Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/343 E. 2021/738 K. 07.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/343 Esas
KARAR NO : 2021/738

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/04/2021
KARAR TARİHİ : 07/09/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taşeron olan müvekkillerinin davalı şirket ile Cezayir ülkesi Cezayir şehrinde inşa edilmekte olan ……. Hotel de inşaat ve bir takım imalatların yapılması hususunda anlaştıklarını, bu anlaşmaya binaen 29.05.2017, 22.07.2017ve 04.10.2017 tarihli Taşeron çalışma Protokolleri ( Sözleşmeleri ) akdettiklerini, yapılan sözleşmeler gereği müvekkillerinin inşaat faaliyetlerine başladığını, bir kısım işçi ücretlerinin işveren tarafından ödendiğini, yapılan inşai faaliyetler sonucu bir takım istihkaklar düzenlendiğini, bu istihkaklar gereği ödenmesi gereken 257.000,-Usd. olduğunu, ancak davalı şirketin bir kısım işçi ücretleri davacı şirket tarafından ödendiğini, bu miktarın tam olarak bilinmediğini, kesin alacak miktarının şirket kayıtları incelendiğinde belirlenebileceğini, bu nedenle davayı şimdilik 10.000 USD Fiili ödeme tarihindeki Türk lirası karşılığı Ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıların şahsen ve gerçek kişi olarak dava açtığını, davacıların gerçek kişi olduğunu, davanın her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili olmadığını, bu nedenle TTK gereğince ticari davadan söz edilemeyeceğini, mahkemenin görevsiz olduğunu, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacının belirsiz alaca davası açmasında hukuki yarar bulunmadığını, müvekkili şirketin defter ve kayıtları makbuzlar birbiri ile örtüştüğünü, delilleri dikkate alındığında davacıların bakiye bir alacağının olmadığını, davacılara tüm alacaklarının hak edişlerinin eksiksiz olarak ödendiğini, sözleşmeler uyarınca edimlerin eksiksiz yerine getirildiğini, davacıların tüm hak edişleri aldığı davacılarca imzalanan makbuzlarla sabittir, bu nedenlere davanın görevsizlikten reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, 22/07/2017 tarihli taşeron çalışma protokolü kapsamında davacıların ödenmediğini iddia ettiği istihkak alacağının doğup doğmadığına ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’nda ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır. (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E. 2018/2531 K. 2018/11280 T. 19.06.2018)
Yukarıda değinilen hususlar çerçevesinde somut olaya bakıldığında;
22/07/2017 tarihli taşeron çalışma protokolü kapsamında davacıların ödenmediğini iddia ettiği istihkak alacağının doğup doğmadığına ilişkin iş bu davayı açtığı, davacıların gerek İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen müzekkere yanıtında gerekse de bağlı bulundukları Vergi Dairelerinden gelen müzekkere yanıtlarında tacir olmadıkları ve adlarına kayıtlı ticari işletme kaydının da bulunmadığı, bu yönde dosyada bir delil bulunmadığı, uyuşmazlığa konu işin ticari olmadığı, davanın mutlak ve nispi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği, TTK hükümlerinin veya özel kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir ticari bir uyuşmazlıktan söz edilemeyeceği, uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görevi kapsamında kaldığı sonucuna ulaşılmakla, Mahkememizin görevsizliğine, dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı ve davalı vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır