Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/315 E. 2022/632 K. 17.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/315
KARAR NO : 2022/632

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/04/2021
KARAR TARİHİ : 17/06/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 23/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla Bakırköy …….. İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyası üzerinden ……. Kafeterya ve Turizm İşletmeleri San. Ve Tic. Ltd. Şti hakkında cari hesap alacağı sebebiyle ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun borçlu olmadığını iddia ederek borca ve faize itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, işbu itirazın sadece takibi sürüncemede bırakarak müvekkilini haklı alacağına kavuşmasını engellemek amacıyla yapıldığını, bu sebeplerle davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının hangi ürünler için talepte bulunduğunu açıkça belirtmediğinden talebine dayanak belgeleri mahkemeye ibraz ederek gerçek bir alacağı mevcut ise ürünleri teslim ettiğini ispat etmesi gerektiği, müvekkili firmaya ürün teslimi yapılmadığını, iddia edildiği gibi ticari ilişki ve cari hesabın söz konusu olmadığını, tek taraflı olarak düzenlenebilen faturaların ticari ilişkinin varlığına ve faturada yer alan ürünlerin gerçekten teslim edildiği anlamına gelmediğini, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
05/04/2022 tarihli Bilirkişi Raporunda özetle;
Davacının davalıdan, rapor muhteviyatındaki açıklamalar ışığında (tamamıyla davacı yanın
sunduğu açık cari hesap ilişkisinden hareketle) ……. numaralı ……… Kafeterya ve Turizm İşl.San.ve Tic.Ltd.Şti. hesabında açık cari hesap bakiyesi tutarı olan 1.969,97 TL kadar alacaklı gözüktüğü,
dosyaya taraflar arasında mevcut yazılı bir sözleşme sunulmadığı, inceleme günü dosyaya takip konusu cari hesap alacağının dayanağı fatura ve sevk irsaliyelerinin sunulduğu, faturaların; davacı şirket tarafından davalı yan unvanına düzenlenmiş olduğu, faturaların
bedeli ödenmemiş yani açık fatura olduğu, faturaların e-arşiv uygulaması kapsamında usulüne
uygun olarak düzenlendiği,
takip konusu cari hesap alacağının dayanağı faturalara ilişkin sevk irsaliyelerinin teslim alan
kısmında hem isim hem de imza taşıdığı, dosya kapsamında, takip konusu cari hesap alacağının dayanağı faturalara huzurdaki davadan
önce davalı tarafça noter aracılığıyla veya Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) yahut taahhütlü
mektup ile Türk Ticaret Kanunu’nun 21/2 maddesi hükmü uyarınca yasal süre olan 8 gün
içinde itiraz getirip getirmediği görülememekle birlikte davalının icra takibine itiraz
dilekçesinde faturaların içeriğine yasal sürede itiraz ettikleri yönünde bir itiraz getirmediğinin
görüldüğü görüş ve kanaatini bildirmiştir.
DOSYANIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacının, bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı icra dosyasına yapmış olduğu itirazında müvekkili şirketin alacaklı görünen tarafa herhangi bir borcunun olmadığını, bu nedenle takibe, borca, ödeme emrine, işlemiş ve işleyecek faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini beyan etmiştir.
Bakırköy ……. İcra Müdürlüğünün …….. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 1.969,97 TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Eldeki davada, uyuşmazlığın her iki tarafı tacir olup, uyuşmazlık konusu iş her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgilidir. Bu nedenle fatura, faturaların delil olma niteliği üzerinde de durmakta yarar vardır.
Dava konusu faturalar ve sevk irsaliyelerinin düzenleme tarihi itibariyle somut olay bakımından uygulanması gereken 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK) fatura tanımlanmamıştır.
Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 229. maddesinde “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır” hükmünü haizdir.
Bu hüküm çerçevesinde, 24.12.2003 tarihli ve 25326 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 27.06.2003 tarihli ve 2001/l E., 2003/l K. sayılı kararında fatura; “Ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası olup, ticari belge niteliğindedir” şeklinde tanımlanmıştır.
TTK’nın 23. maddesine göre fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Madde hükmüne göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir.
Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ispat etmeye yeterli değilse de, satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, alıcı ile satıcı arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Ancak, eğer fatura, alıcının ticari defterlerinde kayıtlı değilse, satıcı alacak iddiasını diğer delillerle ispat etmelidir.
Sevk irsaliyesine ilişkin olarak ise aynı Kanun’un 230/2-5 maddesi “Satılan malların teslim tarihi ve irsaliye numarası, (Malın alıcıya teslim edilmek üzere satıcı tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı hallerde satıcının, teslim edilen malın alıcı tarafından taşınması veya taşıttırılması halinde alıcının taşınan veya taşıttırılan mallar için sevk irsaliyesi düzenlemesi ve taşıtta bulundurulması şarttır” hükmünü haizdir. Buna göre usulüne göre düzenlenmiş ve taşıyan ile gönderen veya gönderilenin imzasını haiz bir sevk irsaliyesi de eşyanın taşınmak üzere taşıyıcı tarafından teslim alındığını veya eşyanın gönderilene teslim edildiğini ispata yarayan bir belgedir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; eldeki davada, ticari nitelikteki satış sözleşmesi nedeniyle düzenlenen faturalara, sevk irsaliyelerine ve cari hesaba dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine ilişkin itirazın iptali talep edilmiştir.
Davacı şirket gerek davalı şirket aleyhine icra takibinde bulunurken, gerekse açtığı eldeki itirazın iptali davasında sevk irsaliyelerine dayandığından dosyaya sunulan sevk irsaliyesi nüshalarından bunların davacı tarafça düzenlendiği anlaşılmaktadır. Yine davacı defterleri üzerinde yapılan incelemede dava konusu cari hesap alacağını oluşturan faturaların davalı yan unvanına düzenlendiği ve bedeli ödenmemiş olan açık fatura olduğu anlaşılmakla her ne kadar yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda fatura tek başına ticari ilişki ve alım satımı kanıtlamaz ise de ayrıca bu faturaya ilişkin irsaliye faturası bulunması ile davalının inceleme gün ve saatinde defterlerini incelemeye sunmadığı ve bu hususta kendisine defterlerini sunmadığı takdirde HMK222 ve TTK 83. Maddeleri gereğince ibrazdan kaçınmış sayılacağına dair ihtar yapıldığı da göz önüne alındığında davanın kabulüne dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile; Davalının Bakırköy …….. İcra Müdürlüğü’nün ……… esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin aynı koşullarla devamına,
2-Asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilecek icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 134,56 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 59,30 TL harcın mahsubuyla bakiye 75,26 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç, 8,50 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 127,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 872,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-AAÜT gereğince hesap edilen 1.969,97 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, miktar itibariyle kesin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/06/2022
Katip …….
e-imzalıdır

Hakim ……….
¸e-imzalıdır