Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/651 E. 2022/403 K. 15.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/651
KARAR NO : 2022/403

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/08/2021
KARAR TARİHİ : 15/04/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı- alacaklının, davalı- borçludan olan muhtelif tarih ve numaralı faturalardan kaynaklı cari
hesap alacağından dolayı Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün ….. E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı- borçlu, haksız ve kötü niyetli olarak işbu takipte yer alan
borca ve faize itiraz ettiğini ve takip durdurulduğunu, davacı ile davalı- borçlu ticari ilişkisi içerisinde olup işbu ticari ilişki neticesinde muhtelif tarih ve numaralı faturalardan kaynaklanan cari hesap bakiye 14.023,43-TL tutarında borcun ödenmediğini, yapılan şifahi görüşmeler sonucunda da mevcut bakiye borcun ödenmeyeceğinin anlaşıldığını, bu nedenle de borçlu aleyhine icra takibi başlatma zorunluluğunun doğduğunu, Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün …… E. sayılı dosyası ile başlatılan takibin davalı
borçlunun, haksız ve kötü niyetli itirazı neticesinde durdurulduğunu, davalı- borçlunun, icra takibine yapmış olduğu
haksız ve kötü niyetli itirazın iptaline, takibin devamına, yapılan icra takibine haksız ve kötü
niyetli olarak itiraz eden davalı- borçlunun takip konusu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı – borçlu tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı usulüne uygun meşruhatlı davatiyeye rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
Bilirkişi 05/03/2022 havale tarihli raporunda; Davacı tarafın 2021 yılına ait ticari defter ve kayıtlarını usulüne uygun tuttuğunu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı,
HMK 222 (5) maddesinde “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari
defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” ifadesi yer aldığı, davalı tarafın 01.03.2020 tarihli defter inceleme günü gelmediğinden ticari defter kayıtları veya belgeleri üzerinden inceleme yapılamadığı, bu husustaki takdirin mahkemeye bırakıldığı,
davacı tarafın davalı tarafa düzenlediği ve takibe konu ettiği cari hesap ekstresine ait 2021 yılında toplam 2 adet ve Kdv dâhil 47.331,00 TL tutarlı faturanın olduğu,15.03.2021 tarihli Kdv dahil 34.300,80 TL tutarlı, ….. numaralı
faturanın, satış faturası olduğu, açıklama kısmına “boyalı kumaş” diye yazıldığı, miktar ve birim fiyatlarının belirtildiği, faturanın e-fatura olduğu ve teslim eden ile teslim alan
kısımlarının bulunmadığı, imza karşılığı teslim edilmediği ve teslim alınmadığı, 31.03.2021 tarihli Kdv dahil 13.030,20 TL tutarlı, …… numaralı
faturanın, iade faturası olduğu, açıklama kısmına “Boyalı Kumaş tamir yapılmak üzere iade edilmiştir.” diye yazıldığı, miktar ve birim fiyatlarının belirtildiği, faturanın e-fatura olduğu ve teslim eden ile teslim alan kısımlarının bulunmadığı, imza karşılığı teslim edilmediği ve teslim alınmadığı,
iş bu faturaların davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarına usulüne uygun olarak işlendiği, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarına işlenip işlenmediğinin tespit
edilmediği, davalı tarafın iş bu faturalara itiraz ettiğine dair dosya muhteviyatında herhangi bir tevsik edici belgeye rastlanılmadığını, “Türk Ticaret Kanununun madde 21–(2) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” ifadesinin yer aldığı, davalı tarafın davacı tarafa düzenlediği 2021 yılında toplam 1 adet ve Kdv dâhil 14.307,57 TL tutarlı faturanın olduğu,
22.03.2021 tarihli KDV dahil 14.307,57 TL tutarlı, ….. numaralı
faturanın, satış faturası olduğu, açıklama kısmına “…… ” diye yazıldığı, miktar ve birim fiyatlarının belirtildiği, faturanın e-fatura olduğu ve teslim eden ile teslim alan
kısımlarının bulunmadığı, imza karşılığı teslim edilmediği ve teslim alınmadığı, iş bu faturanın davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarına usulüne uygun olarak işlendiği,
davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarına işlenip işlenmediğinin tespit edilmediği, davacı tarafın iş bu faturaya itiraz ettiğine dair dosya muhteviyatında herhangi bir tevsik edici
belgeye rastlanılmadığı, “Türk Ticaret Kanununun madde 21–(2) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” ifadesinin yer aldığı, davacı tarafın 2021 yılı mart ayında davalı tarafa düzenlediği 2 adet faturayı ve davalı tarafın düzenlediği 1 adet faturayı bs-ba formları ile beyan ettiği,
davacı tarafın Dosya Muhteviyatına Sunduğu Cari Hesap Ekstresinde, 2021 yılı: davalı taraf ile cari hesap ilişkisinin 15.03.2021 tarihli 34.300,80 TL (B) tutarlı kayıt işlemi ile başladığı,
22.03.2021 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 993,23 TL alacaklı olduğu, 31.03.2021 tarihli, 13.030,20 TL tutarlı, “satın alma iade faturası” açıklamalı kayıt işlemi ile davacı tarafın davalı taraftan 14.023,43 TL alacaklı olduğu, 31.03.2021-31.12.2021 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 14.023,43 TL alacaklı olduğu,
davalı tarafın inceleme günü gelmediği, yerinde inceleme talebinin olmadığı, dosya muhteviyatına ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı, davacı tarafın takip tarihi itibariyle ticari defter ve kayıtlara göre 14.023,43 TL asıl
alacağını talep edebileceği, davalı tarafın takip tarihinden önce temerrüde
düştüğüne/düşürüldüğüne dair dosya muhteviyatında herhangi bir tevsik edici belge
bulunmadığı, davacı tarafın takip öncesi işlemiş faiz talebinin bulunmadığı, davacı
tarafın takip tarihinden itibaren asıl alacak üzerinden avans faizi talep edebileceği, tarafların tazminat, muhakeme masrafları ve benzeri taleplerinin mahkemenin takdirlerine ait olduğu sonuç ve kanaatini bildirmiştir.
DOSYANIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacının, bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı icra dosyasına yapmış olduğu itirazında alacaklı görünen tarafa herhangi bir borcunun olmadığını, bu nedenle takibe, borca, ödeme emrine, işlemiş ve işleyecek faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini beyan etmiştir.
Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün …… E. sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 14.023,43 TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Öncelikle dosya kapsamında değinilen hukuki kavramlara değinmek gerekirse; dava yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabi olduğundan; ispat külfeti normal bir alacak davasındaki ile aynıdır. Ancak her iki dava ispat yöntemleri ve hukuki sonuçları bakımından farklılıklar göstermektedir. Bu bağlamda belirtmek gerekirse; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi gereğince ispat yükü, kanunda özel düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Bu genel kuralın dışında bazı hâllerde ispat yükü yer değiştirerek davalı tarafa geçer. Davacı ya da davalı iddiasını ya da savunmasını HMK’da belirtilen hükümlere göre ispat etmelidir. Buna göre yapılacak yargılama sonunda mahkemece verilecek karar ya davanın kabulü ya da reddine yönelik olacak; ancak takibin iptali ya da devamı hükmünü de içerecektir.
Bu açıklamalar da göstermektedir ki, itirazın iptali davası, icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir.
Kısmi ifaya ilişkin kurallar da (icra takibinin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan) 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 84 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre birden fazla borcu bulunan borçlu, ödeme zamanında bu borçlardan hangisini tediye etmek istediğini alacaklıya beyan etme hakkını haizdir. Aynı Kanun’un 86. maddesine göre de yasal olarak geçerli bir beyan vaki olmadığı yahut makbuzda ödemenin hangi borca mahsup edileceği gösterilmediği takdirde, tediye muaccel olan borca mahsup edilir. Birden çok borç muaccel ise tediye, borçlu aleyhinde birinci olarak takip edilen borca mahsup edilir. İcra takibi yapılmamış ise tediye, vadesi daha önce gelmiş olan borca mahsup edilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.05.2006 tarihli ve 2006/19-260 E., 2006/251 K., 09.06.2010 tarihli ve 2010/19-262 E. 2010/304 K, 27.01.2016 tarihli ve 2015/15-1830 E.,2016/98 K., 25.04.2018 tarihli ve 2017/19-903 E., 2018/974 K. sayılı kararlarında da bu yönde açıklamalar yer almaktadır.

İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu içeriğine göre; yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, davacının incelemeye sunulan defter ve belgeleri incelenmiş ancak
davalı tarafın inceleme günü gelmediği, yerinde inceleme talebinin olmadığı, dosya muhteviyatına ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı anlaşılmıştır. Davacı tarafın dosyaya sunduğu cari hesap ekstresinde, 2021 yılı davalı taraf ile cari hesap ilişkisinin 15.03.2021 tarihli 34.300,80 TL (B) tutarlı kayıt işlemi ile başladığı,
22.03.2021 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 993,23 TL alacaklı olduğu, 31.03.2021 tarihli, 13.030,20 TL tutarlı, “satın alma iade faturası” açıklamalı kayıt işlemi ile davacı tarafın davalı tarafı borçlandırdığı ve davalının muhtelif tarih ve miktarlarla ödemede bulunarak neticeten davacının, davalıdan 14.023,43 TL alacaklı olduğu anlaşılmakla davalı tarafın takip tarihinden önce temerrüde
düştüğüne/düşürüldüğüne dair dosya muhteviyatında herhangi bir tevsik edici belge
Bulunmadığı ve davacının da takip öncesi işlemiş faiz talebinin bulunmadığı, görülmekle davanın takip dosyası doğrultusunda kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile davalının Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin aynı koşullarda devamına,
2- Asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilecek icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 957,94 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 169,37 TL harcın mahsubuyla bakiye 788,57 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 169,37 TL peşin harç, 8,50 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 237,17 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 949,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-AAÜT gereğince hesap edilen 5.100,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır