçesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ilişkin araştırma neticeleri, sağlık kuruluşlarından celp edilen tıbbi bilgi ve belgeler, ATK raporları ve tüm dosya kapsamına binaen; 30.06.2009 tarihinde … İlçesi, … Mahallesi, …. Caddesi üzerinde seyir halinde bulunan …. plakalı otomobil sürücüsü …’ın, davacı …’a çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiği, olay sebebi ile davacının yaralandığı, davalı … AŞ tarafından düzenlenen …. No.lu 19.03.2009 – 19.03.2010 vadeli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk /Trafik sigorta poliçesi ile … adına kayıtlı … plakalı araca teminat verildiği, Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan 11/03/2016 tarih ve … sayılı “Kusur Raporu” na göre; Sürücü …t’ın %25 oranında kusurlu olduğu, …. doğumlu yaya …’ın davranış faktörleri olay üzerine %75 (yüzdeyetmişbeş) oranında etken olduğu, …” şeklinde görüş ve kanaatine varıldığı, … Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Radyoloji Anabilim Dalı tarafından hazırlanan 10/04/2014 tarihli yazı ekinden davacı …’a ait teşhis ve tedavi evrakları incelenmesi sunucunda, 01/09/2010 tarihli gelişte, toplam tetkik ve tedavi ücretinin 19,50 TL olduğu ve kurum tarafından ödendiği, 30/03/2011 tarihli gelişte, toplam tetkik ve tedavi ücretinin 47,00 TL olduğu ve kurum tarafından ödendiği, davacının tedavisine ilişkin başkaca bir fatura olmadığı, Netice itibariyle, Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı …. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan raporlardan davacının maluliyet durumunun tespit edilmediği ve ayrıca, davacının diş tedavisine ilişkin olarak ödenebilir fatura ibraz edilmediği görülmüştür.
Somut olayda, davacı küçük … kaza tarihinde henüz 11 yaşında olup gelir getiren bir işte çalışması söz konusu olmadığı, dolayısıyla tedavi müddeti boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancı olmadığından geçici işgöremezlik zararı bulunmadığı, (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2014/17502 esas 2017/1121 karar sayılı ilamı) Yargıtay’ın içtihatları ile kabul edildiği üzere, kişinin vücut bütünlüğünün ihlâli nedeniyle ortaya çıkan beden gücü kayıplarında gelirinde veya malvarlığında bir azalma meydana gelmese dahi tazminat gerektireceği, başkalarına göre daha fazla efor sarf ederek hayatını idame ettireceği ve bu hususta güç kaybı/efor tazminatı olarak talepte bulunabileceği kabul edilmektedir. Ancak, Davacı mağdur …’ın Yargıtay Kararları gereği, geçici işgöremeziik zararı bulunduğunun gözetilmemesi hükmü gereği, geçici işgöremeziik zararı hesaplanmamış olup maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:
Manevi zarar, hukuka aykırı eylem sonucu kişisel değerlerde meydana gelen eksilmedir. Kişisel değerlerin soyut niteliği nedeniyle meydana gelen eksilmenin rakamsal karşılığını parasal değerini ifade etmek mümkün değildir. Bununla birlikte kişisel değerlere yapılan saldırı neticesi ruhsal dengenin bozulması yaşama sevincinin eksilmesi kaçınılmaz olduğunda, hukuk manevi zararı giderim yükümlülüğü dışında tutmamış, genel değer ölçüsü olması nedeniyle, belli bir miktar paranın verilmesi suretiyle zarar görenin tatmin edilmesini amaçlamıştır. Olayın niteliği ve yaralanmanın boyutu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, manevi tazminatın zenginleşmeye veya yoksullaşmaya neden olamaması temel ilkesi de dikkate alınarak davacının olaydan dolayı çekmiş olduğu elem ve ızdırabın bir nebze de olsa telafisi için davacılar lehine aşağıdaki miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmüştür.
Mahkememizin … Esas … sayılı kararı davacı tarafça istinaf edilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin … Esas … sayılı kararı ile mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilerek yukarıdaki esas numarasını almıştır.
14/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda; HMK’nın 280. Maddesi hükmünün gözetilmesi ve HMK’nın 259. Maddesi uyarınca her türlü hukuki takdir tamamen Sayın Mahkemelerine ait olmak kaydıyla; yukarıda arz ve izah edilen hususlar ile ilgili Kanun maddeleri ve dava dosyasına ibraz edilmiş olan deliller ve tüm dosya kapsamı dikkate alınmak suretiyle yapılan bilirkişi incelemesinde, dava konusu somut olayda; … Hastanesinin … tarihli ve Op.Dr. …. imzalı yazısında; hastanın acil servislerinde ilk müdahalesinin yapıldığı, KBB ve Dış Hastalıkları polikliniğine yönlendirilen hastanın hastanede muayene olmadığı, … Haslanesi’nin 26.04.2010 tarih, 208 sayılı raporunda, diş konsültasyonu yapıldığı, panoramik grafi istendiği, ayrıca KBB Polikliniğine çağrıldığı, ancak hasta KBB muayenesine gelmediği ve diş ile ilgili graftsinin de çektirilip getirilmediği bilinmediği, Bakırköy Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nün … tarih, … sayılı raporunda, Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan görüş alınmasının uygun olacağının bildirildiği, … Hastanesinin 11/9/2009 tarih ve Op.Dr. …. imzalı yazısımda; hastanın acil servislerinde ilk müdahalesinin yapılmış, KBB ve Diş muayenelerinin istenmiş olduğu, KBB ve Dış Hastalıkları polikliniğine yönlendirilen hastanın hastanede muayene olmamış olduğu, grafi hastanede çekilememekte olduğu, hastanın aynı gün ayaktan tedavi edilmiş’ ve ertesi gün polikliniğe müracaatı önerilmiş olduğu, ancak ilgili polikliniklerde muayene olduğuna dair kayıt bulunamamış olduğu, şahsın elindeki tüm tıbbi belgeler ile birlikte muayene olmak üzere tarafımıza başvurması halinde kati rapor düzentenebileceği bildirildiği, … oğlu, … doğumlu …’ın 30.06.2009 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı 1 adet ön kesici dişte mine kırığına neden olan yaralanmasının; 11.10.2008 tarih € 27021 sayılı Resmi Gazete *de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte kazanma Gücü Kaybı Oran Tespit işlemleri Yönetmeliği hükümleri kısmında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren |günde mine kırığı dolgusu yapılarak Basit Tıbbi Müdahale ile giderileceği bu durumun (3) günde giderilebileceği kadar uzayabileceği kararına varıldığı, Yargıtay’ın içtihatları ile kabul edildiği üzere, kişinin vücut bütünlüğünün ihlâli nedeniyle ortaya çıkan beden gücü kayıplarında veya malvarlığında bir azalma meydana gelmese dahi tazminat gerektireceği, başkalarına göre daha fazla efor sarf ederek hayatını idame ettireceği ve bu hususta güç kaybı/efor tazminatı olarak talepte bulunabileceği kabul edildiği, ancak, davacı mağdur …’a Yargıtay Kararları gereği, geçici iş göremezlik zararı bulunmadığının gözetilmemesi hükmü gereği, geçici iş göremezlik zararı hesaplanmadığı, mahkemelerin farklı görüşte olması halinde; rapor tanzim tarihi 14.02.2019 tarihi itibariyle seçici iş göremezlik zarar tutarı olarak 86,89 TL tazminat hesaplandığı, olay tarihinde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi azami teminat limitinin 150.000 TL olduğu, davacı vekili tarafından toplam 1.000,00 TL maddi tazminatı talep edildiği, sonuç ve kanaat bildirilmiştir.
16/05/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda; Her türlü hukuki takdir tamamen Sayın Mahkemelerine ait olmak kaydıyla; T.C. Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan 15/10/201 tarihli “Adli Tıp Raporu’na göre sürücü ….’ın %25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğu, … doğumlu yaya …’ın davranış faktörleri üzerine %75 (Yüzde Yetmiş Beş) oranında etken olduğu, …” şeklinde görüş ve kanaatine varıldığı, T.C. Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu …. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan 24.05.2017 tarih ve … sayılı “Adli Tıp Raporu” na göre; “…, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 3 (üç) haftaya.kadar uzayabileceği, …” şeklinde görüş ve kanaatine varılmıştır.
İncelenen tüm dosya kapsamına göre, somut olayda zarar görenin, … Hastanesinin …. tarih ve Op.Dr. …. imzalı yazısına istinaden acil servislerinde ilk müdahalesinin yapılmış olduğu, burada KBB ve Diş muayenelerinin istenmiş olduğu, KBB ve Dış Hastalıkları polikliniğine yönlendirilen hastanın hastanede muayene olmadığı, hastanın aynı gün ayaktan tedavi edilmiş ve ertesi gün polikliniğe müracaatı önerilmiş olduğu ancak ilgili polikliniklerde muayene kaydının bulunmadığı görülmüş olup, davacı …’a ait teşhis ve tedavi evrakları incelenmesi sonucunda, 200 TL belgelendirilmiş ve 800 TL belgesiz tedavi giderleri olmak üzere toplam 1000 TL tedavi gideri bakımından davanın kabulüne karar vermek gerekmiş diğer maddi tazminat kalemlerinin ise maluliyet oluşmadığından hesaplanamamış olması sebebiyle reddine karar vermek gerekerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın Kısmen Kabul, Kısmen Reddi İle;
1-Davacının maddi tazminat taleplerinin Kısmen Kabulü ile, 200 TL yol gideri, 800 TL belgesiz tedavi gideri olmak üzere toplam 1.000,00 TL ‘ nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin talebin Reddine,
3-Alınması gerekli 68,31 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 700,18-TL harcın mahsubuyla fazla yatan 631,87‬- TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan 25,20 TL başvurma harcı, 68,31 TL peşin harç olmak üzere toplam 93,51-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 2.176,30 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 53,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/2. maddesi uyarınca hesap edilen 1.000,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
9-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davalılar vekillerinin yokluğunda davacılar vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/04/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Bu belge , 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu gereği elektronik imza ile imzalanmıştır.