Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/658 E. 2022/1169 K. 05.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/658 Esas
KARAR NO : 2022/1169

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 12/08/2021
KARAR TARİHİ : 05/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …… Tekstil San. Ve Tic. Ltd.Şti’in İstabul Ticaret Odasına kayıtlı tek ortaklı 500.000-TL sermayeli şirket olup tüm hissesinin davalılardan …….. ‘ye ait olduğu, Eyüp sultan ……. Noterliğinin 05.05.2020 tarih, ……. yevmiye numaralı noter satış/devir sözleşmesi ile ……..’nin hisselerden %40’nı 200.000-TL bedel ile müvekkili davacı ……..’e devir ettiği, devir sözleşmesinin tescili için Bakırköy ……. Noterliğinin 06.07.2021 tarih, ……. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalılara şirket hisselerinin müvekkili adına tescilinin ihtar edildiği halde, davalı tarafından müvekkiline Bakırköy ……. Noterliğinin 08.07.2021 tarih, …….. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile tescil işlemlerinin yapılamayacağının bildirildiğini, davalının 1 yılı aşkın süre içerisinde İstanbul Ticaret sicili nezdinde tescili sağlanamayan şirket hisselerinin 3. kişilere devrinin önlenmesi için üzerine ihtiyati tedbir kararı konulması gerektiğini ifade ederek, talep edilecek maddi haklar saklı kalması kaydı ile, öncelikle …… Tekstil San. Ve Tic. Ltd.Şti’ne ait hisseler üzerinde 3. Kişilere devrinin önlenmesi amacıyla tedbir kararı verilmesine, yapılacak yargılama sonucunda Eyüp sultan …….. Noterliğinin 05.05.2020 tarih, ……. yevmiye numaralı noter satış/devir sözleşmesi ile müvekkiline devredilen hisselerin İstanbul Ticaret Sicili müdürlüğü nezdinde müvekkili adına tesciline, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
…… Tekstil San. Ve Tic. Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde özetle: davacının müvekkili şirket aleyhinde Bakırköy ……. İcra müdürlüğünün …….. esas sayılı dosyası ile 1.170.00-TL tutarlı icra takibi başlattığı, icra takibine itiraz nedeniyle Bakırköy Asliye Hukuk mahkemesinin …… esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davasının açıldığını, davacının müvekkili şirketten alacağı olduğu iddiası ve şirkette hissesi olduğu iddiasını kabul etmediklerini, davacı tarafından düzenlenen Eyüp sultan …….. Noterliğinin 05.05.2020 tarih, …….. yevmiye numaralı noter satış/devir sözleşmesinin müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, ayrıca kabul anlamına gelmemek kaydıyla Limited Şirket Pay devri sözleşmesinin yapıldığı tarih üzerinden 1,5 yıl geçmesine rağmen müvekkili şirketin ortaklar genel kurul onayı alınmamış olduğundan pay devir sözleşmesinin TTK 595 madde hükmü gereği geçersiz hale geldiğini, Davacı tarafından şirket pay devir işlemi öncesinde ve/veya sonrasında müvekkili şirket ortaklar genel kurulunca hisse devrine onay verilmediği gibi bu yönde şirketin ortaklar genel kurulu tarafından satışa onay verilmediğinden, davacının iddia ettiği pay devir işleminin Müvekkili şirket tarafından kabul edilmediği, şirket genel kurulunca onay verilmediğinden ortak pay defterine işlenemeyeceği ve ticaret sicili gazetesinde tescil ve ilan edilemeyeceğine ilişkin davacıya noter ihtarı ile bildirildiğini beyan etmiştir.
Davalı …….. vekili cevap dilekçesinde özetle; Kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkilinin Limited Şirket Devir sözleşmesi karşılığında davacıdan hiçbir bedel almadığını, devire konu hissenin değerinin devir sözleşmesinde yazılan 200.000 TL bedelin çok üzerinde olduğu gibi müvekkilinin 200.000,00 TL’yi veya hissenin gerçek değerini davacıdan tahsil etmediğini, Davacı tarafın müvekkili ile maske işi yapmak amacıyla şirkete sermaye girişi yaparak maske makinaları alınması amacıyla ortak olmak istediğini, ancak davacının taahhüt etmiş olduğu sermayeyi tam olarak ödemediğinden devir işleminden karşılıklı olarak vazgeçildiğini ifade ederek, Her türlü dava ve haklarının saklı kalası kaydıyla, davanın reddine yargılama giderleri ile avukatlık vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ……. Cevap Dilekçesinde özetle; Ticaret sicili memurluğunun TIK. 32. Ve Ticaret sicili yönetmeliğinin 34. M. Hükmü gereği işlem yaptığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER : Bilirkişi raporu, Bakırköy …… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …… Esas sayılı dosyası, Bakırköy ….. İcra Dairesi’nin ……. icra dosyası, tüm dosya kapsamında toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, hisse devri anlaşmasının geçerli olduğunun tespiti ile sicile tescili talebine ilişkindir.
Mahkememizce tarafların dayandığı deliller toplanmış, ticaret sicil kayıtları celbedilmiş ve konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 02/03/2022 tarihli raporunda; Davacı ile davalı …….. arasında, İstanbul Ticaret Sicili Memurluğunun …….. sicil numarasında kayıtlı ……. vergi kimlik numaralı, …… Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin beheri 25,00 TL değerinde 8000 adet payının 200.000 TL bedel ile davacıya devredildiğine ilişkin Eyüp Sultan ……. Noterliğinin 05.05.2020 tarih, ….. yevmiye numaralı hisse satış sözleşmesinin düzenlendiğini, devredilen hisseye ait devir tescil işlemlerinin davalı …….. tarafından Genel kurulda kabul edilmemiş olduğu gerekçesi ile yapılmadığını, Tek ortaklı limitet şirkette genel kurulu toplama yetkisinin davalı …….. sorumluluğunda olduğunu ve davalıdan başka karar alan başka ortak bulunmadığından, noter satışı ile yapılan hisse devrine ait genel kurul kabul oyunu davalının vermesi gerektiğini, Somut davada, davalının noter vasıtası ile devir etmiş olduğu hisseyi davacı taraf devretmeyeceğini ve ticaret sicilde yayınlatmayacağını açıkça beyan ettiğinden, davacının satın almış olduğu hissesin ticaret sicili gazetesinde yayımlanması ve şirkette hissedar olmasının şirkete fayda sağlamayacağını, Tarafların Eyüp sultan ……. Noterliğinin 05.05.2020 tarih, …….. yevmiye numaralı noter satış/devir sözleşmesi ile hisse alım/satımı yaptıklarını ve – satışın ifa edilmesi amacıyla davacının, davalıya yaptığı ödemeyi sebepsiz zenginleşme ilkelerine (TBK 77 vd) göre geri alabileceğini, Çünkü iki ve/veya daha fazla ortaklı Ltd. şirkette genel kurul diğer ortağın sermaye payının devrini engellemiş ve/veya reddetmiş ise şirket ortağının haklı nedenle şirketten çıkma ve paylarını alarak ortaklıktan ayrılma hakkı bulunduğu gibi, Tek ortaklı şirkette Hissesini devreden ortağın, devralana devretmesi için genel kurul kararına gerek olmadığını, ancak davalının hisse bedelini devretmeyeceğini açıkça ikrar ve bu durumda davacının ödediği bedeli karşı taraftan alma hakkı bulunduğunu İstanbul Ticaret Sicili Memurluğu açısından, Sicil Memurluğunun kendisine ibraz edilen belgeleri TTK. 32. Ve Ticaret sicili yönetmeliğinin 34. M. Hükmü gereği işlem yapmakla zorunlu bir kurum olduğundan, bu yönde karar verme hüküm kurma yetkisinin mahkemeye ait olduğunu belirtmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 595. maddesinde “(1)Esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemler yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noterce onanır. Ayrıca devir sözleşmesinde, ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri; rekabet yasağı ağırlaştırılmış veya tüm ortakları kapsayacak biçimde genişletilmiş ise, bu husus, önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım hakları ile sözleşme cezasına ilişkin koşullara da belirtilir.
(2)Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur.
(3)Şirket sözleşmesinde başka türlü düzenlenmemişse, ortaklar genel kurulu sebep göstermeksizin onayı reddedebilir.
(4)Şirket sözleşmesiyle sermaye payının devri yasaklanabilir.
(5)Şirket sözleşmesi devri yasaklamış veya genel kurul onay vermeyi reddetmişse, ortağın haklı sebeple şirketten çıkma hakkı saklı kalır.
(6)Şirket sözleşmesinde ek ödeme veya yan edim yükümlülükleri öngörüldüğü takdirde, devralanın ödeme gücü şüpheli görüldüğü için ondan istenen teminat verilmemişse, genel kurul şirket sözleşmesinde hüküm bulunmasa bile, onayı reddedebilir.
(7)Başvurudan itibaren üç ay içinde genel kurul reddetmediği takdirde onayı vermiş sayılır.” hükmü düzenlenmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “Dürüst Davranma” başlıklı 2. maddesinde; “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre; dürüstlük kuralı, herkesin uyması gerekli olan genel ve objektif bir davranış kuralıdır. Genel olarak dürüstlük kuralı kişilerin tarafı oldukları hukuki ilişkilerde dürüst, namuslu, ahlâklı ve diğer kişilerde yaratılan güvenle tutarlı şekilde davranmalarını ifade eder. Buna göre belirli bir hukuki ilişkide dürüstlük kuralına uygun davranış; toplumdaki dürüst, namuslu ve orta zekâlı bir kişinin, genel ahlâk, doğruluk ve karşılıklı güven esaslarına uygun davranış biçimidir. Dürüstlük kuralına uygun bu davranışın belirlenmesinde, toplumda geçerli olan genel ahlâk kuralları, günün adet ve uygulamaları, davranışın söz konusu olduğu hukuki ilişkilerin içerik ve amaçları da dikkate alınacaktır (DURAL, M./SARI, S.: Türk Özel Hukuku 6. Baskı, İstanbul 2011, s. 226-227).
Diğer bir anlatımla dürüst davranma “bir hak sahibinin hakkını kullanırken veya bir borçlunun borcunu yerine getirirken iyi ve doğru hareket etmesi yani dürüst, namuslu, makul, fiilinin neticesini bilen, orta zekalı her insanın benzer hadiselerde takip edecek olduğu yolda hareket etmesi” anlamındadır.
TMK’nın 2. maddesinde, hukuk düzeninin kişilere tanıdığı bütün hakların kullanılmasında göz önünde tutulması ve uyulması gereken iki genel ilkeye yer verilmektedir: Dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı hukuk düzeni, kişilere tanıdığı her bir hakkın kapsamı ile bunların kullanılmasının şartlarını ve şeklini ilgili hak yönünden özel olarak düzenlemiştir. Ancak, hayatın sonsuz ihtimallerinin önceden öngörülmesinin ve bunların en küçük ayrıntılara kadar düzenlenmesinin imkânsızlığı karşısında, bütün hakların kullanılmasında dikkate alınacak genel bir sınırlama koyma ihtiyacı duyulmuştur. Dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı, bu açıdan uyulması gerekecek genel kurallar olarak karşımıza çıkmaktadır. TMK’nın 2. maddesinde, hakların dürüstlük kuralına uygun kullanılması gerektiği ifade edilmiş, ardından hakların açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeninin korumayacağı belirtilmiştir. Bu ifade şeklinden yola çıkarak; bir hakkın kullanılmasında dürüstlük kuralına uyulmamasının müeyyidesinin, bu hakkın açıkça kötüye kullanılmış sayılması ve hukuken korunmaması olduğu kabul edilebilir.
Bir hakkın dürüstlük kuralına aykırı olarak kullanılması suretiyle başkasına bir zarar verilmesi hakkın kötüye kullanımını oluşturur. TMK’nın 2/I. maddesi herkesin haklarını, toplumda geçerli doğruluk dürüstlük ve iş ilişkilerinin gerektirdiği karşılıklı güven anlayışına uygun olarak kullanmasını emreder. Hakkın kullanımı ölçütünü Türk Medeni Kanununa göre dürüstlük kuralları verir. Bunun yanında ayrıca hak sahibinin başkasını ızrar kastıyla hareket etmiş olup olmadığını araştırmaya gerek yoktur. Önemli olan başkasına zarar vermek kastı değil, hakkın dürüstlük kurallarına aykırı olarak kullanılması sonucunda başkasının zarar görmüş olmasıdır.
Bu gerçeği göz önünde bulunduran 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK), 2. maddede herkesin “haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda” olduğu belirtilmiş, söz konusu davranış kurallarını, dürüstlük kuralı kavramı ile ifade etmiştir. Dürüstlük kuralı temelinde namuslu, doğru ve dürüst davranma kuralı yer alır.
Objektif iyi niyet olarak da tanımlanan ve dürüstlük kuralını düzenleyen TMK’nın 2. maddesi, bütün hakların kullanılmasında dürüstlük kuralı çerçevesinde hareket edileceğini ve bir kimsenin başkasını zararlandırmak ya da güç duruma sokmak amacıyla haklarını kötüye kullanmasını Kanun’un korumayacağını belirtmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında düzenlenen, hakkın kötüye kullanılması yasağı kuralının amacı, hâkime özel ve istisnai hâllerde (adalete uygun düşecek şekilde) hüküm verme olanağını sağlamaktadır.
Dürüstlük kuralı, bir kimseden dürüst bir insan olarak beklenen davranışı ifade eder. Bir davranışın bu nitelikte olup olmadığı, toplumda geçerli ahlâk ölçülerine gelenek ve göreneklere, karşılıklı uygulana gelen teamüllere ve hakları sağlayan ilişkilerin amacına göre tayin edilir.
Diğer yandan, hakkın kötüye kullanılıp kullanılmadığı belirlenirken; o kişinin hakkın kullanılmasında geçerli ve haklı bir yararının varlığı, hakkın kullanılmasının sağlayacağı yarar ile başkalarına vereceği zarar arasında aşırı oransızlığın olmaması, bir kimsenin kendi ahlâka aykırı davranışına dayanmaması ve uyandırılan güvene aykırı davranışta bulunmaması gibi ölçütler hakkın kötüye kullanılıp kullanılmadığını belirler
Bütün hakların kullanılmasında ve borçların ifasında uyulması gereken dürüstlük kuralı ve hakların genel sınırlarını oluşturan hakkın kötüye kullanılması yasağı, kamu düzeni ihtiyaç ve gerekleri nedeniyle konulmuş kurallardır. Bu nedenle, Medeni Kanun’un 2. maddesinin her iki fıkrası da emredici niteliktedir. Tarafların aralarındaki ilişkide dürüstlük kuralının ve hakkın kötüye kullanılması yasağının uygulanmayacağının kararlaştırmaları mümkün değildir. Dürüstlük kuralına veya hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı bir davranış, doğrudan hakkın mevcudiyetini ortadan kaldırdığından bir itiraz teşkil eder. Bu nedenle, dava dosyasındaki bilgi ve belgelerden hâkim, dürüstlük kuralına aykırı, hakkın kötüye kullanılması oluşturan davranışı tespit ediyorsa, ilgili tarafından ileri sürülmemiş olsa bile, kendiliğinden (resen) bunu dikkate almalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24.09.2019 tarih ve 2016/21-1788 Esas 2019/941 Karar sayılı içtihatı)
Somut uyuşmazlıkta, davalı şirketin tek ortaklı limited şirket olduğu, davacı ile davalı …….. arasında, İstanbul Ticaret Sicili Memurluğunun ……. sicil numarasında kayıtlı ……. vergi kimlik numaralı, …… Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin beheri 25,00 TL değerinde 8000 adet payının 200.000 TL bedel ile davacıya devredildiğine ilişkin Eyüp Sultan …… Noterliğinin 05.05.2020 tarih, …….. yevmiye numaralı hisse satış sözleşmesinin düzenlendiği, devir bedelinin davacı tarafından davalıya ödendiğinin hisse devri sözleşmesinde yazılı olduğu, böylelikle davacının sözleşmeden kaynaklanan edim yükümlülüğünü yerine getirdiği, ancak devir işleminin ortaklar kurulunda kabulü ve pay defterine kaydı ile ticaret siciline tescil ve ilanının gerçekleşmediği, davacının hisse devrinin pay defterine kaydı ile tescil ve ilan ettirilmesine ilişkin davalı ……… ‘ye hitaplı ihtarnameye rağmen, davalı …….. tarafından, noter vasıtası ile devir etmiş olduğu hisseyi davacı taraf devretmeyeceğini ve ticaret sicilde yayınlatmayacağını açıkça beyan ettiği ve hisse devrinin pay defterine kaydı ile tescil ve ilanının yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklandığı üzere, TMK’nın 2. maddesinde, hakların dürüstlük kuralına uygun kullanılması gerektiği ifade edilmiş, ardından hakların açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeninin korumayacağı belirtilmiştir. Bu ifade şeklinden yola çıkarak; bir hakkın kullanılmasında dürüstlük kuralına uyulmamasının müeyyidesinin, bu hakkın açıkça kötüye kullanılmış sayılması ve hukuken korunmaması olduğu kabul edilebilir.
Diğer yandan, hakkın kötüye kullanılıp kullanılmadığı belirlenirken; o kişinin hakkın kullanılmasında geçerli ve haklı bir yararının varlığı, hakkın kullanılmasının sağlayacağı yarar ile başkalarına vereceği zarar arasında aşırı oransızlığın olmaması, bir kimsenin kendi ahlâka aykırı davranışına dayanmaması ve uyandırılan güvene aykırı davranışta bulunmaması gibi ölçütler hakkın kötüye kullanılıp kullanılmadığını belirler. Dürüstlük kuralına veya hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı bir davranış, doğrudan hakkın mevcudiyetini ortadan kaldırdığından bir itiraz teşkil eder. Bu nedenle, dava dosyasındaki bilgi ve belgelerden hâkim, dürüstlük kuralına aykırı, hakkın kötüye kullanılması oluşturan davranışı tespit ediyorsa, ilgili tarafından ileri sürülmemiş olsa bile, kendiliğinden (resen) bunu dikkate almalıdır.
Somut olayda davalı …….., davacı ile arasındaki 05.05.2020 tarihli Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi ile davalı şirketteki beheri 25,00 TL değerinde 8000 adet hissesini davacıya devretmeyi noter huzurunda kabul ve beyan ederek, ayrıca sözleşmede açıkça hisse bedeli olan 200.000,00 TL’yi nakden ve tamamen aldığını belirttiği, davacıda dava konusu 8000 adet hissenin kendisine devredildiğine ve söz konusu devir nedeniyle sözleşmede belirtilen miktar olan 200.000,00 TL’yi nakden ve tamamen ödediğinin belirtildiği, davalının, davacının şirketin ortağı olduğu yönünde güven uyandırmasına ve devir tarihinde davalı şirketin tek ortağı olmasına rağmen, dava konusu hisselerin davacıya geçişi için TTK’nın 595/2. maddesinde aranan ortaklar genel kurulu onayına ilişkin gerekliliği yerine getirmemesi, davacıya noter huzurunda devrettiği ve fakat TTK’nın 595/2. maddesindeki şart yerine getirilmediğinden davacının davalı şirketteki hak ve yetkilerini kullanmasını engellemesi, davacının zararına hareket etmesi Medeni Kanunun 2.maddesi gereğince dürüstlük kuralına ve hakkın kötüye kullanılma yasağına aykırılık teşkil ettiğinden davanın, davalılar …… Tekstil San. Ve Tic. Ltd.Şti ve …….. yönünden kısmen kabulu, diğer davalı …….. ise dava konusu edilen işlemde herhangi bir kusur ve sorumluluğu bulunmadığından, bu davanın yöneltilerek görülmesi ve sonuçlandırılması mümkün olmadığından, bu davalı yönünden davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen KABULÜNE,
2-Davacının talebinin KABULÜ ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün …… numaralı sicile kayıtlı davalı …… Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin davalı …….. adına kayıtlı olan %40 hissesinin davacıya ait olduğunun TESPİTİNE,
3-Bu hususun İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde TESCİLİNE ve Ticaret Sicil Gazetesinde İLANINA,
4-Davalı ……. yönünden davanın husumet yokluğundan REDDİNE,
5-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-AAÜT gereğince hesap edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davalılar …….. ve …… Tekstil Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’nden alınarak davacıya verilmesine,
7-AAÜT gereğince hesap edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacı tarafından davalı …… verilmesine
8-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin ve davalılar …….. ve …… Tekstil vekilinin yüzünde diğer davalının yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/12/2022

Katip ……
e-imzalıdır

Hakim ……
e-imzalıdır