Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/329 E. 2022/120 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/329 Esas
KARAR NO : 2022/120

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/04/2021
KARAR TARİHİ : 08/02/2022
KARAR YAZILDIĞI TARİH : 28/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava açan dilekçesinde özetle; müvekkilinin fatura alacağından kaynaklanan alacaklarının tahsili amacıyla taraflarınca yetkili icra müdürlüğünde başlatılan icra takibine itiraz edildiğini, borçlu şirketin …… Havacılık A.Ş.’nin iştiraki olduğunu, …… Havacılık A.Ş.’nin kamuoyunda da bilindiği üzere iflas aşamasında ve iflas davasının derdest olduğunu, işbu sebeple davalı borçlunun da iflas sürecine girme durumunun olması sebebi ile tüm icra takiplerine haksız ve kötü niyetli şekilde itirazda bulunduğunu, davanın müvekkili tarafından sunulan konaklama hizmetine karşılık olarak karşı tarafa bildirilen faturaların ödenmemesi sebebiyle başlatılan takibe itiraz neticesinde itirazın iptaline ilişkin olduğuna, davalı şirketin, müvekkili tarafından sağlanan konaklama hizmeti karşılığında kendisine fatura edilen bedelleri ödemekten kaçındığını ve asli ediminin ifası konusunda temerrüde düştüğünü, davalı yana e-faturaların tam ve eksiksiz olarak keşide edildiğini, hukuki tüm şartları sağladığını, bu kapsamda davalı yanın, şifahen ve de ihtaren kendisine iletilmiş tüm bildirimleri hiçe sayarak müvekkiline karşı zarar verme kastı ile hareket ettiğini, işbu sebeplerle davalı adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz mallara, davalının banka hesaplarına ihtiyaten haciz şerhi işlenmesine karar verilmesinin talep edilmesi zorunluluğunun hasıl olduğunu, müvekkili şirketin, otel işletmecisi ve sahibi olduğunu, müvekkilinin işletmekte olduğu otellerin de davalıya konaklama hizmeti verdiğini, sunulan hizmet karşılığında davalının ödemekle yükümlü olduğu hizmet bedellerinin davalıya fatura edildiğini, müvekkili şirket tarafından sunulan konaklama hizmeti karşılığında davalı şirketin ödemekle yükümlü olduğu hizmet bedellerinin davalıya defalarca hatırlatıldığını, fakat tüm ihtaratlara rağmen davalının ödeme yükümlülüğüne aykırı hareket etmeye devam ettiğini, buna istinaden davalı borçlu aleyhine İstanbul ….. İcra Müdürlüğü’nün ……. Esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, ancak takibe yapılan yetki itirazı akabinde yetkili icra dairesi olan Bakırköy ……. İcra Dairesinin ……. Esas sayılı dosyası ile takibe devam edildiğini, davalı yan tarafından söz konusu takipte yer alan borca, feri’lerine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, davalı/borçlunun itirazı neticesinde arabuluculuğa başvurulduğunu, arabuluculuk görüşmesine davalının katılmaması sebebi ile görüşme yapılamadan anlaşamama durumunun gerçekleştiğini, davalı şirketin söz konusu icra takibine yaptığı itirazda yer verdiği asıl alacağa, faize ve fer’ilerine ilişkin itirazlarının da kanuni dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili ile davalı şirket arasında ticari bir ilişkinin söz konusu olduğunu, müvekkili şirket tarafından sunulan konaklama hizmeti karşılığında davalı borçluya elektronik fatura keşide edilerek gönderildiğini, davalı borçlu tarafından faturalara ilişkin herhangi bir itirazda bulunulmadığını, borçlu şirketin, müvekkili tarafından kendisine gönderilen faturalara kanunda yer verilmiş itiraz süreleri içerisinde itiraz etmeyerek müvekkili tarafından sunulmuş hizmeti ve cari hesaba konu fatura bedellerini kabul ettiğini, taraflar arasındaki ticari ilişki ve borcun varlığını ortaya koyan cari hesap ekstresi ve davalı şirket adına keşiden edilen faturaların, sözleşmeye konu hizmetlere ilişkin tüm belgeler ve sair tüm bu hususların, davalının faturalar konusu hizmeti eksiksiz aldığını ancak kötü niyetli bir şekilde bedellerini ödemediğinin ispatı niteliğinde olduğunu, davalı borçlu şirketin, müvekkili davacı şirkete hiç bir borcu olmadığından bahisle takibe haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini, işbu sebeple alacağın tahsil edilmesini geciktirme amacından ibaret kötü niyetli itiraz karşısında alacağın likit bir niteliğe sahip olduğu gözetilerek davalı borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatına hükmedilmesini, ivedilikle yargılama sürecinde müvekkili alacağının tahsilinin imkansız hale gelmesi ihtimalinin ortadan kaldırılması amacıyla, davalı adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz mallara, davalının banka hesaplarına ihtiyaten haciz şerhi işlenmesine karar verilmesini, davalının haksız, hukuka aykırı ve kötü niyetli olarak Bakırköy …… İcra Müdürlüğü ……. E.sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin devamına, davalının iş bu itirazının haksız ve kötüniyetli olması nedeniyle takip konusu alacağın %20’den aşağı olmamak kaydıyla davalı aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacının dava dilekçesinde bir takım delillere dayanmış olmasına rağmen, örnekleri ve/veya asılları kendisinde bulunan bu delillerden hiçbirinin taraflarına tebliğ edilen dava dilekçesine eklenmediğini, bu nedenle cevap tarihleri itibari ile davacının delillerini inceleyebilme imkanları olmadığını, H.M.K.’nun ilgili hükümleri gereği mahkeme nezdindeki davanın basit yargılama usulüne göre yürütülmesine karar verilmiş olduğu göz önünde bulundurulduğunda, delillerin dava dilekçesi ile birlikte taraf sayısından bir fazla sayıda olacak şekilde verilmesi, aksi takdirde davanın reddedilmesi gerektiğini, böyle bir yasal zorunluluk bulunuyor olmasına rağmen, somut olayda davacının dayanmakta olduğu delilleri sunmadığını, bu sebeple davacının delillerini inceleme imkanları bulunmadığından, süresinde ve usulüne uygun sunulmayan delilleri kabul etmediklerini bildirmekle beraber mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda davacı tarafa dava dilekçesinde belirttiği delillere ilişkin beyanda bulunma ve ek delil sunma haklarını saklı tuttuklarını, hiç bir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı yanın taleplerinin zamanaşımına uğramış olduğunu, bu davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini, davacının dava dilekçesi ile taraflar arasında
ticari ilişki bulunduğunu ve faturalara istinaden alacaklarının ödenmediğini iddia ettiğini,
ancak müvekkili şirket tarafından davacı şirketten hizmet alınmadığını, T.T.K. madde 21/1
uyarınca, fatura düzenlenmesinin hukuken sonuç doğurabilmesi için öncelikle taraflar arasında faturaya esas olacak satım, hizmet, istisna gibi bir akdi ilişki olması gerektiğini, bu
akdi ilişkinin faturayı tanzim edenle adına tanzim olunan arasında olması gerektiğini, aksi
halde düzenlenen belgenin fatura niteliğinde olmamakla birlikte hukuki bir sonuç da
doğurmayacağını, temel borç ilişkisinin inkarı halinde ispat yükünün, faturayı tanzim edende
olduğundan iddia edilen borç ilişkisinin davacı tarafından ispatlanması gerektiğini, yine kabul
anlamına gelmemekle birlikte davacı tarafından her hangi bir fatura sunulması halinde de faturanın Vergi Usul Kanunu’nun 230.maddesinde yer alan şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespitinin gerektiğini, yine Vergi Usul Kanunu’nun 231/1-5 maddesine göre “Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.” işbu durumda, müvekkili şirkete tebliğ edilmeyen faturaların ne zaman düzenlendiğinin de incelenmesi gerektiğini, hizmetin yapıldığı tarihten itibaren yedi gün içinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayıldığından buna dayanarak yapılan taleplerin reddedilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, düzenlendiği iddia edilen faturaların müvekkili
şirkete tebliğ edilmediğini, hem faturanın gönderildiğinin hem de teslim alındığının ispat yükünün karşı yan üzerinde olduğunu, ancak fatura tek başına işin yapıldığını
göstermediğinden yine bu hususun da karşı yanca ispatı gerektiğini, faturanın muhataba PTT, e-tebligat, kargo veya noter aracılığıyla tebliğ edilmesi gerektiğini, ancak karşı yanın
bahsettiği faturaların ne bu yollardan hiçbiriyle ne de başka bir şekilde müvekkile
ulaşmadığını, icra takip dosyalarına konulmayan ve ödeme emri ile borçlu tarafa tebliğ edilmeyen faturaların, davaya konu edilmesi mümkün olmayıp, bu hususta muvafakatlerinin de olmadığını, müvekkili şirket aleyhine ikame edilen haksız ve mesnetsiz davanın reddine,
davacı taraf aleyhine haksız icra takibi nedeniyle %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Bakırköy …… İcra Dairesi ’nün ……. esas sayılı dosyası, sunulan faturalar, ticari defterler ve belgeler, muavin defter kayıtları, BA-BS formları, bilirkişi incelemesi, tüm dosya kapsamında toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında ticari ilişkiden kaynaklı faturaların tahsiline yönelik başlatılan Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ……. sayılı icra takibine vaki itirazın İİK 67. Maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Bakırköy ……. İcra Dairesi’nün ……. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 22.257,26-TL asıl alacak, 477,07-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 22.734,33-TL alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %15 ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi Mali Müşavir Bağımsız Denetçi Adli Muhasebeci …… 31/12/2021 tarihli raporunda; davacı ve davalı yanın 2019 ve 2020 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı ve sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu, davacı ve davalı arasında ticari ilişkinin bulunduğu, aralarında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığı, açık cari hesap şeklinde çalıştıkları, davacının davalıdan rapor muhteviyatındaki açıklamalar ışığında tamamıyla davacı yanın
sunduğu açık cari hesap ilişkisinden hareketle takip tarihi itibariyle …… numaralı
……. Yapı İnş.Tur.Yat.San.Tic.A.Ş. hesabında açık cari hesap bakiyesi tutarı olan 22.257,22-TL kadar alacaklı gözüktüğü, davalının davacıya, rapor muhteviyatındaki açıklamalar ışığında tamamıyla davalı yanın
sunduğu açık cari hesap ilişkisinden hareketle takip tarihi itibariyle ……. numaralı
(…… ) …… Turistik Yatırımlar hesabında açık cari hesap bakiyesi tutarı olan
22.257,25-TL kadar borçlu gözüktüğü,
tarafların ticari defter bakiyelerinin 0,03-TL fark haricinde birbirini teyit ettiği,
davaya esas takip talebinde öngörülen faiz istemi gözetilerek, mahkemece alacağın kabulü halinde, somut uyuşmazlıkta taraflar arasında Türk Ticaret Kanunu 1530/7 maddesi mal ve hizmet tedarik sözleşmesine dair olup olayda uygulama yeri bulunmadığı, davacının icra takip tarihinden itibaren değişen oranda avans faiz isteyebileceği, faizin infaz aşamasında hesaplanması gerektiği, takdirinin ise mahkemeye ait olduğu sonuç kanaatine vardığını bildirmiştir.
İcra takibine konu Ekim 2019 – Ocak 2020 dönemlerine ait faturaların e-fatura olduğu anlaşılmakla, e-fatura düzenlenebilmesi için her iki yanın e-fatura mükellefi olması gerekmektedir. 14/05/2021 tarihi itibariyle e-faturaya karşı yan bakımından elektronik ortamda itiraz mümkün hale gelmiş ise de, icra takibine konu e-faturaların düzenlenme tarihi itibariyle Gelir İdaresi Başkanlığınca takip edilen sistem üzerinden doğrudan karşı yanın sistemine gönderildiğinden karşı yana tebliği için ayrıca fiziken gönderilmesine gerek bulunmamaktadır. Davalı şirkete bu suretle tebliğ edilen e-faturalara, davalı tarafça TTK 18(3) maddesi uyarınca zamanında itiraz ettiğine ilişkin delil sunulmamıştır. İtiraz edilmeyen ancak tebliğ edilen faturaların içeriğinin kesinleştiği gözetildiğinde davalı vekilinin alacağın varlığına yönelik itiraz nedenleri yerinde bulunmamaktadır. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1492 E. – 2021/1670 K.)
Davalının zamanaşımı def’i ise davanın para alacağından kaynaklanması ve genel zamanaşımı süresine tabi olduğundan yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir..
Tarafların iddia ve savunmaları, incelemeye sunulan defter ve belgeler, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre; tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutuldu ve lehlerine delil vasfının bulunduğu, birbirlerinden alacak ve borca ilişkin 0,03-TL haricinde defterlerin birbiri ile uyumlu olduğu, davacının kendi defterlerinde alacak kaydının, davalının kendi defterlerindeki borç kaydından az olduğu, uyuşmazlığa konu e-faturalara Noterlik ya da KEP sisteminden itiraz edildiğine dair dosyada davalı tarafından sunulmuş tevsik edici belge bulunmadığı, davalı faturaları itirazsız kabul edip ticari defterlerine kaydettiği anlaşılmakla davacı tarafından faturalara konu edilen hizmeti aldığının kabulü gerektiği, buna göre ispat yükü üzerinde olan davacı tarafından alacağın varlığının ispatlandığı anlaşılmakla davacının takip ve dava tarihi itibariyle davalıdan 22.257,26-TL faturaya dayalı hesap alacağının bulunduğu, işlemiş faiz talebi bakımından davalının icra takibinden önce temerrüte düşürüldüğüne dair dosyada delil bulunmadığı anlaşıldığından davalının itirazının asıl alacak bakımından kısmen iptaline, davalının aleyhine girişilen icra takibinin tamamına haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiği, dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi faturalardan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu, bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kısmen kabul kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, davalının Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, takibin asıl alacak kalemleri miktarı olan toplam 22.257,26 TL üzerinden aynı koşullarda devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2- Davacı lehine 4.451,45 TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine, belirtilen değerin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 1.520,39-TL karar ve ilam harcından davacı tarafça yatırılan 388,25-TL harcın mahsubuyla bakiye 1.132,14-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvurma harcı, 388,25-TL peşin harç olmak üzere toplam 447,55-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça posta/ tebligat/ bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 850,00-TL yargılama giderinin tamamının 6325 sayılı Kanun 18/A/11. Maddesi gereği davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-AAÜT gereğince hesap edilen 5.100,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Reddedilen kısım üzerinden 6325 Sayılı Kanun 18/A/11. Maddesi gereği davalı taraf lehine vekalet ücreti takdir edilmesine yer olmadığına,
8-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
9-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzünde davalının yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/02/2022

Katip ……
e-imzalıdır

Hakim ……
e-imzalıdır