Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/40 E. 2022/1258 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/40 Esas
KARAR NO : 2022/1258

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/01/2021
KARAR TARİHİ : 21/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; davalı şirketin 31.08.2018 tarih ve … no.lu fatura ile müvekkili şirketten 181 adet televizyon aldığını, borcun peyderpey ödendiğini ancak 10.080,17 TL bakiyenin ödenmediğini, bunun üzerine davalı şirket aleyhine Bakırköy ….İcra Müdürlüğü …. E.sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla; itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu faturada bahsi geçen televizyonların kutulu ambalajlı şekilde satın alındığını ve müşterilere bu şekliyle satıldığını, servis formlarıyla sabit olduğu üzere bu televizyonlardan 11 adedinin kurulum aşamasında ayıplı olduğunun tespit edildiğini, söz konusu belgelerin de müvekkiline ait servislere değil, TV markasının servislerine ait formlar olduğunu, taraflar arasında bu konuya ilişkin yazışmalar yapıldığını ancak davacı firma tarafından ayıplı ürünlere dair hiçbir adım atılmadığını, icra takibine konu bakiye tutarının bu ürünlerin bedelinden kaynaklandığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, davacının, faturaya dayalı bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 10.080,17 TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 29/07/2021 tarihli raporunda; gerek davacı ve gerekse davalı defterlerine göre davacı şirketin davalı şirketten bakiye 10.080,17 TL alacağının bulunduğunun anlaşıldığı, davalı tarafça davacı tarafın satmış olduğu tv’lerin bir kısmının hasarlı olduğunu beyan etmişse de, 2018 yılında satımı yapılan bu elektronik cihazlar ( tv ) için ayıp ihbarının süresinde yapılmadığının anlaşıldığı, servis formlarında belirtilen hasarların davacı kaynaklı olabileceği gibi davalı kaynaklı da olabileceği, nitekim servis formlarının bazılarında hasarların nakliye kaynaklı olduğunun belirtildiği, bununla beraber hasarların gizli ayıp olduğu noktasında kanaat oluşmamakla beraber, bir an için ayıpların gizli ayıp olduğu kabul edildiğinde de, son servis fişi tarihinden yaklaşık 13 ay sonra iade faturası düzenlenmesinin de uygun olmadığının düşünüldüğü, bu hususlar gözetildiğinde, ayıp ihbar sürelerine riayet edilmediğinden, ayıpların da gizli ayıp olmadığı (kutu ve paneldeki kırklar çıplak gözle tespit edilecek nitelikte olması nedeniyle ) dikkate alındığında, uzun bir süre geçtikten sonra davalı tarafından tanzim edilen iade faturasının uygun olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı, keza, davalı tarafça da, iade faturalarından sonra davacının iadenin iadesine ilişkin faturaların da ticari defterlere işlendiği ve neticede kendi defterlerine göre de davacı şirkete 10.080,17 TL tutarında borçlu göründüğü, Bu noktada, söz konusu servis formlarında belirtilen hasarların davacı satıcı mı yoksa davalı bayi kaynaklı bir hasar olup olmadığı noktasında teknik bilirkişi incelemesi yaptırılmasının ise mahkemenin kanaatinde olduğunu bildirmiştir.
Mahkememizin …. tarihli celsesinin … no’lu ara kararı gereğince, davalıda bulunan ve ayıp iddiasına konu televizyonlar üzerinde yerinde teknik inceleme yapılmak üzere dosyanın, heyete elektrik-elektronik mühendisi bilirkişi eklenmek suretiyle oluşturulan bilirkişi heyetine tevdi ile servis formlarında belirtilen hususlarda dikkate alınarak ayıp bulunup bulunmadığı, varsa ayıpların satıcı kaynaklı mı, bayi kaynaklı mı olduğu, ayıplı çıkan servis formu içeriğindeki ürünlerin, fatura içeriğindeki ürünlerle aynı olup olmadığı, servis formundaki ürünlerin bedelinin, takip talebindeki bedele uygun olup olmadığı, ayıp varsa bu konuda hangi tarihlerde yazışma yapıldığı, ayıplarla ilgili davacıya bildirimde bulunulup bulunulmadığı hususlarında rapor düzenlenilmesinin istenilmesine karar verilmiş olup, heyete elektrik mühendisi bilirkişi eklenmek suretiyle aldırılan 31/05/2022 tarihli raporda; kök raporda da belirtildiği üzere, her iki tarafın ticari defterlerine göre davacının bakiye alacağı 10.080,17 TL olduğunu, teknik değerlendirme kısmında belirtildiği üzere, servis fişlerinden tespit edilen hasarların üretici çıkışı esnasında mı, davacının veya davalının himayesi altında mı yoksa kargo esnasında mı meydana geldiği hususunda net bir kanaatin belirtilemediğini, servis tutanaklarına konu 12 adet tv ürününden sadece 3 adet TV mahallinde görülebildiğini, servis tutanaklarına göre 12 adet ürün için davalı tarafın uğramış olduğu toplam zarar tutarı (33.200,00 TL. – 2.150,00 TL = 31.050,00 TL.) olarak tespit edilmiştir. Davacının alacağı her iki tarafın ticari defterlerine göre 10.080,17 TL olup, mahkemece her ne kadar ayıp ihbar sürelerine uyulmamışsa da, servis tutanaklarında görülen 12 ürün için tespit edilen 31.050,00 TL zararın tenzili yönünde kanaat hasıl olması durumunda, davalının borcu bulunmayacağı, aksine ( 10.080,17 TL – 31.050,00 TL ) = 20.696,83 TL zarar bedeli yönünden davalı alacaklı durumda olacağını, mahkemece mahallinde tespit edilen 3 adet TV nin dikkate alınması halinde ise; davalı tarafın uğramış olduğu toplam zarar (8.400,00 TL – 844,74 TL = 7.555,26 TL.) olarak hesap edilmiştir. Bu zararın davacı alacağından tenzil edilmesi yönünden mahkemece kanaat oluşması durumunda, bakiye davacı alacağı 10.080,17 TL – 7.555,26 TL = 2.524,91 TL olarak hesap ve tespit edildiğini bildirmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu içeriğine göre; taraflar arasındaki uyuşmazlığın cari hesaptan kaynaklanan fatura alacağına ilişkin olduğu, davacı tarafından dava dilekçesiyle birlikte sunulan 31.08.2018 tarihli faturada ürünlerin …. ve …. olarak belirtildiği, tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede davacının 10.080.17 TL alacaklı göründüğü, davalı tarafından ürünlerin ayıplı olduğu iddia edilmişse de dosyaya sunulan servis kayıtlarının 31.08.2018 tarihli faturaya konu edilen ürünlerden bir tanesine ilişkin olduğu, 18.10.2018 tarihli ilgili servis kaydında “kuruluma gelindiğinde kolinin ön kısmında darbeler görüldü. Ürünün ekranı kırık, nakliye hasarlı ürün, tüketici bayisine yönlendirildi” açıklamasının yer aldığı, bilirkişi tarafından yapılan değerlendirmede üç ürün haricinde ayıba ilişkin inceleme yapılamadığının bildirildiği, incelenen ürünlerden ikisinin dava konusu edilen faturaya ilişkin ürünler olmadığı, bir ürünün de nakliye hasarlı olduğunun servis tarafından tespit edildiği ve davalının ayıp savunmasını ispatlayamadığı anlaşılmakla faturadan kaynaklanan likit alacak için icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kabulü ile 10.080,17 TL asıl alacak yönünden davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin aynen devamına,
Asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 2.016,03 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gerekli 688,57 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 121,75 TL harcın mahsubuyla bakiye 566,82‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 121,75 TL peşin harç olmak üzere toplam 181,05‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 928,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
AAÜT gereğince hesap edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan 200,00 TL gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır