Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/351 E. 2021/796 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/351 Esas
KARAR NO : 2021/796

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 02/04/2019
KARAR TARİHİ : 21/09/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/09/2021
Küçükçekmece …… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …… E.- …… K. sayılı 01/11/2019 tarihli görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine dair mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Borçlu davalı aleyhine, şahsı adına kayıtlı …… Elektrik …’a olan borcu sebebiyle Küçükçekmece ……. İcra Müdürlüğü’nün …… E. sayılı dosyası ile icra takibi açılmış ve davalı-borçlu tarafından 06/02/2019 tarihinde takibe itiraz edildiği ve takibin durduğu, davalının itiraz dilekçesinde, icra takibinin hukuka aykırı olduğunu ve davacıya herhangi bir borcu olmadığını belirterek alacağın tamamı ile tüm ferilerine itiraz ettiği, davacının söz konusu iş ilişkisi içerisinde yapılan hizmet ve kullanılan malzemeler için davalıya düzenli olarak fatura kesildiğini ve iş bu faturaların davalı şirkete gönderildiğini, borçlu tarafından ödenmesi gerekip de ödenmeyen 22/10/2018 ve 11/12/2018 tarihli toplam iki adet faturanın olduğunu, bu faturalar sebebiyle davalı aleyhine başlatmış olduğu icra takibinin haklı olduğunu, davalının, Küçükçekmece ……. İcra Müdürlüğü’nün ……. E. sayılı dosyasına haksız ve kötü niyetli olarak yapmış olduğu itirazın iptaliyle takibin devamına, davalı aleyhine takip bedelinin %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iş bu davayı arabuluculuk sürecine başvurmadan doğrudan açtığını, davanın mahiyetine göre, zorunlu arabuluculuk süreci işletilmeden dava açılmasının mümkün olmadığını, dava şartı yokluğundan davanın öncelikle usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, Davanın dava niteliği itibariyle ticari mahiyette olup görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu bu sebeple görev yönünden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının ……. Sokak No:7, …… Caddesi No:40 ve ……. Sokak No:9 adreslerindeki inşaatların elektrik tesisatı işlerini yaptığını, inşaatların tamamlandığı, bu işler nedeniyle, 22.10.2018 ve 11.12.2018 tarihli iki adet fatura kestiği ve bu fatura bedellerinin davalı müvekkili tarafından ödenmediği iddiasının kesinlikle gerçekdışı oldunu, davalı müvekkili ile davacı arasındaki iş ilişkisine göre, davacı elektrik işlerini yapacak, yapım sürecinde kendisine ödemeler yapılacak ve bilahare iş bitiminde faturalarını keseceği, davacıya yapılan ödemelerin ekte sunulan belgeler ile ticari defter ve kayıtlarla sabit olduğunu, davalı müvekkile ait ticari defterler ile ekte sunulan belgelerin davacıya yapılan ödemeleri gösterdiğini, bir kısım ödemelerin davacının bilgisi dahilinde, davacının oğlu ve vekili …….’a yapıldığını, baba oğul arasındaki vekaletnamenin temin edilerek bilahare ibraz edileceğini, davacının takibe ve davaya dayanak yaptığı iki adet fatura bedelinin kat kat fazlasının kendisine ödendiğini, ancak davacı yapılan işlerin tamamı için müvekkiline fatura kesmediğini müvekkili …’ın bu konuda davacı hakkında, yasal yollara başvuruda bulunma hakkını saklı tuttuğunu, davacının kendisine ödenen paraları karşılayacak tutarda fatura kesmediğini, işin yapıldığı muhitteki, mevcut teamül ve taraflar arasındaki anlaşmaya göre, dayanak iki adet fatura bedelinin davacıya ödendiği, faturaların ise sonradan düzenlendiği, ödeme belgelerinin bir kısmının da çek olarak verildiği, öte yandan davacının oğlu ve aynı zamanda vekili ……’ın müvekkilin vekili (oğlu) ……. ‘a, davacı ile müvekkil arasındaki hesabın sıfırlandığına ilişkin 10.01.2019 tarihli belgeyi imzalayarak verdiği, davalı müvekkilinin davacıya yaptığı toplam ödeme tutarının 95.406,00-TL olduğu, davacının aldığı paraları inkar etmesi halinde yemin teklif etme hakkını kullanmak istediklerini, davalı müvekkiline ait ticari defterlerle de sabit olduğu üzere, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun olmadığını, tersine müvekkilinin davacıdan alacağının olduğunu, davacının üstlendiği işleri eksik bırakarak, müvekkilinin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, müvekkilinin de, eksik bırakılan işlerin yapılması ve kapatılan taleplerin yeniden açılması için, başka bir kişiyle anlaşmak ve yeni bedeller ödemek zorunda kaldığı, müvekkilinin bu sebeple uğradığı zararının tahsili zımnında, davacıya dava açma haklarını da saklı tuttuklarını, tüm bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yüklenmesine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, ticari alacaktan kaynaklı yapılan takibe karşı itirazın iptali talebini içerir davadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nın 114 maddesinde, dava şartları açıkça sayılmış ve 114/ 2. maddesi gereğince diğer kanunlarda sayılan dava şartlarına da atıfta bulunmuştur. 6102 Sayılı TTK ‘nun 5/A maddesi (Ek:6/12/2018-7155/20 md.) “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir. TTK’nun 5/A maddesi (Ek:6/12/2018-7155/20 md.) “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” şeklinde getirilen düzenleme ile arabuluculuk müessesesine başvurunun bir dava şartı olduğu benimsenmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacının ticari alacaktan kaynaklı yapılan takibe karşı itirazın iptalini talep ettiği, bu davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A maddesine göre, TTK’nın 4. maddesi gereğince, Arabuluculuğa tabi davalar arasında yer aldığı, davacının arabulucuğa başvurduğuna dair herhangi bir belge sunmadığı, 22/04/2021 tarihli tensip zaptında davacı tarafa arabuluculuk son tutanak aslını sunması içen verilen kesin süreye rağmen, arabuluculuk son tutanak aslının sunulmadığı anlaşılmakla, kesin süre ihtarının usulüne uygun olarak yapıldığı, dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın arabuluculuk dava şartı yerine getirilmediğinden usulden REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30-TL karar ve ilam harcından davacı tarafça yatırılan 209,28-TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 268,58-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-AAÜT 7/2. maddesi gereğince hesap edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davalı vekilinin yüzünde davacı vekilinin yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/09/2021

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)