Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/210 Esas
KARAR NO : 2022/652
DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/03/2021
KARAR TARİHİ : 23/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/07/2022
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; Müvekkili ile davalı ……… İnşaat ve Ticaret Anonim Şirketi arasında “……. Yatırım Amaçlı Dükkan Satım Sözleşmesi” akdedildiğini ve sözleşme ile satın alınan bağımsız bölümün sözleşmede belirtilen teslim tarihinde müvekkili adına tapuda devir ve tescilinin yapılmadığını, bu hususta defalarca talepte bulunulduğunu, sözleşme konusu bağımsız bölümün tapu kaydı üzerinde davalı şirketin borcu nedeniyle diğer davalılar ……. bank T.A.Ş., …….. Kiralama ve ……… Bank lehine ipoteklerin bulunduğunu, sözleşmeye konu bağımsız bölümün davalı ………. A.Ş adına kayıtlı olan tapu kaydının iptalini ve diğer davalılar lehine tesis edilen ipoteklerden ari bir şeklide müvekkili adına tapuda tesciline karar verilmesini, kabul görülmemesi halinde ise dava tarihindeki rayiç değerinin tespit edilerek bu miktarın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ……… A.Ş.’nden alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı …….. Kiralama Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkilinin davacı ile herhangi bir tüketici işlemi veya sözleşmesel bir ilişkisinin bulunmadığını, müvekkili şirketin faaliyet alanı Beşiktaş/İstanbul olduğundan davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, dava konusu taşınmaz üzerine müvekkili şirket lehine, diğer davalı ……… A.Ş ile müvekkili şirket arasında imzalanmış finansal kiralama sözleşmelerinin teminatını teşkil etmek üzere ve tapu kaydına güvenilerek ipotek tesis edildiğini, resmi şekil şartına aykırı şekilde adi yazılı yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacının ipoteğe yönelik haksız taleplerini oluşturan olay ile müvekkili şirket arasında herhangi bir kredi ilişkisi ve illiyet bağının bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı …….bank …….. Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili banka ile diğer davalı …… A.Ş arasında ticari kredi ilişkisinin bulunduğunu, ticari kredi sözleşmeleri gereğince müvekkili bankanın ipotekleri fek etme yükümlülüğünün doğmadığını, müvekkili banka ile davacı arasında krediden ve sair nedenlerden kaynaklı herhangi bir borç doğuran bir hukuki ilişkinin bulunmadığını, görev ve yetki itirazlarınında bulunduğunu, davacının dava şartı olan arabuluculuk şartını yerine getirmediğini, davacının adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı ………’ya karşı ileri sürebileceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı ……… Bank Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle: davacının tüm iddialarını diğer davalı …….. A.Ş ile imzalamış oldukları satış vaadi sözleşmesine dayandırdığını, bu sözleşmenin davacıya bir mülkiyet hakkı tanımayacağını, davacının aktif husumetinin bulunmadığını, müvekkili banka yönünden de pasif husumet yokluğu bulunduğunu, davacı tarafından yatırılması gereken harcın eksik yatırıldığını, müvekkili bankanın söz konusu ipoteği, üzerinde hiçbir kısıtlama ve şerh olmayan davalı …….. A.Ş.’ne ait bir taşınmaz üzerine kurduğunu, davacının ipotek terkinini talep etme hakkının olmadığını, davacının kendi üzerine düşen özen ve kanuni yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu nedenle müvekkili bankanın sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın husumet yokluğu nedeniyle ve usulden reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Tasfiye Halinde …….. İnşaat Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi usulüne uygun davetiyeye rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, yüklenicinin temlikine dayalı davacı adına satış vaadi sözleşmesine göre tescili yapılan taşınmazdaki hukuki ayıp niteliğinde bulunan ipoteklerin fekki istemine ilişkindir.
Dava şartlarının neler olduğu 6100 sayılı HMK’nın 114. maddesinde belirtilmiş olup, anılan düzenlemenin 1. bendinin (c) alt bendinde mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, bir dava ancak görevli mahkemece incelenebilir. Mahkeme her şeyden önce görevli olmalıdır. Madde dava şartlarını sıra ile vermiş olmakla Görevsiz mahkemece bu husus atlanarak kendisinden sonra gelen diğer dava şartlarının incelenmesi yasaya aykırı olacaktır.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır.
Davada istem, davacı ile davalı ……… İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi arasında imzalanan gayrimenkul satış vaadi ve borçlanma sözleşmesi gereğince mülkiyeti tapuda davacı adına devir ve tescil edilen dava konusu konut niteliğindeki taşınmaz üzerindeki iddiaya göre hukuka aykırı tesis edilen ipoteklerin fekki yani hukuki ayıbın giderilmesi istemine ilişkindir.
Dava dosyası içerisinde mevcut dava konusu taşınmaza ait tapu senedi ve tapu kaydının incelenmesinde; dava konusu taşınmazın davacı adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Bu haliyle davalı yüklenici vaad ettiği şekilde hukuki ayıpsız bir taşınmaz devir etmemiş, ayıpsız teslim ve devir yükümlülüğünü yerine getirmemiştir.
6502 sayılı kanunun 8. maddesinde ayıplı mal tanımlanmış olup 11. maddesinde ayıplı mal halinde tüketicinin hakları ve ayıplı maldan sorumluluğu düzenlenmiştir. Buna göre tüketici aldığı malın ayıplı olduğu iddiasında ise ayıbın giderilmesini ve giderilmemesi halinde de sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir.
Eldeki davada da aynen bu şekilde tüketici davayı sözleşmenin tarafı olan satıcıya da yöneltmiş ve aldığı konutun tapu kaydındaki sınırlandırmalar nedeni ile ayıplı bulunduğunu ifade ederek bu ayıbın giderilmesini istemiştir. Bu ayıp niteliği gereği sınırlandırma alacaklılarını etkilediğinden zorunlu olarak dava bu kişilere de yöneltilmiştir. Bu durumda davalı yüklenici ayıpsız bağımsız bölüm devri yükümlülüğünü yerine getirdiğinden bahsedilemeyeceğinden davacı ile davalı yüklenici arasında tüketici işlemi kalmadığı ve davalılar arasında kredi sözleşmesi gereğince davalıların davacıya karşı ipoteğin kaldırılmasına yönelik açık taahhütlerinin bulunmadığı ve davaya ticaret mahkemesinde bakılması gerektiği yönündeki İDM değerlendirmesi doğru görülmemiştir.( Davacının tacir olduğu benzer nitelikteki bir davada verilen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, 7. Hukuk Dairesi’nin 2020/2030 esas, 2020/1795 karar sayılı ilamı)
Somut olayda, incelenen davaya konu taşınmazın tapu kaydında, taşınmazın iş yeri olduğunun belirtildiği, 23/06/2022 tarihli celsede davacı vekili, davaya konu taşınmazın yatırım amaçlı alındığını, taraflar arasında yatırım amaçlı satış sözleşmesi akdedildiğini beyan etmiştir. Her ne kadar davanın tarafı da tüzel kişiliğe sahip ticari şirket ve tacir ise de bir işin ticari iş olmasının bu konudaki uyuşmazlığında ticaret mahkemesinde görülmesine yeterli olmadığı, mahkememizce, davacının taşınmazı satın alma amacı araştırılmış olup, Yatırım Amaçlı Dükkan Satım Sözleşmesi’nde taşınmazın yatırım amacıyla satın alındığı hususunun belirtildiği, 23/06/2022 tarihli celsede taşınmazın yatırım amacıyla satın alındığını beyan ettiği anlaşılmakla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …… Hukuk Dairesinin …….. esas …….. Karar sayılı ilamı da dikkate alınarak mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine, kararın kesinleştiği tarihten itibaren başlatılmak suretiyle iki hafta içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne tevdiine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
2-HMK’nun 20. ve 331/2. maddeleri uyarınca iş bu kararın kesinleşmesine müteakip yasal süresi içerisinde talep üzerine dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemece hükmedilmesine,
3-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA, (ihtarat yapıldı)
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342.maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı ……… Bank vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
23/06/2022
Başkan ……
¸e-imzalıdır
Üye ………
¸e-imzalıdır
Üye ………
¸e-imzalıdır
Katip ……….
¸e-imzalıdır