Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/324 E. 2021/1064 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/324 Esas
KARAR NO : 2021/1064

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/04/2021
KARAR TARİHİ : 01/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalıya sattığı emtialar karşılında alacaklı olduğunu, davalının 2019 yılı, Şubat ve Mart BA ve BS formu ve mutabakat mektubuna onay vererek borcu onayladığını, taraflar arasında mutabakat bulunduğunu, davalıya Gebze ……. Noterliği’nin 14/12/2020 tarihli ihtarının keşide edildiğini, Gezbe ……. Noterliği’nin 16/12/2020 tarihli cevabi ihtarla davalı, borçlarının olmadığını ve ödeme yapılmayacağını beyan ettiğini, akabinde davalı tarafından 11/12/2020 tarihli mahsup edilmeyen KDV’nin tenzili adı altında 45.292,28 TL tutarında faturanın geriye dönük olarak düzenlendiğini, müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla davalı tarafa karşı Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün ……… esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının sahte fatura düzenleme tespiti nedeniyle inceleme altında olduğunu, taraflar arasındaki ihtilafın buradan kaynaklandığını, müvekkilinin ihracatçı olduğundan kesilen faturalara ödediği KDV’lerin ihraç edilen mallar çerçevesinde vergi dairesince mahsup edildiğini, ancak davacının sahte belge düzenlemekten inceleme altında olmasından dolayı faturalarının vergi dairesince kabul görmeyip, 45.292,28 TL KDV mahsubu yapılamayıp bu miktarın kanunen kabul edilmeyen gider olarak değerlendirildiğini, davacının düzenlediği faturalar nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, davalı uğradığı zarara istinaden 45.292,28 TL bedelli fatura düzenleyip cari hesapta 18.382,80 TL alacaklı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, davacının, cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Bakırköy ………. İcra Müdürlüğü’nün ……… esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 26.909,48 TL asıl alacak, 197,58 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 27.107,06 TL alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili için cari hesaba dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 23/09/2021 havale tarihli raporunda; davacı tarafından tanzim edilen 4 adet faturanın her iki tarafın defterlerine kayıtlı olduğu, bu faturaların Bs form beyanlarının davacı tarafından yapıldığı, davalı şirketin Ba formlarında da bildiriminin yapıldığı, keza; fatura muhteviyatı malların alındığı hususunda ihtilafın bulunmadığı, ancak, davalı vekilinin dilekçesi ekinde sunmuş olduğu iki adet ……… idaresinin ………. ref. no.lu 10.04.2019 GİB KDV İadesi Kontrol Formu ve 2019 Mart ayına ilişkin ……… ref. no.lu 02.05.2019 GİB KDV İadesi Kontrol Formların, vergi dairesinden müzekkere cevaben gönderilen KDV İadesi Kontrol Formları içinde görülemediği, bu durumun vergi dairesinin devam eden süreçte söz konusu iki adet KDV İadesi Kontrol Formlarını iptal etmiş olabileceği düşüncesini uyandırdığı, nitekim her iki tarafın Ba-Bs formlarında 4 adet faturanın yer aldığı, bu nedenle, tereddüt oluşmaması için ilgili vergi dairesinden ………. ref. no.lu 10.04.2019 GİB KDV İadesi Kontrol Formu ve 2019 Mart ayına ilişkin ………. ref. no.lu 02.05.2019 GİB KDV İadesi Kontrol Formların birer nüshasının müzekkere ekine eklenerek, bu formlarla ilgili iptal işleminin yapılıp yapılmadığının, yine iddia olunan faturalara istinaden KDV mahsubunun yapılıp yapılmadığının sorulmasında yarar görüldüğü, ayrıca, davacı şirketin bağlı İlyasbey Vergi Dairesinden, davacı şirket tarafından bildirimi yapılan 4 adet fatura eklenerek bu faturalarla ilgili vergi tevfikatının yapılıp yapılmadığının, söz konusu faturalarla ilgili sahte fatura olduğuna dair işlem/kayıt olup olmadığının, mevcut ise bu kayıtlara ilişkin belgelerin gönderilmesinin istenmesinde yarar görüldüğü, bununla beraber; faturalara konu malların satın alınması yönünden ihtilaf olmadığından, keza, her ne kadar davalı şirket tarafından sunulan GİB KDV İadesi Kontrol Formlarında bu faturalar için KDV mahsubunun yapılmamış olduğu görülmekte ise de, sonradan gelen cevapta davalı tarafın sunduğu bu kontrol formlarının gönderilmemiş olması, ayrıca gerek davacı ve gerekse davalı Bs-Ba formlarında faturaların yer alması, e-beyanı yapılmış bu faturaların usulsüz-geçersiz kabul edilemeyecek olması gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davalı şirketin KDV miktarına karşılık gelecek şekilde tanzim etmiş olduğu 45.291,28 TL tutarındaki yansıtmaya ilişkin iade faturasının uygun olmadığının düşünüldüğü, ancak, nihayetinde hukuki niteliği itibariyle bu hususta nihai takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu, Sayın Mahkemece kanaatin bu yönde oluşması durumunda, 4 adet faturadan kalan 26.909,48 TL bakiye alacağın icra takibinde talep edilebileceği, talep edilebilecek temerrüt faizinin ise 197,58 TL olarak hesap ve tespit edildiğini bildirmiştir.
Bilirkişi raporunda belirtilen hususların aydınlığa kavuşması yönünde, vergi dairesine müzekkere yazılarak celbedilen belgeler kapsamında alınan 02/11/2021 tarihli ek bilirkişi raporunda; her iki yazı cevaplarından, özellikle 25.10.2021 tarihli cevap yazısından, mükellefin GİB-Risk Analizi Merkezince Sahte Belge Düzenleme şüphesi nedeniyle Özel Esaslar kapsamına alındığı ancak mükellefin konuyu yargıya taşıması nedeniyle yargı kararına istinaden Özel Esaslardan çıkarılmış olması sebebiyle, yine 21.10.2021 tarihli cevabi yazısında Şubat 2019 ve Mart 2019’da faturalara dayalı olarak mahsup işlemleri yapılmış olduğu belirtildiğinden, kök raporda da belirtildiği üzere, taraflar arasında fatura konu mal/hizmetin alındığı noktasında ihtilafın da olmadığı da gözetilerek, davalı tarafça takip dayanağı faturalara 26.909,48 TL tespit edilen borcun davalıdan talep edilebileceği yönündeki görüşümüzü değiştirecek bir hususun görülmediğini bildirmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu içeriğine göre; davacı tarafça cari hesap alacağının tahsili talebine istinaden başlatılan takibe davalı, davacı hakkında sahte fatura düzenlemekten dolayı inceleme yapılması nedeniyle zarara uğradığından bahisle davacı adına 45.292,28 TL fatura düzenlediğinden cari hesaptan kaynaklı borcu olmadığından bahisle itiraz etmiş olup, yaptırılan bilirkişi incelemesinde, cari hesaba konu 4 adet faturanın taraf defterlerinde kayıtlı olduğu gibi BA ve BS formlarında da bildirimlerinin yapıldığı ve bu hususta taraflar arasında mutabakat bulunduğu tespit edilmiştir. Nitekim, faturalara konu ürünlerin teslimi hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmayıp, uyuşmazlığın davalı şirket tarafından davacıya yansıtılan ve cari hesaptan bu nedenle düşümü yapılan 45.291,28 TL değerli faturadan kaynaklı olduğu görülmüştür. Bu hususta vergi dairesine yazılan müzekkereye verilen 25/10/2021 tarihli yazı cevabında faturaların KDV tevkifatlı faturalar olmadığı, normal faturalar olduğu, daire mükellefinin faturaların ilgili olduğu dönemlerde beyanname verdiği, verilen beyanların bu faturalarda belirtilen bedeli kapsadığı, ancak bu faturaların beyannamelere dahil edilip edilmediğinin defter belge incelemesi gerektirdiği ve mükellefin başlamış, devam eden veya biten bir vergi incelemesinin bulunmadığı, mükellefin GİB Risk Analizi Merkezince sahte belge düzenleme şüphesi nedeniyle özel esaslar kapsamına alındığı, ancak mükellefin konuyu yargıya taşıması nedeniyle yargı kararına istinaden özel esaslardan çıkarıldığı bildirilmiş olup, yine 21/10/2021 tarihli cevabi yazı da Şubat 2019 ve Mart 2019’da faturalara dayalı olarak mahsup işlemlerinin yapıldığı belirtildiğinden taraflar arasında faturaya konu mal ve hizmetin alındığı noktasında ihtilaf olmadığı ve takip dayanağı cari hesaba ilişkin faturalardan dolayı davacının, davalıdan takibe konu asıl alacak kadar alacaklı olduğu, davacının faturaya konu alacakların ödenmesi için davalıya ihtar gönderdiği, ihtarın tebliğ edildiğine ilişkin belge ibraz edilmediği, ancak cevabi ihtarın 16/12/2020 tarihinde verildiği anlaşıldığından bu tarih itibariyle yani 14/12/2020 günü davalının ihtarnameyi tebellüğ ettiği kabul olunduğundan davacının gönderdiği ihtarnamede belirtilen 7 günlük ödeme süresinin son bulduğu 20/12/2020 günü davalının temerrüde düştüğü anlaşılmakla takip tarihine kadar davacının isteyebileceği faizin takip talebindeki miktar olan 197,58 TL olduğu hesap edilmiş olup, davacı asıl alacak ve işlemiş faiz yönünden davasında haklı bulunarak, davalının itirazının iptaline karar verilmiştir.
Dava, İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu, bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kabulü ile 26.909,48 TL asıl alacak, 197,58 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 27.107,06 TL alacak yönünden davalının Bakırköy ……… İcra Müdürlüğü’nün ………. esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin asıl alacak yönünden devamına; Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı kanunun 2/2. Maddesi gereğince Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için ön gördüğü değişen oranlarda avans faiz oranı uygulanmasına,
Asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 5.421,41 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gerekli 1.851,68 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 327,39 TL harcın mahsubuyla bakiye 1.524,29 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 327,39 TL peşin harç olmak üzere toplam 386,69 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 1.442,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
AAÜT gereğince hesap edilen 5.100,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/12/2021

Katip ………

Hakim……..