Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/659 E. 2022/177 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/659 Esas
KARAR NO : 2022/177

DAVA : Menfi Tespit (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/08/2021
KARAR TARİHİ : 16/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine Gaziosmanpaşa ……… İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, takipte müvekkili şirket yönünden ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiğini, bu nedenle itirazın iptali davası açılamadığını, diğer müvekkilinin zamanında itiraz ettiğini, takibe konu olan trafik kazasında müvekkillerinin imzası bulunmadığını belirterek takipten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete sigortalı araca davacı ………. ‘in sevk ve idaresindeki aracın çarparak kazanın meydana geldiğini, kazada kusuru bulunmayan sigortalısının zararının müvekkili tarafından karşılandığını ve TTK 1481. Maddesi gereği sigortalının haklarına halef olduğundan sigortalıya ödenen 1.072,00 TL tazminatın rücuen tazmini için takip başlatıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, davalı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen bedelin rücuen tahsili talebiyle başlatılan takipten dolayı davacıların davalıya borçlu olup olmadıklarının tespiti istemine ilişkindir.
Gaziosmanpaşa …….. İcra Müdürlüğü’nün ……… esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının davalı sigorta şirketi olduğu borçluların davacılar olduğu ve rücuen tazminat alacak talebiyle ilamsız icra takibi yapıldığı görülmüştür.
Davalı sigorta şirketi ile sigortalısı arasında yapılan kasko poliçesi celbedilmiş olup, sigortalı …….. hakkında tacir araştırması yapılmış ve ……… ‘ün tacir kaydının bulunmadığı ve kazaya karışan aracında ticari olmadığı gelen müzekkere cevaplarından anlaşılmıştır.
Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E. – 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. 17.01.1972 gün ve 1970/2 E. – 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise, o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Borçlar Kanununun 44′ üncü maddesine (TBK m.52) de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.
Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.03.1944 gün ve 37 E. – 9 K. Kararına göre de “Sigortacının sigorta poliçesinden münbais olmayıp kanundan aldığı bir salâhiyete istinaden ve haksız fiîl sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği dâvada hukuk mahkemesine başvurması gerekir.”
Davalı sigorta şirketi olup, uyuşmazlık haksız fiîlden kaynaklanmaktadır.
İncelenen tüm dosya kapsamına göre davalı sigorta şirketine kasko sigorta poliçesi ile sigortalı ……. plakalı araca davalıların sürücüsü ve maliki olduğu ………. plakalı aracın çarparak hasara neden olduğu ve davalı tarafça sigortalısına yapılan ödemenin halefiyet ilkesi kapsamında rücuen tahsili talebiyle başlattığı takipten dolayı davacıların davalıya borçlu olmadığının tespiti talebiyle açılan davada
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ……. Hukuk Dairesi’nin …….. esas, ……… karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklı olduğundan Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olup, mahkememiz görevsiz olduğundan mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davalı vekilinin yüzüne karşı(e-duruşma yöntemiyle) açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/02/2022

Katip ……..

Hakim ………