Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/371 E. 2022/364 K. 01.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/371
KARAR NO : 2022/364

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 26/04/2021
KARAR TARİHİ : 01/04/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 04/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili sigorta şirketi nezdinde ……… numaralı Ortak Kullanım Alanları Sigorta Poliçesi ile sigortalı …… Yönetimi’nin faaliyette bulunduğu sitede, 12.12.2017 tarihinde toplantı odası mutfak giderinin inşaatın yapımı sırasında ana giderle bağlantısının yapılmaması ve bu mahalde ilk kez kullanılan giderden duvar boşluğuna su akması sonucu dahili su hasarı meydana geldiğini, sigortalı sitede yapılan kontrolde, toplantı odası mutfak giderinin inşaatın yapımı sırasında davalı müteahhit şirketler tarafından ana giderle olan bağlantısının yapılmadığı ve ilk defa kullanılan giderden akan sular nedeniyle mutfak üst dolaplarının yerinden düştüğünü, alçıpan tavanlar ve duvarların döküldüğünü, zemine akan suların etkisi ile parkelerin kabardığını ve üzerine moloz ve pis su akan koltuk takımının zarar gördüğünü, hasarın varlığı ve miktarının ekspertiz raporu ile tespit edildiğini, meydana gelen hasar nedeniyle müvekkili şirketçe 28.02.2018 tarihinde sigortalısına 2.961,40 TL tazminat ödendiğini, davalı şirketlerin, müvekkili şirket sigortalısı sitenin müteahhit şirketleri olup yapıdaki kusurlardan sorumlu olduklarını, bu nedenle davalılar aleyhine Küçükçekmece ……. İcra Müdürlüğü’nün ……… Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine girişildiğini, davalıların takibe, borca, ferilerine itiraz ettiklerini, davalıların borca itirazının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, dava konusu zararın meydana geldiği sitenin müteahhit şirketleri olarak davalıların taşınmazı ayıplı bir şekilde inşa ederek zararın meydana gelmesine sebebiyet verdiklerini, bu nedenle meydana gelen zarardan sorumlu olduklarını belirterek fazlaya ve sair hususlara ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davalının Küçükçekmece ……… İcra Müdürlüğü’nün …….. E. Sayılı dosyasına vaki tüm itirazlarının reddi ile takibin takip talebindeki şartlarla devamına, asıl alacağa takip tarihinden yasal faiz işletilmesine, davalının %20 ‘den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, ücreti vekalet ve yargılama giderlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …… Planlama İnşaat Proje Yönetimi ve Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu hasarın gerçekleştiği inşaat projesi ile müvekkili şirketin herhangi bir bağı, sözleşmesel ilişkisi bulunmadığını, bu nedenle de davaya yönelik olarak husumet itirazında bulunduklarını, zamanaşımı ve husumet itirazları doğrultusunda davanın reddine karar verilerek, yargılama masrafı ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
Davalı ……… Gayrimenkul A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Açılan davaya zamanaşımı, yetki, görev ve husumet bakımından itiraz ettiklerini, olayın 2017 yılı sonunda gerçekleştiğinin iddia edildiğini, müvekkilinin dava konusu sitede imalatlarını 2012 yılının ortasında bitirip, teslimlerini yaptığını, müvekkilinin en uzun sorumluluk süresinin 5 yıl olup, bu sürenin dolduğunu, sitenin bakım,onarın, ayıp vs.tüm sorumluluklarının site yönetimi ve maliklerine ait olduğunu, dava konusu olayın ve iddia edilen zararın meydana gelişine ilişkin hukuki hiçbir tesbit ve delilin olmadığını, olayın bir imalat hatası olduğuna veya müvekkilinin sorumluluğuna dair herhangi bir delil ve tesbitin olmadığını, dava konusu olayın site yönetimine ait bakım ve gözetim eksiklliğinden, kullanım hatalarından kaynaklı olup, imalat hatası bulunmadığını, müvekkili şirkete usulüne uygun şekilde iddia edilen olayın / iddia edilen ayıbın ihbarının yapılmadığını, ihbar yapılmadığından müvekkili şirketin olayın oluş şekline, sorumluğu olup-olmadığına, sorumlu olduğunu tesbit etme durumunda zararın giderilmesine yönelik imkan tanınmadığını, ihbar olmadığından davacının müvekkilini sorumlu tutma, rücu imkanı da bulunmadığını belirterek haksız ve mesnetsiz olan davanın reddini, yargılama masrafı ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
DOSYANIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacının dava dışı sigortalısına konutunda oluşan ve davalıların ayıplı ifası sonucu meydana gelen hasar bedelinin ……… nolu ”ortak kullanım alanları sigorta poliçesi” ne istinaden ödenmesi nedeniyle, ödenen bedelin davalılardan rücuen tazmini istemine ilişkin olarak başlatılan icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Somut olay irdelendiğinde; davacı tarafından 15/07/2017-15/07/2018 dönemlerini kapsar şekilde düzenlenen Ortak Kullanım Alanları Sigorta Poliçesinde …….. Apartmanının sigortalandığı anlaşılmaktadır.
Poliçe kapsamında halefiyete dair yapılan incelemede; TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir.
6102 sayılı TTK’nun 4/1-(a) maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Yine, görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesine göre, sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra, hukuken sigortalının yerine geçerek, sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın, tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği, sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacının, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilecektir. Bu durumda da görevli mahkeme, dava dışı sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki içeriğine göre belirlenecektir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı sigorta şirketinin, halefi olarak yerine geçip adına dava açtığı site yönetiminin tacir olmadığı, tazminata konu olayın da ticari işletme ile ilgili bulunmadığı, taraflar arasındaki ihtilafın TBK 470 ve devam maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinin ayıplı teslimi ile ilgili olduğu, bu bağlamda açılan davanın nispi veya mutlak ticari dava olmadığı dikkate alınarak taraflar arasındaki ihtilafın genel hükümlere göre AHM tarafından sonuçlandırılması gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ve davalı ……… Planlama AŞ vekilinin açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/04/2022

Katip ……..
e-imzalıdır

Hakim ……
e-imzalıdır