Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/136 E. 2022/279 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/136 Esas
KARAR NO : 2022/279

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/02/2021
KARAR TARİHİ : 16/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında cari hesaba dayalı ticari ilişki bulunduğunu, cari hesaba dayalı alacağının tahsili amacıyla davalı tarafa karşı Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibin yetkili icra müdürlüğünde açılmadığını, müvekkilinin yerleşim yerinin Yatağan olduğunu, bu nedenle Yatağan icra müdürlüğünün yetkili olduğunu, takibe konu alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, davacının, faturaya dayalı bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 75.000,00 TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili için cari hesaba dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Davalı defterleri üzerinde talimat mahkemesince yaptırılan inceleme sonucu sunulan 01/11/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda; taraflar arasında 2 adet faturaya dayalı ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafından e-arşiv fatura olarak kesilen 20/03/2020 tarihli, 121.304,00 TL ve 20/03/2020 tarihli, 55.696,00 TL bedelli 2 adet fatura tanzim edildiği, 2 fatura toplamının 177.000,00 TL olduğu, davacı tarafından tanzim edilen faturanın davalı defterlerine 20/03/2020 tarihinde gider alışı olarak işlendiğini, davalı kayıtlarında ticari malların nakline ilişkin bir belgeye rastlanılmadığını, davalı kayıtlarında tamamı nakit ödeme olarak kayıtlı olduğu, ödemeye ait belge bulunmadığını, davalının satın aldığı ticari malları defterlerine yasal sürede işleyip beyanlarını zamanında verdiğini bildirmiştir.
Davacı defterleri üzerinde yaptırılan inceleme sonucu sunulan 19/01/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda; davacı defterlerinde toplam 177.000,00 TL bedelli 2 adet faturanın kayıtlı olduğunu, faturaların davacı tarafça BS formu ile bildiriminin yapıldığını, davalı tarafça da yine 2 adet belge ile faturaların BA formuyla bildiriminin yapıldığı, taraflar arasında BA ve BS formları yönünden belge sayısı ve miktarı yönünden mutabakat bulunduğunu bildirmiştir.
Davalı tarafça icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise de, yaptırılan defter incelemesi ile taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğu anlaşıldığından HMK 10 ve TBK 89.maddeleri gereği davalının icra dairesinin yetkisine itirazı yerinde görülmemiştir.
Takibe ve davaya konu faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olması halinde veya davalının bağlı olduğu vergi dairesi müdürlüğüne BA formları ile bildirilmiş olması halinde fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğinin kabulü gerekir. (Yargıtay 19. HD’nin 2015/12329 E., 2016/6138 K. ve 2014/11846-15110 E.K. sayılı kararları da bu yöndedir.
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu içeriğine göre; taraflar arasında 2020 yılında ticari alışveriş olduğu ve cari hesaba konu faturaların davacı ve davalı defterlerinde mutabık olarak kayıt altına alındığı gibi tarafların BA ve BS bildirimlerininde defter kayıtlarına uygun olarak belge adedi ve miktarı yönünden uyumlu olduğu, hiçbir tacir kendi defterlerine aleyhine kayıt düşemeyeceğinden faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olması, BA formu ile faturlara ilişkin bildirimde bulunması, faturalar içeriğindeki malın davalıya teslim edildiğine ilişkin karine oluşturduğu, bu karinenin aksinin bir başka deyişle faturalar içeriği emtianın teslim edilmediğini, faturaların usulsüz olduğunu, davalının ispatlaması gerektiği dikkate alındığında davalının ispat yükünü yerine getirmediği, davacının davasında haklı olduğu kanaatine varılarak davalının itirazının iptaline, davalının aleyhine girişilen icra takibinin tamamına haksız olarak itiraz ettiği, dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu, bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kabulü ile 75.000,00 TL asıl alacak yönünden davalının Küçükçekmece ……. İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin asıl alacak yönünden devamına; Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı kanunun 2/2. Maddesi gereğince Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için ön gördüğü değişen oranlarda avans faiz oranı uygulanmasına,
Asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 15.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gerekli 5.123,25‬ TL harçtan davacı tarafça yatırılan 905,82 TL harcın mahsubuyla bakiye 4.217,43‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 905,82 TL TL peşin harç olmak üzere toplam 965,12‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 1.375,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
AAÜT gereğince hesap edilen 10.550,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/03/2022

Katip …

Hakim …