Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/333 E. 2022/401 K. 15.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/333
KARAR NO : 2022/401

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 12/04/2021
KARAR TARİHİ : 15/04/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalıdan alışveriş yaparak borçlandığını, davalı tarafından müvekkili aleyhine Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğü tarafından …. esas sayılı dosyası ile ilamsız takiplere özgü icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin takibe itiraz etmemesi üzerine takibin kesinleştiği, ancak davalının icra takibinden önce ve sonra ana paraya işleyecek icra faizi oranı olarak aylık %5 yani yıllık %60 faiz talep ettiğini, davalının icra takibi öncesi ve sonrasında talep etmiş olduğu faiz oranının fahiş olup yasaya aykırı olduğunu, davalının icra takibi öncesi ve sonrası talep etmiş olduğu faiz oranı dikkate alındığında ana paraya her ay yaklaşık 1.000 TL faiz işlediğini, kesinleşen takipte müvekkilinin annesinin de kefil olarak borçlu gösterildiği, müvekkilinin annesinin maaşına haciz konulduğunu, aylık 500,00 TL kesinti yapılıp icra dosyasına yattığı, yatan bu paranın yasaya aykırı olarak talep edilen faiz oranı nedeniyle ana paranın faizini bile karşılamadığını, bu sebeplerle icra dosyasında talep edilen yıllık %60 fahiş faiz oranının iptal edilerek yasal mevzuat gereğince talep edilebilecek faiz oranına indirilmesini, fazla tahsil edilen faiz ödemelerinin ana paradan mahsubuna hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın konusu tüketici işlemleri olduğundan Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu, davacının asıl alacağa ilişkin fahiş faiz iddiasının asılsız olduğu, icra takibinden önce işleyen faiz oranına süresi içinde itirazda bulunulmadığı takdirde işleyen faiz oranının kesinleşeceğini, bu nedenlerle açılan bu davanın görev yönünden reddine, aksi halde faiz oranının indirilmesine dair haksız talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DOSYANIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacının yaptığı alışveriş sonrası borçlanması sebebiyle aleyhinde başlatılan icra takibi dosyasında ana paraya işleyecek faiz oranına itiraz ile faiz oranının indirilmesi ve fazla tahsil edilen faiz ödemelerinin ana paradan mahsubu istemine ilişkindir.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Uyuşmazlığa konu alım satımın yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda ticari alım satım olmadığı ve davacının tüketici sıfatıyla davalıdan alışveriş yaptığı ve davalıya borçlandığı, davalının bunun üzerine davacı aleyhine icra takibi başlattığı ve ancak bu takipte talep edilen faiz miktarının fahiş olduğundan bahisle faiz oranının indirilmesi talepli eldeki dava açılmış ise de, davacının tacir olmadığı yine uyuşmazlığın mutlak ticari dava niteliği bulunmadığı somut olayda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu görülmüş olup bu haliyle uyuşmazlığı çözmede mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu olup tüketici mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda re’sen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi gereğince aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Tüketici Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır