Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/402 E. 2022/506 K. 13.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/402
KARAR NO : 2022/506

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/05/2021
KARAR TARİHİ : 13/05/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 16/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğunu, davalının müvekkili şirketten birçok kez mal satın aldığını ve faturalar kesildiğini, ancak bu fatura bedellerinin davalı tarafından hiç ödenmediği ya da belirlenen vade tarihinden sonra ödendiğini, ödenmeyen faturalar nedeniyle davacı şirket tarafından davalıya kur farkı faturalarının kesildiğini ve faturalara davalı tarafından süresi içinde itiraz edilmediğini ve müvekkiline ödenmediğini, davalıya yapılan satışlar neticesinde kesilen faturaların mali mevzuat gereği TL üzerinden kesildiği ancak borçluya kesilen faturalarda, faturanın kesildiği tarihteki döviz satış kurlarının tek tek belirtildiği, davalıya gönderilen teklif formunun altında da “vade tarihinde ödenmeyen faturalarda güncel kur farkı fatura edileceği” açıkça belirtildiğini, 16.07.2020 tarihli …….. fatura numaralı, 154.492,43 TL bedelli fatura bakımından verilen faturanın davalıya kesildiğini ve fatura bedelinin belirlenen vadede ödenmediğini, söz konusu faturanın alt kısmında bulunan not kısmında “T.C.M.B. 16.07.2020 Tarihli Döviz Satış Kurundan 1 Euro: 7.8162” olduğunun belirtildiğini, işbu fatura bedelinin davalı tarafından belirlenen vadede ödenmemiş olduğundan müvekkili tarafından bu defa 16.09.2020 tarihli ……… fatura numaralı, 24.715,90 TL bedelli kur farkı faturası kesildiğini, davalı tarafından faturaya itiraz edilmediğini, 18.03.2020 tarihli ……… fatura numaralı 145.461,78 TL bedelli faturanın davalıya kesilmiş ve fatura bedelinin belirlenen vadede ödenmediğini, söz konusu faturanın alt kısmında bulunan not kısmında “T.C.M.B. 17.03.2020 Tarihli Döviz Satış Kurundan 1 Euro: 7.1693” olduğunun belirtildiğini, işbu fatura bedelinin davalı tarafından belirlenen vadede ödenmemiş olduğundan müvekkili tarafından bu defa 18.08.2020 tarihli …….. fatura numaralı, 36.802,41 TL bedelli kur farkı faturası kesildiğini, işbu faturanın davalı tarafından 17.12.2020 tarihinde itiraz süresinden çok sonra iade edildiğini, müvekkili tarafından ise Beyoğlu …… Noterliği’nin ……. yevmiye numaralı, 18 Aralık 2020 tarihli ihtarnamesi ile iade faturasının kabul edilmeyerek, davalıya iade edildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakkları saklı kalmak kaydı ile davalı adına kesilen 16.09.2020 tarihli ……… fatura numaralı, 24.715,90 TL bedelli ve 18.08.2020 tarihli …….. fatura numaralı, 36.802,41 TL bedelli kur farkı faturaları nedeni ile 61.518,31 TL’nin davalıdan ticari faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket merkezinin İstanbul Adliyesi yargı çevresi içerisinde olduğunu bu nedenle yetki itirazında bulunarak dosyanın yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesini, davacı tarafından kur farkı alacağının talep edilmesinin usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, kur farkı faturası kesilmesinin yasal bir dayanağı bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için davacının kur farkı talep edebileceği düşünülse dahi asıl faturalar incelendiğinde birim fiyatların Türk Lirası üzerinden kesildiği ve ödemelerin de Türk Lirası cinsinden alınmış olup, davacı tarafın da bu konuda herhangi bir itirazı bulunmadığının açıkça ortada olduğunu, davacının burada ödeme türü yönünden tercih hakkını Türk Lirası üzerinden kullandığını, bu nedenle davacının kur farkı talebinde bulunamayacağı, öte yandan davacı tarafın tahsilatı yaptığında kur farkından doğan fazlaya ilişkin alacağını saklı tuttuğunu da bildirmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları ve zararlarına ilişkin tüm talep ve dava açma hakkı saklı kalmak suretiyle, davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi 26/02/2022 havale tarihli raporunda; Davacı tarafın kur farkı/değerlemesi yapabilmesi için taraflar arasında teamül oluştuğuna dair değerlendirme yapması durumunda, davacı
tarafın davalı taraftan talep edebileceği TCMB kurları üzerinden ve KDV
dahil hesaplanan kur farkı tutarının 53.378,51 TL olabileceği, davalı tarafın inceleme günü gelmediği, yerinde inceleme talebinin olmadığı, dosya muhteviyatına ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı sonuç ve kanaatini bildirmiştir.
DOSYANIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı adına kesilen 16/09/2020 tarihli ……… fatura numaralı, 24.715,90 TL bedelli ve 18/08/2020 tarihli …….. fatura numaralı, 36.802,41 TL bedelli kur farkı faturaları nedeni ile alacak istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu içeriğine göre; davacı şirketin, dava konusu edilen kur farkı faturaların tarihi olan 2020 yıllarına ilişkin davalı firmayla ilgili fatura belgelerinin muhasebe teknik ve usullere uygun olarak defter kayıtlarına işlendiği bu nedenle davacı lehine delil niteliği taşıdığı, faturaların, Türk Parası Karşılığı yazılmak kaydıyla döviz cinsinden düzenlenmesine ilişkin hiçbir yasak bulunmadığı, davacının ticari defterlerinin genel kabul görmüş muhasebe standartları ve genel tebliğ hükümlerine uygun olarak tutuldukları, davacının ticari defter ve kayıtları incelenmiş ise de davalının belirlenen gün ve saatte defterlerini hazır etmemesi sebebiyle incelenemediği anlaşılmakla, tarafların BA – BS formları doğrultusunda davalının 36.802,41 TL tutarlı 18/08/2020 tarihli faturayı karşılıklı olarak beyan ettikleri ve ancak 16/09/2020 tarih ve 20.945.68 TL lik faturayı davalının ba formu ile beyan etmediği anlaşılmakla, her ne kadar davacı, kur farkını asıl faturada satış bedelinin döviz karşılığını belirtmesi ile talep edebilir ise de, tek taraflı olarak ticari defterlerine iş bu faturaları işlemesinin alacağı ispata yeterli olmadığı ve en azından davalının, davacının davacıdan mal veya hizmet aldığını beyan etmesi gerektiğinden bahisle davalı tarafından beyan edilen fatura yönüyle davanın kabulüne karar vermek gerekmiş olup, davanın kısmen kabulüne davalının itirazının kabul edilen kısım yönüyle iptaline, davalının aleyhine girişilen icra takibinin tamamına haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiği, dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu, bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın %20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; 36.802,41 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gerekli 2.513,97 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 1.050,58 TL harcın mahsubuyla bakiye 1.463,39 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 1.050,58 TL peşin harç, 8,50 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.118,38 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 838,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 502,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-AAÜT gereğince hesap edilen 5.520,36 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 5.100,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin kabul ve red oranı üzerinden takdiren 530,33 TL’nin davacıdan, 789,67 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/05/2022

Katip …….
e-imzalıdır

Hakim …….
e-imzalıdır