Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/238 E. 2021/1097 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/03/2021
KARAR TARİHİ : 08/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında hizmet sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme kapsamında, müvekkili tarafından davalıya özel güvenlik hizmeti verilip, fatura bedellerinin bir kısmının geç ödendiği, bir kısmının ise eksik ödendiğini, alacağının tahsili amacıyla davalı tarafa karşı Büyükçekmece ……… İcra Müdürlüğü’nün …….. esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davacının, personel maaşlarını, sgk primlerini ve diğer tüm ödemelerini yaptığını iddia etmesine rağmen Bakırköy ……. İş Mahkemesi’nin …… esas sayılı dosyası ile müvekkilinin mağduriyetine yol açıldığını, müvekkilinin edimini zamanında, tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, davacının, faturaya dayalı bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Büyükçekmece ……… . İcra Müdürlüğü’nün …….. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 44.068,26 TL asıl alacak için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 15/09/2021 havale tarihli raporunda; icra takibine konu edilen faturanın vade farkına ilişkin olarak düzenlenmiş olduğu, tarafların ticari defterlerinin incelemesinde ise, 2019 yılında davalı şirket tarafından 3 adet çek ile 78.000,00 TL tutarındaki ödemenin davacı defterlerine kaydedilmemiş olduğunun görüldüğü, bu ödemeden sonra kalan bakiyenin 25.257,14 TL olduğu, tarafların 21.5.2019 tarihinde protokol düzenleyerek, borcun bu miktar olduğunu kabul ettikleri ve bu borcu 4.200 Euro olarak güncelledikleri, bu karşılığında da davalı şirketin davacı şirketin davalı olduğu işçi alacağına ilişkin davada karara bağlanan tutarı ödemeyi taahhüt ettiği, söz konusu taahhüte istinaden davalı şirketin işçinin alacaklı olduğu icra dosyasına ödendiği, ancak, davacı defterlerinde protokol sonrasında gerekli düzeltme kayıtlarının yapılmamış olduğunun yani, protokol ile kabul edilen borç bakiyesi 25.257,14 TL’nin kapatılmadığı gibi 78.000,00 TL tutarındaki çekle yapılan ödemelerin de işlenmemiş olduğunun anlaşıldığı, çekle yapılan ödeme ve protokol sonrası dava dışı davacı şirketin işçisine yapılan ödemeler dikkate alındığında, davalının davacı şirkete borcu kalmadığının anlaşıldığı, bu durumun tarafların karşılıklı olarak imza etmiş olduğu protokol ile sabit olduğu, bununla beraber, taraflar geçmiş dönem borçları ile ilgili protokol imza ederken, ortada gecikmeden kaynaklı düzenlenmiş bir vade farkı faturasının bulunmadığının görüldüğü, ayrıca söz konusu protokolde geçmiş dönem vade farkı alacaklarının saklı tutulduğuna dair bir ibare yer almadığı gibi protokol sonrasında vade farkı faturası düzenleneceğine ilişkin bir ibarenin de yer almadığı, keza, taraflar arasında mübrez güvenlik hizmetine ilişkin sözleşmede faturalar için 90 günlük vade düzenlendiği, protokol öncesindeki faturaların ödenmeyen kısımları için bu 90 günlük vadeler geçtiği halde, örneğin 2016 yılı fatura bakiyeleri için 21.5.2019 protokol tarihine kadar vade farkı faturası düzenlenmediği, protokol ile de vade farkına ilişkin hakkın saklı tutulmamış olması, yine bu protokol borç tutarına ilişkin olduğu halde, vade farkı borcuna ilişkin bir düzenleme yapılmamış olması, diğer bir anlatımla protokol sonrasında vade farkına ilişkin fatura düzenleneceğinin hüküm altına alınmamış olması dikkate alınarak, protokol sonrasında 2016, 2017, 2018, 2019 yılı fatura tutarları için vade farkı faturası düzenlenmesinin uygun olmayacağının düşünüldüğü, ancak nihayetinde konu bu yönüyle hukuki nitelik arz ettiğinden takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu, Sayın Mahkemece yapılacak hukuki değerlendirme neticesinde, davacının vade farkı faturası düzenleme ve talep etme hakkının olduğunun kabul edilmesi durumunda, davalının protokol öncesindeki ödemeleri dikkate ( davalı defterlerinde görünmeyen 78.000,00 TL ödemeler de göz önünde tutularak ) talep edilebilecek vade farkı tutarının 28.054,41 TL olarak hesap ve tespit edildiğini bildirmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu içeriğine göre; taraflar arasında, özel güvenlik hizmeti verilmesine dair sözleşme düzenlenmiş olup, bu kapsamda hizmetin verildiğiyle ilgili herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Takibe konu olan ihtilaf taraflar arasında kurulan ticari ilişki kapsamında zamanında ödenmediği belirtilen faturalara istinaden vade farkı faturası alacağına ilişkindir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 6.5.maddesinde ödemelerin hizmetin verildiği ayın sonunda fatura kesileceği ve fatura kesim tarihinden itibaren 90 gün sonunda hesaba havale yapılması suretiyle yapılacağına ilişkin düzenleme bulunmaktadır.
İncelenen davacı defterlerine göre davacının, davacı şirketten 21/09/2019 tarihinde borç bakiyesi 103.257,23 TL olmasına rağmen taraflar arasında düzenlenen 21/05/2019 tarihli protokol ile borç tutarının 25.257,14 TL olduğu kararlaştırılmıştır.
Davacı defterlerinde, bu konuda gerekli düzeltme yapılmamış ise de, davalı carisinde görülen toplam 78.000,00 TL tutarlı çeklerin mahsubu yapılarak 25.257,12 TL bakiye borç tutarında tarafların mutabık kaldıkları anlaşılmıştır.
Bilirkişi tarafından, davacı tarafça faturalardaki 90 günlük vadeler geçtiği halde 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarında herhangi bir vade farkı faturası düzenlenmediği tespit edilmiş olup, bu nedenle düzenleme yapılamayacağı belirtilmiş ise de, konunun hukuki değerlendirme gerektirmesi nedeniyle bilirkişinin bu husustaki görüşüne itibar edilmemiş ve taraflar arasındaki protokolde ……….. ‘in davalı olduğu …….. isimli eski personel ile ilgili olarak ilgili icra dairesine mahkemenin karar verdiği miktar kadar parayı ödediği veya teminat mektubu verdiği takdirde ……… Reklam tarafından konulacak blokenin kaldırılacağı hüküm altına alınmış olup, davacı tarafça davalıya gönderilen 25/07/2019 tarihli mail’de teminat mektubunun icra dairesine teslim edileceğini, ………’in protokoldeki maddeleri yerine getirdiği, buna rağmen fatura alacağının aylardır bekletildiği, protokolün 3.maddesine istinaden hesaba gönderilmediği veya nakden verilmediği takdirde geriye dönük tüm zamanında ödenmeyen faturaların vade farkı ile faturaları kesilerek tahsili yoluna gidileceğinin bildirildiği, davalı vekili ………’ın 26/07/2019 tarihli mailinde şirket olarak icra dosyasında aralarındaki mutabakat protokolünden fazla bir parayı 26/07/2019 tarihinde icra dosyasına teminat olarak yatırdıklarını, ………’in icra dairesine tek başına teminat sunmasının kendilerini icra tehdidinden kurtarmadığının ortaya çıktığını, bu sebeple hesap mutabakat protokolündeki kasıt ve asıl amacın şirket olarak risk altında olmaları ve riski sıfırlamak amacında olduğunu belirttiği, bu haliyle davalının Bakırköy ……… İş Mahkemesi’nin ……. esas sayılı kararının tahsili için dava dışı işçi …….. tarafından başlatılan Bakırköy ……… İcra Müdürlüğü’nün ……… esas sayılı dosyasına teminat koyduğundan bahisle davacının, protokole aykırı davrandığını belirtmiş ise de, davacı ve davalının icra dosyasında ayrı ayrı borçlu olarak gösterildiği ve protokolde yalnızca ………’in teminat yatırması şartının konulduğu, davacı tarafça da teminatın yatırıldığı, davalı adına davacının teminat yatırılacağına ilişkin protokolde bir hüküm bulunmamasına rağmen davalı tarafça teminat yatırıldığından bahisle protokolün gereğinin yerine getirilmediği; açıkça protokolün feshedildiğine ilişkin bir ihbar olmamasına rağmen her iki tarafça da protokolün uygulamaya konulmadığının dosya kapsamı ile anlaşıldığı, taraflar arasındaki sözleşmede, ödeme tarihine ilişkin vade belirtilmiş olup, vadesinde ödenmeyen faturalardan dolayı davacı, açıkça bu hakkından vazgeçmediği surette vade farkı talep etmesinde hukuka bir aykırılık bulunmadığı, protokol hükümlerinin de uygulanmadığı, tarafların karşılıklı mail yazışmalarından ve defter incelemelerinden anlaşılmış olup, davacı, vade farkı faturası nedeniyle davalıdan bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere 28.054,41 TL alacaklı olup, bu miktar yönünden davasında haklı bulunarak davanın kısmen kabulü ile davalının takibe bu miktar yönünden yapmış olduğu itirazın iptaline karar verilmiştir.
Dava, İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu, bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kısmen kabulü ile 28.054,41 TL asıl alacak yönünden davalının Büyükçekmece …….. İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin 28.054,41 TL asıl alacak yönünden devamına,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 5.610,88 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gerekli 1.916,39 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 532,58 TL harcın mahsubuyla bakiye 1.383,81 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 532,58 TL peşin harç olmak üzere toplam 591,88‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 1.033,50 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 657,93 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 5.100,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 5.100,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/12/2021

Katip …….

Hakim ………