Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/552 E. 2021/1010 K. 15.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/552 Esas
KARAR NO : 2021/1010

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 21/10/2020
KARAR TARİHİ : 15/11/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; babası için açmayı düşündüğü lokma bayi araştırması yaptığı sırada internet üzerinden tanıdığını, babasının hasta olduğunu, oyalanacağı bir yer açmak ve İstanbul’a taşınmak niyetinde olduğunu, bu durumları karşı taraf anlattığını, babasının İstanbul’a gelmesi gecikince, davalının, işletmeyi kendi üzerine açtığını, babası geldiğinde babası üzerine devretmeyi teklif ettiğini, yasal prosedür gereği lazım olduğunu belirttiği sözleşmeyi bayilik mevzuatı gereği diyerek ısrar edince imzaladığını, tarafını bağlar maddelerin üzerini çizdiğini, kira sözleşmesi imzalandığı gün, dükkan düzenlenmesi için 20.000 TL talep edildiğini, ……. Bankası hesabına gönderdiğini, mülk sahibinin hem davacıyı hem davalıyı ruhsat işlemleri konusunda ve belediyeden izin konusunda sorun çıkabileceğine dair uyardığını, belediye gittiklerini, kiralanan yerin imar ve iskanının olmadığını, iş yerine uygun olmadığını, haritada bile yer almadığını öğrendiğini, parasının iadesini istediğini, parana bir şey olmak diyerek, davalının başka yer bulacağını söylediğini, parayı almış olmasına rağmen başka yerler aramadığını, gecikmeli hareket ettiğini, davacı olarak kendisinin Beşiktaş’ta bir yer bulduğunu, davalının bu yerle ilgilenmediğini, oyaladığını, babasının hastalığı dolayısıyla işi ertelemeye karar verdiğini, parasını geri istediğini, telefonlarına bakmadığını, hastanede yattığını söylediğini, davalıyı şikayet ettiğini, parayı dolapçıya gönderdiğini, dolapçının parayı henüz iade etmediğini, dolapçının telefonunu istemesine rağmen vermediğini, parasını iade etmeyeceğini anladığını, aralarındaki sözleşme gereği, davalının 50.000 TL cezai şart istediğini, sözleşme gereğince kendisini dolandırmaya çalıştığını anladığını, davalının, sözleşmeyi Amade reklamla imzaladığını, lokma bayi adresinin boş bina olduğunu, davalıyı Bakırköy CBS’ye şikayet ettiğini, davalı aleyhine Bakırköy …. icra müd. …… esas sayılı dosyasındaki ilamsız takibine, karşı tarafın itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının, aralarında yaptıkları sözleşmenin 11.maddesine göre ifamın imkansızlığının bilincinde olduğunu, sözleşmenin 3.5 maddesine göre franchisee kendi adına işyeri kiralamak ve ruhsat işlemlerini halletmek zorunda olduğunu, davalının bu işlemleri yapması gerektiğini, sözleşmenin 3.5 maddesine göre sözleşmenin imzalanmasından itibaren 3 ay içerisinde faaliyete başlanmaz ise sözleşmenin kendiliğinden hükümsüz kalacağını, cezai şart içeren sözleşmenin imzalatılarak, davalının dolandırmayı amaçladığını, sözleşmeyi ……. Reklam olarak imzalandığını, patent listesinde ……. adına marka bulunmadığını, bu nedenlerle, borçlunun icra dosyasına yaptığı itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket hakkında başlatılmış herhangi bir icra takibi bulunmadığını, davacı tarafından ikame edilmiş olan Bakırköy …… icra müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasında da müvekkili şirketin taraf olmadığını, davacı tarafından Bakırköy ….. icra müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasıyla müvekkili hakkında icra takibi başlatıldığını, icra takibinde borcun dayanağının ve borcun sebebinin yazılmadığını, itirazın iptali davasında ispat yükünün davacı tarafça olduğunu, davacının takip talepnamesinde yer alan borç sebebine ve dayanağına bağlı olduğunu, davacının müvekkili şirket ile franchise sözleşmesi akdettiğini, franchise sözleşmelerine TTK 102-123 maddeleri uygulandığını, franchise sözleşmesinden kaynaklanan davanın ticari dava olduğunu, Ticaret Mahkemelerinin görev alına girdiğini, TTK’nın 4/1-(a) ve 5. Maddeleri gereğince mutlak ticari nitelikteki davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu, TTK’da düzenlenen konuların ticari dava sayılacağını TTK m.4/1 de belirtildiği için, müstakar Yargıtay Kararları uyarınca markaya ilişkin olmayan bu davaların Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, mahkemece açılan davanın usulden reddine, usulden red kararı hasıl olmaması halinde mahkemenin görevsiz olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy …… Asliye Hukuk Mahkemesinin ……. esas sayılı dosyasında açılan davanın Mahkemenin 19/07/2021 tarih ……. karar sayılı görevsizlik kararı ile Mahkememize tevzi olduğu anlaşılmakla, yargılamaya iş bu esas üzerinden devam edilmiştir.
DELİLLER : Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı dosyası, GİB ve İTO’ya yazılan müzekkere cevapları, ……. Bankasına yazılan müzekkere cevabı, dosya kapsamındaki tüm deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında akdedilen franchise sözleşmesinden kaynaklı sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle yatırılan bedelin davalılardan …’dan iadesine yönelik başlatılan Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı tazminatı istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’nda ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır. (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E. 2018/2531 K. 2018/11280 T. 19.06.2018)
Franchise sözleşmesi TTK’da düzenlenen bir sözleşme olmayıp karma nitelikte bir sözleşme olup her somut olaya konu talepler ile sözleşmenin içeriği değerlendirilerek görev hususunun belirlenmesi gereklidir. Somut uyuşmazlıkta davacının tacir olmadığı avukat olması ve Avukatlık Kanunu 11. Maddesi gereği anlaşılmaktadır.. Taraflar arasındaki uyuşmazlık incelendiğinde davanın mutlak ticari dava olmadığı, davacının tacir olmaması sebebiyle nisbi ticari dava da olmadığı, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanında kaldığı anlaşılmıştır. (İstanbul BAM 37. HD. 2018/1787 E. – 2018/2123 K.)
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Dava Şartları başlıklı 114/(1)-c maddesine göre mahkemenin görevli olması dava şartlarındandır, aynı kanunun 115. maddesine göre de mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır, mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
Yukarıda değinilen hususlar çerçevesinde tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının babası için lokma dükkanı açmak istemesi üzerine taraflar arasında akdedilen franchise sözleşmesinden kaynaklı sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle yatırılan bedelin iadesi talebiyle iş bu davayı açtığı, davanın mutlak ve nispi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği, franchise sözleşmelerine ilişkin davaların mutlak ticari nitelikte olmadığı, TTK hükümlerinin veya özel Kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir ticari bir uyuşmazlıktan söz edilemeyeceği, uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görevi kapsamında kaldığı sonucuna ulaşılmakla, Mahkememizin görevsizliğine, görevli Mahkemenin Bakırköy ……. . Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla;açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy ……. Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA ;
3-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararına karşı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kararın kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten itibaren olumsuz görev uyuşmazlığının halli için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır