Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/393 E. 2022/40 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/393 Esas
KARAR NO : 2022/40

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/05/2021
KARAR TARİHİ : 19/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından anlaşılan satış bedeli ve proforma satış faturası tutarının davalı şirkete ödendiğini, müvekkili ile davalının 60.596,85 USD karşılığında mal alım satımı hususunda anlaşmaya vardıklarını, davalı şirket çalışanlarından ……… isimli kişi vasıtasıyla müvekkili şirkete whatsapp üzerinden proforma fatura gönderildiğini, bu fatura uyarınca bahse konu malların satın alınmasının kabul edildiğini, proforma faturaya göre satın alınan ürünlerin toplam bedelinin 60.596,85 USD olduğunu, müvekkili tarafından 16/01/2020 tarihinde 6.000,00 USD’nin davalı şirkete gönderildiğini, davalı tarafından kötü niyetli ve gerçek dışı 09/03/2021 tarihli 71.570,14 USD tutarlı fatura düzenlendiğini, müvekkilinin faturanın yanlış düzenlendiği hususunda davalı ile görüşmüş ise de, müvekkiline baskı uygulandığını, müvekkili tarafından anlaşılan satış tutarı 60.596,85 USD’nin kalan bakiyesini ödemek amacıyla 16/03/2020 tarihinde 20.000,00 USD, 25/03/2020 tarihinde 34.731,00 USD’nin karşı tarafa gönderildiğini, davalı şirket tarafından proforma faturaya aykırı fatura düzenlenmesi ve 09/03/2020 tarihli fatura içeriğindeki tüm ürünlerin teslim edilmemesi üzerine müvekkili tarafından 10.839,24 USD tutarlı iade faturası düzenlenerek davalıya gönderildiğini, davalı şirkete borcu bulunmadığını, bu nedenle Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı dosyasında davalı tarafından yapılan takibin haksız olduğunu, bu takip dosyasından dolayı borçlu olunmadığının tespiti ile davalı tarafın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari alım satım anlaşması yapılıp, müvekkilinin anlaşmaya göre ücretini alamadığını, bu nedenle takip başlatıldığını, alım satıma ilişkin tüm edimlerin eksiksiz şekilde yerine getirildiğini, proforma faturanın bir fatura olmadığını, davacının basiretli tacir hak ve yükümlülükllerini yerine getirmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı dosyası incelendiğinde; davalı şirketin davacı aleyhinde 10.836,14 USD asıl alacak, 898,31 USD faiz, 612,03 TL ihtar protesto masrafı olmak üzere toplam 11.737,45 USD ve 612,03 TL alacağın tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, takibin kesinleşerek haciz işlemlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 01/11/2021 tarihli raporunda; davacının 2020 yılına ait ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede, defterlere proforma faturanın değil 71.570,14 USD tutarlı faturanın kaydedilmiş olduğu, kural olarak proforma faturaların teklif mahiyetinde olduğundan mali değeri bulunmayan belgeler olduğu ve mali değeri olmayan proforma faturaların ticari defterlere kaydının yapılamayacağını, davacı şirkete ait BS ve BA formlarının incelenmesinde davalı şirketin düzenlemiş olduğu 71.570,14 USD tutarlı faturanın KDV hariç 404.886,20 TL olarak 40.sırada bildiriminin yapılmış olduğunun görüldüğünü, davalının defterlerinde de 71.570,14 USD(437.279,24 TL) tutarlı faturanın kayıtlı olduğu, ödemelerin kaydedilmiş olduğu, davacı tarafça tanzim edilen 10.839,14 USD(75.735,24 TL) tutarlı iade faturasının defterlerine işlenmemiş olduğu, davalının defterlerine göre davacı şirketten 10.839,14 USD alacaklı olduğu, davalı şirketin BA ve BS formlarının incelenmesinde de 71.570,14 USD tutarlı faturanın KDV hariç 404.886,20 TL olarak 21. Sırada bildiriminin yapılmış olduğunun görüldüğünü, davacı tarafın proforma fatura ile resmi olarak düzenlenen fatura arasındaki 10.839,14 USD farka ilişkin iade faturası düzenlediği, ancak davalı tarafça bu faturanın kabul edilmeyerek iade edildiği ve ticari defterlerine işlenmediği, proforma faturası muhteviyatı ürünlerin proforma faturada belirtilen maliyetle alındığı hususunu davacı tarafın kabulünde olup, proforma muhteviyatı ürünün davacı tarafından teslim alındığı noktasında ihtilaf bulunmayıp, proforma faturasında yazılı miktar kadar ödeme yapıldığı hususunun sabit olduğunu, proforma faturada belirtilen ürün miktarının 19.908 iken, resmi faturadaki miktarın 20.609 olduğunu, resmi faturada 701 adet fazla ürün bulunduğunu, birim fiyatlar yönünden fark bulunmadığını, bu itibarla ihtilafın proformadan yani tekliften daha fazla ürünün fatura edilmiş olmasından fark oluştuğu anlaşılmış olup, bununda 42 adet bebek takımı ile 659 adet bebek tulumu olmak üzere 701 adet ürün için toplam 10.839,14 USD olduğunu, davacı şirket tarafından fiyat farkına ilişkin iade faturasının, 06/08/2020 tarihinde proforma faturadan 206 gün, resmi faturadan ise 150 gün sonra düzenlendiğini, davacı tarafından noksan ürüne ilişkin iade faturası düzenlenmemiş olup, düzenlenen faturanın fiyat farkı iade faturası olduğunu, ancak birim fiyatlar kıyaslandığında fiyat farkının bulunmadığının anlaşıldığını bildirmiştir.
Davacı, davalı tarafından bakiye fatura alacağının tahsili talebiyle başlatılan takipten dolayı borçlu olunmadığının tespiti talebinde bulunmuş olup, davalı ile proforma faturada belirtilen fiyat üzerinden anlaşıldığını, bu fiyat üzerinden de ödemenin yapıldığını belirterek resmi faturaya göre fazladan miktar belirtildiğini iddia etmiş ve buna ilişkin fiyat farkına dair 06/08/2020 tarihli iade faturasını resmi faturadan 150 gün sonra düzenlemiştir. Yaptırılan bilirkişi incelemesi ile tespit edildiği üzere davacının resmi olarak düzenlenen 71.570,14 USD tutarlı faturayı defterlerine kaydettiği gibi bu miktar yönünden de BA formu ile bildirimde bulunduğu, yine davalınında düzenlemiş olduğu faturayı defterlerine kaydettiği ve bununla ilgili BS bildiriminde bulunduğu görülmüştür.
Davacı her ne kadar, proforma fatura ile resmi fatura arasında fiyat farkı bulunduğundan bahisle iade faturası düzenlemiş ise de, yine yaptırılan bilirkişi incelemesi ile tespit edildiği üzere resmi faturada proforma faturadan farklı olarak 701 adet fazla ürün bulunduğu, bu ürünlerin bedelinin ise, 10.839,14 USD olan iade faturasına konu miktar olduğu anlaşılmıştır. Sonuç olarak proforma fatura teklif mahiyetinde olup mali değer taşımadığı, kaldı ki, proforma fatura ile resmi fatura arasında birim fiyatlar yönünden fark bulunmayıp resmi faturada fazladan ürünlerin bulunduğu ve davalı tarafça bir kısım ürünlerin teslim alınmadığı savunmasında bulunulmuş ise de, fatura içeriğinin defterlerine kaydedildiği gibi BA formları ile de, bildirimlerinin yapılmış olması nedeniyle fatura içeriği malların davacıya teslim edildiği kabul edilmiş olup, davacının davasının reddine karar verilmiştir. (BA formundaki kayıtların bir bütün olarak davacı lehine ve davalı aleyhine sonuç doğurduğu kanaatine varılmıştır. (Yargıtay 19. HD. 2011/8941 E. – 2012/969 K sayılı kararından hareket edilmiştir.) İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/536 esas, 2021/1126 karar)
Mahkememizce verilen tedbir kararı teminat yatırılmadığından uygulanmamış olup, yasal şartları oluşmadığından davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmeyerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın reddine,
Yasal şartları oluşmadığından davalı lehine kötü niyet tazminatı hükmedilmesine yer olmadığına,
Alınması gerekli 80,70 TL harçtan davacı tarafça yatırılan ‭1.603,34‬ TL harcın mahsubuyla bakiye 1.522,64‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 12.869,17 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili(e-duruşma yöntemiyle) ve davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/01/2022

Katip …

Hakim …