Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/370 E. 2022/455 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/370 Esas
KARAR NO : 2022/455

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/04/2021
MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2021/560 ESAS SAYILI

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/07/2021
MAHKEMEMİZ DOSYASI ve BİRLEŞEN DOSYAYÖNÜNDEN;
KARAR TARİHİ : 27/04/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 28/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; davalılardan … Ltd. Şti tarafından müvekkilleri aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe konu 31/03/2021 tarihli 25.000,00 TL bedelli keşidecisinin müvekkilinin ……. ve ilk cirantanın diğer müvekkili …… Lüks … Şti görüldüğü bonoda, müvekkilinin davalıya borçlu bulunmadığını, davalının meşru hamil olmadığını, davaya konu bononun ……. Kargo şirketinin dağıtım aracından hırsızlık suretiyle çalındığını, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… esas sayılı dosyası ile iptal davası açıldığını, müvekkillerinin alacaklı görülen şirkete ve bonoda cirosu bulunan diğer şirkete borçlu olmadığını, bononun keşideci müvekkili … tarafından diğer müvekkil şirkete olan borca karşılık düzenlendiğini, dolayısıyla ilk cirantanın müvekkili şirket …… …. Şti olması gerektiğini, müvekkili şirket adına bononun arka yüzüne basılan kaşe ve atılan imzanın sahte olduğunu, müvekkili …… Lüks Hırdavat Limited Şirketi yönünden imza inkarında bulunduklarını, bononun arka yüzünde müvekkili şirkete ait cironun altında cirosu yer alan davalı …. Şti ile müvekkilinin hiçbir ticari ilişkisinin bulunmadığını, ilk cirodaki imzanın müvekkiline ait olmaması nedeniyle ciro silsilesi kopuk olduğundan alacağın davalılara temlik edilememiş olduğunu, müvekkillerinin bonodan dolayı davalılara borçlu olmadığının tespiti ile takip konusu bononun istirdadına ve %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı müvekkilinin dava konusu bononun karşı tarafın rızası hilafına çalındığını bilmesi ve kendisinden bilinmesinin beklenmesinin mümkün olmadığını, senedin aralarında ticari ilişki bulunan ……. Şti tarafından müvekkiline satın alınan mal ve hizmet bedelinin ifası amacıyla teslim edildiğini, TTK 778.maddesi atfıyla uygulanan 686.maddesi uyarınca ispat yükünün davacıya ait olduğunu, keşideci …ye ilişkin imza ve kambiyo sorumluluğunun dava dilekçesinde ikrar edildiğini, davacı …… Lüks için sahte imza iddiasının çıplak göz ile yapılan inceleme sonucunda imzalar arasında belirgin farklılık olduğu görüldüğünden davacı …… Lüks bakımından imzaya yönelik itirazlarının kabul edilmesinin gerektiğini, istirdat talebinin ise reddi gerektiğini, imzaların istiklali ilkesi gereği herkesin kendi imzasından sorumlu olduğunu, keşideci …’nin imzasını ikrar etmesi nedeniyle yetkili ve meşru hamil olan müvekkiline karşı borçtan sorumlu olduğunu, kötü niyetli davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep ederek davanın reddini istemiştir.
Davalı … usulüne uygun meşruhatlı davatiyeye rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
Mahkememiz dosyası ile birleşen mahkememizin ….. esas sayılı dosyasında davacı vekili dilekçesinde özetle; davalılardan …… Ltd. Şti tarafından müvekkilleri aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe konu 30/04/2021 tarihli 20.688,00 TL bedelli keşidecisinin müvekkilinin ……. ve ilk cirantanın diğer müvekkili …… Lüks … Şti görüldüğü bonoda, müvekkilinin davalıya borçlu bulunmadığını, davalının meşru hamil olmadığını, davaya konu bononun ……. Kargo şirketinin dağıtım aracından hırsızlık suretiyle çalındığını, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. esas sayılı dosyası ile iptal davası açıldığını, müvekkillerinin alacaklı görülen şirkete ve bonoda cirosu bulunan diğer şirkete borçlu olmadığını, bononun keşideci müvekkili … tarafından diğer müvekkil şirkete olan borca karşılık düzenlendiğini, dolayısıyla ilk cirantanın müvekkili şirket …… Şti olması gerektiğini, müvekkili şirket adına bononun arka yüzüne basılan kaşe ve atılan imzanın sahte olduğunu, müvekkili …… Lüks Hırdavat Limited Şirketi yönünden imza inkarında bulunduklarını, bononun arka yüzünde müvekkili şirkete ait cironun altında cirosu yer alan davalı ….. Şti ile müvekkilinin hiçbir ticari ilişkisinin bulunmadığını, ilk cirodaki imzanın müvekkiline ait olmaması nedeniyle ciro silsilesi kopuk olduğundan alacağın davalılara temlik edilememiş olduğunu, müvekkillerinin bonodan dolayı davalılara borçlu olmadığının tespiti ile takip konusu bononun istirdadına ve %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememiz dosyası ile birleşen mahkememizin ….. esas sayılı dosyasında davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı müvekkilinin dava konusu bononun karşı tarafın rızası hilafına çalındığını bilmesi ve kendisinden bilinmesinin beklenmesinin mümkün olmadığını, senedin aralarında ticari ilişki bulunan … Şti tarafından müvekkiline satın alınan mal ve hizmet bedelinin ifası amacıyla teslim edildiğini, TTK 778.maddesi atfıyla uygulanan 686.maddesi uyarınca ispat yükünün davacıya ait olduğunu, keşideci …ye ilişkin imza ve kambiyo sorumluluğunun dava dilekçesinde ikrar edildiğini, davacı …… Lüks için sahte imza iddiasının çıplak göz ile yapılan inceleme sonucunda imzalar arasında belirgin farklılık olduğu görüldüğünden davacı …… Lüks bakımından imzaya yönelik itirazlarının kabul edilmesinin gerektiğini, istirdat talebinin ise reddi gerektiğini, imzaların istiklali ilkesi gereği herkesin kendi imzasından sorumlu olduğunu, keşideci …’nin imzasını ikrar etmesi nedeniyle yetkili ve meşru hamil olan müvekkiline karşı borçtan sorumlu olduğunu, kötü niyetli davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep ederek davanın reddini istemiştir.
Mahkememiz dosyası ile birleşen mahkememizin ….. esas sayılı dosyasında davalı … usulüne uygun meşruhatlı davatiyeye rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
Dava ve birleşen dava, rıza hilafına elden çıktığı iddia olunan senetlerden dolayı borçlu olunmadığının tespiti ile istirdat istemlerine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış, davacı tarafça bildirilen Bakırköy CBS’nın …. soruşturma sayılı dosyası celbedilmiş, Bakırköy CBS’nın dosyasının yetkisizlik kararı ile İstanbul CBS’na gönderildiği, İstanbul CBS’nın Sahtecilik ve Dolandırıcılık Bürosu’nun ….. soruşturma sayılı dosyasında yürütüldüğü, dosyamız davacısı …… Lüks ve yetkilisi …… tarafından müşteki sıfatıyla, dosyamız davalılarının da içerisinde bulunduğu kişiler hakkında davaya konu senetlerle ilgili dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik iddiasıyla şikayette bulunulduğu, soruşturmanın derdest olduğu anlaşılmış ise de, davacılar ve davalı vekili duruşmadaki beyanlarında dosyanın bekletici mesele yapılmamasını, dosyada çok fazla şüpheli bulunduğundan yargılamanın uzamasına sebebiyet vereceğini belirterek dosyanın mevcut haliyle karara çıkartılması talebinde bulunduklarından soruşturma dosyası talep doğrultusunda bekletici mesele yapılmamış ve dosya iddia, savunma ve ispat yükleri dikkate alınarak mevcut haliyle karara bağlanmıştır.
Davaya konu edilen Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı ve birleşen davaya konu edilen Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı dosyaları celbedilmiş olup, dosyalarda …. Şti.’nin alacaklı, …, … Şti ve …… Lüks … Şti.’nin borçlu olarak yer aldığı kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapıldığı görülmüştür.
Bilirkişi 27/01/2022 tarihli raporunda; ibraz olunan ticari defter kayıtlarına göre, davacı …. Hırdavat firması ile diğer davacı …….’nin ortağı olduğu ….. Ortaklığı arasındaki ticari ilişki kapsamında dava konusu senetlerin …… Lüks Hırdavat faturalarına istinaden diğer davacı tarafından verilmiş olduğunun görüldüğü, Davalı …… tarafından ticari defterlerin ibraz edilmediği, diğer davalı ……. firması tarafından ibraz edilen muavin defter kaydına göre, reklam hizmetine ilişkin iki adet faturaya bağlı olarak dava konusu senetlerin davalı …… firması tarafından davalı …… firmasına verildiğinin anlaşıldığını bildirmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun …. esas, 2015/1062 karar ve …. esas, …. karar sayılı ilamlarında, “İmzaların istiklali (bağımsızlığı)” ilkesine göre, senet lehtarının veya diğer cirantaların ciro imzasının sahte olması hali, diğer imza sahiplerinin ve özellikle senedin asıl borçlusu olan keşidecinin senetten kaynaklanan sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Poliçeye imza koyan kişi, diğer imzaların geçersiz veya sahte ya da mevhum kişilere ait olmasının riskini de taşır. Buna göre her imza kendi sahibini, diğer imzalardan bağımsız olarak bağlar. Poliçe üzerinde şekil bakımından tamam ve görünüşe göre sahibini bağlayan bir imzanın bulunması yeterlidir. Kanun yapıcı, TTK.nun 589. maddesinde senedin geçerliliğinin, sorumluluktan tamamen bağımsız şekilde mevcut olabileceğini kabul etmiştir. Senetteki imzalar, bu imzalarda ismi geçen şahıslar yönünden herhangi bir sorumluluk yaratmasa bile, senet yine de geçerli kalır. Senedin geçerli kalmasının sonucu ise, diğer imzaların sahiplerinin sorumluluklarının devam etmesidir. (Bu açıklamalar için bkz, Prof.Dr. Reha Poray/Prof. Dr. Ünal Tekinalp; Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, 17. Baskı, İstanbul 2006, Sayfa 141-142; Prof. Dr. Fırat Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku 2.Bası, Ankara 1997, Sayfa 414 vd; Prof. Dr. Hüseyin Ülgen /Doç. Dr. Mehmet Helvacı /Doç. Dr. Abuzer Kendigelen/Doç. Dr. Arslan Kaya; Kıymetli Evrak Hukuku Ders Kitabı, İstanbul 2004, Sayfa 126 vd; Prof. Dr. Naci Kınacıoğlu Kıymetli Evrak Hukuku, 5.Baskı, Ankara 1999, Sayfa 122 vd;Gönen Eriş; Türk Ticaret Kanunu İkinci Cilt-Kıymetli Evrak ve Taşıma Ankara 1988 sh. 174 vd- sh.286-Yargıtay 11.HD.3.11.1987 tarih, 347/5865 Esas ve Karar sayılı kararı; Prof.Dr. Oğuz İmregün; Kıymetli Evrak Hukuku, İstanbul 1998, sh.58 vd; İsmail Doğanay; Türk Ticaret Kanunu Şerhi, İkinci Cilt, Üçüncü Baskı Ankara 1990 sh.1611 vd.).
TTK 778 (eTTK’nun 690).maddesi yollamasıyla bonolarda da uygulanması gereken aynı Kanunun 686/1 (eTTK 598/1).maddesi uyarınca; “Bir poliçeyi elinde bulunduran kimse, son ciro beyaz ciro olsa dahi kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde selahiyetli hamil sayılır.” Zincirleme ve birbirine bağlı, lehtardan hamile değin tam ve düzenli yani kesintisiz cirolar hak sahipliğine karine sayılır.
Hamilin ciro yoluyla senedi devraldıktan sonra cirantasını takip etme gibi yasal bir zorunluluğu bulunmamaktadır. TTK’da yer alan ve kambiyo hukukuna ilişkin ilkeleri belirleyen kuralların kişiden kişiye değişebilen “hayatın olağan akışı” şeklindeki subjektif bir takım değerlendirmelerle ortadan kaldırılması doğru görülemez. Kambiyo senetlerinde imzaların istiklali (bağımsızlığı) ilkesi ile ilgili olarak Dairemiz uygulaması istikrar kazanmıştır (Yargıtay 19.HD.’nin 17.02.2011 tarih, 2010/7937 E, 2011/2072 K; 31.03.2011 tarih 2010/8614 E, 2011/4185 K; 18.04.2011 tarih 2011/3624 E, 2011/5149 K; 13.05.2010 tarih 2009/7134 E, 2010/6030 K; 14.10.2010 tarih, 2010/4431 E, 2010/11296 K; 21.03.2012 tarih 2011/13865 E, 2012/4619 K. sayılı kararları).
Öncelikle uyuşmazlığa ilişkin hukuki kavram ve kurumların irdelenmesinde yarar vardır: Karine, sözlük anlamı bakımından karışık bir iş veya sorunun anlaşılmasına ve çözümlenmesine yarayan durum, ipucu, belirtidir. En genel anlamıyla karine, bilinen bir olgudan bilinmeyen bir olgunun çıkarımıdır. Dolayısıyla karine, bilinen bir olaydan, bilinmeyen diğer bir olayın veya hukuki durumun varlığı veya yokluğu sonucunun çıkarılmasına olanak vermektedir. Genel olarak karineleri, fiili ve kanuni olmak üzere, iki grupta toplanmaktadır. Bu bağlamda, fiili karineler, bir hukuk kuralı ile bağlı olmaksızın, hakimin insanlar ve yaşam konusunda ortaya çıkan tecrübe kurallarından yararlanarak belli olmayan olaylar hakkında sonuç çıkarmasına yaramaktadır. Bu yönüyle, fiili karineler, hakimin kanaat edinmesine yardımcı olmaktadır. Görüldüğü üzere, fiili karinelerin temelinde tecrübe kuralları (yaşam deneyi kuralları) yatmaktadır. (Bilge Umar-Ejder Yılmaz:İsbat Yükü, Büyükçekmece 1980, Sahife:165 vd.; Ahmet, Başözen:Medeni Usul Hukukunda İlk Görünüş İspatı, Ankara 2010, Sahife:63 vd.; Gökçen, Topuz:Medeni Usul Hukukunda Karinelerle İspat, Ankara 2012, Sahife:50, 56, 121 vd.; Ayrıca bakınız.Yavuz, Alongoya:Senede Karşı Senetle İspat Kuralı ve “Hayatın Olağan Akışı” Kavramı, Prof. Dr. Necip Kocayusufpaşaoğlu İçin Armağan, Ankara 2004, Sahife:528, dipnot 32; Baki, Kuru:Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt:II, Ankara 2001, Sahife:2006 vd.).
Nitekim, Yargıtay da kararlarında tecrübe (yaşam deneyi) kurallarına dayanmakta ve bu konuda genellikle “hayatın olağan akışı” kavramını kullanmaktadır (Hukuk Genel Kurulunun 21.04.982 gün ve E:4/1528, K:412; 17.12.2003 gün ve E:2003/13-787, K:2003/774; 6.6.2007 gün ve E:2007/2-331, K:2007/332; 08.12.2010 gün ve E:2010/19-590, K:2010/640; 12.09.2012 gün ve E:2012/8-365, K:2012/561; 28.03.2014 gün ve E:2013/21-2219, K:2014/411 sayılı kararları).
Delillerin gösterilmesi ve bunun hakim tarafından ispat vasıtası olarak kabulünden sonraki aşamada delillerin değerlendirilmesi gündeme gelmektedir. Kural olarak (kanunda gösterilen istisnalar dışında), hakim delilleri serbestçe değerlendirecektir.
Bu kapsamda, delillerin takdiri, hakimin vicdani kanaatinin esas olduğu bir aşamayı ifade etmektedir (Haluk, Konuralp:Medeni Usul Hukukunda İspat Kurallarının Zorlanan Sınırları, Ankara 1999, Sahife:46 vd.).
Öte yandan, mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (eTTK)’nun kambiyo senetlerine ilişkin hükümleri poliçe esası üzerine kurulmuştur. Kanun, kambiyo senetlerinin ortak olan hükümlerine poliçe başlığı altında yer vermiş; bono ve çek hakkında ise, ortak hükümlere yollama yapmakla yetinmiştir (eTTK. 690, 730).
TTK 778 (eTTK.nun 690.) maddesi yollaması ile bonolarda da uygulanması gereken aynı yasanın (eTTK 599.) 687. maddesi; “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan delilleri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğer ki, hamil poliçeyi iktisab ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. Alacağın temliki yoluyla yapılan devirlere ilişkin hükümler saklıdır.” hükmünü içermektedir.
Görüldüğü üzere, poliçede şahsi defiyi düzenleyen yukarıdaki madde metninde kural olarak, şahsi defilerin, iyiniyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceği belirtilmiş; bu kuralın tek istisnası ise, hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması yani kötüniyetle senedi iktisap etmesi gösterilmiştir. Madde hükmüyle, kanun koyucu kambiyo senetlerine özgü katı kurallar karşısında, bir kapı aralayarak, kötüniyetin ispatına olanak tanımış ve bu konuda bir sınır da koymamıştır.
Yine, TTK 790 (eTTK.nun 702.) maddesinde, kendi hakkının varlığı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşılan ve cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişinin, son cironun beyaz ciro olması halinde dahi, yetkili hamil sayılacağı; TTK 792. (eTTK 704.) maddesi ise, iyiniyetli çek hamilinin korunacağı hükmünü taşımaktadır.
Kötü niyetten maksat, senedin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıktığını bilmek veya bilebilecek durumda bulunmaktır. Ağır kusur ise, -örneğin, hamilin hüviyetinin sorulmaması gibi- senedin iktisabında olağan özenin gösterilmemesini ifade eder. Yine, TTK.nun 686/2 (eTTK 598/2). maddesindeki “poliçe hamilin elinden herhangi bir surette çıkmış bulunursa…” ibaresi, poliçenin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıkmış olmasını, yani çalınmasını, tehdit ya da hile ile alınmasını, kaybedilmesini veya rıza ile fakat devri sakatlayan hukuki olgularla elden çıkmasını ifade etmektedir. Ancak senedi çalan veya hile ile hamilinden alan ya da bulan kişinin sahte ciro ile devretmesi halinde, bunu bilmeyen ve bilebilecek durumda da olmayan; eş söyleyişle, kötüniyetli ve ağır kusurlu bulunmayan (yeni) hamil korunur. (Poroy-Tekinalp, Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, Genişletilmiş 15. baskı, s. 154 vd.).
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “ispat yükü” başlıklı 6. maddesinde; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür” ifadesine yer verilmiştir.
Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya dair ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.
Usul hukukumuzda senede karşı senetle ispat zorunluluğu ilkesi kabul edilmiştir. Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı def’i ( savunma ) olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, 290′. maddedeki meblağdan az bir miktara dair olsa bile tanıkla ispat olunamaz; ancak senet ( kesin delil ) ile ispat edilebilir
Bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illi ilişkiye dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan ilişki “kambiyo ilişkisi” ismiyle anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu “kambiyo taahhüdü”nde bulunmuş olur. Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl /temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır.
Bu temel bilgiler kapsamında eldeki davaya bakıldığında; asıl dosya ve birleşen dosyada takibe konu edilen bonolarda davacı …’nin keşideci, davacı …… Lüks …. Şti.’nin lehtar, davalıların ise ciranta olarak yer aldığı, davacılar arasındaki ticari ilişkiye istinaden keşideci tarafından lehtar …… Lüks’e verilmek üzere düzenlenen senette davacı …… Lüks Ltd. Şti tarafından lehtar cirosunda bulunan imzanın sahte olduğu iddiasında bulunulduğu, davalı …. Ltd. Şti vekili tarafından da …… Lüks yönünden imzaya itirazın kabul edildiği, davacı …… Lüks Ltd. Şti.’ne ait imza sirkülerinin incelenmesinde, senetlerdeki imzaların çıplak gözle yapılan incelemesinde dahi imzanın şirket yetkilisine ait olmadığı anlaşıldığından asıl dosya ve birleşen dosyada davacı …… Lüks yönünden borçlu olmadığının tespiti talebinin kabulüne karar verilmiş, alacaklının takibinde kötü niyetli olduğu davacı tarafça ispatlanamadığından kötü niyet tazminat talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
Davacı …… Lüks … Şti.’nin istirdat talebi yönünden ise yukarıda açıklandığı üzere dava ve birleşen davaya konu senetlerin yetkili hamili konumunda olan …… .. Ltd. Şti.’nin ancak kötü niyetli olduğunun ispatlanması halinde senedi iade yükümlülüğü bulunmakta olup, gerek davacılar, gerekse davalı vekilince soruşturma dosyasının bekletici mesele yapılmaması talebi üzerine soruşturma dosyası bekletici mesele yapılmadığından ve davacı tarafça mevcut delil durumuna göre karar verilmesi talep edildiğinden bu haliyle de davalının kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından asıl ve birleşen davada, davacı …… Lüks’ün istirdat talebinin reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar ticari defter ve belgelerin incelenmesi ve rapor alınması davanın seyri açısından önem taşımamakta, ticari kayıtların davayı aydınlatma işlevi bulunmamakta ise de, davalı şirketlerin faal şirketler olup olmadığı ve kötü niyetle ağır kusurlu bulunup bulunmadığı hususunda davacıların defter incelemesi talebi yerinde görülmüş ve yaptırılan bilirkişi incelemesinde; davaya konu senetlerin davalılar arasındaki reklam hizmetine ilişkin 2 adet faturaya bağlı olarak verildiği, davalılar arasında ticari ilişki bulunduğu tespit edilmiştir.
Davacı ve birleşen dosya davacısı … yönünden ise, dosyaya konu senetler yönünden keşideci imzası inkar edilmemiş olup, senette görünüşte ciro silsilesinde herhangi bir kopukluk bulunmadığı, bu haliyle davacının ancak davalının kötü niyetli olarak senedi iktisap ettiği veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlaması gerektiği, senedi elinde bulunduran hamilin edinme nedenini açıklama mecburiyeti bulunmadığı, aksi düşüncenin kabulünün senedin “mücerretlik” vasfını ortadan kaldıracağı dikkate alındığında hamil konumundaki davalı/takip alacaklısının bu durumu bildiği veya bilmesi gerektiğini, bile bile borçlu aleyhine işlem yaptığını ispat külfeti mevcut karinenin aksini iddia eden davacı yanda olup, davalının kötü niyetli olduğu da ispat edilemediğinden … yönünden asıl ve birleşen davada menfi tespit ve istirdat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz asıl ve birleşen dosyasında davacıların talebi üzerine İİK 72/3.maddesi tedbir kararı verilmiş olup, taraflarca son duruşmada beyan edildiği üzere icra dosyalarına yatan paranın alacaklıya tedbir kararı gereğince ödenmediği anlaşılmakla, yasal şartlar oluştuğundan davalının talebi de dikkate alınarak İİK 72/4 maddesi gereğince tazminata karar verilmiş, davalı …… vekili tarafından cevap dilekçesi ile davacı …… Lüks …. Şti.’nin imza inkarı kabul edildiği dikkate alınarak yargılama gideri ve vekalet ücreti hesaplanarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-Mahkememiz asıl dosyası yönünden;
1-Davacı … yönünden; menfi tespit talebinin kabulü ile davacı …’nin davalılara davaya konu 18/08/2020 keşide tarihli, 31/03/2021 vade tarihli, 25.000,00 TL bedelli senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine, davacının kötü niyet tazminat talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine,
2-Bononun istirdadı talebinin reddine,
3-Davacı … yönünden menfi tespit ve bononun istirdadı taleplerinin reddine,
4-İİK 72/4.maddesi gereğince hesaplanan 5.000,00 TL tazminatın davacılardan alınarak davalı …… Bilişim Yazılım Ve Ticaret Limited Şirketi’ne verilmesine,
5-Alınması gerekli 1.707,75 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 426,94 TL harcın mahsubuyla bakiye 1.280,81‬‬ TL harcın Harçlar Kanunu 22.maddesi dikkate alınarak 426,93 TL’sinden davalı …… Yazılım Ve Ticaret Limited Şirketi sorumlu olmak üzere davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacı … tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 426,94 TL peşin harç olmak üzere toplam 486,24‬ TL’nin, 201,61 TL’sinden davalı …… Bilişim Yazılım Ve Ticaret Limited Şirketi sorumlu olmak üzere davalılardan alınarak davacı …’ne verilmesine,
7-AAÜT gereğince hesap edilen 5.100,00 TL ücreti vekaletin davalılardan alınarak davacı …’ne verilmesine,
8-Reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 5.100,00 TL ücreti vekaletin davacılardan alınarak davalı …… Bilişim Yazılım Ve Ticaret Limited Şirketi’ne verilmesine,
B-Mahkememiz dosyası ile birleşen mahkememizin …… esas sayılı dosyası yönünden;
1-Davacı … yönünden; menfi tespit talebinin kabulü ile davacı …’nin davalılara davaya konu 18/08/2020 keşide tarihli, 30/04/2021 vade tarihli, 20.688,00 TL bedelli senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine, davacının kötü niyet tazminat talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine,
2-Bononun istirdadı talebinin reddine,
3-Davacı … yönünden menfi tespit ve bononun istirdadı taleplerinin reddine,
4-İİK 72/4.maddesi gereğince hesaplanan 4.137,60 TL tazminatın davacılardan alınarak davalı …… Bilişim Yazılım Ve Ticaret Limited Şirketi’ne verilmesine,
5-Alınması gerekli 1.413,19 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 353,30 TL harcın mahsubuyla bakiye 1.059,89 TL harcın Harçlar Kanunu 22.maddesi dikkate alınarak 353,29 TL’sinden davalı …… Bilişim Yazılım Ve Ticaret Limited Şirketi sorumlu olmak üzere davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacı … tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 353,30 TL peşin harç olmak üzere toplam 412,6‬0 TL’nin, 137,53 TL’sinden davalı …… Bilişim Yazılım Ve Ticaret Limited Şirketi sorumlu olmak üzere davalılardan alınarak davacı …’ne verilmesine,
7-AAÜT gereğince hesap edilen 5.100,00 TL ücreti vekaletin davalılardan alınarak davacı …’ne verilmesine,
8-Reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 5.100,00 TL ücreti vekaletin davacılardan alınarak davalı …… Bilişim Yazılım Ve Ticaret Limited Şirketi’ne verilmesine,
Asıl ve birleşen dava yönünden; davacı … tarafından posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 1.794,50 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 897,25‬ TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacı …’ne verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Asıl ve birleşen dava yönünden; kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacılar vekili ve davalı …… vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/04/2022

Katip …

Hakim …