Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/444 E. 2021/867 K. 08.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/444
KARAR NO : 2021/867

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 26/03/2021
KARAR TARİHİ : 08/10/2021
KARAR YAZILMA TARİHİ : 13/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davacı şirketin maliki bulunduğu …… plaka sayılı araç 19/06/2020 tarihinde park halinde iken İstanbul İli, …… İlçesi, …… Caddesinden Beylerbeyi istikametine doğru gitmekte olduğunu, davalı yanın maliki bulunduğu ve sürücü ……..’ın sevk ve idaresinde bulunan ……. plaka sayılı araç tarafından çarpılmak suretiyle maddi hasara ve değer kaybına uğradığını, 19/06/2020 tarihinde düzenlenen kaza tespit tutanağına göre iş bu kazada ……. plaka sayılı araç sürücüsü davacının aracına çarpması nedeni ile %100 kusurlu olduğunu, bu durumun sabit olduğunu, davacı şirketin aracındaki hasarın 23.797,00-TL olduğunu, dava dışı sigorta şirketinin 13.501,22-TL ödeme yaptığını, dava dışı ……. Sigorta A.Ş. tarafından davacı şirkete oluşan değer kaybının tamamını karşılamadığını, zararının tazmini amacıyla dava dışı araç sürücüsü …….. ve davalı şirket hakkında takip başlatıldığını, davalı şirketin itiraz ederek takibin durdurulmasına neden olduğunu, bu nedenle davacı şirkete ait araçta oluşan 10.295,78-TL değer kaybından sorumlu olduğunu belirterek itirazın iptaline ve % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının öncelikle zararını rizikonun gerçekleştiği andaki sigorta şirketinden talep etmesi gerektiğini, eğer sigorta şirketi zararı karşılamazsa bizzat zararı veren kişiden talep etmesi gerektiği, davacının sigorta şirketine başvurusunun kısmi olarak zararının karşıladığını ancak kalan bakiye tutarını karşılamayan sigorta şirketi aleyhine Sigorta Tahkim Komisyonu’na ya da Genel Mahkemelere başvurması gerekirken bu yolları izlemeden doğrudan müvekkili aleyhine icra takibine giriştiğini, davacının kötü niyetli olarak giriştiği icra takibindeki tutara ne şekilde ulaştığını bilmediklerini ve itiraz ettiklerini, davaya konu zararın müvekkili tarafından verilmediğini, aracı sevk ve idaresinde bulunduran …….. tarafından verildiğini, müvekkilinin hiçbir kusurunun bulunmadığını, bu kazaya ve kaza tutanaklarına ilişkin itirazlarının olduğunu, dosyadaki ekspertiz raporunu da kabul etmediklerini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacının, trafik kazasından kaynaklı aracında meydana gelen maddi hasar ve değer kaybı alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Davacının maliki olduğu …… plakalı aracına 19/06/2020 tarihinde davalının sevk ve idaresindeki ……. plakalı aracın çarpması suretiyle maddi hasara ve değer kaybına uğradığını, düzenlenen kaza tespit tutanağına göre davalının %100 kusurlu olduğunu, dava dışı sigorta şirketinin 13.501,22 TL ödeme yaptığını, dava dışı ……. Sigorta A.Ş tarafından davacı şirkete oluşan değer kaybının tamamını karşılamadığını, zararın tazmini amacıyla dava dışı araç sürücüsü …….. ve davalı şirket hakkında icra takibi başlatıldığını, dosyamız davalı yönünden talebin yalnızca maddi tazminat ve değer kaybı istemine ilişkin olduğu görüldü.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nın 114 maddesinde, dava şartları açıkça sayılmış ve 114/ 2. maddesi gereğince diğer kanunlarda sayılan dava şartlarına da atıfta bulunmuştur. 6102 Sayılı TTK ‘nun 5/A maddesi (Ek:6/12/2018-7155/20 md.) “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir. TTK’nun 5/A maddesi (Ek:6/12/2018-7155/20 md.) “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” şeklinde getirilen düzenleme ile arabuluculuk müessesesine başvurunun bir dava şartı olduğunu benimsenmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına göre; 7155 Sayılı Kanun ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanuna eklenen 5/A maddesi uyarınca, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat taleplerine ilişkin ticari davalarda dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak hüküm altına alınmış olup bu davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/a maddesine göre, TTK’nın 4. Maddesi gereğince, Arabuluculuğa tabi davalar arasında yer aldığı, davacının arabulucuğa başvurduğuna dair herhangi bir belge sunmadığı gibi bu yönde de bir iddiası bulunmadığından davanın 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca arabulucuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usülden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Arabulucuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine,
2-Alınması gerekli 59,30 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 181,59 TL harcın mahsubuyla bakiye 122,29 TL harcın karar kesinleşince ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-AAÜT 7/2 maddesi gereğince hesap edilen 4.080,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/10/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)