Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/806 E. 2023/287 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/806 Esas
KARAR NO : 2023/287

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil
DAVA TARİHİ : 15/05/2019
KARAR TARİHİ : 16/03/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/04/2023
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:Davacı vekili, müvekkili ile davalı … Yapı şirketi arasında düzenlenen 19/05/2015 tarihli taşeron sözleşmesi gereğince müvekkilinin … projesinde doğalgaz altyapı ve parsel içi çelik doğalgaz tesisatlarının … ve … Etaplarının mekanik işlerinin tamamını anahtar teslimi olarak üstlendiğini, davalılardan … Yapı şirketi ile müvekkili arasında düzenlenen 29/03/2017 tarihli ek protokol ile de mekanik işlerin de sözleşme kapsamına dahil edildiğini ve protokolde belirtilen işlerin %77’sinin barter karşılığında yapılacağı, müvekkiline bu kapsamda barter olarak … Projesi … Etapta bulunan ve mülkiyeti … Yapı’ya ait … nolu villanın barter olarak müvekkiline devredileceğinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin işi yapıp 15/11/2018 tarihli geçici kabul tutanağı ile teslim ettiğini, 29/03/2017 tarihli sözleşme ile … nolu villanın 2.200.000,00 TL karşılığında müvekkiline satışının yapıldığını, müvekkilinin işi eksiksiz tamamlamasına rağmen davalı şirketin teslimi gereken Aralık 2017 tarihine kadar tapu devri yapmadığını, arsa sahiplerinin de müvekkiline karşı sorumlu olduğunu, projenin davalıların iş birliği ile yapıldığını belirterek, öncelikle dava konusu … nolu bağımsız bölümün tapu kaydı üzerine HMK’nın 389. Maddesi gereğince ihtiyati tedbir konulmasına ya da davalıdır şerhi işlenmesine, … ili, … ilçesi, … köyü, … ada, 1 parsel … nolu bağımsız bölümün müvekkili adına tapuya tesciline, aksi takdirde müvekkilince ödenen bedelin güncelleştirilerek dava tarihinden itibaren en yüksek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı … Yapı San.ve Tic.AŞ vekili, müvekkili şirketin diğer davalı … A.Ş. İle hasılat paylaşımı esasına dayalı 19/06/2014 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve sonrasında ek sözleşmeler imzaladığını, taraflar arasındaki sözleşmenin gelir paylaşımlı kat karşılığı inşaat sözleşmesi niteliğinde olduğundan adi ortaklık hükümlerinin uygulanması gerektiğini, müvekkili şirketin diğer davalı … şirketi ile yaptığı sözleşmeler çerçevesinde kendisine verilen satış ve pazarlama yetkisi gereğince müvekkili şirketin … ve … nolu bağımsız bölümlerle ilgili olarak davacı ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzaladığını, taşınmazların tapusunun diğer davalıda olduğunu ve … şirketi tarafından tapu devrinin yapılması gerektiğini belirterek, davanın müvekkili yönünden reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … A.Ş (birleşme sonrası … … A.Ş) vekili, davacı ile müvekkili şirket arasında tescil talebinde bulunmasına imkan verecek bir hukuki ilişki bulunmadığını, … Yapı San.ve Tic.AŞ’nin taşınmazları müşterilerine tamamen kendi ad ve hesabına sattığını, temerrüde düşenin … Yapı San.ve Tic.AŞ olduğunu, müvkekili ile … Yapı San.ve Tic.AŞ arasında bir adi ortaklık bulunmadığını, kâr ve zarar paylaşma ilişkisi olmadığını, … Yapı San.ve Tic.AŞ’nin kendilerini temsil yetkisi bulunmadığını, davacı ile diğer davalı arasındaki satış vaadi sözleşmesinde müvekkilinin taraf olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Tapu kayıtları, İTSM kayıtları, Büyükçekmece Kadastro Müdürlüğünden çap örneği, gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri, Büyükçekmece Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü cevabi yazısına istinaden yapı ruhsatı, iş bitirme tutanağı ve mimari projenin onaylı örneği, İstanbul .. ATM’nin … esas sayılı dosyası örneği ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı temlik alınan taşınmaza ilişkin tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat istemine istemine ilişkindir.
Mahkememize ait 08/04/2021 gün ve … esas … karar sayılı görevsizlik kararı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 28/09/2021 gün ve … esas … karar sayılı kararı ile; “… Davacı taşeron ile davalılardan yüklenici … Yapı San.ve Tic.AŞ arasında düzenlenen 19/05/2015 tarihli sözleşme, 29/03/2017 tarihli ek protokol ve 28/03/2017 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile bilgilendirme metni bir arada değerlendirildiğinde, aralarındaki temel ilişkinin, TBK’nın 470. Maddesinde düzenlenen ve iş bedeli ödemesinin barter (iş yapımı karşılığında bedel olarak bağımsız bölüm verilmesi) şeklinde yapılması kararlaştırılan bir eser sözleşmesi niteliğinde olduğu, taraflar arasında bir tüketici ilişkisi bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davada tarafların tüzel kişi tacir oldukları ihtilafsızdır. Bu durumda, davaya ticaret mahkemesi olarak bakılıp, işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle görevsizlikle dosyanın Bakırköy Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi hatalı olmuştur…” ilamı ile kaldırılmıştır.
Bölge Adliye Mahkemesi kararına uyularak yargılama devam olunmuş, tarafların tüm talepleri değerlendirilerek tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, toplanan tüm deliller ve tarafların ticari defter ve kayıtları incelenerek; davalı … A.Ş’nin maliki olduğu ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davalı … Yapı Sanayi ve Ticaret A.Ş’den satın alınan … nolu villa ile ilgili davacının yükümlülüklerinin yerine getirip getirmediği, davalı arsa sahibi ile yüklenici arasında imzalanan sözleşmenin niteliği, davalılar arasında adi ortaklık ilişkisi olup olmadığı, davalıların açılan davada husumetlerinin bulunup bulunmadığı, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili koşullarının oluşup oluşmadığı, tapu iptalinin kabul edilmemesi halinde tazminat talebinin sübut bulup bulmayacağı ve miktarı ile bundan davalıların müteselsilen sorumlu olup olmadıklarına ilişkin uyuşmazlık konularında bilirkişi raporu alınmıştır.
Alınan 17/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda, davacının davalı … A.Ş. ye karşı açtığı davanın yerinde olduğu rapor edilmiştir.
Dosyaya sunulan “Alacağın Temliki Sözleşmesi” başlıklı tarihsiz temlikname ile, davacı şirketin devir eden olarak mahkememizin … esas (yeni esas … ) sayılı dosyasını devir alan …’ye temlik ettiği anlaşılmıştır.
Celp edilen tapu kayıtlarına göre, dava konusu taşınmaz … ili … ilçesi … köyü … mevkiinde bulunan … ada 1 parsel sayılı 1.068.807,61 m2 miktarlı Villa Tipi Konut, Alışveriş Merkez, Yönetim Binası ve Atıksu Arıtma Tesisi nitelikli ana taşınmazın … arsa paylı Tip … Villa nitelikli … nolu bağımsız bölümü … … A.Ş adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davalılardan … … A.Ş’ne ait taşınmaz üzerine yapılacak … Projesi adıyla yapılacak inşaatın … Etaplarına ait doğalgaz alt yapı ve parsel içi çelik doğalgaz tesisatlarının yapımı için taşeron davacı … .Dış Tic.Ltd.Şti ile davalılardan … Yapı San.ve Tic.AŞ arasında 19/05/2015 tarihli Taşeron Sözleşmesi imzalandığı, bilahare aynı taraflar arasında imzalanan 29/03/2017 tarihli Ek Protokol ile de … Projesi … ve … Etaplar Mekanik İşlerinin de 19/05/2015 tarihli sözleşme kapsamına dahil edildiği, 19/05/2015 tarihli sözleşmede ve 29/03/2017 tarihli ek protokolde iş bedelinin 5.070.000,00 TL olduğu, ek protokolün 3.6.maddesine göre söz konusu işlerin %77’sinin ödemesinin barter karşılığı yapılacağı, taşerona barter olarak … Projesi 3.etap adresinde bulunan 293 nolu villanın KDV dahil 2.400.000,00 TL ve … nolu villanın KDV dahil 2.200.000,00 TL toplamda 2 konutun 4.600.000,00 TL şeklinde barter olarak taşerona verileceği, aylık düzenlenecek hakediş bedelinin %77’sinin taşımaz (barter) için tutulacak olup, kalan ödeme şeklinin belirtildiği anlaşılmaktadır. Davacı … San.Dış Tic.Ltd.Şti ile davalılardan … Yapı San.ve Tic.AŞ arasında ayrıca … nolu bağımsız bölümün 2.200.000,00 TL bedel ile satışına ilişkin 28/03/2017 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi ve yine 28/03/2017 tarihli Satışa Konu Taşınmaz ve Bilgilendirme başlıklı sözleşme eki belge imzalanmış olup, Bilgilendirme Metninde 2.200.000,00 TL satış bedelinin ödeme şeklinin “Barter Ödemeli” olduğu belirtilmiştir. Davacı ile davalı … A.Ş: arasındaki Gayrımenkul Satış vaadinin adi yazılı sözleşme niteliğinde olduğu
görülmektedir.
Eser sözleşmelerinin bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, taraflara karşılıklı hak ve borçlar yüklemekte; yüklenici, finansman sağlayarak arsa malikinin taşınmazı üzerine bina yapma işini üstlenmekte, arsa maliki ise inşa edilecek binadaki bir kısım bağımsız bölümlerin mülkiyetini yükleniciye devretmeyi vaat etmektedir.
Arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen inşat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alınmasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davaları ile ilgili olarak kanunlarımızda bir düzenleme mevcut olmadığından bu konulardaki uyuşmazlıkların çözümünde uygulanan 30.09.1988 tarihli ve 1987/2 1988/2 sayılı Yargıtay İBBGK Kararı ile “tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davasının kural olarak kabul edilemeyeceği, bununla beraber Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmak üzere yapımına başlanılan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız bölümü teslim ederek alıcının onu malik gibi kullanmasına rağmen satıcının tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması hallerinde; olayın özelliğine göre Medeni Kanunun 2. maddesi gözetilerek açılan tescil davasını kabul edilebileceği” benimsenmiştir.
Yukarıda içeriği açıklanan İBK kararı doğrultusunda davacının davalı yüklenici … Şirketinden taşınmaz aldığı, bedeli ödediği, yeri teslim aldığı ve ferağ icbar koşullarının bulunduğu dosyadaki deliller ile sabittir. Böyle bir durumda sözleşmenin geçersizliğinin ileri sürülmesi TMK 2.maddeye aykırı olup dinlenemez.
TBK 19. madde hükmü uyarınca sözleşmenin yorumlanması ve tipinin belirlenmesinde yalnızca kullanılan sözcüklerin değil ulaşmak istedikleri amaç ve ortaya koymak istedikleri iradelerinin esas alınması gerektiği düzenlenmiştir. Taraflar sözleşmeyi ne şekilde adlandırmış olursa olsun somut durumda hakimin sözleşmenin gerçek tipinin re’sen araştırarak karar vermesi gerekmektedir. Bu noktada sözleşmenin içeriği önemli bir yol göstericidir. Sözleşmenin içeriği belirlenirken de öncelikle sözleşmenin konusuna bakılması gerekmektedir.
Arsa sahibi, inşa edilen bağımsız bölümlerin mülkiyetini, gelir elde etme amacına yönelik olarak devretmek için yükleniciye karşı taahhütte bulunur. Ancak mülkiyetin devri yükleniciye değil sözleşmenin kurulması aşamasında henüz kim oldukları belli olmayan 3. kişilere karşı ifa edilecektir. Arsa sahibi ile yüklenici arasındaki bir sözleşme, ”asgari gelir taahhüdü içeren gelir paylaşımlı inşaat sözleşmesi” olup, sözleşmede asgari bir meblağ kararlaştırılmış olması sözleşmenin satış vaadi sözleşmesi olması sonucunu doğurmayacağı gibi; yüklenici tarafından arsa sahibine sadece bu meblağın ödeneceği; bu meblağı aşan gelirin ise artık arsa sahibi ile paylaşılmayacağı anlamına gelmeyecektir. Sözleşmede açıkça zikredilen meblağ, satış bedelini değil, garanti edilen asgari gelir taahhüdünü ifade etmektedir. Gelir paylaşımlı inşaat sözleşmelerinde, sözleşmenin kurulması anında, bağımsız bölümlerin satışından ne kadar gelir elde edileceğinin bilinmesi mümkün değildir.
Yani Taraflar arasındaki gerçek amaç, arsanın satışı değil, bunun üzerine yapılacak bağımsız bölümlerin 3. kişilere satışından gelir elde etmek ve bundan pay almak, tarafların gerçek iradesinin arsanın satışı olduğu bağımsız bölümlerin 3. kişilere satışından arsa sahibine sorumluluğu bulunmadığını ileri sürmek tarafların gerçek iradeleriyle bağdaşmamaktadır. Yani arsa sahibi gerçekte bağımsız bölümleri 3. kişilere satılmasını istemekte ve bu amaçla yükleniciyle sözleşme akdetmektedir. Satıcı arsa sahibinin, alıcı 3. kişilere karşı borcu ifa yükümlülüğü altında bulunduğu kabul edilmiştir.
Alıcı-3. kişilerle akdedilen sözleşmelerin tarafının doğrudan arsa sahibi olduğu hususu kabul görmese dahi, bu kez, adi ortaklığa ilişkin, müteselsil sorumluluk esasının kıyasen uygulanması gereğince, olayda yine de arsa sahibine arsa paylarını yükümlülüğü altında bulunduğu kabul edilmiştir.
Hukukumuzda adi şirketi düzenleyen mevzuat hükümleri incelendiğinde:
TBK’nun 620. Maddesinde, ”adi ortaklık sözleşmesi iki veya daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir” denilmiştir. Bu tanımdan, adi şirketin – ortaklığın – unsurlarını; kişi, sözleşme, katılım payı, amaç (müşterek gayeye ulaşmak için birlikte çalışmak unsuru) şeklinde belirtilmiştir.
Adi ortaklık; Bir yönüyle borç sözleşmesi olmasının yanı sıra, bir yönüyle de ortak bir gayenin yerine getirilmesini amaçlayan sosyal bir birliktir. Bu nedenle, ticari ilişkide ortakların şahsı da önem arz etmektedir. Kanun, adi ortaklık ilişkisinin kurulması için herhangi bir şekil şartı öngörmemiştir. Kanun ortaklık sözleşmesinin geçerliliğini şekle bağlamamıştır. Adi ortaklık sözleşmesinin en önemli iki unsuru; ortak amaç ve ortak amacı gerçekleştirmek için ortak çaba unsurlarıdır. Bu iki unsur adi ortaklığın olmazsa olmaz unsurlarıdır. Ortak amacı gerçekleştirmek için ortaklar çaba harcamak, tüm ortakların bu amaç etrafında toplanmalarını, iş birliği yapıp emek ve gayret göstermelerini ifade eder.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu olayımıza benzer bir davada, arsa sahipleri ve yüklenicileri arasında ” düzenleme şeklinde satış vaadi ve hasılat paylaşımı konut yapım sözleşmesini adi ortaklık sözleşmesi olarak kabul etmiş arsa sahibine hiç bir suretle, ismiyle ve logosuyla olsun, hiç bir pazarlama dokümanında duyuru, ilan, reklam, tabela ve diğer tanıtım materyalleri başta olmak üzere, inşa, pazarlama, satış faaliyetinin hiç bir aşamasında yer almamış ve görülmemiş olmasına rağmen yargıtay arsa sahibi ile yüklenici arasındaki sözleşmeyi adi ortaklık olarak nitelemiş ve alıcı 3. Kişilere karşı arsa sahibinin de müteselsilen sorumlu olduğuna hükmetmiş bulunmaktadır. ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24/04/2013 tarih ve E. 2012/13-798, K.2013-568 sayılı kararı)
Somut olayda, ödeme tamamlanmış ve taraflarca
kabul edildiği üzere taşınmaz teslim edilmiş durumdadır. Bu durumda davacının sözleşmeye göre tescil talebinde bulunma hakkı bulunmakta olup, bunun gerçekleşmemesi halinde davacının
verdiği bedeli yasal hükümler doğrultusunda geri talep hakkı doğacaktır. Burada sorun tapu kaydının diğer davalı üzerinde olmasıdır. Davacı davalıların adi şirket konumunda olduklarını, dolayısıyla tescil talebinin kabulünü talep etmektedir. TBK 620. Maddeye göre adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca
erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri bir sözleşmedir. Şirketin kurulması için kişi, sözleşme, sermaye payı, ortak gaye, birlikte çalışma, şekil ve konu unsurlarının bir arada bulunması gerekmektedir. Davalılar arasındaki hukuki ilişki Kadıköy … Noterliğinin … tarih ve … sayılı sözleşmesine dayanmaktadır. Anılan sözleşme “ Düzenleme şeklinde gayrımenkul satış vaadi sözleşmesi” dir. Burada taşınmaz sahibi, hissesini diğer tarafa belirli koşullarla devretmeyi taahhüt etmektedir. Anılan hisseler belirli etaplarda diğer tarafa devredilecek olup, bir etabın ödemesi tamamlandıktan sonra diğer etabın bedellerinin ödenmesi gerektiği belirtilmiştir. Davacının davalı yüklenici … Şirketinden taşınmaz aldığı, bedelini ödediği, yeri teslim aldığı ve ferağ icbar koşullarının bulunduğu ve TMK ‘nın 2. Maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralı uyarınca sözleşmenin geçersizliğinin ileri sürülmesinin hukuka aykırı olacağı, davalılar arasında hasılat paylaşımı esasına dayalı konut yapım ve satımı konusunda adi ortaklık kurulduğu anlaşıldığı, Davalılar arasında akdedilen sözleşmenin nitelik itibariyle, karma nitelikte gelir paylaşımlı inşaat sözleşmesi olduğu, gelir paylaşımına dayalı inşaat sözleşmesi, yüklenicinin, sözleşmede belirlenen yapı eserini meydana getirme ve bu suretle bağımsız bölümlerin satışına aracılık etme borçlarını üstlendiği, buna karşılık arsa sahibinin, arsası üzerinde inşa edilecek bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satmayı vaat ettiği ve inşa edilen bağımsız bölümlerin satılmasıyla elde edilecek geliri yükleniciyle paylaşmayı borçlandığı sözleşmedir. Sözleşmenin 2.2. Maddesinin 2. Paragrafında, ” müşterilerden yapılacak tahsilatlardan satmayı vadedene virman edilecek hasılat payı toplamı”nda bahsedilmiş olması, sözleşmenin esasında bir gelir paylaşımı sözleşmesi olduğunu açıkça göstermekte olup Adi ortaklıkta iştirak halinde mülkiyet hükümleri söz konusu olup ortaklar dışa karşı da müşterek ve müteselsilen sorumlu olduklarından davacının tapu iptali ve tescili talebinin haklı ve yerinde olduğu, her iki davalı arasındaki sorumluluk esası dikkate alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Dava konusu … İli, … İlçesi, … Mahallesi, …. çiftliği Mevkiide kayıtlı, … Ada, … Parsel, tip … villa niteliğindeki, … nolu bağımsız bölümlü taşınmazın davalı … … A.Ş adına olan tapusunun iptali ile temlik alan … adına tapuya kayıt ve tesciline, tescil yönünden her iki davalınında müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının tespitine,
2-İİK 28.maddesi uyarınca karar örneğinin B.Çekmece Tapu Sicil Müdürlüğüne gönderilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 580.635,00 TL harçtan peşin alınan ve tamamlanan toplam 107.950,50 TL harcın mahsubu ile eksik 472.684,50 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 5.521,55 TL posta masrafı ile 37.570,50 TL peşin harç+ 70.380,00 TL tamamlama harcı+ 44,40 TL başvuru harcı + 6,40 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 113.522,85 TL. yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 323.000,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalılar tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalılara iadesine,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342.maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
16/03/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır