Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/738 E. 2022/347 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/738 Esas
KARAR NO : 2022/347

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 14/09/2021
KARAR TARİHİ : 31/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/04/2022
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; müvekkilinin, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün …. sicil numarasında kayıtlı ……. Ahşap Ve Aksesuar Sanayi Ve Dış Ticaret A.ş.’deki hisselerini 25.05.2020 tarihli hisse devir sözleşmesi ile …’a (Vergi No: …..) devrettiğini, ilgili devrin ortaklar pay defterine de işlendiğini, müvekkilinin, 25.05.2020 tarihli hisse devir sözleşmesine istinaden ……. Ahşap ve Aksesuar San. ve Dış Tic. A.Ş.’nin 2020 Olağanüstü Genel Kurul toplantısında kanuni temsilcilik görevini ve şirketteki hisselerini…… ‘a devretmiş olduğunu, …… ‘un yönetim kurulu başkanı olarak şirketi temsil ve ilzama yetkili olduğunu, müvekkilinin 25.05.2020 tarihinde ……. Ahşap ve Aksesuar San. ve Dış Tic. A.Ş’deki paylarının tamamını devrettiğini ve 25.05.2020 itibarıyla söz konusu şirkette kanuni temsilcilik görevinin son bulduğunun açık olduğunu beyan ederek 25.05.2020 tarihinde ……. Ahşap ve Aksesuar San. ve Dış Tic. A.Ş’deki paylarının tamamını devrederek şirketi temsil ve ilzam yetkisini yitiren müvekkilinin şirketteki paylarının ve kanuni temsilcilik görevinin sona erdiğinin tespiti ile kararın İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne tescilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: davacının dava dilekçesinde, diğer davalılardan olan …ndeki paylarını 25.05.2020 tarihi itibarıyla müvekkiline yapılan devrin tespitini istemiş ise de pay devir senedi ve davacı tarafından dava dosyasına sunulan olağanüstü genel kurul tutanağının 3. maddesinden de anlaşılacağı üzere müvekkilinin bahse konu şirkette 25.05.2020 tarihi itibarıyla yönetim kurulu başkanı olarak seçilerek 3 yıllık temsil ve ilzam görevi ile görevlendirildiğini, davacı tarafından açılan davada hukuki menfaatinin bulunmadığını, müvekkilinin, şirketin mali müşavirliğini yapan dava dışı …… ‘den olağanüstü genel kurulun tescil ve ilanının yapılması için ücretini ödediğini ancak müvekkilinin yurtdışında olduğu bir zamanda ödeme eksikliğini bahane göstererek tescil işleminin yapılmadığını beyan ederek hukuki menfaat yokluğu nedeniyle davanın reddini savunmuştur.
Davalı şirket davaya cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hisse devri ile kanuni temsilcilikten ayrıldığının tespiti ve tescili taleplerinden ibarettir.
Bilindiği üzere, açılmış bir davanın esasının incelenebilmesi (davanın mesmu, yani dinlenebilir olabilmesi) bazı şartların tahakkukuna bağlı olup bunlara dava şartları denir. Diğer bir anlatımla; dava şartları, dava açılabilmesi için değil davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır.
Mahkeme, hem davanın açıldığı günde hem de yargılamanın her aşamasında dava şartlarının tamam olup olmadığını kendiliğinden araştırıp, inceler ve bu konuda tarafların istem ve beyanları ile bağlı değildir. Dava şartları dava açılmasından, hüküm verilmesine kadar var olmalıdır. Dava şartlarının davanın açıldığı günde bulunmaması ya da bu şartlardan birinin yargılama aşamasında ortadan kalktığının öğrenilmesi durumunda mahkeme davanın mesmu (dinlenebilir) olmadığından reddetmesi gerekir.
Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartları arasında sayılmıştır. (HMK 114/1-h)
Dava açmaktaki hukuki yarar için; hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar olmalı, bu yarar dava açan hak sahibi ile ilgili olmalı ve dava açıldığı sırada halen mevcut bulunmalıdır. Ayrıca, açılacak davanın ortaya çıkacak tehlikeyi bertaraf edecek nitelikte olması gerekir. Bir kimsenin, hakkına ulaşmak için, mahkeme kararının o an için gerekli olması durumunda hukuki yararın olduğundan sözedilebilir. Bir mahkeme kararına ihtiyaç yoksa hukuki yarardan söz edilemez (Pekcanıtez H., Atalay, O./Özekes, M.: Medeni Usul Hukuku, Ankara 2011, s.297).
6102 sayılı TTK’nın 598/2 maddesinde ” (1)Esas sermaye paylarının geçişlerinin tescil edilmesi için, şirket müdürleri tarafından ticaret siciline başvurulur.
(2) Başvurunun otuz gün içinde yapılmaması hâlinde, ayrılan ortak, adının bu paylarla ilgili olarak silinmesi için ticaret siciline başvurabilir. Bunun üzerine sicil müdürü, şirkete, iktisap edenin adının bildirilmesi için süre verir.
(3) Sicil kaydına güvenen iyiniyetli kişinin güveni korunur.” hükmüne yer verilmiştir.
Davacı her ne kadar 25.05.2020 tarihinde ……. Ahşap ve Aksesuar San. ve Dış Tic. A.Ş’deki paylarının tamamını devrederek şirketi temsil ve ilzam yetkisini yitiren müvekkilinin şirketteki paylarının ve kanuni temsilcilik görevinin sona erdiğinin tespitini ve tescilini talep etmiş ise de, Dava konusu hisse devri işleminin, davalı şirketin 28.02.2020 tarih ve …… onay numarası ile tasdik edilmiş olan Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defteri’nin 2.sayfasındaki 25.05.2020 tarihli kararı ile alındığı, Dava konusu hisse devri işleminin, davalı şirketin 28.02.2020 tarih ve ….. onay numarası ile tasdik edildiği, Yönetim Kurulu Karar Defteri’nin 1.sayfasındaki 25.05.2020 tarih ve …… sayılı kararı ile alındığı, dava konusu hisse devri işlemi sonucunda davacı …’ın Yönetim Kurulu Başkanlığı’ndan ayrıldığı ve imza yetkisinin sona erdiği İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde davalı şirket tarafından tescil ve ilan edilmediği, pay devir senedi ve davacı tarafından dosyaya sunulan olağanüstü genel kurul tutanağının 3. maddesinden de anlaşılacağı üzere davalı …’un bahse konu şirkette 25.05.2020 tarihi itibarıyla yönetim kurulu başkanı olarak seçilerek 3 yıllık temsil ve ilzam görevi ile görevlendirildiği anlaşılmıştır. 6102 sayılı TTK’nın 598/2. maddesi gereğince, şirket müdürü tarafından tescil yaptırılmaması halinde ayrılan ortak adının silinmesi için ticaret siciline başvurabilir. Yasa’nın bu hükmüne göre, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı yoktur. Hukuki yarar dava şartı olup dava şartının bulunmaması halinde davanın usülden reddine karar verileceği anlaşıldığından Davanın hukuki yarara yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 114/1 h ve 115/2 Maddesi gereğince usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/2005 esas 2021/248 kararı)
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK 114-1 h ve 115/2.maddeleri gereğince hukuki yarar şartı yokluğundan dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile eksik 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile adı geçen davalıya ödenmesine,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342.maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
31/03/2022

Başkan …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Katip …
¸(e-imzalıdır)