Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/269 E. 2021/588 K. 02.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/269 Esas
KARAR NO : 2021/588

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/03/2021
KARAR TARİHİ : 02/06/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalıya tabela siparişi verdiğini, davalı tarafça tabela üretimi yapılmış ve müvekkiline ait işyerinin cephesine monte edildiğini, ancak sonrasında tabela ve logoda ciddi manada deformasyon gerçekleştiğini, hem görsel olarak kötü göründüğünü, hemde her an kopma ve savrulma riski olduğunu, söz konusu ayıbın yanlış malzeme seçimi veya kullanılan malzemenin siparişteki gibi uygulanmaması nedeniyle oluştuğunu, davalı tarafla görüşülüp, tabelanın ayıpsız bir tabela ile değiştirilmesini, aksi takdirde satış bedelinin iadesini talep ettiklerini, ancak bu konuda herhangi bir sonuca varamadıklarını, tabelanın mevcut deformasyonunun ilerlemesi ve yerinden koparak düşmesi halinde tabelanın sökülmesi ve parçalarının atılması, olası düşme sonucunda müvekkili şirkette bulunan çalışanlara verilecek zararların davalıya rücu hakkı saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin söz konusu tabelaya istinaden ödemiş olduğu 8.500,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili beyan dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı şirkete tabela üretimi ve montajı hizmeti verdiğini, montajın gerçekleşmesinden yaklaşık 19 ay sonra davacı tarafça ayıplı malın, ayıpsız mal ile değiştirilmesi, aksi takdirde satış bedelinin iadesinin talep edildiğini, müvekkili tarafından üretilen malın ayıplı olmadığını, davacı tarafça sipariş aşamasında malın ucuz olması için malzemenin olabildiğince düşük fiyatlı olması talebinde bulunulduğunu, müvekkili tarafından dava dilekçesinde yer alan teklifin sunulduğunu ve davacı tarafça bunun kabul edildiğini, ayıp olduğunu kabul etmemekle birlikte ayıbın süresinde bildirilmediğini, davacının iddialarına ilişkin somut bir delil sunmadığını, davacının talebinde haksız olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, ayıplı olduğu iddia olunan malın iadesi ve satış bedelinin tahsili talebine ilişkindir.
Taraflar arasında tabela yapımına ilişkin şifahi sözleşmeye istinaden dosyada bulunan fiyat teklif listesine göre belirtilen bedel üzerinden 19/08/2019 tarihinde davaya konu tabelanın yapılarak davalıya teslim edildiği dosyaya sunulan aynı tarihli irsaliye faturasından anlaşılmış olup, davacı tarafça davalıya gönderilen Bakırköy …… Noterliği’nin 14/01/2021 tarihli …… yevmiye no’lu ihtarnamesi ile montajın gerçekleştirilmesi üzerinden 6 ay geçmemiş olmasına rağmen tabelada deformasyonların gerçekleştiği belirtilerek ihtarnameden itibaren 3 gün içerisinde ayıplı olarak üretilen tabelanın sökülerek yenisi ile değiştirilmesi veya fatura bedelinin iade edilmesi talep edilmiştir.
Davaya konu ürünün 19/08/2019 tarihinde davacıya teslim edildiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmayıp, davalı tarafça ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı savunması doğrultusunda yapılan incelemede, davacının ilk olarak 14/01/2021 tarihli ihtarname ile ayıp iddiasında bulunduğu, ancak ihtarnamenin içeriğinde dahi 6 ay sonra ayıbın farketildiğinin belirtildiği bu haliyle ayıbın farkedilme tarihinin Şubat 2020 olduğu, ihtarın ise yaklaşık 1 yıl sonra 14/01/2021 tarihinde yapıldığı, tacirler arası satımlarda, satıcının ayıplı ifadan sorumluluğu bildirim şartına bağlı olup, davacının satıma konu ürünlerin ayıplı olduğunu öğrenmesinden itibaren yasal ve makul sürede ayıp ihbarında bulunmadığı, böylece TTK 23/1-c ve TBK 223/2 maddesindeki şartların gerçekleşmediği anlaşıldığından davacının davasının reddine karar verilmiştir. Davalının, arabuluculuk görüşmelerine mazeretsiz olarak katılmadığı …… arabuluculuk numaralı tutanaktan anlaşılmış olup, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 11. Fıkrasına göre; “Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez” hükmü gereğince yargılama giderleri ile arabuluculuk ücreti, arabuluculuk görüşmelerine katılmayan davalı üzerinde bırakılmış ve davalı lehine vekalet ücretine hükmolunmayarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın reddine,
Alınması gerekli 59,30 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 145,16 TL harcın mahsubuyla bakiye 85,86 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından posta / tebligat gideri olarak yapılan 28,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/06/2021

Katip …

Hakim …