Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/551 E. 2022/846 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/551
KARAR NO : 2022/846

DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
DAVA TARİHİ : 03/07/2021
KARAR TARİHİ : 27/09/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şahıs şirketine ilişkin mali müşavirlik hizmetleri veren ……. ile anlaştığını ve işletme faaliyetlerine ilişkin ticari defterlerinin kayıtlarını usulüne uygun tutulmak üzere 14.01.2020 tarihinden itibaren hizmet almaya başladığını, müvekkilinin 2020 yılına ait; Yevmiye Defteri, Defteri Kebir ve Envanter Defteri ilgili mali müşavir tarafından zayi olmasına neden olunduğunu, müvekkilinin yetkilisi olduğu şirketin de mali müşavirliğini yapan ……. müvekkilinin yetkilisi olduğu şirkete dair İstanbul Ticaret Odası’nda işlem yapmak üzere ……. tarafından başvurulduğu ve mali müşavirlik işlemlerini takip ettiğini müvekkilinin ilgili mali müşavir tarafından 2020 yılına ait ticari defter kapanışlarını yapmadığını 22/06/2021 tarihinde öğrenmiş olup azilname ile ilgili mali müşaviri azlettiğini, müvekkilinin Mart 2021 tarihinden itibaren mali müşavir …….’ın ……. telefon numarasını birçok kez aradığını ancak her defasında sonuç alamadığını, akabinde müvekkili tarafından ticari defterlerin 29/06/2021 tarihinde tesliminin talep edildiğini, ancak tüm uğraşlara rağmen müvekkili ile irtibata geçmeyen ve de hiçbir şekilde ticari defterleri teslim etmeyen ilgili mali müşavirin müvekkilinin mağduriyetine yol açtığını, müvekkilinin somut olaya ilişkin bağlı bulunduğu vergi dairesine de başvuru yaparak ilgili defterlerin zayi olduğunu bildirdiğini belirterek müvekkiline ait 2020 yılına ilişkin Yevmiye Defteri, Defteri Kebir ve Envanter Defterine ilişkin zayi belgesinin verilmesini talep etmiştir.
DOSYANIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibariyle 6102 sayılı TTK’nun 82/7.maddesinde belirtilen tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgelerin zayi olması sebebiyle kendisine bir belge verilmesi istemine ilişkindir.
Türk Ticaret Kanunu Madde 82/7. maddesine göre; Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir.
Davacının söz konusu TTK 82/7. maddesindeki düzenlemeden yararlanabilmesi için bir taraftan defterlerin ve belgelerin korunması amacı ile gereken dikkat ve ihtimamı göstermiş bulunması, diğer taraftan da ziya uğramanın onun iradesi dışında elinde olmayan bir neden ile meydana gelmiş olması gerekmektedir. İleri sürülen sebebin de defter ve belgelerin yok olması veya elden çıkması sonucunu doğuracak nitelik ve yoğunlukta olması gerekmektedir.
Yine taraf ehliyeti bakımından, 6102 sayılı TTK’nın 82/7 madde ve fıkrası uyarınca sadece tacirler zayi belgesi isteminde bulunabilirler. TTK’nın 12. maddesinde “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. Bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo, televizyon ve diğer ilan araçlarıyla halka bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline tescil ettirerek durumu ilan etmiş olan kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır. Bir ticari işletme açmış gibi, ister kendi adına, ister adi bir şirket veya her ne suretle olursa olsun hukuken var sayılmayan diğer bir şirket adına ortak sıfatıyla işlemlerde bulunan kimse, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı tacir gibi sorumlu olur.” hükmü ile anılan Yasa’nın 11. maddesinde “Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir.” Yine TTK’nın 15. maddesinde de “İster gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11. maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır.” düzenlemesi bulunmaktadır. Dairemizin yerleşik uygulamaları gereğince, bir kimsenin Vergi Usul Kanunu’na göre esnaf sayılması, TTK yönünden de esnaf kabul edilmesini gerektirmez. Ticaret siciline ya da Oda’ya kayıtlı olmamak da tacir olmamanın kesin bir kanıtı olmadığı gibi, vergi mükellefi olup olmamak da tacir ve esnaf ayrımında kesin bir ölçüt olarak kabul edilemez. Eldeki davada, davacı, dava dilekçesinde, şahıs şirketine ait olup muhasebecisi tarafından tutulan ticari defterlerinin, muhasebecisi nezdindeyken bir türlü kendisine ulaşamadığı ve ilgili belgelerin muhasebecisi tarafından hırsızlığa uğradığı iddiaları ile belgelerin zayiliğini talep etmiş ise de, davacı hakkında İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabına göre, davacının gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı anlaşılmakla, davacının talep ettiği belgelerin gerçek kişi tacirliği adı altında düzenlenmesi gerektiğinden ve ancak davacının gerçek kişi tacir sıfatına haiz olmadığından bahisle her ne kadar aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine dair karar vermek gerekirken yalnızca davanın reddine dair hüküm tesis edilmiş ise de, bu aşamada kısa hüküm ile gerekçeli hüküm arasında çelişki olamayacağından bu hususa yalnızca değinilmekle yetinilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 59,30 TL harcın mahsubuyla bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/09/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır