Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/160 E. 2021/914 K. 18.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/160 Esas
KARAR NO : 2021/914

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 18/02/2021
KARAR TARİHİ : 18/10/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya mal sattığını, davalının fatura bedelini ödemediğini, alacağının tahsili amacıyla davalı tarafa karşı Bakırköy ……… İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı usulüne uygun meşruhatlı davetiyeye rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
DELİLLER: Bakırköy …….. İcra Müdürlüğü’nün ……. Esas sayılı dosyası ( Bursa …….. İcra Müdürlüğü’nün ……….E.) , BA/BS formları, tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının, faturaya dayalı bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Öncelikle belirtilmelidir ki, icra dairesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin olmayıp, alacaklının yetkisiz bir icra dairesinde takip yapması halinde, icra dairesi kendiliğinden yetkisizliğini gözetemeyeceği için borçlunun itiraz yolu ile bunu ileri sürmesi gerekir.
Davalı – borçlunun icra dairesinin yetkisine itiraz etmesi durumunda mahkemece, 2004 sayılı 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenir ve eğer takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisiz olduğu anlaşılırsa davanın bu nedenle reddi gerekir.
2004 sayılı İİK’nun 50. maddesine göre, para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK)’nun yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir. Bu nedenle, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yetki konusundaki hükümlerinin, somut olaydaki uyuşmazlıkla sınırlı olarak açıklanmasında yarar görülmüştür:
İlamsız takiplerde genel yetki kuralı Borçlunun, ikametgahı (yerleşim yeri) sayılan yerdeki icra dairesi genel yetkili icra dairesidir. Yani, her “ilamsız takip” hakkında, başka “kesin yetki hükmü” bulunmadıkça borçlunun takip tarihindeki ikametgahının bulunduğu yer icra dairesisinde yapılır.
Tüzel kişilerin ikametgahı (yerleşim yeri); kuruluş belgelerinde başka bir hüküm bulunmadıkça, işlerinin yönetildiği yerdir.
Davacı tarafından yapılan icra takibinde, borçlu davalının hem icra dairesinin yetkisine ve hem de borca itiraz ettiği, anılan dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Görülmekte olan davada da, davalı borçlu tarafından icra dairesinin yetkisizliği iddiası tekrarlanmış, aynı gerekçeye dayalı olarak mahkemenin de yetkisiz olduğu ileri sürülmüştür.
İcra takibine yapılan itiraz üzerine itirazın iptali davası açılmışsa ve icra dairesine yapılan itirazda aynı zamanda yetki itirazında da bulunulmuş ise itirazın iptali davasını gören mahkemenin ilk önce icra dairesinin yetkisine yapılan itirazı incelemek suretiyle icra takibinin yetkili icra dairesinde yapıldığına kanaat getirmesi halinde işin esasına girmesi, icra dairesinin yetkili olmadığının belirlenmesi durumunda ise esas hakkındaki itirazlara girişilmeksizin, yetkili icra dairesinde yapılan bir icra takibi bulunmaması sebebiyle itirazın iptali davasının reddine karar vermesi gerekir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin varlığı hususunda ihtilaf olmadığı, ihtilafın davacı tarafın icra takibini yetkili icra dairesinde yapıp yapmadığı konusunda olduğu, davalının icra takibine süresi içinde itiraz ettiği ve itirazında icra dairesinin yetkili olmadığı, yetkili icra dairesinin Bodrum İcra Daireleri olduğu, yetki itirazının usule uygun olarak yapıldığı, davalının ticaret sicil merkezinin Bodrum olduğu, davalının Bursa …….. İcra Müdürlüğü’nün ……… E. Sayılı dosyasında yetkiye itiraz üzerine davacı alacaklının yetki itirazı üzerine dosyanın Bakırköy İcra Müdürlüklerine gönderilmesi talebi usulüne uygun olmayıp seçimlik hakkını kullanan borçlunun yerleşim yeri olan ve genel yetki kuralında düzenlenen davalı-borçlunun yerleşim yerinde takibe devam edilmesi gerekirken takibin Bakırköy İcra Müdürlüklerine gönderilmiş olması usulsüz olup, takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığı anlaşılmakla, yetkili icra dairesinde usulüne uygun bir icra takibi yapılmadığından geçersiz takibe dayalı olarak itirazın iptali davası açılamayacağından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı hakkında usulüne uygun icra takibi bulunmadığı anlaşıldığından davanın usulden REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30.-TL harç davacı taraftan peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-AAÜT gereğince hesap edilen 2.544,79.-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun ilgili maddeleri gereğince dava değerinin istinaf/temyiz sınırının altında kalması nedeniyle kesin olmak üzere verilen karar davacı ve davalı vekilinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/10/2021

Katip …….
¸(e-imzalıdır)

Hakim ………
¸(e-imzalıdır)