Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/799 E. 2022/475 K. 29.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/799
KARAR NO : 2022/475

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/10/2021
KARAR TARİHİ : 29/04/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ….. AVM’de 2013 yılından beri ……. bayiliği işlettiğini, davalının ….. AVM ortak alanı üzerinde, ……. Yönetiminden kiraladığı alan üzerinde 01.09.2019 tarihinden beri bijuteri standı işlettiğini, davalının ilk olarak 01.09.2019 tarihinde …… Çarşı ( –1) katta 4 numaralı dükkan önünden 3,68m2 lik gümüş takı ve aksesuar stand yeri kiraladığını, 01.03.2021 tarihinde (-1) katta 5 numaralı dükkan önünden 3,68 m2’lik başka bir stand yeri daha kiraladığını ancak ikinci kira sözleşmesinin akabinde kiraladığı her iki stand yerini kira sözleşmelerine aykırı olarak birleştirdiği ve …… Çarşı ortak alanını gasp edecek şekilde 10,32 m2 lik standı kullanmaya başladığını, davalının işgal ettiği 2,96 m2’lik alanın ise müvekkilinin işletmesinin önünde bulunduğunu, davalının yatay olarak bir işgalle sınırlı kalmadığını, dikey olarak da büyümeye giderek (-1) katta faaliyet gösteren müvekkilinin görünürlüğünü engellediğini ve ticari faaliyet alanını sınırlandırdığını, davalının bu tutumuna daha fazla seyirci kalamayan müvekkilinin ve çalışanı 08.09.2021 tarihinde Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na davalı hakkında kişilerin huzur ve sükûnetini bozma suçundan suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkilinin …… Çarşı’da ekonomik hayatlarını huzur içinde sürdürmeye çalışırken davalının haksız/hukuka aykırı fiili sonucunda maddi zarara uğradıkları, bu zararın günlük ortalama 50 TL olup, Mart 2021- Eylül 2021 dönemi için 10.000-TL olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı tarafın haksız eyleminin müvekkilinin ekonomik hayatına etkilediği göz önünde bulundurularak 10.000-TL ‘nin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, işbu davanın, HMK madde 61 hükümleri kapsamında …… Çarşı Yönetim Kurulu Başkanlığına ihbar edilmesini, dava masrafları ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Husumet yokluğu ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli mahkeme olmaması sebebiyle mahkemenin görevine itirazlarının bulunduğunu, dava konusunun somutlaştırılmadığını, müvekkilinin 2014 yılından bu yana davacının da kiracı olduğu …… Çarşı içinde esnaflık yaptığını, müvekkilinin yönetimden kiraladığı standında yönetimin izin ve onayı dışında hiç bir iş ve işlem yapmadığını, bununla birlikte davacı tarafın kira sözleşmesine taraf olmadığını, müvekkilinin dava dışı çarşı içinde 2,96 m2 fazladan kullanım alanı sağladığı bir an için düşünüldüğünde dahi davacı tarafın kira sözleşmesi tarafı olmadığından davacı açısından bu hususun zarar doğurmasının hukuken mümkün olmadığını, müvekkilinin yönetim tarafından ortak alanda belirlenen bir alanı bir esnaf, kiracı olarak kiraladığını ve kullanmakta olduğunu, müvekkilinin standı dava dışı yönetimden izin alınarak yapılmış olup, müvekkilinin aldığı izin ve onay ile standını kurmuş ve işletmeye başladığını, müvekkilinin beyaz temiz ve daha şık bir görünüm elde etmek maksadı ile yeni bir stant yaptımak istediğini yönetim ile paylaştığını, davalı ile dava dışı yönetimin müvekkilinin standı hakkında 01.03.2021 tarihinde mutabık kaldıklarını ve bu mutabakat neticesinde müvekkilinin standının 15.03.2021 tarihinde montaj ile hazır hale geldiğini, davacının yönetimin de izni ile 15.03.2021 tarihinde montajı biten ve hazır hale gelen stant hakkında şikayet olduğu iddiası ile davacı yönetimin müvekkiline standın arka yükseklik köşe kısmı 1,5 metre orta merdiven alan 1,6 metre olarak onay verilmiş olsa da şikayetler nedeniyle yönetim tarafından bedeli karşılanarak cam olarak değiştirilmesini talep ettiğini, müvekkilinin de kabul ettiğini, yönetim ile uzlaşan müvekkilinin 19.03.2021 tarihli mutabakat yazısını imzaladığını, 19 Mart 2021 tarihli yönetim ve müvekkilinin imzasına havi mutabakat yazısından sonra müvekkilinin standının yönetim tarafından bedeli yönetimce karşılanmak üzere yönetimin uygun gördüğü şekle dönüştürüldüğünü, bu noktada yönetimin müvekkilinin standının yapım aşamasında dahi tüm hususları uygun gördüğünden izin verdiğini ancak gelen şikayetler doğrultusunda müvekkilinin standında küçülmeye gitmesini istediğini, hatta davalı yönetim izin verdiği standın küçültülmesini talep ettiği için stant küçültmesinde harcanan bedeli kendisinin ödediğini belirterek davanın mahkemenin görevsiz olması nedeniyle usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise haksız ve ispat edilememiş davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DOSYANIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiilden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği ise açıktır. (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E. 2018/2531 K. 2018/11280 T. 19.06.2018)
Somut olayda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; yapılan araştırmalar neticesinde davalının tacir olmadığı gerek mahkememizce yapılan araştırmalar sonucu yazılan müzekkere cevapları gerekse davalının cevap dilekçesindeki kabulü ile sabit görülmüş olup, anlaşılmakla bu haliyle uyuşmazlığı çözmede mahkememizin görevli olmadığı sabit görülerek ticari olmayan davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda re’sen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi gereğince aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.
29/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır