Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/825 E. 2023/1013 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/825 Esas
KARAR NO : 2023/1013

DAVA : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 12/10/2021
KARAR TARİHİ : 12/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/11/2023
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; davacı şirketin kuyumculuk sektöründe uzun yıllardır özel üretim altın ve mücevher imalatı ve satışı yapan, sektörde ileri gelen bir firma olduğunu, bu kapsamda … ve … te faaliyet gösterdiğini, davalı şirkete ait olan … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel sayılı … Blok … Kat, … nolu bağımsız bölüm niteliğindeki (… Blok …. Kat … nolu) taşınmazın alım-satımı konusunda, 12/10/2020 tarihinde Gayrimenkul Satış Sözleşmesi imzaladığını, iş bu sözleşmenin 3.1 maddesinde bağımsız bölümün, peşin satış bedelinin 15.254.237,00 TL olarak %18 KDV tutarının 2.745.763,00 TL olarak belirlendiğini, kdv dahil toplamda 18.000.000,00 TL ödeneceğinin kararlaştırıldığını, sözleşmede kararlaştırılan ödeme şekline uygun olarak davacının yükümlülüğünü yerine getirdiğini, 14/08/2021 tarihinde 50.000,00 TL peşinat/kapora bedeli, kalan bedelin ise tapu tarihinde ödeneceği kararlaştırıldığından, 01/09/2020 ve 02/09/2020 tarihlerinde ödemelerin tamamlandığını ve aynı gün 02/09/2023 tarihinde tapuda devrin gerçekleştiğini, iş bu sözleşmede tarafların … nolu taşınmazın alım-satımı konusunda karşılıklı ve birbirine uygun iradelerini adi yazılı olarak beyan ettikleri, ahde vefa ilkesine uygun olarak hareket ettiklerini, alım-satıma ilişkin sürecin niteliği itibariyle bir inanç sözleşmesi olduğunu, işbu sözleşmede yer alan edimlerin davacı tarafından tam ve süresinde yerine getirildiğini, taraflar arasında adi yazılı 12/08/2020 tarihli sözleşmeye birebir uygun olarak 02/09/2020 tarihinde tapuda devir ve teslim işlemleri gerçekleştikten sonra davalının, davacı adına peşin tutar + %18 KDV bedeli olmak üzere toplam 18.000.000,00 TL tutarında fatura düzenlemesi gerekirken, KVD oranı %0 gösterilerek, 18.000.000,00 TL tutarlı fatura gönderdiğini, fatura açıklamasında Katma Değer Vergisi Kanunu 17/4-R kapsamında KDV’nin hesaplanmadığının not düşüldüğünü, 08/09/2023 tarihli bu faturaya karşı davacı tarafından itiraz edildiğini, sözleşmeye aykırı düzenlenen hatalı faturanın %18 KDV tutarı ayrıştırılarak ve KDV’nin faturada gösterilerek, düzeltilmesinin istenildiğini, faturaya itirazı içeren 19.09.2020 tarihli … AŞ. üzerinden gönderilen telgraf metni, faturaya itirazı içeren …. Noterliği’nin 16.09.2020 tarih … yevmiye nolu ihbarnamesinin sunulduğunu, taraflar arasındaki sözleşmede KDV konusunun sözleşmenin 5.2. Maddesine göre Kadıköy …. Noterliği’nin 25.11.2020 tarihli … yev. Nolu ihtarnamesi ile %18 KDV’ye konu edilmeyen 2.745.763,00 TL’nin taraflara arasındaki yazılı sözleşmeye uygun olarak iadesinin istenildiğini, ancak yazılı ihtar ve yazılı sözleşmeye rağmen davalı tarafından Bakırköy …. Noterliği’nin 30.12.2020 tarihli … nolu ihtarnamesi ile, faturanın gerçek ve doğru olduğunu, taşınmazın özel durumundan dolayı KDV’den istisna olduğunu, KDV tutarının iade edilmeyeceğinin bildirildiğini, taraflar arasında yazılı bir sözleşme varsa da tapudaki sözleşmenin geçerli olduğunu bildirdiğini, alım-satıma ilişkin sözleşmenin satış vaadi sözleşmesi olduğunu ve aynı zamanda bir inanç sözleşmesi olduğunu, buna uygun davacı tarafından ödemelerin yapıldığını, ipotek işlemi tesis edilerek, taşınmaz için 18.000.000,00 TL kredi kullandığını ve satın alma işleminin tamamlandığını, davacının, davalı şirketin bu taşınmaz bakımından KDV’den muaf olduğunu ancak davalı tarafından gönderilen Bakırköy …. Noterliği’nin 30.12.2020 tarihli … nolu ihtarnamesi ile haberdar olduğunu, davalı şirket yetkililerinin yazılı sözleşme ile ispatlanan hileli davranışlarının suç teşkil etmesi nedeniyle Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası ile buna ilişkin başvuruda bulunulduğunu, dosyanın derdest olduğunu, ceza dosyasında da davalı şirket yetkilileri tarafından sözleşmenin bizzat davalı şirket çalışanları tarafından hazırlandığının belirtildiğini ve imzaların inkar edilmediğini, daha sonra şaşırtıcı şekilde sözleşmenin yırtılıp atıldığını iddia ettiğini, sözleşmenin aslının, dava tarihi itibariyle savcılık dosyasının adli emanet kasasında olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin 5.2 maddesine göre 2.745.763,00 TL’lik KDV’nin davacıya, ödeme tarihi olan 02/09/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte verilmesini, davacının taşınmazı 23.300.000,00 TL üst sınırı ile ipotekli olarak yüklendiğini, davalı şirketin KDV tutarını tahsilden ve fatura tanzim ettikten sonra yaptığı keskin dönüş ile KDV ilgili muaf olduğunu bilahare beyan ettiğini, bu konuda doğruluk kuralına bağlı kalınsaydı, davacının 15.254.237,00 TL tutarında kredi kullanacağını, ipoteğin üst sınırının buna göre belirleneceğini, KDV için tahsil ettiği miktarın da iadesi olsaydı, bu tutarın kredinin ödemesinde kullanılabileceğini ve zararını azaltabileceğini, ayrıca altın sektöründe çalışan davacının döviz ve altın piyasalarından etkilendiğini, 02/09/2020 tarihinden dava tarihine kadar, nakit değerlerini kuyum imalat sektörü uygulaması, İstanbul Ticaret Odası kuyumculuk sektör uzmanlarından da kar oranı ve süreye bağlı kar kaybı bilgi ve hesaplaması yapılacak şekilde kuyum sektörü örf ve adetine uygun olarak altın olarak tutabileceğini ve bu tutarda altını imalatında tutabileceğini kar elde edebileceğini beyanla 12/08/2020 tarihli sözleşme uyarınca haksız olarak tahsil edilen 2.745.763,00 TL’nin ödeme tarihi olan 02/09/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, taşınmaz satın alımında ipotek tesis edilerek, kredi kullanıldığını, davacıdan haksız tahsil edilen tutar nedeniyle ek-munzam zararlarının tespiti ile şimdilik 1.000,00 TL’nin davalıdan avans faiziyle beraber tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davalının dava konusu taşınmaz satışına ilişkin tüm iş ve işlemlerinin yasal mevzuat çerçevesinde gerçekleştirdiğini, davalı tarafın hileli davranış iddialarının gerçeği yansıtmadığını, gayrimenkul alım satım ilişkisinde sözleşmenin geçerli olması için resmi şekilde yapılmış olması gerektiğini, TBK 237/1’de bunun düzenlendiğini, davacı tarafından iddia edilen adi yazılı sözleşmenin bir geçerliliğinin bulunmadığını, dosyaya delil olarak sunulmuş olan adi sözleşmenin taraflar arasında sonradan yapılan müzakereler neticesinde şifahen görüşülerek hükümsüz kılındığını, taraflarca imha edilmesi konusunda hemfikir olunduğunu, tarafların aralarında anlaştığı nihai şartların tapu memuru önünde resmi şekilde imzalanan sözleşme ile belirlendiğini, tapu memuru huzurunda düzenlenen resmi senet ve huzurdaki beyanlar ile taraflar arasındaki resmi ve geçerli akdin bu olduğunu, bahse konu alım-satıma ilişkin resmi senette yerin değerinin KDV olmaksızın 18.000.000,00 TL olduğunu, davacı tarafça kabul görerek onaylandığını, yine davacı tarafça ödenen satış harcının da bu değer üzerinden ödendiğini, önceki sözleşme hükümsüz kalmamış ise davacının neden ödemiş olduğu harcı bu değer üzerinden ödediğini merak ettiklerini, müzakereler sonucunda tarafların dava konusu taşınmazın 18.000.000,00 TL net bedel karşılığında satışı hususunda anlaştıklarını, tüm resmi işlemlerin bu bedel üzerinden yapıldığının sabit olduğunu, tapu harcı açısından … tarihli ve … sayılı Harçlar Kanunu İç Genelgesinde tapu harcı matrahının tespitinde katma değer vergisinin dikkate alınmaması gerektiğinin çok açık bir şekilde belirtildiğini, gayrimenkul satışlarının buna göre tapuya bildirilen değerinin KDV hariç bedel olduğunun açık olduğunu, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17. Maddesinin 4. Fıkrasının r bendinde yer alan KDV istisnası kapsamında yer alıyor olmasından dolayı faturada KDV hesaplanmadığını, bu durumun davacıya da izah edildiğini, herhangi bir usulsüzlük ve hileli davranış olmadığını beyana davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İHBAR OLUNAN: İhbar olunan vekili özetle; … Yapı San. ve Tic. Ltd. Şti. nin … Yatırımları A.Ş. aleyhine Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde … Esasında açtığı davaya ilişkin dava dilekçesinde, huzurdaki davanın Bakanlığımıza ihbarının talep edildiğini, 3065 sayılı KDV Kanununun 17/4-r maddesinde, kurumların aktifinde en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler ile bankalara, finansal kiralama ve finansman şirketlerine borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalara, finansal kiralama ve finansman şirketlerine devir ve teslimleri ile bu taşınmaz ve iştirak hisselerinin finansal kiralama ve finansman şirketlerince devir ve teslimlerinin vergiden istisna olduğunu, istisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmaz ve iştirak hisseleri teslimlerinin istisna kapsamı dışında olduğunun hüküm altına alındığını, KDV Genel Uygulama Tebliğinin; -(II/F-4.16.) bölümünde; “3065 sayılı Kanunun (17/4-r) maddesi uyarınca, kurumların aktifinde en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler KDV’den müstesna olup, istisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmaz ve iştirak hisselerinin teslimleri ise istisna kapsamı dışındadır.” -(II/F-4.16.1.) bölümünde; “Satışa konu edilecek taşınmazlar (arsa, arazi, bina) ile iştirak hisselerinin satışında istisna uygulanabilmesi için kurumların aktiflerinde asgari 2 tam yıl (730 gün) kayıtlı bulunmuş olması gerekmektedir. … İstisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan (taşınmazların mutat olarak alım satımının yapılması veya kiraya verilmesi) kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmazların tesliminde istisna hükmü uygulanmaz. İstisna, satış yoluyla gerçekleştirilen devir ve teslimlerde uygulanır. Bağış, hibe şeklinde yapılan devir ve teslimler istisna kapsamı dışındadır.” şeklinde olduğunu, buna göre,… Yatırımları A.Ş. ile … Yapı San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında düzenlenen sözleşmede satışı yapılan taşınmazın bedeline KDV’nin dahil olduğunun belirtildiğini, bu çerçevede, … Yatırımları A.Ş. nin faaliyet konusu taşınmaz alım satımı ise bu işlem 3065 sayılı Kanunun 17/4-r maddesi kapsamında istisna olmayıp KDV’ye tabi tutulacağını, söz konusu taşınmazın … Yatırımları A.Ş. Tarafından ticareti yapılan taşınmazlardan olmaması ve iki tam yıl süreyle bu şirketin aktifinde kayıtlı bulunması halinde bu satış işleminin 3065 sayılı Kanunun 17/4-r maddesi kapsamında KDV’den istisna olacağını, bu nedenle, kamu zararının önlenmesini teminen söz konusu davaya müdahil olunmasının faydalı olacağı mütalaa edilmektedir.” denildiğini, açıklanan nedenlerle davaya müdahale taleplerinin kabulünü talep etmiştir.
DELİLLER:
Taraflar arasında bulunan 12.08.2020 tarihli Gayrimenkul Satış Sözleşmesi, Ödeme dekontları, … İli, …. İlçesi, …. Mahallesi, … Ada, … Parsel sayılı … Blok …. Kat, … nolu bağımsız bölüm tapu kaydı, Davalı tarafından düzenlenen 08.09.2020 tarihli %0 KDV oranlı 18.000.000-TL tutarlı itiraz konusu Fatura Faturaya itiraz – 19.09.2020 tarihli … AŞ. üzerinden gönderilen telgraf, Bakırköy …. Noterliği’nin 16.09.2020 Tarihli … yev. nolu fatura itirazı, Kadıköy …. Noterliği’nin 25.11.2020 Tarihli … yev. nolu ihtarı, Davalı Şirket tarafından gönderilen Bakırköy …. Noterliği’nin 30.12.2020 tarihli … nolu cevabı ihtar, Müvekkilimizin taşınmazı almak için … Bankası A.Ş. nezdindeki 18.000.000,00-TL tutarlı Kredi Numarası … olan kredi dosyası, 02.09.2020 tarihli 23.300.000,00 TL (F.B.K. süreli ) 2. Derece % 70 Faizli –ipotek faiz oranı değişkenli – İpotek Belgesi, ticari sicil kayıtları, bilirkişi kök ve ek raporları
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava taraflar arasında imzalanan 12/08/2020 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi uyarınca sözleşmenin 5.2 maddesi uyarınca davacının munzam ve ek zararlarının mevcut olup olmadığı ve sözleşmenin taraflar arasındaki hukuki katlanma zorunluluğunun belirlenmesine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi incelemesi neticesinde davacı tarafın ticari defterlerinin kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu kanaatine varıldığı, davalı tarafın kesin süreye rağmen inceleme gün ve saatinde hazır olmadıkları, yerinde inceleme de talep etmemeleri nedeniyle davalı tarafın ticari defterleri incelemememiştir.
Dosya kapsamında taraflar arasında 12/08/2020 tarihli Gayrimenkul Satış Sözleşmesi mevcut bulunduğu, davaya konu taşınmazın satış bedelinin KDV hariç 15.254.237,00 TL, KDV dahil 18.000.000,00 TL olduğunun belirtildiği, sözleşmenin 5.2. maddesinin: “Bağımsız bölüm satışlarında katma değer vergisini doğuran olay, bağımsız bölümün ALICI’ya fiili teslimidir. Bu nedenle, sözleşmedeki KDV oranı sözleşme tarihindeki meri mevzuata göre belirlenmiş olup bu konuları kapsayan kanuni düzenlemeler, sözleşmede yazılı teslim tarihinde değişirse, sözleşmede yazılı KDV tutarı da değişecek olup KDV oranı azalırsa aynı oranda eksiltilecek ve ALICI’ya iade edilecektir. Bunun yanında, mevzuat değişiklikleri, idarenin vergi uygulamaları, sözleşme konusu bağımsız bölümde proje ve/veya uygulama tadilatları veya herhangi başka bir nedenle bilahare iş bu sözleşme lejantında belirlenen orandan daha yüksek bir oranda KDV ödenmesinin gerekmesi durumunda, bu bedel ayrıca ALICI’dan tahsil edilecektir. ALICI’nın, bir yabancı para birimi üzerinden, teslim tarihinden sonraki zamana yayılan borçları varsa, bu borçların fiili tediyesinde kur farkının KDV tutarları da ALICI tarafından SATICI’ya ödenir. ALICI herhangi bir zamanda borç ve yükümlülüklerini tamamen ödüyorsa, KDV de aynı tarihte ödenir. Bu nedenle sözleşmeye konu bağımsız bölüme ilişkin KDV, bağımsız bölümün teslim tarihinde yürürlükte olan KDV oranından tahsil edilecektir”. şeklinde olduğu, taşınmazın 02/09/2020 tarih ve … yevmiye numaralı tapu senedine göre davacı şirket adına 18.000.000,00 TL işlem bedelli olarak tescilinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafından bu taraflar arasındaki alım satıma ilişkin sözleşmenin şifahen iptal edildiği, tarafların aralarında anlaştığı nihai şartların tapu memuru önünde resmi şekilde imzalanan sözleşme ile belirlendiği, tapu memuru huzurunda düzenlenen resmi senet ve huzurdaki beyanlar ile taraflar arasındaki resmi ve geçerli akdin bu olduğunu, bunun geçerli olması gerektiği iddia edilse dahi, taraflar arasındaki sözleşmenin iptaline ilişkin somut belge ve bilgi bulunmadığı, iptalin şifahen olduğunun bildirildiği görüldüğünden, davalı tarafın bu konuda iddialarının kabulü mümkün değildir.
Taraflar arasında dava konu taşınmaz alım satımına ilişkin geçerli olan 12/08/2020 tarihli Gayrimenkul Satış Sözleşmesi 5.2 maddesine sözleşme hükmü ayırınca, taşınmazın teslim tarihinde KDV ödenmesi gerektiğinden, 02.09.2020 tarihinde taşınmazın bedeli ödenerek taşınmaz teslim alındığından, anılan tarihten itibaren tespit edilen alacağa ticari avans faizinin de uygulanması gerekmektedir. Her ne kadar, KDV’nin ödenmemesi nedeniyle başkaca zararlar oluştuğu ileri sürülmüş ise de, davacı tarafından somut olarak dava konusu bedel ile oluşan zararlar arasında bağlantı bulunduğuna ilişkin somut deliller sunulmamış yöndeki taleplerinin reddi gerekmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporuna göre, somut olayda;
Taraflar arasında 12/08/2020 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesinin imzalandığı, peşin satış bedelinin KDV hariç olmak üzere 15.254.237,00 TL olarak belirlendiği ve KDV oranının %18 olarak, 2.745.763,00 TL şeklinde belirtildiği, sözleşmenin 5.2 maddesinde “… Sözleşmedeki KDV oranı sözleşme tarihindeki meri mevzuata göre belirlenmiş olup, bu konuları kapsayan kanuni düzenlemeler sözleşmede yazılı teslim tarihinde değişirse, sözleşmedeki yazılı KDV tutarı da değişecek olup, KDV oranı azaltılırsa aynı oranda eksiltilecek ve alıcı’ya iade edilecek, KDV oranı artırılırsa aynı oranda arttırılacak ve alıcıdan tahsil edilecektir.” şeklinde düzenlendiği, davacı tarafından 18.000.000,00 TL ödeme yapıldığı, davalı tarafından 08/09/2020 tarihinde 18.000.000,00 TL üzerinden fatura kesildiği, “KDV 17-4R kapsamında olduğundan KDV hesaplanmamıştır.” açıklamasına yer verilerek, KDV oranı %0,0 olarak belirtildiği, davacı tarafından 16/09/2020 tarihinde gönderilen noter ihtarnamesi ile faturanın düzeltilmesinin talep edildiği, ilgili faturada düzeltme işleminin yapılmadığı, yine KDV’ye ilişkin hususun vergi uyuşmazlığına konu edildiği, incelenen dava dosyalarında davalının KDV istisnasından yararlanması gerektiğine dair değerlendirmelerin yapıldığı ve yargılama sürecinin devam ettiği, bu haliyle sözleşme bedeli 15.254.237,00 TL olarak belirlenmesine rağmen, davalının KDV bedeli olarak 2.745.763,00 TL’yi de davacıdan tahsil ettiği, fakat sözleşme bedeli KDV hariç 18.000.000,00 TL’ymiş gibi fatura düzenleyerek sözleşmeye aykırı davrandığı, tapu harcının fazla ödendiği iddiasının vergi uyuşmazlığına konu edilerek iadesinin istenilebileceği, davacı vekilinin ödeme tarihinden itibaren faiz talep ettiği anlaşılmakla, her ne kadar bilirkişi tarafından ödeme tarihi ile dava tarihi arasındaki döneme ilişkin faiz hesabı yapılmış ve davacı vekilince fer’i nitelikteki faiz yönünden harç yatırılmışsa da faiz türü ve başlangıcı yönünden talep kabul edildiğinden, fazla alınan harcın iadesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kısmen kabulü ile 2.745.763,00 TL nin ödeme tarihi olan 02/09/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
3-Davacı tarafından peşin ve tamamlama harcı olarak yatırılan 56.842,59‬ TL harcın, fazla yatırılmış olan 7.765,56 TL’sinin davanın kesinleşmesine müteakip istem halinde davacıya iadesi ile, Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 187.563,08 TL harcın, davacı tarafından fazla yatırılan harç miktarı düşülerek hesap edilen ‭49.077,03‬ TL harçtan mahsubu ile eksik ‭‭138.486,05‬ TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan ‭6.343,35‬ TL posta masrafı ve bilirkişi ücreti ile toplam harç gideri ‭49.077,03‬ TL olmak üzere toplam ‭‭55.420,38‬ TL yargılama giderinin davanın kabul-ret oranına göre hesaplanan ‭‭52.948,63 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 275.288,15 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 20.483,12 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
8-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342.maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
12/10/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır