Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/290 E. 2022/1041 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/290 Esas
KARAR NO : 2022/1041

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/03/2021
KARAR TARİHİ : 08/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket ile müvekkil şirket arasında …… TV (Dilekçenin devamında “…” olarak anılanacaktır.) …’e dair reklamların yapılması için taraflar arasında anlaşma yapılmıştır. Reklamlar tarafların arasındaki muvafakate uygun şekilde paylaşılmıştır. Davalı tarafla müvekkil şirket yetkilileri arasındaki mail yazışmaları taraflar arasındaki ticari ilişkiyi kanıtlar niteliktedir. İşbu haber yayınları karşılığında davalı şirkete, müvekkil şirket tarafından fatura tanzim edilmiş ve faturalar gönderilmiştir. Türk Ticaret Kanunu madde 21 fıkra 2; ” Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” Şeklinde düzenlenmiş olup davalı şirket düzenlenen faturaların içeriğine sekiz gün içerisinde herhangi bir itirazda bulunmaması sebebiyle faturaların içeriğini kabul ettiği Yargıtay içtihatlarınca da ortadadır. Nitekim YARGITAY …. HUKUK DAİRESİ 22.06.2010 tarih…. E. Nolu …. Karar numaralı kararında faturanın içeriği hakkında 8 gün içerisinde itirazda bulunulmamasının bu içeriği kabul anlamına geleceğine hükmettiğini, müvekkil şirket ile davalı şirket arasında imzalanan Sözleşme uyarınca tanzim edilen 21.05.2018 tarih ve …. numaralı 772,90 TL tutarındaki fatura 28.05.2018 tarih ve …. numaralı 1.280,30 TL tutarındaki fatura 07.07.2018 tarih ve …. numaralı 991,20 TL tutarındaki fatura, toplamı olan 3.044,40 TL vadesi gelmiş olmasına rağmen müvekkil şirket tarafına ödenmemiştir. Bu sebepten ötürü Bakırköy …. İcra Dairesi’nin …. E. Sayılı dosyası ile yukarıda belirtilen toplam 3.044,40 TL’lik borcun tahsili amacıyla icra takibi başlatılmış ancak Ödeme emri 09.11.2020 tarihinde davalı tarafa tebliğ edilmiş ancak söz konusu ilamsız takip, davalı yanın yapmış olduğu 10.11.2020 tarihli itiraz ile durduğunu itirazın iptaline, takibin devamına davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle icra dosyasına sunulan itiraz dilekçemizi tekrar etmekteyiz. Tarafların ticari defter ve belgeleri incelendiğinde davanın ve icra takibinin haksız olduğu anlaşılacaktır. İcra takibinde istenen faiz oranı ve işlemiş faiz miktarı da haksız ve yasal dayanaktan yoksundur. Tüm deliller toplandıktan sonra yapılacak bilirkişi incelemesi ile müvekkilimin itirazının yerinde olduğu sabit olacağını bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER : Bakırköy … İcra Dairesi ’nün …. esas sayılı dosyası, faturalar, ticari defterler ve belgeler, muavin defter kayıtları, bilirkişi incelemesi, tüm dosya kapsamında toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacının, fatura alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı icra dosyasına yapmış olduğu itirazında müvekkilleri şirketin alacaklı görünen tarafa herhangi bir borcunun olmadığını, bu nedenle takibe, borca, ödeme emrine, işlemiş ve işleyecek faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini beyan etmiştir.
Bakırköy … İcra Dairesi’nün …. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 3.044,40 TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 06/05/2022 tarihli raporunda; Davacı tarafın davalı tarafa düzenlendiği ve takibe konu ettiği 2018 yılında 3 adet ve KDV dâhil 3.044,40 TL tutarlı irsaliyeli faturanın olduğu, İş bu faturaların açıklama kısmına …… REKLAM BEDELİ diye yazıldığı ve açıklamanın hangi tarih aralığına ait olduğunun belirtildiği, faturaların irsaliyeli fatura olduğu, teslim eden ile teslime alan kısımlarının boş ve imzasız olduğu, imza karşılığında teslim edilmediği ve teslim alınmadığı, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarına işlendiği, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarına işlenip işlenmediğinin tespit edilemediği, davalı tarafın iş bu faturalara itiraz ettiğine dair dosya muhteviyatında tevsik edici belgeye rastlanılmadığını, Takibe konu olan 3 adet faturanın ilgili oldukları aylarda/dönemlerde BS-BA FORMU yasal beyan sınırının altında kaldığından taraflarca beyan edilmediği/edilemediği, davacı Tarafın Dosya Muhteviyatına Sunduğu Cari Hesap Ekstresinde, 2018 yılı: 07.01.2018 tarihli 472,00 TL (B) tutarlı kayıt işlemi ile davacı tarafın davalı taraftan 2.832,00 TL alacaklı olduğu, 17.05.2018 tarihinde 2.832,00 TL tutarlı kayıt işlemi ile bakiyenin sıfırlandığı, 21.05.2018 tarihli 772,90 TL tutarlı takibe konu fatura kayıt işlemi ile tekrar başladığı, 28.05.2018 tarihli 1.280,30 TL tutarlı ve 07.07.2018 tarihli 991,20 TL tutarlı takibe konu fatura kayıt işlemleri alacağın 3.044,40 TL olduğu tespit edilmiştir. 2019 yılı: 01.01.2019-31.12.2019 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 3.044,40 TL alacağının olduğu, 2020 yılı: 01.01.2020-31.12.2020 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 3.044,40 TL alacağının olduğu, davalı tarafın inceleme günü gelmediği, yerinde inceleme talebinin olmadığı, dosya muhteviyatına ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı, davacı tarafın takip tarihi itibariyle ticari defter ve kayıtlara göre 3.044,40 TL alacağını talep edebileceği sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde ;davacının tricari defter ve kayıtlarına göre alacaklı olduğu tespit edilmiş ise de davalının usulüne uygun olarak tebliğ edilen davetiye ile davalıdan ticari defter ve kayıtlarını sunmasının istendiği, davalının ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı ancak davacının dava dilekçesi ile davalının ticari defterleri dışında da delillere dayandığı davalının ticari defterlerine münhasır delil olarak dayanmadığının anlaşıldığı, bu haliyle davalının ticari defterlerinin sunmamasının tek başına davacının iddiasını ispatladığını göstermeyeceği (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12/10/2016 tarih 2014/11-1159 Esas ve 2016/967 Karar sayılı ilamı gereğince; “…Bir tarafın ticari defterlerinin ibrazının istenebilmesi ve talep edilmesine rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemesinin defter sahibinin aleyhine sonuç doğurması, anılan yasanın 83. maddesi uyarınca, ancak karşı tarafın münhasır delil olarak bunlara dayanmasına bağlıdır. Davacı, davalının ticari defterlerine münhasır delil olarak dayanmış değildir; defterler dışında da deliller bildirmiş ve bunları mahkeme huzuruna getirmiştir. Davacı dava açarken davalının defterlerine münhasıran dayanmadığından, davalının ticari defterlerini hazır etmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir.”), yemin deliline dayanan davacının süresinde yemin metni sunmadığı ve yemin deliline dayanmayacaklarına dair beyanda bulunduğu, davacı tarafından sunulan maillerin ise tek başına delil alacağı ispatlar bir delil olarak kabul edilemeyeceği hususları ile bu haliyle davacının davasını ispatlayamadığı anlaşılmış. Davanın reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 59,30 TL harcın mahsubuyla bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-AAÜT gereğince hesap edilen 3.044,40 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır