Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/631 E. 2022/621 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/631 Esas
KARAR NO : 2022/621

DAVA : İflas (İflasın Ertelenmesi)
DAVA TARİHİ : 26/02/2016
KARAR TARİHİ : 16/06/2022
KARARINYAZILDIĞI TARİH : 04/07/2022
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin plastik ambalaj (kapak vs.) üretimi yapma amacıyla kurulduğunu, yemeklik yağ ve madeni yağ sektöründe kullanılan plastik kapaklarla, pet şişe ve kavanoz kapak imal ettiğini, müvekkili şirketin 25/02/2016 tarihi itibariyle borca batık durumda olduğunu ancak sundukları iyileştirme projesinde borca batıklıktan kurtulabileceklerinden bahisle müvekkili şirketin borca batık halinin tespiti ile iflasının bir yıl süre ile ertelenmesine ve İİK.’nun 179/a maddesi uyarınca ihtiyati tedbirlere karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Usulüne uygun olarak sunulan müdahale dilekçeleri kapsamında müdahiller yargılamaya kabul olunmuştur. Müdahiller yargılama sürecinde sunmuş oldukları müdahale dilekçelerinde ve yargılama esnasındaki beyanlarında -özetle-; iflas erteleme koşullarının bulunmadığı, davacı tarafın borçlarını ödemekten kaçınmak amacıyla iflas erteleme isteminde bulunduğunu bu nedenle borçlu davacı şirketin iflasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
Bir kısım müdahil vekilleri özetle, iflas erteleme talebinin kabulünü talep etmiştir.
Mahkememizden verilen 23/01/2020 tarih ve ……. Esas ……… sayılı kararı İstanbul BAM ……. Hukuk Dairesinin 07/07/2021 tarih ve …….. Esas …… Karar sayılı ilamıyla kaldırılmıştır.
İstanbul BAM …….. Hukuk Dairesinin 07/07/2021 tarih ve ……. Esas ……… Karar sayılı kaldırma ilamında “…. her ne kadar davacı şirketin çalışanı olmadığı, üretim yapmadığı, gayrifaal olduğu tespit edilmiş ise de, aşamalarda alınan bilirkişi raporlarında heyete gayrimenkul değerleme uzmanı dahil edilmediği, ilk alınan raporda tespit edilen taşınmaz değeri ile son rapordaki değeri arasında büyük fark olduğu, dosyaya yansıyan kayıtlar itibariyle yapılan hesaplamada şirketin borca batık olmadığı, buna rağmen mahkemece karar tarihine yakın rayiç değerlere göre rapor alınmadığı anlaşılmakla, mahkemece öncelikle Bakırköy ……… Asliye Ticaret Mahkemesin …….. E. sırasında kayıtlı dosya akıbeti sorularak şirkete yönetim kayyımı atanması, şirketin güncel rayiç değerlerine göre borca batık olup olmadığının tespit edilmesi, müdahale talep eden ……….’ın yapmış olduğunu iddia ettiği ödemelere ilişkin kayıtlar istenerek kayyım ve bilirkişi heyetince şirket kayıtları ile karşılaştırılarak denetlenmesi gerektiğinden, istinaf yoluna başvuran davacı şirket ve asli müdahillerin, istinaf başvurularının kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 bendi uyarınca kararın kaldırılmasına ve Dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine, müdahale talep eden ……….’ın müdahale talebi ilk derece mahkemesince kabul edilmediğinden istinaf isteminin bu nedenle reddine….” karar verilmiştir.
Mahkememizin 02/09/2021 tarihli ara kararı ile, müdahale talep eden ……….’ın Müdahillik talebinin kabulüne karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 179 ve devamı maddeleri ile 6102 sayılı TTK’nun 376. ve 377. maddelerinde düzenlenen iflasın ertelenmesi istemidir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, ticaret sicil kaydı, ilan evrakı, vergi kayıtları, SGK kayıtları, tapu kayıtları, müdahale dilekçeleri, iyileştirme projesi, mahallinde yapılan keşif ve şirketin borca batık olup olmadığı, borca batık ise miktarının tespiti ile davacının iyileştirme projesinin uygulanabilir, ciddi ve inandırıcı olup olmadığı ve davacı şirketin ıslahının mümkün bulunup bulunmadığına ilişkin alınan bilirkişi raporu, kayyum raporu ile diğer bilgi ve belgeler, incelenmiş, irdelenmiş ve içerikleri anlaşılmıştır.
Celp edilen Bakırköy ……. Asliye Ticaret Mahkemesinin …….. esas sayılı dava dosyasının tetkikinde, davacılar, …….. Ambalaj San.tic.A.Ş. ve ……… tarafından ………. aleyhine 18/07/2019 tarihinde, Bakırköy ……. Noterliği’nin ……… yevmiye numarası ve 26.09.2018 tarih ile imzalanan “Hisse Devir Sözleşmesi” nin iptali, Ortaklar Pay defterinde gerekli düzeltmenin yapılması, ……… Ambalaj San. Ve Tic. A.Ş.’nin demirbaşlarının zarar görmemesi için davalının, şirketin faaliyet merkezinden çıkarılması ve……… Ambalaj San.ve Tic.A.Ş’ nin hisselerinin ticaret sicilden devrinin önlenmesi için tedbir talepli dava açıldığı, mahkemece 17/01/2022 tarihinde davacının verilen kesin süre içerisinde eksik harcı tamamlamadığından davanın açılmamış sayılmasına, karar verildiği görülmüştür.
Ticaret sicil kaydına göre, davacı şirketin ……. tarihinde tescil edildiği, tescilinin 14/10/1994 tarih …….. sayılı ticaret sicil gazetesinin 145-146. Sayfalarında ilan edildiği, iş adresinin ….. ……. Mah. …… Cad. No. 13 Silivri İstanbul olduğu, 30/05/2016 tarih …… sayılı ticaret sicil gazetesinde ilan edilen 12/05/2016 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında, yönetim kurulu başkanının, ………, Başkan vekili ….., Yönetim Kurulu Üyesi …….. ‘nın şirketi münferiden imzaları ile her hususta temsil ve ilzama yetkili oldukları anlaşılmıştır.
Tapu kaydına göre, İstanbul İli, ….. İlçesi, ……. Mah. …… ada, ……. parselde taşınmaz, 3.516,31 m2 alana sahip, arsa üzerinde 3 katlı imalathane arsas bulunduğu, 26/06/2014 tarihinde ….. cilt ve …. yevmiye numarası ile tamamı …… Kiralama A.Ş adına kayıtlı iken……… Ambalaj San. Ve Tic. A.Ş. Adına tescil edildiği görülmüştür.
04/03/2019 havale tarihli ………, …… ve ………. imzalı dilekçe ile şirket devri hususunda mutabakat sağlandığı, devir sözleşmesinin imza altına alındığı ancak işlemlerin tamamlanması için onay gerektiği belirtilerek hisse devrinin onaylanması mahkemeden talep edilmiştir.
Sunulan kayıtlara göre ……….’ın ayrıca ……. Plastik Ltd. Şti. ve……… Pazarlama Ltd. Şti.’ni de devraldığı anlaşılmıştır.
Davacı ……. Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin muamele merkezi ……. Mah. ……. Cad. No:13 Silivri/İSTANBUL adresi olup dava görevli ve yetkili mahkemece açılmıştır. Bakırköy ……. Noterliğinin 23/02/2016 tarih ve ……. yevmiye numarası ile tasdikli, davacı şirketin 23/02/2016 tarih …….. sayılı yönetim kurulu kararı ile borca batıklık bildirimi ve iflasın ertelenmesi talebiyle mahkemeye müracaat edilmesine oy birliği ile karar verilerek, karar şirket ortağı ve yönetim kurulu başkanı ……… ile yönetim kurulu üyeleri olan …….. ve ……. tarafından imzalanmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1.f bendinde vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması dava şartları arasında sayılmış, 6098 sayılı TBK nun 504. maddesinde vekaletin kapsamı düzenlenmiş ve TBK 504/3 bendinde “Vekil, özel olarak yetkili kılınmadıkça dava açamaz, hakeme başvuramaz, iflas, iflasın ertelenmesi ve konkordato talep edemez…” düzenlemesine yer verilmiştir. Yine davaya vekalette özel yetki verilmesini gerektiren hallerin düzenlendiği 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesi uyarınca müvekkili adına dava açıp iflas erteleme talebinde bulunan vekilin, vekaletnamesinde özel olarak yetkilendirilmiş olması zorunludur. Sunulan vekaletname ile borçlu şirket vekili yasal düzenlemelere uygun olarak iflas erteleme talebi yönünden özel olarak yetkilendirilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2004 sayılı İİK’nun 179/a maddesinde, mahkemece, iflasın ertelenmesi isteminde bulunulması üzerine, envanter düzenlenmesi ve yönetim kurulunun yerine geçmesi ya da yönetim kurulu kararlarını onaması için derhal bir kayyım atayacağı, ayrıca şirketin malvarlığının korunması için gerekli diğer önlemlerin alacağı, son fıkrada ise, kayyımın her üç ayda bir şirketin projeye uygun olarak iyileştirme gösterip göstermediğini mahkemeye rapor edeceği düzenlenmiştir. Mahkemece, öncelikle İİK 179/b maddesi gereğince tedbir kararı verildiği, yasanın 181. maddesi gereğince, İİK 160. Maddesinde belirtilen iflas avansı davacı tarafça yatırılmış, iflas erteleme davası İİK 179/a maddesinin göndermesi ile İİK 166. maddesi gereğince mahalli ………. Gazete ile yurt düzeyinde dağıtım yapan ……… Gazetesinde 17/03/2016 tarihinde ilan edilmiş, dosya kapsamında gazete mevcut olmamakla birlikte İstanbul Ticaret Odasının resmi internet sitesindeki bilgi bankasından temin edilen kayıtlarına göre Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde …….. tarihinde ilan edilmiştir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan yasal hükümlere göre, iflasın ertelenmesi, borca batık durumda bulunan şirket tarafından sunulan somut öngörüler içeren, ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi çerçevesinde bu durumdan kurtulması kuvvetle muhtemel bulunan kooperatifler ile sermaye şirketleri için öngörülmüş bir hukuki korunma yoludur. İflasın ertelenebilmesi için şirketin borca batık durumda olması sunulacak ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi kapsamında şirketin mali durumunu düzeltebileceğine dair somut veriler ileri sürmesi ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir (Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK’nun m. 377, İİK’nun m.179 vd.). Borca batıklık, 6102 Sayılı TTK’nun 377. maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerine ve İİK’nun 178/1. madde ve fıkrasında belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tespit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlemelidir. Bunun için bilirkişi heyetince; borçlu şirket tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço ve mali durumun iyileştirilebilmesi amacıyla sunulan projenin, yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen şirket rayiç değerleri ve gerçekçi verilere göre belirlenecek şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) kapsamında değerlendirilmesi ve sonuca gidilmesi gerekir. İflasın ertelenmesinin amacı, borca batık sermaye şirketinin mali durumunu düzelterek borca batıklıktan kurtulmasının sağlanmasıdır. Borca batıklıktan kurtulma ise tüm borçların ödenmesi anlamına gelmeyip, aktifin pasiften fazla olmasını ifade eder. Borca batıklığın tespitinde sadece davacının kayıtlarına değil, varlıklarının rayiç değerlerine de özellikle bakılmalı, bu noktada konusunda uzman bilirkişilerin görüşüne başvurulmalıdır. Ayrıca dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak, borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir. (Yargıtay 23 Hukuk Dairesi 03/04/2017 tarih 2015/7395 E. 2017/987 K.)
6102 sayılı TTK madde 377’ye göre “yönetim kurulu veya herhangi bir alacaklı yeni nakit sermaye konulması dahil nesnel ve gerçek kaynakları ve önlemleri gösteren bir iyileştirme projesini mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini isteyebilir. Bu halde, İcra ve İflas Kanununun 179 ila 179/b maddeleri uygulanır”.
Erteleme kararı bakımından önem taşıyan iyileştirme, mutlaka borca batıklığın ortadan kaldırılması, böylece alacaklıların yüzde yüz oranında tatmininin sağlanması anlamına gelmez. Amaç, mal varlığı durumunun ve likiditenin borca batıklık bildiriminin yapıldığı ana oranla daha iyi bir düzeye getirilmesidir. Temel kıstas alacaklıların çıkarıdır. İyileştirme kararının verilmesinden amaç, ortaklığın bir tüzel kişi olarak varlığını sürdürmesinin sağlanması, bunun için de, karlılığa yeniden kavuşturularak işletmesini sürdürecek ve kar edecek bir düzeye getirilmesidir.
Yukarıda belirtilen hükümlerin içerikleri dikkate alındığında, iflasın ertelenmesine karar verilmek için 2 temel koşul bulunmaktadır. Bunlardan birisi talep eden şirketin borca batık durumda olması, diğer şart ise borca batıklıktan çıkmasını sağlayacak ciddi ve inandırıcı bir projenin sunulmuş olması gerekmektedir.
Mahkememizce bu doğrultuda iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı ve rayiç değerlere göre şirketin borca batık olup olmadığı konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporları, kayyım raporları ve tüm dosya kapsamına nazaran; davacı her ne kadar bir yıl süreyle iflas erteleme talep etmiş ise de, mahallinde yapılan keşif ve incelemeler sonucu alınan 15/04/2022 tarihli bilirkişi heyet raporuna göre, iflas erteleme talep eden şirketin üretim faaliyetinin olmadığı, şirketin uzun yıllardır faaliyette bulunmadığı, 31/03/2022 tarihli rayiç değerlere göre şirketin özvarlığı mevcut ise de, bu tutarın bina ve makinelerin piyasadaki değer artışlarından kaynaklandığından nakit sermaye ihtiyacını karşılamadığı, hammadde ve personelinin bulunmadığı, tüm makinelerin bakımı ve yeniden çalışır hale gelebilmesi, hammadde, personel ve diğer harcama kalemlerinin karşılanabilmesi için yüksek miktarda nakdi sermayeye ihtiyacı olduğu, şirketin güncel rayiç değerlerine göre borca batık olmadığı rapor edilmiş olup, bu haliyle mevcut iyileştirme projesinin ekonomik şartlar ile uyumlu olmadığı, ticaret faaliyeti bulunmayan ve olması için gerekli makine, tesis ve cihaz ile gerekli varlıkları mevcut olmayan şirketin iyileştirme projesinin uygulama imkanının bulunmadığı, Şirketin ticari faaliyette bulunmak için gerekli nakdinin bulunmadığı, şirketin üretim faaliyetinin olmadığı, dava dosyasına önceden sunulan iyileştirme projesinin inandırıcılık ve ciddi olma niteliklerini tamamen kaybetmiş bulunduğu, iyileştirme projesi ve dava süresince davacı şirketin güncel rayiç değerlerine göre şirketin borca batık olmadığı anlaşılmakla dava şartı yokluğundan davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı şirketin borca batık olmadığı anlaşılmakla dava şartı yokluğundan davanın reddine,
2-Safahatta verilen ihtiyati tedbir kararlarının tümünün kaldırılmasına, bu konuda ilgili yerlere müzekkere yazılmasına,
3-Kayyımın görevine derhal son verilmesine,

4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL harç peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile eksik 51,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 günlük süre içerisinde HMK’nun 342.maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere yukarıda isimleri yazılı tarafların yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
16/06/2022

Başkan …….
¸(e-imzalıdır)
Üye …….
¸(e-imzalıdır)
Üye ………
¸(e-imzalıdır)
Katip …….
¸(e-imzalıdır)