Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/37 E. 2021/532 K. 21.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/37
KARAR NO : 2021/532

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/01/2021
KARAR TARİHİ : 21/05/2021
GEREKÇELİ KARAR YAZILMA TARİHİ : 27/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin emlakçılık işi ile uğraştığını, emlakçılık işi yapan davalılardan … ile uzun yıllardır devam eden bir dostlukları bulunduğunu, müvekkilinin artık İstanbul’da hayatını devam ettirmek istememesi ve memleketine dönmek istemesi üzerine kendi adına kayıtlı olan Tekirdağ İli, Çerkezköy İlçesi ….. Mevkii …. pafta …… Parsel sayılı taşınmazını satmak istediğini, …’a bu isteğinden bahsedince …’ın da söz konusu taşınmazın bulunduğu yerde … isminde emlakçı bir arkadaşı olduğunu ve hemen bu taşınmaza alıcı bulabileceklerini belirttiğini, nitekim de …’ın … ile görüşmesi sonrasında müvekkilinin olan dava konusu taşınmaza alıcı çıktığını, …’ın müvekkiline kendilerine vekalet vermesi durumunda taşınmazı satabileceğini ve aynı günde 50.000,00 TL peşin paranın müvekkiline verileceğini taahhüt ettiğini, müvekkilinin … ile olan dostluklarına güvenerek bu durumu kabul ettiğini, devamında 22.03.2018 tarihinde … ve … adına Büyükçekmece ……. Noterliğinin 22.3.2018 tarih …… yevmiye nolu vekaletnamesi ile Tekirdağ İli, ……. Mevkii …… pafta …… Parsel sayılı taşınmazının satış yetkisini davalılara verdiğini, tarafların aralarındaki anlaşmaya göre müvekkilinin satış vekaletnamesini çıkarttığı gün 50.000,00 TL lik ödemenin peşin olarak gelmesi gerekirken türlü türlü bahane ile ödeme yapılmadığını, müvekkilinin telefon ve mesajlaşma yoluyla defalarca davalılardan ödemesini istediğini, ancak olumlu bir cevap alamadığını, sürekli davalılar tarafından oyalandığını, …’ın ödemeler konusunda sürekli gün belirttiğini, ancak o gün geldiğinde mutlaka bir bahane ile müvekkilimin karşısına çıktığını müvekkilin yine ödemesini istediği bir gün … müvekkiline …….isminde bir müşterisi olduğunu ve onun taşınmazını kendisinin satmasını teklif ettiğini, bu taşınmaz satışından …’ın alacak olduğu ödemeden kendi 50.000,00 TL lik payı ayırarak aralarındaki alacak borç ilişkisini bitirmeyi teklif ettiğini, müvekkilinin de tekrardan …’a inanarak bu durumu kabul ettiğini, ancak gereken araştırmaları yapması neticesinde kendisine satış vekaleti veren ……. adına herhangi bir taşınmazın mevcut olmadığını tespit ettiğinde bir kez daha davalılar tarafından kandırıldığını anladığını, müvekkilinin dava konusu taşınmaz ile ilgili geriye dönük Tapu Sicil Müdürlüğündeki kayıtlara baktığında gerçekten o taşınmazın … tarafından vekaleten satışının yapılmış olduğunu gördüğünü, ancak satış sonrası … tarafından da … tarafından da kendisine satış bedeli ödemesi yapılmadığını, müvekkilinin taşınmazının davalılar tarafından satıldığını ve satış bedeli ödemesinin de müvekkiline yapılmadığını belirterek her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla davacının davalılardan olan 50.000,00 TL (Elli bin Türk Lirası) alacağının taşınmazın satış tarihi itibariyle işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
Dava; alacak talebine ilişkindir.
Dava dilekçesi ve dosyadaki mevcut delililerin birlikte değerlendirilmesinde;
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, anılan kanunun 5.maddesinde asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olmasını sağlamaz. Başka ifade ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. (İstanbul BAM 37. H.D. 2019/1988- 2020/244 E.K.)
Somut uyuşmazlıkta, davacının gerçek kişi tacir kaydı olmadığı gibi, herhangi bir vergi mükellefiyet kaydı da olmadığı anlaşılmıştır. Uyuşmazlığın mutlak ticari dava olmaması, davacının emlakçılık yaptığını beyan etmesine rağmen, buna ilişkin delil sunulmadığı gibi, satılan taşınmazın davacı kendi adına kayıtlı olması, ticari işletmesiyle ilgili olmaması ve davacının tacir olmaması dikkate alındığında, davaya bakma görevinin Mahkememize ait olmadığı, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu değerlendirilmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345. maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/05/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır