Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/180 E. 2021/926 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/180 Esas
KARAR NO : 2021/926

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/03/2019
KARAR TARİHİ : 20/10/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; davacının oğlu ………’ın 29/08/2017 günü saat 09.40’a D-100 karayolu Gümüşyaka ……. numaralı işıkların bulunduğu yaya geçidinde geçerken davalı …’ın kullandığı ……. plakalı aracın çarpması sonucunda hayatını kaybettiğini, davalı … hakkında Silivri Cumhuriyet Savcılığının …… soruşturma numuralı dosyasında yapılan soruşturma sonucunda Silivri …… Asliye Ceza Mahkemesinin …… Esas sayılı dosyasından ceza davası açıldığını, dosyanın halen derdest olduğu, davalı …’ın neden olduğu trafik kazası soncunda kaybettiği 16 yaşında oğlunun ölümünü dolayısıyla yaşadığı üzüntü sonucunda yakalandığı kanser hastalığı ile uğraşırken, kızının ayrıldığı eşinin haksız ve ağır tahrikleri ve kızına maddi şiddet uygulamasını hazmedememiş ve bu kişiyi öldürdüğü, davacı müvekkil bu suç dolayısıyla halen Silivri Açık cezaevinde hükümlü olarak bulunduğu, davacı müvekkilin oğlunun ölümünden sonra 26/12/2017 tarihinde diğer davalı ….. Sigorta A.Ş’ne başvuru yapıldığı ve davalı …’ın ……. plakalı aracına istinaden düzenlenmiş olan yoksunluk tazminatının ödenmesini talep ettiği, öncelikle davalı … adına kayıtlı taşınmazlar ve taşıt araçlarının üzerine ihtiyati tedbir konulmasını ve şimdilik 10.000,00-TL olarak bildirdiği ve HMK’nun 107 maddesine göre tespit ve hesaplanarak ve nihai miktarını bildireceği maddi tazminat miktarı üzerinde eda hükmü kurularak bu maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak müsterek ve müteselsilen tahsil edilerek davacı müvekkile ödenmesine ayrıca 150.000,00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı sigorta şirketine ZMSS ile sigortalı ve sürücüsünün ve işleteninin … olduğu ……. plakalı aracın davacının oğlu ………’a 28/08/2017 tarihinde çarparak ölümüne sebebiyet verdiği iddiasına dayalı olarak açılan maddi ve manevi tazminat talepli olarak Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan davada, Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verildiği, davalı … yönünden dava arabulucuya tabi değil ise de, davalı sigorta şirketi yönünden davanın zorunlu arabulucuya tabi olduğu değerlendirilerek davalı … yönünden davanın tefriki ile yukarıdaki esasa kaydına karar verildiği, davalı sigorta şirketi yönünden mahkememizin …… esas sayılı dosyasında dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verildiği görülmüştür.
Nitekim bu hususta emsal nitelikteki bir dosyada, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi …… Hukuk Dairesinin 21/12/2019 tarih ….. Esas …… Karar sayılı ilamında “…01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı yasanın 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesine eklenen 5/A- 1 maddesinde ” Bu Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. ” düzenlemesi getirilmiş olup, bu madde hükmüne göre, Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen mutlak ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiştir. Ayrıca, her iki tarafın tacir ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olduğu davalar, nisbi ticari dava olup, nisbi ticari davalardan kaynaklanan alacak ve tazminat talepleri de, zorunlu arabulucu kapsamındadır. 7155 sayılı yasanın 18/ A-2 maddesi uyarınca dava şartı olarak ticari davalarda zorunlu arabuluculuk söz konusu olduğunda ve taraflar uyuşmazlık hakkında arabulucuya başvurmadan dava açtığında, dosya üzerinden davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda dava arkadaşlığı, mecburi ve ihtiyari dava arkadaşlığı olmak üzere iki ana başlık altında düzenlenmiştir. 6100 sayılı Kanun’un “ihtiyari dava arkadaşlığı” başlıklı 57/3. maddesinde; davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması hallerinde, birden çok kişinin birlikte dava açabilecekleri gibi aleyhlerine de birlikte dava açılabileceği düzenlenmiştir. Davanın, birden fazla kişi hakkında aynı veya benzer sebepten doğması, yalnız hukuki sebep olmayıp, bir olaya, yani aynı vakıaya ve fakat farklı hukuki sebeplere dayanılarak da birden fazla kişinin dava açması veya dava edilmesidir.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesinde “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” ve aynı yasanın 88. maddesinde ise “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur” düzenlemesine yer verilmiş olup; motorlu araçların işletilmesi neticesi üçüncü kişinin zarar görmesi durumunda o aracın işleteni, aracın sürücüsü ve varsa teşebbüs sahibinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, ayrıca birden fazla kişinin zararı tazmin ile yükümlü olması durumunda, zarar görene karşı müteselsil sorumlu oldukları belirtilmiştir. Bu haliyle Karayolları Trafik Kanunu, trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasını benimsemiştir.
6098 sayılı TBK’ nın 61 ve 62. maddeleri uyarınca, birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır. Zarara neden olan aracın vereceği zararları poliçe ile teminat altına alan sigorta şirketlerinin sorumluluğu ise, TTK ile sigorta genel şartlarında düzenlenmiş olup, sigorta şirketleri, yukarıda belirtilen yasa hükümlerine göre, araç işleteni ve araç sürücüsü ile birlikte, zarar görene karşı müştereken ve müteselsilen sorumludur. 6098 sayılı TBK’nın 162 ve 163. maddeleri uyarınca, müteselsil sorumlu borçluların her biri, borcun tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu olup, zarar gören, zararının giderilmesini, sorumluların tamamından veya bir kısmından isteyebilecektir.” şeklinde açıklandığı üzere trafik kazalarında sigorta şirketi yanında sürücü ve işletene tazminat davası yöneltilmiş ise , davalılar müteselsil sorumlu olduklarından 6100 sayılı HMK’nın 57 vd maddeleri uyarınca aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğunun, her bir davalı yönüyle ayrı dava olduğunun ve dolayısıyla sürücü ile işletenin haklarındaki davanın ticari nitelikte olmadığının kabulü gerekir. ( (yine bu mahiyette Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesinin 16/04/2019 tarih ve 2019/259 Esas 2019/274 Karar; Kayseri Bölge Adliye Mahkemesinin 3.Hukuk Dairesinin 07/07/2020 tarih 2020/649 Esas 2020/495 Karar; Adana Bölge Adliye Mahkemesinin 3.Hukuk Dairesinin 10/03/2020 tarih 2020/449-425 Esas-Karar sayılı ilamları).
Dosya, Silivri …… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ……. esas sayılı dosyasında, davalılardan birisinin de sigorta şirketi olması nedeniyle görevsizlik kararı verilerek mahkememize gönderilmiş ise de, mahkememizce yargılamaya devam edilirken, davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan ve her bir davalı yönünden ayrı bir dava olduğundan, davalı sigorta şirketi yönünden dosya tefrik edilmiş ve usulden red kararı verilmiştir. Dosyamız davalısı … hakkında devam eden davada, her ne kadar yetki belgesiyle duruşmaya giren davacı vekili, 2 no’lu celse’de sigorta şirketine karşı birleştirme talepli dava açmak için süre talep etmiş ise de, dosyanın asıl vekili tarafından sunulan 05/10/2021 tarihli dilekçede, sehven bu şekilde bildirimde bulunulduğu, sigortaya karşı tefrik olunan dosyada açılan davanın devam ettiği, bu nedenle birlikte yürütülmesi gerektiği belirtilerek sigortaya karşı tekrardan dava açılmayacağı açıkça belirtilmiş olup, bu haliyle davalı … gerçek kişi olup, davalının ticari bir nitelik taşımadığı anlaşılmakla haksız fiilden kaynaklı davayı görmekle görevli olan Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir.
Her ne kadar daha önce Silivri …… Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararına istinaden dosya mahkememize gönderilmiş ise de, dosyamız tefrikle yeni bir dava esasını almıştır ve bu dava asliye hukuk mahkemesi tarafından haklı olarak verilen görevsizlik kararı ile mahkememize gönderilen davadan ayrı bir dava olup, davalısı sigorta şirketi olmadığından ve bu haliyle mahkememiz görevli olmadığından Silivri Asliye Hukuk Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verildiğinden bu hususta olumsuz bir görev uyuşmazlığı bulunmadığı kanaatiyle bu husustaki prosedür işletilmeksizin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Silivri Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/10/2021

Katip …

Hakim …