Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/742 E. 2022/333 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/742 Esas
KARAR NO : 2022/333

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/09/2021
KARAR TARİHİ : 29/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … ile davalılar arasında İstanbul İli, Çatalca İlçesi …… mevkideki 12 tane villa tipi konutun ve eklentilerinin bir takım işlerinin yapılması için 15/02/2021 tarihinde eser sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmeye göre villaların dış cephe boyası, ortak alan binasının boyası, bekçi binasının iç ve dış boyası, villaların çelik kapılarının boyanması, villaların doğal gaz borularının boyanması, çatıya çıkış kapakları, cam balkon içinin boyası, müvekkili tarafından ifa edileceği, davalı tarafın da müvekkiline yapılan işlerin karşılığı olarak 340.000,00-TL ödeme yapacağı, bununla birlikte iş sahibi davalılar tarafından işçilere günlük 250,00-TL’şer yevmiye verileceği, eser sözleşmesinin kurulmasında eserlerin meydana getirilmesinde verilen çek ve yapılan kısmi ödemelerde ticari şirketin imzası ve kaşesiyle birlikte, gerçek kişilerin de işlemleri ve talimatları bulunduğu, davalıların tümünün eser sözleşmesinin tarafı olduğu, müvekkilinin çalışmasından ve işi yürütmesinden oldukça memnun olan davalıların eser sözleşmesi kapsamında olmayan işleri de ekstra işler olarak dahil etmek istedikleri ve 12 adet villanın, doğrama, pencere ve camların aksesuarlarının değiştirilmesi, korniş, küpeşte işleri, bazı camların değiştirilmesi, villalardaki bazı yerlere sıva yapılması, ortak alanın ve bekçi binasının korkuluklarının verniklenmesi, cam balkon üstlerinin ağaçlar kesimi, merdiven, tuvalet, banyo boyanması, villaların çevresindeki beton tamirleri ve iç süpürgelik tamiri işleri, sıvaların yapılması gibi ekstra işleri de eser sözleşmesine ekledikleri, ekstra işler konusunda taraflar anlaştıktan sonra, müvekkilinin yükümlülüklerini yerine getirdiğini, tüm edimlerini eksiksiz ifa ederek eseri iş sahibinin kullanımına hazır hale getirdiğini, ancak davalıların bu işlerin masrafını karşılamadığını ve ücretini de ödemediğinini, asıl işlerin yapılmasına başlandıktan sonra karşı tarafın müvekkiline karşı çek verdiğini ve kısmi ödemelerde bulunduğunu ancak eser sözleşmesinde kararlaştırılan bedelden daha az bir ödeme yapıldığını, yani asıl işlerdeki işin karşılığı olan paranın tamamının müvekkiline ödenmediğini belirterek davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçelerinde özetle; zorunlu dava şartı olan arabuluculuk başvurusunun yerine getirilmediğini, huzurdaki davanın belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceğini, müvekkilinin davacı ile dava konusu eser sözleşmesi dahil her hangi bir sözleşme imzalamadığını, müvekkilin davacıya her hangi bir borcu da bulunmadığını, davacının zaman zaman paraya sıkışık olduğundan bahisle müvekkilden borç istediğini, müvekkilinin de davacıya borç para verdiğini, davacının müvekkilinin ikamet ettiği sitede bir takım tamirat işleri yaparken müvekkili ile tanıştığını, müvekkilinin site sakini olması sebebiyle yapılan işlemler konusunda fikir beyan ettiğini ve tamirat/ tadilat yapılması gerekli görülen alanlar hakkında bilgi verdiğini, taraflar arasında hen hangi bir eser sözleşmesi bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … davaya cevap vermemiş duruşmalara katılmamıştır.
DELİLLER : Vergi Dairesi müzekkere cevapları, İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü müzekkere cevapları, tüm dosya kapsamında toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye alacağın tahsili istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’nda ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen müzekkere yanıtlarında; davacının gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı, davalı …’ın gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunduğu söz konusu firmanın ticaret sicil kaydının Ticaret Sicili Yönetmeliği’nin 31. Maddesine göre 07/06/2013 tarihinde resen terkin edildiği, davalı şirketin tek yönetim kurulu üyesi ve yetkilisinin dava dışı …… olduğu bildirilmiştir.
Esenyurt Vergi Dairesinden gelen müzekkere yanıtında; davacının her hangi bir mükellefiyet kaydının olmadığı bildirilmiştir.
Küçükçekmece Vergi Dairesinden gelen müzekkere yanıtında; davalı …’ın 01/07/2004 tarihinde risk ve hasar değerlemesi işine başladığı, 31/12/2007 tarihinde faaliyetine son verdiği bildirilmiştir.
Halkalı Vergi Dairesinden gelen müzekkere yanıtında; davalı …’ın 26/04/2001 ile 30/06/2004 tarihleri arasında ticari faaliyette bulunduğu, davalı …’nin 10/01/2005 ile 31/12/2006 tarihleri arasında ticari faaliyette bulunduğu, ayrıca davalı … ile …’nin davalı şirketin ortakları olduğu bildirilmiştir.
20 Eylül 2021 tarih 10412 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin …. Sayfasında davalı …’nin tek ortaklı hale geldiği, şirket yetkilisi ve yönetim kurulu başkanının dava dışı …… olduğu, diğer davalıların şirkette her hangi bir yönetici/ ortak sıfatının kalmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıda değinilen hususlar çerçevesinde somut olaya bakıldığında; davalı şirket dışındaki davalılar ve davacının tacir vasfının bulunmadığı, uyuşmazlık konusu ilişkinin mutlak ticari davaların konusunu oluşturmadığı, nispi ticari dava şartlarının da bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görevi kapsamında kaldığı sonucuna ulaşılmakla, Mahkememizin görevsizliğine, dosyanın görevli Bakırköy Asiye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345. maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı ve davalı şirket ve …nin yüzünde diğer davalının yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/03/2022

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)