Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/619 E. 2023/229 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/619 Esas
KARAR NO : 2023/229

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 16/07/2019
KARAR TARİHİ : 02/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/03/2023
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; taraflar arasında akdedilen 17.05.2012 tarihli sözleşme ile maden sahasının 25.05.2012 tarihine kadar müvekkiline devri hususunda anlaşma yapıldığını, sözleşmenin müvekkili ile … ve ….. arasında düzenlendiğini, 530.000-TL bedel karşılığında maden sahasının müvekkiline devrinin kararlaştırıldığını, taraflar arasında 17.10.2012 tarihinde, 17.05.2012 tarihli ilk sözleşmeye ek sözleşme tanzim edildiğini, …’in devreden ruhsat sahibi vekili olarak işbu sözleşmeyi imzaladığını, müvekkilinin edimini yerine getirmesine rağmen sözleşmeye konu maden sahasının müvekkiline devredilmediğini, yaptığı ödemelerin de iade edilmediğini, ayrıca müvekkili tarafından devir edileceğine inanılarak bazı masraflar da yaptığını belirterek, fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla, 312.362,79-TL’nin 17.05.2012 tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı …… vekili; müvekkili şirketin davacı ile bir hukuki ilişkisi veya sebepsiz zenginleşmesi olmadığını, talepler haksız olmakla birlikte davanın zaman aşımına uğradığını,müvekkilinin maden sahalarının ruhsat sahibiyken bu sahaları 10.05.2011 tarihli sözleşme ile …’e devrettiğini, satış sürecinde maden ruhsatlarının yenilenmesi için gerekli işlemleri yapmak üzere …’e sınırlı yetki içeren bir vekalet verildiğini, bu vekaletnamede maden sahası veya ruhsatının satış yetkisinin bulunmadığını, ancak davalı sözleşme bedeli ödemediğinden resmi devrin gerçekleşmediğini, akabinde ruhsat sahasının 15.01.2013 tarihinde …… İnşaat’a devredildiğini, bununla birlikte yapıldığı iddia olunan ödemelerin 2011 ve 2012 yıllarına ilişkin olduğunu, bu ödemelerin davacı tarafından yapılmış olması varsayımında ödemeler sebepsiz zenginleşme olarak değerlendirilse dahi, iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, müvekkilinin davacıyla herhangi bir hukuki ilişkisi olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ….. ve … vekili; rödovans sözleşmelerine uygulanması gereken ürün kirası hükümleri doğrultusunda TBK’nın 147. maddesi uyarınca 5 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunu, davacı ile müvekkili şirket arasında maden sahasının devri yani rödovans sözleşmesinin 17/05/2012 tarihinde imzalandığını, davacı tarafından dava dilekçesinde peşin 113.000-TL ve 18/05/2012 tarihinde 31.000-TL ödeme yaptıklarını iddia etmiş ise de, müvekkili şirketin bu şekilde bir ödeme almadığını, bu ödemelere ilişkin hiçbir belgenin bulunmadığını, davacının verdiği senetlerin ödenmediğini, bunun üzerine 04.10.2012 tarihli ihtarname ile sözleşmenin feshedildiğini, davacının edimlerini yerine getirmediğini,taraflar arasındaki ilişkinin davacı …… edimlerini yerine getirmediği için aralarındaki sözleşmeler gereği bitiğini ve sözleşme içerikleri gereği davacı …….. hukuki bir alacağının da bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Kastamonu …. İcra Müdürlüğünün … esas ve ….. Esas sayılı dosya örnekleri, Bakırköy … ATM nin … ve Bakırköy …. ATM nin ….. esas sayılı dosyaları, 10.05.2011 tarihli ve 17.10.2012 tarihli maden devir sözleşme örneği, ihtarname örnekleri, ödeme dekont örnekleri ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, maden sahası işletme hakkı devrine ilişkin sözleşmeler gereğince uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Mahkememizden verilen 16/07/2020 tarih ve ….. Esas … sayılı karar, İstanbul BAM ….. Hukuk Dairesi’nin 17/06/2021 tarih ve ….. Esas …. Karar sayılı ilamı ile; “…Somut olayda;sebebsiz zenginleşme için öngörülen zamanaşımı süresi değil, talep sözleşmeye dayalı olduğundan TBK’nın zamanaşımını düzenleyen 146. maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanacaktır. Alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi, dava tarihi itibariyle henüz dolmamıştır. Bu nedenle tarafların bildirdikleri deliller toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir…” gerekçesi ile mahkememizden verilen kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce İstanbul BAM … Hukuk Dairesi’nin 17/06/2021 tarih ve …. Esas …. Karar sayılı kaldırma ilamından sonra yargılama yapılarak, Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce alınan 06/06/2022 tarihli bilirkişi kök ve 14/10/2022 tarihli bilirkişi ek raporlarındaki tespitin olayın oluş şekline uygun görülmesi nedeniyle bilimsel veri ve içeriğe sahip denetime elverişli kabul edilmiş, hükme esas alınmıştır.
17.01.2022 Tarihli Bakırköy ….. Noterliği tarafından gönderilen yazıda; 04.10.2012 tarih
ve …. yevmiye numaralı sözleşmenin feshine ilişkin belgenin sureti sunulduğu, bu belgede 17.05.2012 tarihli akde göre keşideciye ait olan (……. Asfalt İnş.San.ve Tic.Ltd.Şti –……) …… nolu Maden sahasının muhataplarına devrine ilişkin yazılı sözleşme yapıldığı, sözleşme gereğince muhataplar ,sahanın devrine ilişkin ödemeleri gereken miktarlara ilişkin bir miktar peşinat ve 15.06.2012 tarihinden başlamak üzere senetlet verdikleri, tanzim olunan senetler, ödenemediği ve ödemelerine ilişkin bir girişimde
bulunulmadığı, 3 gün içinde keşide edilip verilen senetlerden vadesi gelenlerin reeskont faiziyle birlikte banka ve posta havalesi ile ödenmesi ,vadesi gelmemiş senetlere ilişkin olarak da keşideciler adına gayrimenkul teminatlarının üç gün içinde verilmesi ,bildirimlerin muhataplarca yapılması, belirtilen hususların yerine getirilmemesi halinde mevcut yazılı sözleşmenin keşideciler tarafından tanınan 3 gün süresinin sonunda fesh edilmiş sayılacağı ve sözleşmenin yerine getirilmemesi, senetlerin ödenmemesi, işletmenin muhataplarca kullanılması nedeniyle keşidecilerin uğramış oldukları zararlara ilişkin her türlü davaların açılacağını ve bu davalara ilişkin mahkeme masrafları ile avukatlık ücretinin de muhataplara
ait olacağını ihtar ettikleri Bakırköy …… Noterliği 04.10.2012 tarih ve ……. yevmiyeli ihtarname
ile düzenlendiği ve gönderildiği, sunulan Bakırköy
…… Noterliğinden 04.10.2012 tarihli …….. yevmiye ile düzenlenen İhtarname, 17.05.2012 tarihli Akit,10.05.2012 tarihli Devir Sözleşmesi (…… San.tic.Ltd.Şti den ……. ‘e), 17.10.2012 tarihli Ek Sözleşmenin suretleri sunulduğu görülmüştür.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, celp edilen bilgi ve belgeler, alınan bilirkişi kök ve ek raporu ile tüm dosya kapsamına binaen; davacı ile davalılar … ve ……. arasında, ruhsat sahibinin diğer davalı …… olduğu maden sahasının işletme hakkının devri hususunda 17.05.2012 ve 17.10.2012 tarihli sözleşmelerin imzalandığı, maden sahası işletme hakkının daha önce davalı …… tarafından davalı …’e satıldığı, ancak davalının devir bedelini ödememesi nedeniyle ……’un işletme hakkını bu kez dava dışı …… İnşaat’a devrettiği, davacı ile davalılar arasındaki sözleşmenin ise işletme hakkının başka bir firmaya devredilmiş olması ve davacının devir bedelini ödemediği gerekçesiyle davalılar tarafından feshedildiği, feshe ilişkin ihtarname veya fesihname niteliğinde bir belge sunulmamış olsa da fesih olgusunun tarafların kabulünde olduğu anlaşılmaktadır.
Alacağa konu masraf kalemlerinin dosya içinde bulunan banka ekstresi,
dekont, sözleşme ve diğer evraklar irdelemesinde, masraf
kalemlerinin karşılıklı sözleşme gereği kamusal alana yapılması gereken ödemelerin sözleşme
içinde bahse konu olduğu ve tarafların karşılıklı bilgi sahibi ve yükümlülük içinde bilindiği,
taraflarca karşılıklı rıza ve kabul olunduğu hususlar olduğundan , dava konusu olan sözleşmelerde bahsedilen ve davalı yanca da sözleşme içeriğinde mutabakat sağlanan-
hesaplarda mahsup edilen hususlar olarak değerlendirildiğinde karşı tarafça tahsil edildiğini gösteren tutarın ödendiğine dair somut ödeme belgesi sunulmadığı, maden ocağının davacı tarafından ilk sözleşme ile 17.05.2012 tarihinden itibaren kullanım,
saha çalışması, makine çalışması ,gibi araç ve iş makinelerinin çalıştırdığına dair masraf kalemlerinden bahsedildiği anlaşıldığında iş bu madenden dolayı hasılat-satış-gelir gibi menfaatlerden bahsedilmediği, masraflar kaleminde maden sahasında işletme-çalışma veya saha çalışması yapıldığı anlaşıldığında fiili olarak Davacı tarafından maden sahasının işletildiği de anlaşılacağı, bu yapılan masraf ve çalışma ile davacı tarafından ekonomik çıkar ve menfaat konusundan bahis edilmediği, bu tarih ve zaman aralığında kullanım davacı tarafça yapıldığında ve sözleşmeye istinaden oluşan borç edinimini de yerine getirdiği ile ilgili ödeme
somut belgeleri görüldüğü, iddiaya konu alacaklar hususunda taraflar arasında tanzim edilen ve mutabakat sağlanan
Sözleşmeler de tarafların ödeme yükümlülüğü olan bonolar da ödeme yapılmadığı, ödemeler ile ilgili makbuz- dekont- havale- eft gibi resmi ödeme kanallarından somut evrak sunulmadığı, karşılıklı sözleşmeye dayalı ödeme yükümlülükleri gerçekleşmediğinden davalı taraf ……. ve ……. Insaat Sanayi Ve Ticaret Ltd.şti
lehine kazanç, tahsilat, menfaat sağladığı ,sair etkilerle sözleşmeden menfaatlendiği gibi
hususların somut olarak ispatlanamadığı, Taraflar arasında yapılan akidler tarafları bağlayıcı kıldığı, sorumluluk ve yükümlülük ve edinim altına aldığından ,taraflar imzalı sözleşme maddeleri ile bağlı bulunduğundan dolayı,17.10.2012 tarihli ek sözleşmenin 7.maddesinde, sözleşmede belirtilen bonoların ödenmemesi halinde anlaşmanın fesh edileceği, davacı tarafın yaptığı harcamaları iade talep etmeyeceğini taahhüt ve kabul ettiğinden dolayı , harcamaların iade edilmemesinin kabul edildiği, davacı tarafın davalı tarafa ödemeye konu bonoların ve diğer sözleşmelerdeki fark ödemelerin ödendiği ve bu yolla davalı tarafların zenginleştiği ile ilgili hususun bağımsız kaynaklardan somut belgeler ile sunması gerektiği, taraflar arasında yapılan harcamaların olağan ticari kar zarar ve sözleşme gereği
olabileceğinden dolayı, sebepsiz zenginleşme unsurları cihetiyle yeterli doneden ve kaynaktan
yoksun kaldığı, yeterli-açıklayıcı somut ödemeler ve davalı tarafın illiyeti ile ilgili belge –
evrak sunulmadığından, davacı tarafın iddia ettiği harcamaların somut olarak sebepsiz zenginleşme unsurları ile tam uyum içinde olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Tüm davalılar tarafından yasal süresinde zamanaşımı defi ileri sürülmüştür. Davalı …… şirketi taraflar arasındaki davaya dayanak sözleşmelerde taraf olmasa da 17.10.2012 tarihli ikinci sözleşmede davalı …’in sözleşmeyi bu davalı adına imzaladığı ileri sürülmüştür. Davalılar … ile ……. ise davaya dayanak işletme hakkı devri sözleşmesinin tarafı durumundadır. “Ruhsat sahasındaki madenin üretilerek değerlendirilmesi amacıyla, üçüncü kişilere tasarruf sağlamak üzere üzere ruhsat sahası için ruhsat sahipleri ile üçüncü kişiler arasında düzenlenen sözleşme” olarak tanımlanabilecek rödovans sözleşmesi, şekil şartına tabi olmayan, iki tarafa borç yükleyen karma bir sözleşme biçimidir. Ancak somut olayda taraflar arasında düzenlenmiş olan sözleşme rödovans sözleşmesi olmayıp, ruhsat devrine ilişkindir. Somut olayda; sebebsiz zenginleşme için öngörülen zamanaşımı süresi değil, talep sözleşmeye dayalı olduğundan TBK’nın zamanaşımını düzenleyen 146. maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanacaktır. Alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi, dava tarihi itibariyle henüz dolmadığı anlaşılmakla zamanaşımı itirazlarının reddine karar verilmiştir.
6325 sayılı Arabuluculuk Yasası’nın 18-A/11 fıkrasının ilk cümlesi; “Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez.” hükmünü düzenlemektedir.
Somut uyuşmazlıkta, tarafların zorunlu arabuluculuk kapsamında arabuluculuk faaliyetinde bulundukları, davalı … her ne kadar başka bir toplantısı olduğunu beyan ederek toplantıya katılmamış ise de; mazeretini belgelendirmediği, diğer davalıların ise mazeretsiz olarak toplantıya katılmadığı ve sürecin bu nedenle sona erdiği anlaşılmaktadır. Yukarıda belirtilen mevzuat uyarınca mazeretsiz olarak ilk toplantıya katılmaması nedeniyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesine neden olan tarafın davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu olacağı ve bu taraf lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinden davalı lehine yargılama giderlerine hükmedilmemiştir. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1421 Esas 2022/1441 karar)
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL harçtan peşin alınan 5.334,38 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.154,48 TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip istem halinde davacıya iadesine,
3-6325 Sayılı Arabuluculuk Yasası’nın 18A/11 fıkrası gereğince davacı tarafından yapılan 3.198,45 TL yargılama gideri + 179,90 TL peşin harç + 6,40 vekalet harcı + 44,40 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 3.429,15 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-6325 Sayılı Arabuluculuk Yasası’nın 18A/11 fıkrası gereğince davalılar tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı … Vekili her ne kadar kendisini vekilli temsil ettirmiş ise de, 6325 Sayılı Arabuluculuk Yasası’nın 18A/11 fıkrası dikkate alınarak adı geçen davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalılar tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalılara iadesine,
8-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342.maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı …… vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
02/03/2023
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır