Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/705 E. 2022/406 K. 15.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/705
KARAR NO : 2022/406

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/09/2021
KARAR TARİHİ : 15/04/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı arasında ticari alım satımdan kaynaklı olarak ……… numaralı 02.12.2020 tarih ve 145.403,74 TL bedelli fatura düzenlendiğini, akabinde davalının geçmiş alım satımları ve ödemeleri de düşülmek kaydıyla 04.03.2021 tarihinde 34.530,40 TL cari borcu için talep edilmesine rağmen ödeme gerçekleştirilmediğini, ödeme gerçekleştirmeyen ve haksız olarak oyalama sürecine giden davalı için cari hareket dökümü ve fatura da eklenmek kaydıyla Bakırköy …… İcra Müdürlüğü …….. E. Sayılı dosyası ile takibe geçilerek bakiye alacak talep edildiğini, ancak davalının haksız ve mesnetsiz olarak takibe itiraz ettiğini ve takibin durdurulmasına sebebiyet verdiğini, işbu ticari uyuşmazlık nedeniyle Baakırköy Arabuluculuk Bürosu’na başvurulduğunu, ……… numaralı arabuluculuk dosyasında ekli tutanakta da görüleceği üzere davalı arabuluculuğa katılmadığı ve anlaşmama nedeniyle işbu davanın açılmasının zaruri hale geldiği, davacı tarafın yukarıda açıklanan ve resen dikkate alınacak sebeplerle fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla; haksız olarak yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz sebebiyle %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı usulüne uygun meşruhatlı davatiyeye rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
Bilirkişi 14/03/2022 havale tarihli raporunda; Davacı tarafın 2020-2021 yılına ait ticari defter ve kayıtlarını usulüne uygun tuttuğunu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, HMK 222 (5) maddesinde “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” ifadesi yer almıştır. Davalı tarafın 01.02.2022 tarihli defter inceleme günü gelmediğinden ticari defter kayıtları veya belgeleri üzerinden inceleme yapılamadığı, bu husustaki takdirin mahkemeye bırakıldığı, davacı tarafın davalı tarafa düzenlediği 2020 yılında toplam 8 adet ve KDV dâhil 201.161,82 TL tutarlı, 2021 yılında toplam 1 adet ve KDV dâhil 2.464,73 TL tutarlı faturanın olduğu, davacı tarafın davalı tarafa düzenlediği ve takibe konu ettiği 2020 yılında toplam 1 adet ve KDV dâhil 145.403,74 TL tutarlı faturanın olduğu, 02.12.2020 tarihli KDV dahil 145.403,74 TL tutarlı, ……… numaralı faturanın, açıklama kısmına “……… ” diye yazıldığı, miktar ve birim fiyatlarının belirtildiği, faturanın e-fatura olduğu ve teslim eden ile teslim alan kısımlarının bulunmadığı, imza karşılığı teslim edilmediği ve teslim alınmadığı, iş bu faturaların davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarına usulüne uygun olarak edilmediği, davalı tarafın iş bu faturalara itiraz ettiğine dair dosya muhteviyatında herhangi bir tevsik edici belgeye rastlanılmamıştır. “Türk Ticaret Kanununun MADDE 21-(2) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” ifadesi yer almaktadır. Davacı tarafın 2020 yılında 8 adet fatura düzenlediği, davacı tarafın 6 adet faturayı BS FORMU ile beyan ettiği, davalı tarafın 5 adet faturayı BA formu ile beyan ettiği, davacı taraftan farklı olarak sadece 1 adet KDV dahil 23.272,64 TL tutarlı faturayı beyan etmediği, 2 adet faturanın ise BS-BA formu yasal beyan sınırının altında kaldığından taraflarca beyan edilmediği /edilemediği, davacı tarafın 2021 yılında 1 adet fatura düzenlediği, faturanın BS-BA formu yasal beyan sınırının altında kaldığından taraflarca beyan edilmediği/edilemediği, takibe konu faturanın taraflarca BS-BA formu ile beyan edildiği, davacı tarafın dosya muhteviyatına sunduğu cari hesap ekstresinde, 2020 yılı: davalı taraf ile cari hesap ilişkisinin 4,64 TL (B) tutarlı devreden açıklamalı kayıt işlemi ile başladığı, 29.06.2020 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 3.427,25 TL alacaklı olduğu, 24.12.2020 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 57.058,67 TL alacaklı olduğu, 2021 yılı: 23.01.2021 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 57.058,67 TL alacaklı olduğu, 04.03.2021 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 34.350,40 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın inceleme günü gelmediği, yerinde inceleme talebinin olmadığı, dosya muhteviyatına ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı, davacı tarafın takip tarihi itibariyle ticari defter ve kayıtlara göre 34.530,40 TL asıl alacağını talep edebileceği, davacı tarafın takip öncesi 1.097,67 işlemiş faiz talebinin bulunduğu, davalı tarafın takip tarihinden önce temerrüde düştüğüne/düşürüldüğüne dair dosya muhteviyatında herhangi bir tevsik edici belge bulunmadığı, bu husustaki takdirin mahkemeye bırakıldığı, davacı tarafın takip tarihinden itibaren asıl alacak üzerinden ticari temerrüt faizi talep edebileceği görüş ve kanaatine vardığını bildirmiştir.
DOSYANIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacının, bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı icra dosyasına yapmış olduğu itirazında müvekkillinin alacaklı görünen tarafa herhangi bir borcunun olmadığını, bu nedenle takibe, borca, ödeme emrine, işlemiş ve işleyecek faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini beyan etmiştir.
Bakırköy …….. İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 34.530,40 TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış, BA ve BS kayıtları celbedilmiş, davalı tarafça ödeme savunmasında bulunulmadığından usul ekonomisi ilkesi gereği defter incelemesi yapılmasına gerek görülmemiş ve mahkememizce BA ve BS kayıtları üzerinde resen inceleme yapılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Davaya konu faturanın e-fatura olması sebebiyle; E-fatura, GİB sisteminden geçtikten sonra alıcısına iletilir. Ticari e-faturanın iade ve iptalinde, düzenlenen e-faturalarda alıcının kabul etme ya da reddetme seçeneği vardır. Gönderici, alıcıdan faturanın alıcıya iletildiği tarihten itibaren sekiz gün içerisinde sistem üzerinden bir yanıt vermesini bekler. Alıcı bu süre içerisinde sistem den ret yanıtı gönderirse iade faturası düzenlemesine gerek kalmaz ancak isterse alıcı bu süre içerisinde harici yöntemlerle (TTK 18/3 te belirtilen noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile) de iade faturası düzenleyebilir. Sekiz gün içerisinde yanıt dönülmez, iade faturası düzenlenmezse sistem bu e-fatura için yanıt verme işlemine kapatılır, fatura kesinleşir. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 2019/1767 esas, 2022/163)
Davacı, fatura alacağı olduğundan bahisle iddiada bulunmuş olup, faturaya konu malın teslim edildiğine ilişkin ispat yükü davacı üzerindedir.
Esasen VUK nun 381 seri nolu genel tebliği ve Ba formu içeriği ile vergi uygulaması gözetildiğinde aksini düşünmek mümkün değildir. Yine genel ispat kuralları çerçevesinde hiç bir kimsenin kendi aleyhine delil oluşturmayacağı düşünüldüğünde davalı tarafın resmi bir kuruma dava konusu malları teslim aldığına yönelik beyanı kendisini bağlar.
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu içeriğine göre; davacının dava konusu ettiği faturanın, davalı tarafa düzenlediği 2020 yılında toplam 1 adet ve KDV dâhil 145.403,74 TL tutarlı faturanın olduğu, 02.12.2020 tarihli KDV dahil 145.403,74 TL tutarlı, ……… numaralı faturanın, açıklama kısmına “……..” diye yazıldığı, miktar ve birim fiyatlarının belirtildiği, faturanın e-fatura olduğu ve teslim eden ile teslim alan kısımlarının bulunmadığı, imza karşılığı teslim edilmediği ve teslim alınmadığı, iş bu faturaların davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarına usulüne uygun olarak işlendiği, davalı tarafın iş bu faturalara itiraz ettiğine dair dosya muhteviyatında herhangi bir tevsik edici belgeye rastlanılmadığı, davalı tarafın ticari defter ve belgelerini incelemeye sunmadığı ve ancak tarafların ba-bs formalarının incelenmesi ile davacı tarafın 2020 yılında 8 adet fatura düzenlediği, davacı tarafın 6 adet faturayı bs formu ile beyan ettiği, davalı tarafın 5 adet faturayı ba formu ile beyan ettiği, davacı taraftan farklı olarak sadece 1 adet KDV dahil 23.272,64 TL tutarlı faturayı beyan etmediği, 2 adet faturanın ise BS-BA formu yasal beyan sınırının altında kaldığından taraflarca beyan edilmediği anlaşılmakla sonuç olarak davacı ve davalı BA ve BS bildirimlerinin 23.272,64 TL lik fatura dışında fatura adedi ve miktarı ile uyumlu olarak bildirimlerinin yapıldığı davacının takip dayanağı olarak sunduğu faturanın ise davalı tarafından beyan edildiği görülmekle davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ,
Ve ancak dava, İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi fatura ve cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğundan, bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacağın ancak bilirkişi incelemesi ile bilinebilir olacağı ve dava açarken likit olmadığı anlaşılmakla talep edilen icra inkar tazminatının reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile davalının Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün………. esas sayılı takip dosyasından yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin aynı koşullarla devamına,
2-Şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 2.358,77 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 411,56 TL harcın mahsubuyla bakiye 1.947,21 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 411,56 TL peşin harç, 8,50 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 479,36 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 937,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-AAÜT gereğince hesap edilen 5.179,56 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/04/2022

Katip ……
¸e-imzalıdır

Hakim ……
¸e-imzalıdır