Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/205 E. 2023/145 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/205 Esas
KARAR NO : 2023/145

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 04/03/2021
KARAR TARİHİ : 14/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalının, … İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nde %50’şer pay sahibi olduklarını, ancak davalının bazı fiillerinin bu ortaklığın devamının artık mümkün olmadığını gösterdiğini, davalının payına karşılık gelen sermayeyi ödemeyerek Kanun’un kendisine yüklediği yükümlülüğü yerine getirmediğini, bunun üzerine davalı ile müvekkilinin, davalının %50 hissesinin müvekkiline devredilmesi konusunda anlaştıklarını, ancak davalının, devir işlemini halen gerçekleştirmediğini, 20.01.2021 tarihli ihtarnamesi ile de müvekkilinden, devir işlemi gerçekleşene kadar, şirket adına bankalar ile GKS dahil yani özetle şirketin hiçbir ticari faaliyette bulunmamasını istediğini, davalının, söz konusu ihtarnamede, tüm bu işlemlerin “hisse devrinin gerçekleşmesine kadar” durdurulmasını istemekle esasen ortaklıktan ayrılma iradesini ortaya koyduğunu, ayrıca şirket alacaklılarına ve hizmet verilen firmalara karşı ödeme güçlüğüne düşülmemesi, haciz tehdidiyle karşılaşılmaması ve şirket itibarının zedelenmemesi için, davalının, durdurulmasını istediği tüm işlemlerin yapılmaya devam edilmesinin zaruri olduğunu, bu hususun kendisine, 22.01.2021 tarihli ihtarname ile de bildirildiğini, ayrıca davalının talep ettiği üzere şirketin aktif ve pasif durumu ile vergi beyannamelerinin kendisine mail yoluyla gönderildiğini, şirketin % 50’şer ortağı olan taraflar bir araya gelip genel kurul toplantısı yapamadıklarını, irade ve
isteklerinin de kalmadığını, şirketin davalı ortak ile devamının şirket amacına aykırılık teşkil ettiğini, sonuç olarak, davalının yukarıda bahsedildiği üzere şirkete bağlılık yükümlülüğünü ihlal etmesinin, şirkete olan borçlarını tam ve gereği gibi yerine getirmemiş olmasının ve müvekkiline şirket faaliyetlerinin durdurulmasına yönelik ihtarname göndererek güven sarsıcı davranışta bulunmasının, müvekkili firma açısından haklı sebep oluşturduğunu, taraflar arasında bu hususta yapılan yazışmalar ve arabuluculuk görüşmelerinden de olumlu sonuç alınamadığını, bu nedenle davalının ortaklıktan çıkarılmasını” talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı müvekkilin, şirketin her türlü üretime dair işlerinden sorumlu olduğu, tarafların bu konuda birbirlerine yardımcı olacaklarını,
taraflar arasında akdedilen iş bu sözleşme; davacı yanın dava dilekçesinde ileri sürdüğünü, müvekkilinin TTK’nın 128. Maddesi anlamında sermaye koyma yükümlülüğünü yerine getirmediğine dair beyanının gerçek ve samimi olmadığını, açmış olduğu davaya haklılık kazandırma amacına matuf ve kötü niyetli bir beyan olduğunu ortaya koyduğunu, Davacı … , var olan işbu sözleşmeden hiç bahsetmemiş olduğunu, Davacı … İth.İhr. San ve Tic. Ltd. Şti.’nin ticaret sicil kayıtlarında da görüleceği üzere şirket adına her türlühukuki, icrai ve idari işlem yapma yetkisinin …’da olduğunu, Yine taraflar arasında akdedilen 05.02.2020 tarihli ortaklık sözleşmesinin “Hak ve Yükümlülükler ve İş Paylaşımı” üst başlıklı 5. Maddesinde “…’nun davacı şirketin her türlü maddi gereksinimini karşılayacağını, kar elde edilene kadar bu sorumluluğunun devam edeceğini, şirkete dair her türlü işlemin … tarafından yürütüleceğini, …’nun müdür sıfatı ile görev alacağı ve her türlü ödeme ve finans işinin yürütülmesinden sorumlu olduğunu, Şirket ortağı …; davacı şirkete dair her türlü işlem yapma yetkisinin kendisinde olduğunu bilmesine, bu konuda mahkemece verilen bir tedbir kararı bulunmadığını görmesine rağmen, kendisine davalı müvekkil tarafından çekilen ihtarname ile davacı şirketin işlerinin durduğunu, itibarının zedelendiğini, haciz baskısında olduğundan bahsetmesi hayatın olağan akışına tamamen ters olduğunu kötü niyetli olduğun, Şirket ortağı … 2020 Aralık ayı içerisinde davalı müvekkil ile görüşmek istediğin, şirketi devralmak istediğini, şirket uhdesinde bulunan demirbaş eşyaları, şirket hissesi ve ortaklıktan ayrılma bedeli olarak davalı müvekkiline 500.000,00-TL vereceğini, ayrıca kendisi tarafından takip edilen Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasındaki alacaktan feragat edeceğini ifade ettiğini ancak işbu bedeli ödemeden ve takipten feragat etmeden önce davalı müvekkilin hisse devir sözleşmesini imzalaması gerektiğini müvekkilinin davacı yana bedeli resmi banka hesaplarına ödenmeden hissesini ve demirbaş eşyaları devretmeyeceğini davacı yana ilettiğini, …, davalı müvekkil ile tekrar görüşmek istediğini beyan ettiğini, tarafların bir araya geldiklerini davacı şirketin 360.000,00-TL zarar içinde olduğunu, borçlarının var olduğunu, bu borcun yarısından davalı müvekkilin sorumlu olduğunu, ancak davacı şirkete ait demirbaş eşyaların davalı müvekkile ait olmasından ötürü şirketin davalı müvekkile 323.000,00-TL borçlu olduğunu, yaptığı hesap neticesinde davalı müvekkilin davacı şirketten 64.000,00-TL civarında bir alacağı olduğunu beyan ettiğini bunu da kendi el yazısı ile yazmış olduğu hesap çizelgesini müvekkile vermiştir. Müvekkil, davacı tarafından kendisine verilen işbu hesap çizelgesi üzerine şirket muhasebesi ile görüşmüş, şirketin zarar değil kar ettiğini, davacı şirket bünyesinde yapılan iş ve işlemlerin kendi bilgisi ve haberi dışında resmi hesaplara işlenmediğini, şirket bünyesinde ayrıca tek düzen muhasebe sistemine aykırı olarak gayrı resmi olarak hesaplar tutulduğunu, şirket adına yapılan alım ve satımların ticari defter ve kayıtlara
işlenmediğini, kendi bilgisi dışında ithalat ve ihracat işlemleri yapıldığını, bunların da hesaplara işlenmediğini, V.U.K. aykırı olarak fatura tedariki yapılarak şirket hesaplarına işlendiğini, şirketin davacı tarafından bilerek zarar ettirildiğini, ayrıca yine kendi bilgisi dışında ortağı olduğu şirket tarafından marka mevzuatına aykırı olarak ortağı olduğu şirket bünyesinde işlem yapıldığını, davacı SDDIK AKSU tarafından şirketin muhasebecisi ve Gümrükçüsünün aranarak davalı müvekkile hiç bir bilgi verilmemesi talimatını ilettiğini öğrendiğini, davanın esastan ve usulden reddine, ortaklıktan çıkma ve demirbaş bedeli olarak davalı müvekkile 500.000,00-TL bedelin ödenmesine, bu konuda dava açma muhtariyetine, yargılama gideri ile ücreti vekaletinde karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas … sayılı kararı ile dava dosyasının mahkememiz dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş dosya mahkememiz dosyasına gönderilmiştir.
Birleşen dosyada davalı birleşen dosya davacısı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin daha fazla zarara uğrmaması ve davalı şirketin belirli işlerinin görülmesi, kamu kurum ve kuruluşları nezdinde temsili ve mal varlığının yönetilmesi için TMK 427/4. Maddesi hükmü gereğince tedbiren kayyum atanmasına, açılan davanın derdest olarak devam etmekte olan Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile hukuki ve fiili irtibatı bulunması nedeniyle işbu davanın Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, müvekkilinin TTK 638 ve devamı madde hükümleri gereğince ortaklıktan çıkmasına, müvekkilinin ortaklıktan çıkma ve kar payının tespitine, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava açma hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00-TL ortaklıktan çıkma ve 5.000,00-TL kar payı bedelinin tahsiline, davalı şirkete davacı müvekkili tarafından konulan demirbaş eşyaların tespiti ile işbu eşyaların aynen davacı müvekkiline iadesine, demirbaş eşyaların aynen iadesinin mümkün olmaması halinde, fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00-TL demirbaş eşya bedelinin davacı müvekkiline ödenmesine, davacı müvekkilinin davalı tarafından haksız ve kötü niyetle yapılan usul ve yasaya aykırı işlemleri nedeniyle uğramış olduğu maddi zararları tazmin amacıyla şimdilik 5.000,00-TL maddi zararın ve tazminatın davalılardan tahsiline, müvekkiline uygulanan psikolojik şiddet, usul ve yasaya aykırı şikayet nedeniyle yaratılan elem ve üzüntü dolayısıyla şimdilik 50.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Dava, davalının payına karşılık gelen sermayeyi ödemeyerek kanunun kendisine yüklediği yükümlülüğü yerine getirmediği iddiası ile davalının şirket ortaklığından çıkartılarak davalının %50 hissesinin davacı müvekkiline devredilmesi talebine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 31/08/2022 tarihli raporunda; Davacı şirketin 2020 yıl sonu itibariyle 248.959,22 TL olan stokların 1.757,46 TL’ye düştüğü, 2020 yıl sonu itibariyle mali tablolarda görülen 67.796,61 TL tutarındaki taşıtın 2021 yılında ticari defterlerden çıkışının yapıldığı, 31.12.2021 itibariyle sermaye borcunun ortak … tarafından ödendiği, davalı ortak … tarafından sermaye borcunun ödenmediği ve 150.000,00 TL’lik sermaye borcunun bulunduğu, Davacı şirketin 31.12.2021 itibariyle ödenmiş sermayesi 150.000,00 TL olup, toplam özkaynak büyüklüğü (-) 63.372,74 TL olan davacı şirketin 31.12.2020 ve 31.12.2021 itibariyle kaydi değerlere göre borca batık durumda olduğu, asıl dava bakımından Davalı’nın haklı sebeple ortaklıktan çıkarılma koşullarının oluşmadığı, birleşen dava bakımından Davacı’nın haklı sebeple ortaklıktan çıkma koşullarının oluştuğu, yönündeki görüş ve kanaatlerini bildirmiştir.
12/01/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda; asıl dava bakımından kök rapordaki kanaati muhafaza ettiklerini, birleşen dava bakımından kök rapordaki kanaati muhafaza ettiklerini, ancak birleşen dava da şirket ortağı …’nun pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı yönündeki görüş ve kanaatlerini bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı, iddia, savunma, mevcut deliller, bilirkişi raporları doğrultusunda yapılan incelemede; asıl dava bakımından; davacının ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin talebin, TTK md.640/3 dahilinde değerlendirilmesi gerekmekte olduğundan, bilirkişi raporuyla da tespit edildiği üzere, anılan kanun hükmü ”Şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması hali saklıdır.” şeklinde düzenlenmiş ve her ne kadar anılan düzenlemede, ortağın ortaklıktan çıkarılma usulü belirtilmemiş ise de, TTK 621/1 maddesi ” Aşağıdaki genel kurul kararları, temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması halinde alınabilir.” şeklinde düzenlenmekle devamında ”h” bendi ”Bir ortağın haklı sebepler dolayısıyla şirketten çıkarılması için mahkemeye başvurulması ve bir ortağın şirket sözleşmesinde öngörülen sebepten dolayı şirketten çıkarılması” şeklinde düzenlemiş olup, yasal düzenlemeler doğrultusunda, bir ortağın haklı sebep dolayısıyla şirketten çıkarılması amacıyla mahkemeye başvurulması için yukarıda anılan şartlarla alınan genel kurul kararının bulunması gerektiği ve ancak somut olay bakımından davacı şirketin, davalıyı ortaklıktan çıkarmaya yönelik bir genel kurul kararı almadığı görülmekle asıl davanın açıklanan sebeplerle reddine karar vermek gerekmiş ve yine birleşen dava bakımından ise, limited şirketlerde ortaklıktan haklı sebeplerle çıkma hususu özel olarak düzenlenmiş olmadığından bu hususta TTK md.245 kolektif şirketler için öngörülen haklı sebeplerin kıyasen uygulanacağı ve bir ortağın şirketten çıkmasının en son çare olması gerektiği hususları dikkate alınarak asıl dava davalısı-birleşen dava davacısının anılan düzenlemeler ve uygulama doğrultusunda ortaklıktan çıkma koşullarının oluşmadığı ve şirketin mevcut durumuyla da sermayesinin borca batık olduğu, ortaklıktan çıkma ve kar payı hesabının da yapılamadığı anlaşılmış olup birleşen dava talepleri yönüyle de davanın reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl ve birleşen davanın REDDİNE,
2-Asıl dava yönünden alınması gerekli 179,90- TL harçtan davacı tarafça yatırılan 59,30 TL harcın mahsubuyla bakiye 120,6‬ TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Birleşen dava yönünden alınması gerekli 179,90-TL harçtan davalı birleşen dosya davacısı tarafından yatırılan 59,30-TL harcın mahsubuyla bakiye 120,6-TL harcın davalı birleşen dosya davacısından alınarak hazineye irad kaydına,
4-Asıl dava yönünden davacının davası reddedildiğinden yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Birleşen dava yönünden davalı birleşen dosya davacısının davası reddedildiğinden yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Asıl davanın reddine karar verildiğinden AAÜT gereğince hesap edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Birleşen dava yönünden davanın reddine karar verildiğinden AAÜT gereğince hesap edilen 9.200,00-TL ücreti vekaletin davacı birleşen dosya davalısından alınarak davalı birleşen dosya davacısına ödenmesine,
8-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
9-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL ‘nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
10-Taraflarca yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
Dair kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Da2-Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı ve davalı vekilinin yüzüne açıkça okunup, usulen anlatıldı 14/02/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır