Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/16 E. 2023/21 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/16 Esas
KARAR NO : 2023/21

DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/01/2021
KARAR TARİHİ : 10/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Öncelikle, müvekkil … Kooperatifi’nin de içerisinde olduğu yapıyı izah etmek gerektiğini, . … Kooperatifi kendi içinde …, … … ve … olmak üzere, üç farklı bölümden oluş. … Bölgesi’ndeki tüm kooperatifler, üst birlik olan… Birliği’ne bağlı olduğunu, ve müvekkil de dahil tüm bağlı kooperatifler üst birliğe aidat vb. ödemeler yapmakla mükellef olduğunu, bu doğrultuda, üst birlik …. Birliği’nin 24.12.2016 tarihli Genel Kurul kararında zikredildiği 31.03.2018 tarihli Genel Kurulunda teyit edildiği, akabinde tarafımıza resmi olarak tebliğ edildiği üzere , … Kooperatifi tarafından, üst birliğe ödenmesi gereken toplam borç 777.475,55 TL’dir. Üst birliğe ödenmesi gereken toplam borcun 400.000-TL ‘lik kısmının kooperatif kasasından ödendiğini, kalan 377.475,55 -TL ‘lik borç ise kooperatif üyeleri arasında paylaştırıldığını, borçlu oldukları tutarın ıslak imza veya iadeli taahhütlü posta yoluyla kooperatif üyelerine tebliğ edildiğini ve bir kaç kooperatif üyesi hariç çoğu üye tarafından ödendiğini, müvekkilin kooperatif yönetimi, üst birliğe ödenmesi gereken borcun iç uyuşmazlıklar sebebi ile icra takibine konu olmaması maksadıyla, tamamını üst birliğe ödediğini ve bu iddiayı ispat eder nitelikteki dekontların dilekçe ekinde mübrez olduğunu, ancak davalının da dahil olduğu on iki kişilik muhalif grup , paylarına düşen borcu müvekkil kooperatife ödemediğini, müvekkil … Kooperatifi tarafından, 31.03.2018 tarihli üst birlik genel kurul kararı uyarınca, üst birliğe ödenmesi gereken toplam borcun kooperatif üyelerine paylaştırılması sonucu oluşan alacak sebebiyle, Küçükçekmece ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde borçlu itiraz ederek icrayı durdurduğunu, bunun üzerine 04/11/2020 tarihinde Hukuk Uyuşmazlıklarında Ticari Dava Şartı olan arabuluculuk başvurusu Küçükçekmece Arabulucuk Bürosu … Esas numarası ile yapıldığı, 04/12/2020 tarihinde görüşülmüş ancak arabuluculuk aşamasında anlaşılamadığını, vaki itirazla icra takibi durduğu ve arabuluculuk süreci anlaşmazlık ile sonuçlandığı için itirazın iptali ve takibin devamı maksadıyla huzurdaki davayı açma zorunluluğunun hasıl olduğunu, kooperatifin defter ve hesapları, üst birliğin ve müvekkil kooperatifin genel kurul tutanakları cari hesap ekstreleri, banka kayıtları incelendiğinde, alacak kesinlik kazanacağı, borçlunun itirazı alacağı geciktirmeye yönelik olup haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu sebeple borçlu aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, takibe haksız itirazda bulunan davalının takip konusu borcun %20 ‘sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri, zorunlu arabuluculuk ücreti ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Genel Kurul kararı olmaksızın yönetim kurulu kararı ile ortaklardan herhangi bir ödemenin istenmesinin mümkün bulunmadığını, genel Kurul kararlarının neler olduğunun ortaklara açıklanmaması ve ortaklara bilgi verilmemesi nedeniyle alınan ödemelerin ne için alındığı da net olarak bilinmediğini, ekte sunduğumuz 15.11.2018 tarih ve … karar numarasıyla para toplanmasına ilişkin tek imza ile alınan usulsüz karar ile dava dilekçesinin ekinde sunulan 01.12.2018 tarih ve … karar numaralı yönetim kurulu kararı , 25.03.2018 tarihli genel kurul kararına dayandırıldığını, ancak ilgili genel kurul kararında konut yapı kooperatifi örnek ana sözleşmesinin 23. maddesine göre, ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esaslar net ve kesin olarak tespit edilmediğini, bu nedenle de , genel kurul kararı olmaksızın yönetim kurulu kararı ile ortaklardan herhangi bir ödemenin istenmesi mümkün bulunmadığı halde ortaklardan neye göre belirledikleri belli olmayan ödemeler alındığını, genel kurula ait bir yetkinin yönetim kuruluna devrinin yasal olarak mümkün olmadığını, 1163 sayılı yasaya göre kooperatif üyelerine aidat vb yükümlülük ancak genel kurul kararı ile her üyenin ödeyeceği bedel ve varsa gecikme faizi oranları ayrıntılı olarak genel kurulca belirlenmesi gerektiğini, Genel Kurul kendisine ait olan yetkiyi Yönetim Kuruluna devredemeyeceğini, olayımızda davacı taraf iddialarına göre bu görevin yönetim kuruluna devredildiği belirtilmekte olup, genel kurul kendisine ait yetkiyi yönetim kuruluna devredemeyeceğinden ortada geçerli bir genel kurul kararından da bahsedilemeyeceğini, ekte sunduğumuz Yargıtay 23 Hukuk Dairesi’nin 24/11/2015 tarih ve 2015/465-7540 E.K sayılı kararında da “1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 42. maddesi uyarınca ortaklardan tahsil edilecek aidata ilişkin olarak karar alma yetkisi kooperatif genel kuruluna ait olup, yönetim kurulu veyahut rayice göre bir aidat belirlemesi yapılamaz.” şeklinde karar verildiğini, hal böyle olunca genel kurulca belirlenmesi gereken miktarlara ilişkin yönetim kuruluna yetki verilmesinin yasal olarak mümkün olmaması karşısında ortada geçerli bir genel kurul veya yönetim kurulu kararından da bahsedilemeyeceğini, alacak kalemlerinin genel kurul kararı ile kalem kalem belirlenmesi gerekirken genel kurulda hiçbir kalem belirlenmediği, üyelerin ödeyeceği her bir kalemin genel kurulda ayrı ayrı belirlenmesi gerektiğini, bu konuda yönetim kuruluna yetki devri yapılamayacağını, eğer sonradan kalemler belirlendi ise bu hususta yeni ve olağanüstü bir genel kurul yapılması gerekirken, 1163 sayılı yasanın 42 maddesine aykırı olarak bu yetkinin tümden yönetim kuruluna devri usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen bedeller şeffaf olmadığı gibi davacı taraf üyelerine eşit davranma yükümlülüğünü de ihlal etmiştir. hangi üyenin ne kadar ödediği veya ödeyeceği hususu şeffaf bir şekilde açıklandığını, dava dilekçesinde varlığı ileri sürülen veya ödendiği ileri sürülen bedeller arasında ciddi çelişkiler bulunmaktadır. Dosyaya ibraz edilen ödeme dekontundan toplamda 688.296,80 TL emlak vergileri , tapu harçları ve üst birlik borcu ödemesi olarak üst birlik hesabına gönderildiği anlaşılmaktadır. Ancak belirtilen bedelin nasıl belirlendiği ve hangi genel kurul kararına göre netleştirildiği de açık olmadığını, yine dosyada davacı ve üst birliğe ait tapu harç ve döner sermayesi ödemesine ilişkin iki tane 44.460,00-TL olan harç makbuzu ve yine üst birliğe ait 258,75-TL olan tapu harç ve döner sermaye ödemesi makbuzu bulunmaktadır ki , bu ödemelerinde nasıl oluştuğu ve 3 siteden oluşan kooperatif ortaklarından nasıl ve neye göre bu ödemelerin alınması gerektiği de anlaşılamadığını, dava dilekçesinde üst birliğe olan borç nedeniyle kooperatif kasasında bulunan 400.000,00 TL’nin üst birliğe ödendiği belirtilerek kalan 377.475,55-TL’lik borcunda kooperatif üyeleri arasında paylaştırıldığını ve davalının da içinde bulunduğu oniki kişilik muhalif grup dışındakilerin ödemelerini yaptıklarını beyan ederek kalan kısmın davacı tarafından ödendiği ifade edilmiştir ki ; bu ödemelerin neye göre belirlendiği de anlaşılamadığını, davacı kooperatif hesaplarında şeffaf olmadığı gibi üyelere eşit davranma yükümlülüğünü de ihlal ettiğini, genel kurulda bütün harç ve masrafların kooperatif kasasından ödeneceği vergi ve harçlar haricinde üyelerden hiçbir bedel alınmayacağı yazılı olduğu halde üst birliğe olan borcun kaynağının ne olduğu dahi belirtilmediğini, öte yandan kooperatif kasasında ne kadar para olduğunun da bu davada detaylı olarak incelenmesi gerekmediğini, zira kasada para olduğu müddetçe adı geçen genel kurul kararlarına göre üyelere başvurulması da yasal olarak mümkün yine dava dilekçesinin ikinci sayfasının üçüncü paragrafında; “… müvekkil kooperatifin üst birliğe ödemesi gereken borcun iç uyuşmazlık sebebiyle icra takibine konu olmaması maksadıyla tamamını üst birliğe ödemiştir” denildiğini, bu dahi kooperatif kasasında para bulunduğunu ve üyelere herhangi bir bedel yansıtılmasının yasal olarak mümkün olmadığını gösterdiğini, ayrıca kooperatifin vergi muafiyetinin olması gerektiği halde yaşanılan süreçte davacı kooperatifin ihmali ve Kooperatif ana sözleşmesi ile kooperatif kanununa aykırı davranmaları nedeniyle muafiyet ortadan kalkmış olduğundan muafiyetin kalkması nedeniyle doğan emlak vergisinden davalının sorumlu tutulmaması gerektiğini, kooperatifin sorumluluğu davalıya yüklendiğini, yine dava dilekçesinin ekindeki EK-5 sayılı belgeye göre , 24.12.2016 tarihli üst birlik genel kurulda kabul edilen ve 31.03.2018 tarihli üst birlik genel kurulunda da teyit edildiği belirtilen 21.11.2016 tarihli protokol kapsamında üçüncü kişi … ile protokol imzalanmış ve protokol gereğince davalı müvekkile ve diğer kooperatif ortaklarına borç tahakkuk ettirildiğini, üst birliğin üçüncü kişi ile olan protokolü davalının ortağı bulunduğu kooperatif genel kurullarında karar altına alınmadığını, üçüncü kişinin borç ve alacaklarından davalının sorumlu tutulması da mümkün olmadığını, kooperatif genel kurulunda bu doğrultuda alınan net bir karar olmadığı sürece davalı müvekkili borç altına sokan iş ve işlemler yok hükmünde sayılması gerektiğini, 31.03.2018 tarihli üst birlik genel kurulu kararı uyarınca davacı kooperatif tarafından üst birliğe ödenmesi gereken toplam borcun kooperatif üyelerine paylaştırılması da kooperatif genel kurulundan alınacak karar ile yapılmalıdır ki bu karar da kooperatif kanununa uygun şekilde alınması gerektiğini, yapılacak olan ödemelerin genel kurullarda açık ve net olarak kalem kalem belirtilmesi gerektiğini, genel kurulun bu yönde aldığı karar da bulunmadığını, gelinen aşamada haksız olarak açılan davanın reddine karar verilmesini istediklerini açıklanan nedenlerle davacı tarafından açılan davanın reddine karar verilmesini yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, üst birliğe ödenmesi gereken borcun davacı kooperatif üyelerine paylaştırılmasından kaynaklanan alacağın tahsili talebiyle başlatılan Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatıdır.
Küçükçekmece ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 2.200,00-TL asıl alacak ile 297,00- TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren 2.497,00 yasal faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu içeriğine ve dosyaya ibraz edilen genel kurul toplantı tutanakları, genel kurullara ait hazirun cetvelleri, yönetim kurulu kararlarının hep birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davalının davacı kooperatif nezdindeki üyeliği davalının 19 Aralık 2013 tarihinde istifaname düzenleyip noter aracılığıyla davacı kooperatife gönderdiği tarihten sonra da davacı kooperatifin yapmış olduğu genel kurul toplantılarına ait hazirun cetvellerine göre davalı …’in 2014, 2016 ve 2021 yıllarında yapılan olağan genel kurul toplantılarına ait hazirun cetvellerini asaleten imzalayarak toplantılara katılmış olduğu, istifa tarihinden sonra da davalı eylemli olarak genel kurul toplantılarına katılarak üyeliğini devam ettirdiği, davacı Kooperatifin, dosyaya sunmuş olduğu genel kurul kararlarından tespit ve teyit edildiği üzere dava dışı … Kooperatifleri Birliğinin üyesi olduğu, dava dışı üst birliğe olan üyeliği gereğince üst birlik genel kurul kararlarıyla kararlaştırılan aidat ödeme yükümlülüğü ve üst birlikten edinilen arsa bedeli, arsanın alım satımından kaynaklanacak tapu harç tutarı, emlak vergisi vb. gibi resmi ödemeleri de yine üst birliğe üye sıfatı gereğince ödentileri yapmakla mükellef olduğu, davacı kooperatifin, icra takibine konu alacağın, kooperatifin tasfiyesinin sağlanması için tapu devir harcı, Emlak vergisi, üst birlik üyelik borcu vb. resmi olarak ödenmesi zorunlu masraflara dair ödemelerin istisnai nitelikteki borç kalemlerinden bulunduğu, istisnai nitelikteki borçların genel kurul kararı olmaksızın yönetim kurulu kararı ile üyelerden tahsil talebinde bulunabileceğinin Yargıtay kararları ile kabul edildiği, somut davada yönetim kurulu kararı ile kararlaştırılan ve üyelerden tahsili istenen ödeme tutarlarının ise yine davacı kooperatifin 15/12/2013 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulunda kararlaştırıldığı, olağanüstü genel kurul kararının iptal edildiği yönünde bir iddianın da bulunmadığı ve alınan karar gereği, davalıya düşen 200.TL nin, yönetim kurulu kararı ile genel kurul kararına uyumlu olarak belirlendiği, davacının Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davacı tarafın davalı hakkında 2.200,00 TL asıl, 297,00 TL işlemiş faiz ve 2.497,00 TL toplam alacağın, takip tarihinden itibaren icra harç masrafları ve vekâlet ücretiyle asıl alacağa işleyecek 96 9,00 yasal faizi ile birlikte tahsili talebi ile 10.07.2020 tarihinde takibe geçtiği, davalının, genel kurul kararlarıyla kararlaştırılan 2.200.00.TL lik borç tutarını ödediğini belge ile ispat edemediği, davacı kooperatif ortağı bulunması sebebiyle genel kurul kararlarıyla kararlaştırılan ve bu kararlarla uyumlu bulunan icra takibine konu 2.200.00.TL tutarındaki alacaktan sorumlu bulunacağından, icra takibinde borca yönelik yaptığı itirazının haklı ve yerinde olmayacağı sübut ve kanaati doğrultusunda davanın kabulüne dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, davalının Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin aynı koşullar ile devamına,
2-Asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilecek icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 170,57 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 59,30 TL harcın mahsubuyla bakiye 111,27‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç olmak üzere toplam TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 944,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-AAÜT gereğince hesap edilen 2.497,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
9-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun ilgili maddeleri gereğince dava değerinin istinaf/temyiz sınırının altında kalması nedeniyle kesin olmak üzere verilen karar davacı vekili ve davalı vekilinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/01/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır