Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/495 E. 2022/835 K. 26.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/495 Esas
KARAR NO : 2022/835

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/06/2021
KARAR TARİHİ : 26/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının, denizcilik sektöründe faaliyet gösteren, tersanesi bulunan, gemilerin bakım ve onarım işlerini de yapan bir şirket
olduğunu, Uzun yıllar Davalı şirketin gemilerine bakım ve onarım hizmetleri verdiğini, her iki firmanın da yıllar içinde birbirleriyle yakın ticari ilişki de olduklarından firma sahipleri arasında ahbaplığa dayalı ilişkileri olduğunu, her iki firmanın da ticari ilişkilerinde birbirlerine güven duyduklarını, 2015 yılı Şubat ayı içerisinde davalı şirketin nakitte sıkıntı yaşadığını, 200.000. USD’ye ihtiyacını olduğunu, bir ay içerisinde geri iade etmek üzere davacı şirketten talep ettiğini, davacı şirketin de 26.02.2015 günü ……… Bankası ……… şubesinde bulunan TR……. IBAN numaralı hesabından, Davalı şirketin TR…… IBAN numaralı
hesabına havale yaptığını, bu miktarın 90.000. USD’sinin davalı şirket tarafından 05.03.2015’de davacı şirketin TR…… IBAN numaralı hesabına gönderildiğini, ancak davalı şirketin dava konusu olan bakiye 110.000.USD’yi uzun süre ödemediğini, davacı şirketin aralarında ki uzun süreye dayalı ticari ilişki adına bu duruma katlandığını, yaklaşık bir yıl ödenmeyince, davalı şirketten bu bedel 02.02.2016 tarihinde
talep edildiğini, davalı şirket tarafından 11.02.2016 tarihinde gönderilen mailinin ekinde davacı şirket ile ilgisi olmayan ve İngilizce düzenlenen 108.950. USD bedelli bir faturanın gönderildiğini, bunun üzerine yapılan sözlü görüşmelerde davalı şirket, güya gemilerin bakım ve onarım hizmetinden dolayı zarara uğradıklarını, bu nedenle faturada ki miktarı 110.000 USD’den mahsup ettiklerini ve ödemeyeceklerini bildirdiğini, davacı şirketin, dayanağı bulunmayan bu iddiayı kabul etmediğini, faturanın da kendileri ile ilgisi
olmadığını belirterek bakiye alacak için Küçükçekmece (…… ESAS) ….. Yeni ESAS sayılı dosyasıyla Davalı şirket aleyhine takip başlattığını, davalı şirketin haksız ve
kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini, Arabuluculuğa başvurulduğu, yapılan arabuluculuk görüşmelerinin de sonuçsuz kaldığını, bu nedenlerle dava açmak zorunda kalındığını, Sonuç olarak; Açıklanan nedenlerle; Davanın kabulü ile Davalı/Borçlunun Küçükçekmece ……. İcra Müdürlüğünün ….. ( …… ) E. Sayılı İcra dosyasına yaptığı haksız ve kötü niyetli tüm itirazlarının iptaline ve takibin devamına, İtirazın haksız ve kötü niyetli, alacağımızda belirli, somut ve hesaplanabilir olduğundan borçlunun, takip miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, Mahkeme masrafları ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep
etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; Davacı Şirketin herhangi bir yazılı delile dayanmaksızın davalı Şirketin kendisine 110.000,00 USD (336.677,00 TL) borçlu olduğunu iddia ettiğini, Oysaki 6100 say. Hukuk Muhakemeleri Kanunu (“HMK”) Madde 200 uyarınca “hukuki işlemlerin miktar ve değerleri 2.500,00 Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunmalıdır.” Şeklinde olduğunu, bu sebeple iddia konusu borcun varlığının senet ile ispat edilmesi gerekirken Davacı Şirket tarafından açıklama kısmında hiçbir ifade olmayan bir banka dekontu ile alacaklı olduklarının iddia edildiğini, Davacı Şirketin de ifade ettiği gibi Davalı ve Davacı Şirketlerin uzun yıllardır birbiriyle yakın ticari ilişkileri olan iki firma olduğunu ve bu kapsamda sık sık aralarında para gönderme/alma işlemlerinin gerçekleştiğini, bu sebeple altı sene önce yapılmış olan ve herhangi bir açıklamanın bulunmadığı transferin dekontlarına dayanarak bir alacak doğurmaya çalışmanın açıkça haksız ve kötü niyetli bir iddia olduğunu, Kaldı ki, Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin 03.10.2013 tarihli ve ……. Esas, ……. Karar Sayılı kararına göre, “havale kural olarak bir borç ödeme vasıtasıdır.” Dekontlarda başka bir amaçla havale yapıldığına ilişkin bir açıklamanın bulunmaması halinde ispat külfetinin davacı tarafta olduğu anılı kararda açıkça ifade edildiğini, Davacı tarafından davalı Şirkete borç verildiği iddiasının dayandırıldığı ödeme dekontlarında herhangi bir açıklama bulunmadığını, buna ek olarak, Davacı tarafından söz konusu ödemelerin borç ödemesi olduğunu ispat eder herhangi bir yazılı delilin de dosyaya sunulmadığını, bu durumda Davacı tarafından dosyaya sunulan dekontlara konu ödemelerin birer borç ödemesi olduğunun ortada olduğunu, iddia edilen borç miktarının 110 000 USD, şu an olduğu gibi altı sene öncesinde de azımsanamayacak ve talep etmek için üzerinden yıllar geçmesi beklenilemeyecek bir miktar olduğunu, davacının bu süre zarfında itirazın iptali davası açmaması ve icra takibine ilişkin dosya bile
takip edilmemesi sebebiyle düşmüş olması ve ardından yaklaşık beş yıl sonra yenilenmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, iddia konusu olan borcun mevcut olmadığını, Davalı Şirket tarafından gönderildiği iddia edilen fatura incelendiğinde faturanın ne Davalı Şirket ne de Davacı Şirket ile ilgili olmadığının görüleceğini, Davalı Şirket tarafından sehven gönderildiğini, Sonuç olarak; İzah edilen nedenler ve Sayın Mahkeme tarafından re’sen
nazara alınacak sair gerekçelerle; Haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak ikame edilen davanın esastan reddine, Davacının, reddolunacak meblağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, Yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Küçükçekmece …… İcra Dairesi ’nün ……. esas sayılı dosyası, faturalar, ticari defterler ve belgeler, muavin defter kayıtları, bilirkişi incelemesi, tüm dosya kapsamında toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında ödünç verme ilişkisinden kaynaklandığı iddia edilen alacağın tahsiline yönelik başlatılan Küçükçekmece ……. İcra Müdürlüğü’nün …….. sayılı icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı vekili icra dosyasına yapmış olduğu itirazında müvekkilleri şirketin alacaklı görünen tarafa herhangi bir borcunun olmadığını, bu nedenle takibe, borca, ödeme emrine, işlemiş ve işleyecek faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini beyan etmiştir.
Küçükçekmece ……. İcra Dairesi’nün …….. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 110.000 USD (336.667,00 TL) asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %3,65 (ABD doları mevduat hesaplarına fiilen uygulanan azami faiz oranları) yasal faizi ile birlikte tahsili için ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman mali müşavir ve nitelikli hesap uzmanı bilirkişiler marifetiyle bilirkişi incelemeleri yapılmıştır.
Bilirkişi heyeti 12/12/2021 tarihli raporunda; Davacı tarafın dosya muhteviyatına sunduğu cari hesap ekstresinin TL ve USD
şeklinde olduğu, 2015 yılı: davalı taraf ile cari hesap ilişkisinin 26.02.2015 tarihli 497.850,00 TL = 200.000,00
USD tutarlı kayıt işlemi ile başladığı, 05.03.2015 tarihinde 228.681,00 TL = 90.000,00 USD tutarlı kayıt işlemi ile davacı tarafın
davalı taraftan 269.169,00 TL = 110.000,00 USD alacaklı olduğu, 31.12.2015 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan (kur değerlenme işlemleri ile) 319.836,00
TL = 110.000,00 USD alacaklı olduğu, 2016 yılı: 31.12.2016 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan (kur değerlenme işlemleri ile) 387.112,00 TL = 110.000,00 USD alacaklı olduğu,
2017 yılı: 31.12.2017 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan (kur değerlenme işlemleri ile) 414.909,00 TL = 110.000,00 USD alacaklı olduğu, 2018 yılı: 31.12.2018 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan (kur değerlenme işlemleri ile) 580.910,00 TL = 110.000,00 USD alacaklı olduğu, 2019 yılı: 31.12.2019 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan (kur değerlenme işlemleri ile) 663.422,00 TL = 110.000,00 USD alacaklı olduğu, 2020 yılı: 31.12.2020 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan (kur değerlenme işlemleri ile) 807.455,00 TL = 110.000,00 USD alacaklı olduğu, 2021 yılı: 30.06.2021 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan (kur değerlenme işlemleri ile) 957.572,00 TL = 110.000,00 USD alacaklı olduğu tespit edildiğini, davalı tarafın dosya muhteviyatına sunduğu cari hesap ekstresinin TL şeklinde olduğu, 2015 yılı: Davacı taraf ile cari hesap ilişkisinin 01.01.2015 tarihli 1.810.000,00 tutarlı kayıt işlemi ile başladığı, 26.02.2015 tarihli 497.850,00 TL tutarlı kayıt işlemini yaptığı, 05.03.2015 tarihinde 228.681,00 TL tutarlı kayıt işlemini yaptığı ve 27.03.2015 tarihinde davalı tarafın davacı tarafa 269.169,00 TL borçlu olduğu, 31.12.2015 tarihinde davalı tarafın davacı tarafa (kur değerlenme işlemleri ile) 319.836,00 TL
borçlu olduğu, 2016 yılı: 31.12.2016 tarihinde davalı tarafın davacı tarafa 319.836,00 TL borçlu olduğu,
2017 yılı: 31.12.2017 tarihinde davalı tarafın davacı tarafa (kur değerlenme işlemleri ile) 414.909,00 TL borçlu olduğu, 2018 yılı: 31.12.2018 tarihinde davalı tarafın davacı tarafa (kur değerlenme işlemleri ile)
663.080,00 TL borçlu olduğu, 2019 yılı: 31.12.2019 tarihinde davalı tarafın davacı tarafa (kur değerlenme işlemleri ile) 653.422,00 TL borçlu olduğu, 2020 yılı: 31.12.2020 tarihinde davalı tarafın davacı tarafa (kur değerlenme işlemleri ile)
807.455,00 TL borçlu olduğu, 2021 yılı: 30.06.2021 tarihinde davalı tarafın davacı tarafa (kur değerlenme işlemleri ile)
947.388,99 TL borçlu olduğu tespit edildiğini, davacı tarafın takip talebi ile 110.000,00 USD alacak talebinin bulunduğu, ……… bankasının dosya muhteviyatına sunduğu 28.06.2021 tarihli yazıda, 26.02.2015 tarihli dekontun, alacaklı kısmında davalı tarafın bilgilerinin bulunduğu ve
tutarın 497.850,00 TL olduğu, dekont üzerinde herhangi bir açıklama bulunmadığı, işbu tutarı, Davacı tarafın 26.02.2015 tarihli ve 497.850,00 TL = 200.000,00 USD tutarlı olarak kayıt ettiği, Davalı tarafın 26.02.2015 tarihli ve 497.850,00 TL tutarlı olarak kayıt ettiği,(TCMB’nin 25.02.2015 tarihli USD döviz alış kurunun 1 USD = 2.4598 TL olduğu, 497.850,00 TL tutarın 202.394,50 USD olduğu,) 05.03.2015 tarihli dekontun, gönderen kısmında davalı tarafın bilgilerinin bulunduğu ve tutarın 90.000,00 USD olduğu, dekont üzerinde herhangi bir açıklama bulunmadığı, iş bu tutarı, davacı tarafın 05.03.2015 tarihli ve 228.681,00 TL = 90.000,00 USD tutarlı olarak kayıt ettiği, davacı tarafın iş bu kayıt işlemi ile davalı taraftan 269.169,00 TL = 110.000,00 USD alacaklı
olduğu, davalı tarafın 05.03.2015 tarihinde 228.681,00 TL tutarlı kayıt ettiği ve 27.03.2015 tarihinde davalı tarafın davacı tarafa 269.169,00 TL borçlu olduğu, her ne kadar davalı taraf aralarındaki ilişkiyi reddetmekte ise de, defter kayıtlarında talebin belirlendiği, bu nedenle davalının gerek borcunun bulunmadığı, gerekse diğer itirazlarının takdirinin mahkemenin olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Davalı tarafın iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi için tarafların 2014-2021 ticari defterleri üzerinde inceleme yapılması için dosyanın yeni bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti 28/08/2022 tarihli raporunda; Davacının davalıya TL ödeme yaptığı ancak her iki tarafında ticari defterlerine kur değerlemesi kayıtları girdiği ve taraflar arasındaki işlemlerin Amerikan Doları kuruna endekslendiğinin kabul edildiği, kur değerlemesi kayıtlarının borcun doğum tarihi 2015 yılından tespit yılı 2021 yılına kadar karşılıklı olarak yapıldığı en son 2020 yılı sonu bakiyesinin uyumlu olduğu ve hesaplama kuruna göre 110.000,00 USD karşılığı değer 807.455,00 TL olduğu, davacının 30.06.2021 tarihi itibari ile kur değerlemesi yapılmış defter bakiyesinin 957.572,00 TL olduğu, davalının 30.06.2021 tarihi itibari ile kur değerlemesi yapılmış defter bakiyesinin 947.388,99 TL olduğu taraf defterlerindeki farkın değerlemeye esas alınan kurların farklı olmasından kaynaklandığı, doğru hesaplamanın 957.572,00 TL olduğu 2021 yılı kur değerlemelerinin her iki tarafın yaptığı ancak uyumlu olmadığı 2021 yılı içinde ödeme kaydı olmadığından dövize endekslenen değer 110.000,00 USD
karşılığının dava tarihi itibari ile taraf defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının takip ve dava tarihi itibari ile davalıdan 110.000,00 USD alacaklı olduğu ve bu alacağı takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre kamu bankalarınca Amerikan Doları cinsinden bir yıl vadeli mevduat hesabına fiilen uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle işleyecek faizi ile birlikte talep edebileceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu içeriğine göre; Taraflar arasında cari hesap ilişkisinin 26.02.2015 tarihli 497.850,00 TL = 200.000,00
USD tutarlı kayıt işlemi ile başladığı, 05.03.2015 tarihinde 228.681,00 TL = 90.000,00 USD tutarlı kayıt işlemi ile davacı tarafın
davalı taraftan 269.169,00 TL = 110.000,00 USD alacaklı olduğu, iki tarafında ticari defterlerine kur değerlemesi kayıtları girdiği ve taraflar arasındaki işlemlerin Amerikan Doları kuruna endekslendiğinin kabul edildiği, kur değerlemesi kayıtlarının borcun doğum tarihi 2015 yılından tespit yılı 2021 yılına kadar karşılıklı olarak yapıldığı en son 2020 yılı sonu bakiyesinin uyumlu olduğu ve hesaplama kuruna göre 110.000,00 USD karşılığı değer 807.455,00 TL olduğu, davacının 30.06.2021 tarihi itibari ile kur değerlemesi yapılmış defter bakiyesinin 957.572,00 TL olduğu, davalının 30.06.2021 tarihi itibari ile kur değerlemesi yapılmış defter bakiyesinin 947.388,99 TL olduğu taraf defterlerindeki farkın değerlemeye esas alınan kurların farklı olmasından kaynaklandığı, 2021 yılı kur değerlemelerinin her iki tarafın yaptığı ancak uyumlu olmadığı 2021 yılı içinde ödeme kaydı olmadığından dövize endekslenen değer 110.000,00 USD karşılığının dava tarihi itibari ile taraf defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının takip ve dava tarihi itibari ile davalıdan 110.000,00 USD alacaklı olduğu, dosya kapsamında taraflar arasında mevcut yazılı bir sözleşme rastlanılmadığı, davacı ve davalının açık cari hesap kayıtları yönünden birbirini teyit ettiği, davacı yan icra takip tarihinden itibaren Devlet Bankaları’nın USD ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı kadar temerrüt faizi isteyebileceği, davacının davasını ispatladığı, açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile 110.000,00 USD asıl alacak yönünden davalının Küçükçekmece ….. İcra müdürlüğü’nün ……. esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin asıl alacak yönünden devamına;
2-Kabul edilen değer olan 110.000,00 USD’nin (takip tarihi itibariyle 336.677,00 TL ) takip tarihi itibariyle dolar kuru üzerinden hesaplanarak tespit edilen %20’si oranında 67.335,40 TL olan icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 22.998,41 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 4.066,27 TL harcın mahsubuyla bakiye 18.932,14 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 4.066,27 TL peşin harç olmak üzere toplam 4.125,57 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 3.294,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-AAÜT gereğince hesap edilen 50.134,78 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
9-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı.26/09/2022

Katip …..
e-imzalıdır

Hakim ……..
e-imzalıdır