Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/139 E. 2022/225 K. 25.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/139
KARAR NO : 2022/225

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/02/2021
KARAR TARİHİ : 25/02/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından bir alacağın tahsili için davalı/borçlular aleyhine Ankara ……. İcra Müdürlüğü’nün ……. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı taraflarca yetkiye ve borca itiraz edildiğini, taraflarınca yetki itirazının kabul edildiğini ve dosyanın Bakıröy …… İcra Müdürlüğü’nde …… Esas numarasını aldığını, davalı/borçlu taraflarca yapılan haksız itirazın iptali için işbu davayı ikame etme gereği hasıl olduğunu, müvekkiline ait 2017 model “……” plaka sayılı …… marka araç, ön cam değişikliği için 12.04.2019 tarihinde davalı yetkili servis …… Otomotiv’e teslim edildiğini, servis tarafından cam değişikliğinin yapılmasının ardından aracın müvekkili tarafından gözden geçirildiğini, bir ayıp tespit edilemediğinden teslim alındığını, aracın kullanımı neticesinde basınç ve genleşmenin de etkisiyle aynı gün değiştirilen ön camın üst kısmında çatlama meydana geldiğini, birkaç saat içinde çatlağın daha da büyüdüğünü, bu defa müvekkili tarafından yine aynı gün aracın davalı …… Otomotiv’e götürülerek camın gerekli pay bırakılmaksızın monte edilmesi sebebi ile çatladığı ve gizli ayıbın söz konusu olduğunun bildirildiğini, davalı servis tarafından durumun kabul edildiğini ancak diğer davalı/distribütör …… A.Ş. haberdar edilerek görüş alınması gerektiği belirtilmekle yalnızca aracın fotoğraflarının çekildiğini, servis kaydı oluşturulmadığını, servis tarafından dönüş sağlanmaması üzerine 22.04.2019 tarihinde aracın yeniden davalı servise götürüldüğünü ve camın yenilenmesinin talep edildiğini, bu hususta, çatlamanın montajdan kaynaklı olduğu yine servis tarafından kabul edilerek iş emri açılış tutanağı “cam değişiminden sonra meydana gelen montajdan kaynaklı hasar” şeklinde düzenlenmişse de; servis tarafından konunun distribütöre aktarılmasının ardından camın dış etkenler sebebiyle çatladığı ve bu sebeple zararın karşılanmayacağı bildirilmekle kapanış tutanağı “camın dış etkenler sebebiyle çatlaması” şeklinde düzenlendiğini, davalı tarafça yalnız fotoğraflar üzerinden yapılan inceleme ile bu sonuca varılmış olup müvekkili tarafından aracın incelenmesine yönelik talebin de reddolunduğunu, davalılarca zararın giderilmeyeceği bildirildiğinden davacı tarafça Bakırköy …… Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ……. Değişik iş sayılı dosyası ile talepte bulunulmuş ve 02.06.2019 tarihli bilirkişi raporu ile çatlamanın işçilik hatası sebebiyle meydana gelen kasma neticesinde gerçekleştiğinin tespit edildiğini, bilirkişi raporu doğrultusunda davalı şirketlere başvurularak cam değişim bedeli ile tespit dosyasında yapılan masrafların ödenmesinin talep edildiğini, buna karşın herhangi bir ödeme yapılmadığından cam değişiminin müvekkili şirket tarafından sağlandığını, davalı yanlarca eserin ayıplı ifası sebebi ile meydana gelen zararın tazmini için başlatılan icra takibine karşı yapılan itiraz haksız ve mesnetsiz olduğunu, tespit edilen ayıplı ifadan kaynaklı zararın tazmini talebi ile başlatılan icra takibine yapılan itiraz haksız ve kötüniyetli olduğunu, davalı/borçluların alacağın %20 ‘sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu aracın 2017 model bir araç olup davanın ise 11.02.2021 tarihinde ikame edildiğini ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçirilmiş olduğunu, davaya konu şikâyetin kullanıcı kaynaklı olduğunu, camdaki çatlamanın başlangıç noktasında darbe izi bulunduğunu, bu hususun camdaki çatlamanın aracın kullanımı esnasında meydana geldiğini kanıtlar nitelikte olduğunu, dava konusu aracın davacı tarafından 12.04.2019 tarihinde yetkili servise cam değişikliği yapılması için teslim edildiğini, yetkili servis tarafından cam değişikliği yapılmış olup hemen ertesi gün 13.04.2019 tarihinde davacıya sorunsuz şekilde teslim edildiğini, aracın davacı tarafa sorunsuz şekilde teslim edilmesinden 9 gün sonra davacı tarafın cam değişiminin ayıplı şekilde gerçekleştiği iddiasıyla aracı servise getirdiğini, yetkili servis tarafından yapılan incelemelerde camın dış etkenler sebebiyle çatladığı ve camın dış etkenler sebebiyle çatlamış olması nedeniyle ikinci değişimin ücretli olarak yapılabileceği hususunun davacı tarafa bildirildiğini, akabinde davacı tarafın cam değişikliği bedelini üstlenmesiyle cam değişikliği yapıldığını, davacı tarafa sorunsuz şekilde teslim edilen araçta oluşan hasarın bizzat davacının kullanımı esnasında dış etken sonucu ortaya çıktığını, davacı tarafın iddialarının ve davasının dayanağını oluşturan Bakırköy ….. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ……. d.iş sayılı delil tespit dosyası üzerinden alınan bilirkişi raporunun müvekkili şirketin yokluğunda yapılan keşif sonucu, bilimsel gerekçelere yer verilmeksizin ve soyut kanaat ile istihsal edilmiş olup işbu raporun müvekkili şirket aleyhine delil teşkil etmesinin mümkün olmadığını, dava konusu araçta yetkili servis ya da işçilik kaynaklı herhangi bir ayıp bulunmadığını, bu sebeple dava konusu taleplerin reddinin gerektiğini, diğer taraftan davacı tarafça talep edilen alacağım likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini belirterek davanın hak düşürücü süre itirazları doğrultusunda reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderinin ve vekâlet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …… Otomotiv San. ve Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu aracın garanti süresinin iki yıl olduğunu bu nedenle de davanın 2 yıllık süre içinde açılması gerektiğini, satış tarihi 25.10.2017 olmasına rağmen, davanın 11.02.2021 tarihinde, yani 2 yıllık süre dolduktan sonra açılmış bulunduğunu, ayıbın varlığını kabul etmemekle birlikte davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, davacının iddia ettiği gibi araçta ayıbın varlığından bahsedilebilmesi ve müvekkili şirketi sorumlu tutabilmesi için üzerine düşen muayene sorumluluğunu yerine getirmiş olması gerektiğini, davacı tarafın varsayım üzerinden hareket ettiğini, birçok şekilde yapılabilecek kullanıcı hataları nazarında aracın hangi şartlarda, hangi durumda kullanımı sırasında iddia edilen durumun oluştuğunun taraflarınca bilinemediğini, dava konusu uyuşmazlıkta davacı tarafından, dava konusu araç üzerinde mevcut olduğu iddia edilen ayıbın incelenmesinin teknik bir husus olduğunu, aracın halen davacıda olup, sorunsuz bir şekilde binlerce km de kullanıldığını, dolayısıyla dava dışı servislerde yapılan ya da yetkili servis dışında başkaca yapılan herhangi bir işlemin varlığının taraflarınca bilinememekte olup tüm bu hususların davacı tarafından açıklanması gerektiğini, davacının aracı nasıl kullandığı, davaya konu araç ile yetkili servis dışında işlem yapılıp yapılmadığı ya da kaza yapmış ise hasara uğradığına dair taraflarında bilgi bulunmadığını, bu süreç içerisinde başkaca yapılan işlemlerden kaynaklı bir hizmet ayıbı ya da kullanıcı hataları da var ise bu durumda müvekkili …… Otomotiv’in sorumlu tutulamayacağını, icra takibine dayanak yapılan bilirkişi incelemesinin yokluklarında yapıldığını ve hazırlanan raporun açıkça bilimsellikten ve teknik incelemeden uzak olup, sadece adliye otoparkında yapılan inceleme sonucu hazırlanan, usule uygun olmayan bir rapor olduğunu, araç üzerinde mevcut olduğu iddia edilen ayıbın incelenmesinin teknik bir husus olduğunu, davacı talebi sonrasında aracın arızalarının giderildiğini ve sorunsuz olarak tesliminin gerçekleştirildiğini, davaya konu olayda darbe izi bulunmakta olup, cam değişiminden sonra camın üst kısmında çatlak oluştuğunu aracın davacıya teslimi anında, öncesinde ve hatta sonrasında iddia edilen bir ayıp bulunmaması nedeniyle mesnetten yoksun, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelere uğramış haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, davacının kötü niyetli icra takibi ve araçta ayıplı bir ifa bulunmaması nedeniyle %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DOSYANIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, dava konusu araçta cam değişiminden sonra meydana gelen montajdan kaynaklanan hasar nedeniyle Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları içeriğine göre;
Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiğinden öncelikle mahkememizin görevine ilişkin değerlendirme yapılmıştır.
TTK’nun 4/1 maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına da bakılmaksızın aynı maddenin alt bentlerinde yazılı istisna hallerin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olduğu hüküm altına alınmıştır. Söz konusu yasa maddesine göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte sayılabilmesi için her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi ya da söz konusu maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
Açılan dava mutlak ticari dava niteliğini taşımamaktadır. Dava TTK’nun 4/1 bendinde yazılı davalardan olmadığı gibi aynı maddenin alt bentlerinde yazılı istisnalar kapsamında da bulunmamaktadır.
Yine aynı doğrultuda 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun incelendiğinde, yasanın 3. maddesinde; “Hizmet”, Bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan ya da yapılması taahhüt edilen mal sağlama dışında her türlü tüketici işlemininin konusunu,
“Sağlayıcı”, Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
“Satıcı”, Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
“Tüketici”, Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
“Tüketici işlemi” ise, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır.
Aynı Kanun’un 73. maddesinde de “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” düzenlemesi yapılmıştır.
Bu açıklamalardan sonra dava konusu olaya bakılacak olursa;
Dosya içerisinde bulunan, gerek dava dilekçesi gerekse cevap dilekçesi ve tarafların tahkikat beyanları kapsamında; taraflar her ne kadar tacir ise de, dava konusu edilen aracın trafik tescil kaydında kullanım amacının hususi olarak belirtilmiş olması ve bunun üzerine davacı vekilinin 25/10/2021 tarihli dilekçesinde açıkladığı üzere, aracın davacı şirket ortağı ve yöneticisi ….. ‘ e ait şahsi aracı olması ile taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari işletmeleriyle ilgili olmadığı sabit görülmüştür. Bu durumda, uyuşmazlığın, yukarıda detaylı olarak açıklandığı üzere, tacirin ticari işletmesiyle ilgili olmayan ve şirket ortağının şahsi kullanımına hizmet eden bir araçtan kaynaklı uyuşmazlığın ticari uyuşmazlık sayılamayacağı, aksi halde tacirler için bir çok uyuşmazlıkta tüketici sıfatının ortadan kalkacağı ve bu durumun da kanunun özüne, amacına aykırılık meydana getireceği hususları göz önüne alındığında eldeki uyuşmazlığın TTK’ da açıkça tanımlanan nispi ticari dava niteliği taşımadığı, yine kanunda sayılı mutlak ticari davalardan da olmadığı ve dolayısı ile yukarıdaki kanun hükümleri gereğince uyuşmazlığın, 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. Yargıtay ……. Hukuk Dairesi’nin 12/09/2017 tarih …… E……. K. sayılı kararında, tarafların sıfatına, dava konusunun tüketici işleminden kaynaklanmasına, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 73. maddesi gereğince, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğunun kabul edilmiş olmasına göre, iş bu davada da görevli mahkeme, tüketici mahkemesidir.(Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2018/2076 esas, 2020/803 karar). Açıklanan sebepler doğrultusunda uyuşmazlığın 6502 sayılı kanun kapsamında kaldığı anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine, tüketici mahkemesinin görevli olduğuna karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin BAKIRKÖY TÜKETİCİ MAHKEMESİ OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/02/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır