Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/649 E. 2023/190 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/649 Esas
KARAR NO : 2023/190

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 09/08/2021
KARAR TARİHİ : 23/02/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/03/2023
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacılar vekili özetle; müvekkillerinin davalı şirket de dahil olmak üzere, …… Ev İhtiyaç Maddeleri Ticaret Ve Sanayi A.Ş., …… Mağazacılık San. Ve Tic. A. Ş. Ortağı olup belirtilen tüm şirketlerin, müvekkillerinin murisi ve eski yönetim kurulu başkanı ……nin, yönetim kurulu başkan yardımcısı …… ve yönetim kurul üyesi …… tarafından yönetildiğini, Muris ……nin vefatının ardından, belirtilen üç şirkette …… yönetim kurulu başkanı, …… yönetim kurulu başkan yardımcısı ve müvekkillerinden ……’nin ise yönetim kurulu üyesi olarak görev aldığını, davalı şirketin ortaklık yapısının %50 ……, %25 ……, %25 …… şeklinde olduğunu, 06.08.2020 tarihli genel kurul ile ……’nin yönetim kurulu başkanı, ……’nin ise yönetim kurulu başkan vekili ve ……’nin yönetim kurulu üyesi olduğunu, genel kurul kararı ile müvekkillerden …… yönetim kurulu üyesi olarak görevlendirildikten sonra, muris ……nin yönetim kurulu başkanı olarak görev yaptığı dönemde, faaliyet, üretim, satış raporları ve şirketin mali durumunu gösterir diğer raporlar düzenli olarak her hafta tüm yönetim kurulu üyeleri ile mail ve diğer yollarlarla paylaşılmakta olduğundan, kendisi de yönetim kurulu üyeliğine seçildikten sonra bu raporların kendisine iletilmesini talep ettiği, davalı şirket muhasebesi, yönetim kurulu başkanı …… tarafından, müvekkiline hiçbir bilgi ve belge verilmeyeceği yönünde talimat verildiğini ilettiğini, söz konusu durum üzerine müvekkili ……’nin, yönetim kurulu başkanından aynı bilgi ve belgelerin kendisine verilmesini talep ettiğinde, kendisi ile şirket işleyişine dair hiçbir bilgi verilmeyeceği söylendiğini, davalı şirkette yönetimi elinde bulunduran başkan ve başkan vekili, mevcut konumları kötüye kullanılmakta ve şahsi menfaatlerini şirket çıkarlarının üzerinde tuttuğunu, müvekkillerinin bilgi alma ve inceleme haklarının sistematik olarak engellendiğini beyan ederek şirket yönetiminin konusunda uzman bir kayyım heyetine verilmesini aksi kanaatte olunması halinde şirket yönetim kurulunun 100.000-tl ve üzerindeki işlemlerin dışarıdan oluşturulacak uzman kayyım heyetinin onayına tabii tutulmasına, davalı şirketin haklı nedenle feshine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: eski yönetim kurulu başkanı ……nin ani vefatı ile müvekkili şirketin yeni bir yapılanma içerisine girmek zorunda kaldığını, …… nin vefatı sonrasında tüm ortakların iyiniyetli olarak bir araya gelerek yapmış oldukları 28.05.2020 tarihli Olağanüstü Genel Kurulda yönetim kurulu başkanlığına ……’ni, yönetim kurulu başkan yardımcılığına ……’ni, yönetim kurulu üyeliğine ise davacı ……’ni seçtiklerini, ancak yönetim kurulu üyeliğine seçilen davacılardan ……’nin, gerek TTK hükümlerini gereği gerekse ticari hayatın kendisinden beklediği görevlerini yerine getirmediğini, üzerine düşen sorumlulukları her zaman ihmal ettiğini, davacıların kötüniyetle hareket ettiklerini, davacı iddialarının asılsız olduğunu, gerek yönetici gerek pay sahibi sıfatı ile kusurlu olan davacıların müvekkili şirketin feshini talep edemeyeceklerini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini, mahkemenin aksi görüşte olması halinde ise davacıların sahip oldukları payların bedellerinin ödenerek şirketten çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesi …… E. Sayılı dosyası, Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı …… soruşturma nolu dosyası, ihtarname örnekleri, e-posta/sms/….. yazışmaları, Ticaret sicil gazetesi kayıtları, SGK ve vergi dairesi kayıtları, banka kayıtları, şirket kayıtları, Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesi ….. Esas sayılı dosyası, bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, anonim şirketin feshi talebinden ibarettir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce aldırılan 12/09/2022 tarihli bilirkişi raporu ve 12/01/2023 tarihli bilirkişi ek raporu bilimsel veri ve içeriğe sahip, denetime elverişli bulunması sebebiyle hükme esas alınmıştır.

6102 sayılı TTK. Madde 530- (1) Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli olan organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, pay sahipleri, şirket alacaklıları veya Gümrük ve Ticaret Bakanlığının istemi üzerine, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, yönetim kurulunu da dinleyerek şirketin durumunu kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler. Bu süre içinde durum düzeltilmezse, mahkeme şirketin feshine karar verir. (2) Dava açıldığında mahkeme, taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir.
6102 sayılı TTK. Madde 531- (1) Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir.” Görüldüğü üzere, Kanun Koyucu çok açık bir şekilde haklı sebeple fesih davasının halka açık anonim ortaklıklar da dahil olmak üzere tüm anonim ortaklıklarda açılabileceğini kabul etmiştir. Hükümde, halka açık anonim ortaklıklarda azınlık olarak yüzde beş oranının yeterli olacağı ve sermayenin yüzde beşini temsil eden payların sahiplerinin fesih davasını açabileceği ifade edilmiştir.
Mahkemece feshe ya da başkaca alternatif bir çözüme hüküm
verilebilmesinin mümkün olması, bir başka deyişle, bir haklı sebebin varlığının tespiti halinde,
mahkemece diğer alternatif çözümlerin somut olaydaki sorunu çözmeye elverişli olup olmadığı
da göz önünde bulundurularak son çare olarak ortaklığın feshi ve tasfiyesine
hükmedilebilecektir.
TTK.’nun 529’uncu maddesi uyarınca anonim şirket sermayesinin en az ondabirine sahip her ortak, muhik sebeplere dayanmak şartıyla şirketin feshini mahkemeden talep edebilir. Ancak, şirketin feshini gerektirecek haklı neden bulunduğunu ileri sürenin (davacının), bu iddialarını ispat etmesi gerekir.
Gerçekten de haklı sebeplerin varlığını tespitte dar bir yorumun yapılması ve bu yolun ancak
son çare olarak başvurulacak bir yol olduğunun dikkate alınması zorunludur (Abuzer
Kendigelen, Hukuki Mütalaalar, C. II, İstanbul 2006, s. 433; Tekinalp, s. 343; Pulaşlı, s. 617;
Füsun Nomer-Ertan, “Anonim Ortaklığın Haklı Sebeple Feshi Davası-TTK m. 531 Üzerine
Düşünceler” İÜHFM C. LXXIII, S. 1, 2015, s. 426; Bilge, s. 273; Çelik, s. 575). Bir başka
deyişle, fesih en son çare olarak düşünülmeli, fesih kararı verilirken, pay sahipleri dışındaki
şirket çalışanları ve işletmenin faaliyet göstermesinde yararı bulunan diğer menfaat sahiplerinin
(stakeholders) çıkarları da değerlendirilmeli ve dikkate alınmalıdır (Ayşe Sümer, “Anonim
Ortaklıkların Haklı Sebeple Feshi”, MÜHFHAD, Özel Sayı, 2012, C. 18, S. 2, s. 845; Pulaşlı,
s. 617). Zira fesihle birlikte ortaklıkta çalışanların işine son verilecek, üretim duracak, sosyal
ve ekonomik sonuçlar ortaya çıkacaktır (Sümer, s. 844-845; Pulaşlı, s. 617). Görüldüğü üzere,
şirketin feshini haklı kılan sebeplerin varlığına rağmen, yaşatılmasının ekonomik ve rasyonel
açıdan daha doğru olacağına kanaat getiren mahkeme, şirketi feshetmek yerine, duruma uygun
düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir. Bu sebeple bu dava alternatif
çözümlüdür (Ünal Tekinalp, Sermaye Ortaklıklarının Yeni Hukuku, İstanbul 2020, s. 337).
Kaldı ki sebebin mahkemece haklı görülmesi halinde, şirketin feshine hükmedilmesinden önce
mahkemece alternatif çözümlerin araştırılıp incelenmesi gerekir. Zira fesih çok ağır bir
sonuçtur. Bu sebeple alternatif çözümler varken, şirketin varlığını ortadan kaldıran sonucun
seçilmemesi gerekir; fesih en son başvurulacak çaredir (Tekinalp, s. 337). Örneğin, fesih davası
şirketin kar dağıtmaması nedeni ile açılmış ise mahkeme kar dağıtımına karar verebilir. İsviçre
doktrininde duruma uygun düşen ve kabul edilebilir çözüm örnekleri arasında; kar dağıtma
zorunluluğu, yeni ortak alınması, sermaye artırımı, muhalif pay sahiplerinin temsilcilerinin
yönetim kuruluna alınması, bir iştirakin bölünmesi yer almaktadır (Tekinalp, s. 346; Sümer, s. 847. Ayrıca bkz. TK m. 531 gerekçesi).
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, celp edilen bilgi ve belgeler, alınan bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre, davacıların, davalı Şirket’te %50 paya sahip oldukları, bir
başka deyişle azlık sıfatını haiz olduklarından TK m. 531 uyarınca huzurdaki davayı açmaya yetkili oldukları, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 26.10.2021 Tarih-….. Sayı … Sayfa mucibince, Bakırköy ….. noterliği’nin 21.10.2021 tarih ve …. sayı ile tasdikli, 20.10.2021 tarihli genel kurul
kararına istinaden şirkette ……’nin YK üyeliğinin sona erdiği, şirketi müşterek olarak
…… YK Başkanı, …… YK Başk. Vekili olarak 20.10.2024’e kadar temsile
yetkili olduğunun tescil edildiği, Türkiye Ticaret Sicil Gaz. 10.08.2022 Tarih -….. Sayfasında 2021 yılı olağan genel
kurul toplantısına çağrı yapılmış ve ilan edilmiş olduğu, 06.09.2022 tarihinde yapılan olağan genel kurula vekaleten ve asaleten katılım sağlanmış olduğu ancak toplantıda divan heyeti oluşturulamadığı için toplantıya son verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Anonim şirketlerde feshi düzenleyen TTK’nın 531. maddesine göre haklı sebeplerin varlığı halinde, sermayenin en az 1/10 temsil eden pay sahiplerinin şirketin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde şirketin feshini isteyebileceği, mahkemece yapılan incelemede haklı sebeplerin varlığı halinde fesih yerine ortağın karar tarihine en yakın tarih itibariyle payını hesap ederek ortaklıktan çıkmasına yada kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebileceği düzenlenmiş olması karşısında ortaklıktan çıkma kararı verilebilmesi için de şirketin feshi şartlarının mevcut bulunması gerekir.
Mahkemenin feshe karar verebilmesi için, ileri sürülen sebeplerin
şirketin feshini gerektirecek nitelikte olması da gerekir. Alternatif çözümler varken, şirketin
varlığını ortadan kaldıran sonucun seçilmemesi gerekir. Feshin en son başvurulacak çare olmasından hareketle
huzurdaki davada duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verilebilip
verilemeyeceğinin irdelenmesi gerekmektedir.
Somut olayda, çözüm önerisi olarak, davacılar’ın paylarının karar tarihine en yakın
tarihteki gerçek değerinin ödenip davacılar’ın Şirket’ten çıkarılmalarıdır. Nitekim Davalı
vekilinin cevap dilekçesinde de bu çözümün davalı tarafından da önerildiği görülmektedir.
Şirketler hukuku bakımından şirketin devamlılığının sağlanılması esas olup; düzenleme uyarınca, ekonomik değer taşıyan şirketin feshi yerine şirketi ayakta tutacak diğer çözüm yollarının hâkimce değerlendirilmesi zorunlu kılınmıştır. Dava konusu şirketin 8 adet faal perakende
mağazasının bulunduğu, Şirket’te toplam 19 kişinin çalıştığı, kesinleşen 2021 dönemi verileri
itibariyle Şirket’in öz varlıklarının 2.148.396,81 TL tutarında olduğu,
Şirket’in 2020-2021 döneminde (pandemi dönemi) satışlarından kar ettiği ve kar dağıtmadığı
için öz kaynaklarını artırdığı, 2022 dönemi kesinleşmeyen verilere göre ise satışların
düştüğünün ve zarar ettiğinin görüldüğü ancak fiili durumda Şirket’in sürdürülebilir durumda
olduğu tespit edilmiş olup, dosya içeriğinden pay sahipleri arasında pek çok sayıda dava ve çekişmenin (dava, ihtarname, suç duyurusu vs) bulunduğu, ortaklar arasında uzlaşma olanağının
kalmadığı, güven
duygusunun temelinden sarsıldığı, ortaklar arasında yaşanan ihtilaflar nedeniyle davaların süregeldiği ve bu itibarla davada haklı nedenlerle fesih koşullarının gerçekleştiği sabit ise de; dosya içerisinde yer alan bilirkişi raporları ve belgelerden aile şirketi vasfındaki davalı şirketin halen elinde bulundurduğu malvarlıklarıyla şirket ana sözleşmesinde yer alan amaçları rahatlıkla gerçekleştirebilecek durumda olduğu, davalı şirketin feshi yerine
davacılar’ın şirket’ten çıkarılmalarının duruma uygun düşen ve kabul edilebilir bir çözüm
olduğu, davacılar’ın ayrılma payının dağıtılabilir yedek akçelerden karşılanabilir kısmının
davalı şirket tarafından satın alınabileceği; davacıların ayrılma payının dağıtılabilir yedek
akçelerden karşılanamayan kısmının ise TTK m. 385 uyarınca en geç altı ay içinde elden
çıkarılması gerektiğine ilişkin husus gözetildiğinde, davalı tarafın TTK 379. Maddesi ve TTK. 381. 382/c hükümlerinin uygulanması talebi şirketin kuruluş sözleşmesi ve işleyişi dikkate alındığında davalı tarafın talebi yerinde görülmeyerek, şirketin feshi yerine davacı ortakların pay bedellerinin taraflarına ödenmesi suretiyle ortaklıktan çıkarılmalarına karar verilmesi uygun görülmüş, şirketin feshi talepli davanın maktu harca tabi olması sebebiyle nispi harç alınmayarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacıların şirketin feshi taleplerinin reddi ile;
-Davacılar …… 562.500,00 TL, ….. 562.500,00 TL, …. 562.500,00 TL ayrılma akçeleri karşılığında davalı ….. Mağazacılık San. Ve Tic. A.ş ortaklıktan çıkarılmalarına, (…. vergi no, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün …. sicil nolu)
2-Masrafı davacılar vekilince karşılanmak üzere ticaret sicil gazetesinde ilanına,
3-1.687.500‬,00 TL toplam ayrılma payının karar kesinleştiği tarihten itibaren yürütülecek ticari faizi ile birlikte davalı şirketten tahsili ile davacılara 1 nolu hükümde belirtilen miktar bakımından ayrı ayrı ödenmesine,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile eksik 120,60 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 4.587,60 TL yargılama gideri ile 127,10 TL. toplam harç masrafı ki toplam 4.714,70 TL. yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
6-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacılara iadesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342.maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere davacılar vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
23/02/2023

Başkan ….
¸e-imzalıdır
Üye …..
¸e-imzalıdır
Üye ….
¸e-imzalıdır
Katip ….
¸e-imzalıdır