Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/461 E. 2022/600 K. 10.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/461
KARAR NO : 2022/600

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/06/2021
KARAR TARİHİ : 10/06/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı taraf ile karşı taraf arasında ticari ilişki mevcut olduğunu, davalı borçlunun, davacı taraftan nakliye hizmeti aldığını, davalıya verilen hizmet için takibe konu 40.000,00 TL tutarında faturalar düzenlendiğini, işbu tutarın ödenmesi için davacının şifahen davalıyla defalarca iletişime geçtiğini ancak davalının herhangi bir ödeme yapmadığını, bakiye alacak 40.000,00 TL’yi tahsil amacıyla borçlu hakkında Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, işbu takibe borçlu tarafından 22.04.2021 tarihinde itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, davacı tarafından yapılan araştırma çerçevesinde davalının mal kaçırma girişimlerine başladığının öğrenildiğini, davalı tarafından alacağın tahsil etmesinin engellenmeye çalışıldığını, dava dilekçesi içerisindeki talepleri göz önüne alındığında, dava sonuna kadar 6100 sayılı HMK’nun 392/1. Maddesine istinaden teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiklerini, bu nedenlerle davalının malvarlıkları üzerinde tedbir kararı verilmesine, davanın kabulü ile davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu vaki itirazın iptaline, davalının yapmış olduğu itirazda kötü niyetli olması nedeniyle asıl alacağın %20 ‘sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve Avukatlık ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı usulüne uygun meşruhatlı davatiyeye rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
15/11/2021 tarihli Bilirkişi Raporunda özetle; Davacı tarafın ticari defterlerinin 2019-2020-2021 yılında işletme defteri olduğu, işletme defterinin sadece gelir ve gider kısımlarından ibaret olduğu, tek düzen hesap planına haiz olmadığı, dolayısıyla hesap bazlı bakiye borç alacak ilişkisinin tespit edilmesinin mümkün olmadığı, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarını incelemeye sunmadığından taraflar arasında karşılaştırma yapmak suretiyle de bakiye borç alacak durumunun tespitinin mümkün olmadığı, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlar ile dosya muhteviyatında bulunan ve talep edilen belgeler ışığında, davacı tarafın takip tarihi itibariyle 40.000,00 TL asıl alacak talebinin sayın mahkemenin takdirine bırakıldığı, davalı tarafın takip tarihinden önce temerrüde düştüğüne – düşürüldüğüne dair muhteviyatında tevsik edici herhangi bir belge olmadığı, davacı tarafın takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarına yıllık %16,75 oranında avans faizi talebinin sayın mahkemenin takdirine bırakıldığı görüş ve kanaatini bildirmiştir.
DOSYANIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacının, bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Dava 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 01/06/2021 tarihinde açılmıştır.
6102 sayılı TTK. 4.maddesine göre bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın tacir ve ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 12. maddesinde “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir” hükmünü içermektedir.
26/06/2012 tarihinde kabul edilen ve 30 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 6335 sayılı yasanın 2.maddesinde, “6102 sayılı Kanun’un 5.maddesinin başlığı” 2. ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler” şeklinde, 1. fıkrasında yer alan “davalara” ibaresi ise davalar ve ticari nitelikteki “çekişmesiz yargı işlerine” şeklinde 3.ve 4. fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır”. şeklinde düzenlenmiştir.
TTK’nun 19.maddesinde “Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır” hükmü bulunmaktadır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; Davalının tacir olduğu çekişmesizdir. Buna karşılık davacı …’un Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğinde kaydının bulunmadığı işletme hesabına göre defter tuttuğu ve tacir olmadığı bildirilmiştir. Ticaret Sicil Müdürlüğü cevabi yazısı uyarınca davalının şirket ortaklığı olmadığı gibi gerçek kişi işletme kaydının da bulunmadığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla davaya bakmakta Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu açıktır. (İstanbul BAM 37. HD 2021/1737E., 2022/707K., Adana BAM 6. HD 2021/406E., 2021/438 K. Sayılı ilamları)
Belirtilen nedenlerle; Ticaret Mahkemelerinin sadece ticari davalara bakmakla görevli olduğu, TTK’nın 5/3 maddesine göre Asliye Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu, görevle ilgili düzenlemelerin kamu düzenine ilişkin olduğu, taraflar ileri sürmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği ve görev hususunun dava şartı olduğu ve benzer nitelikteki Yargıtay ilamları nazara alınarak; mahkemenin görevine ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın, HMK’nın 114/1-c,115/2 maddesi gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır