Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1109 E. 2023/182 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1109 Esas
KARAR NO : 2023/182

DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 03/07/2018
KARAR TARİHİ : 22/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının takip alacaklısı olduğu Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı takip dosyasında müvekkiline İİK 89/1 haciz ihbarnamesi gönderildiğini ve müvekkili tarafından süresi içerisinde KEP ileti adresine itiraz edildiğini, buna rağmen müvekkiline 2. haciz ihbarnamesi gönderildiği, buna da itiraz edilmesine rağmen müvekkiline 3. haciz ihbarnamesi gönderildiğini, müvekkilinin dava dışı takip borçlusu ….. Sağlık Hizmetleri A.Ş.’ye borçlu olmadığının tespiti ile haciz ihbarnamelerinin iptal edilmesini talep etmiş, davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davacı bankanın itirazı olup olmadığına yönelik UYAP sistemi ve icra dosyasında fiziki kontroller yapıldıktan sonra 2. ve 3.haciz ihbarnamelerinin tebliğinin talep edildiğini, bu davanın açılması ile birlikte 1. ve 2. haciz ihbarnamelerine itiraz edildiğinin öğrenildiğini, davacının 3. Haciz ihbarnamesine karşı, bu dava ve menfi tespit talebinde haklı bulunsa da haciz ihbarnamelerine itirazların UYAP sistemine dava tarihinden sonra 11/10/2018 tarihinde girildiği tespit edildiğinden ve itiraz olduğunun tespiti İcra Müdürlüğü’nün görevinde olduğundan 1. ve 2. haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmesini vekalet ücreti ve yargılama gideri masrafları talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin alacağı için dava dışı …. Hiz. Tic. A. Ş. aleyhine Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …… sayılı dosyası ile başlattığımız takibin kesinleşmesi üzerine tarafımızdan davacı Banka’ya İİK.nun 89/1 maddesi gereği birinci haciz ihbarnamesinin gönderilmesi için icra dosyasına talepte bulunulmuş ve İcra Müdürlüğü talebimizi kabul ederek tebligat işlemi gerçekleştirildiğini, yasal sürelerin beklenmesini müteakip, davacı banka’nın itirazının olup olmadığına yönelik kendileri tarafından ve İcra Müdürlüğü’nce Uyap sistemi ile icra dosyasında fiziki kontroller yapıldıktan sonra aynı madde gereği ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin kendileri tarafından tebliğleri talep edilmiş ve İcra Müdürlüğü tarafından taleplerin kabul edilerek davacı bankaya tebliğlerin çıkarıldığını, dolayısıyla işbu davayla davacı bankanın süresi içinde birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine itiraz ettiğini öğrendiklerini, yasa gereği davacı bankanın birinci haciz ihbarnamesine itirazının dosyada veya Uyap sisteminde bulunması halinde ikinci haciz ihbarnamesinin gönderilmesi taleplerinin İcra Müdürlüğü’nce reddedilmesi gerektiğini, keza ikinci haciz ihbarnamesine itiraz olduğu halde de yine üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliği talebinin kabulünün mümkün olmadığını, davacı banka’nın üçüncü haciz ihbarnamesine karşı iş bu dava ile menfi tespit talebinde hakkı bulunsa da, haciz ihbarnamelerine itirazların bulunup bulunmadığı veya süresinde olup olmadığı tespitleri ile bir sonraki haciz ihbarnamesinin tebliğ talebinin kabulü veya reddi kararı İcra Müdürlüğü’nün tasarrufunda olacağından, dava konusu olayda tarafımıza atfedilebilecek kusur veya hukuki sorumluk bulunmadığını, bir başka değişle yasa gereği haciz ihbarnamelerine itiraz olduğunun tespiti İcra Müdürlüğü’nün görevi olduğundan, davacının itirazları karşısında talebimizin reddi kararı İcra Müdürlüğü’ne ait olduğunu, dava tarihinden sonrası Uyap sistemi üzerinden İcra dosyasında yaptıkları kontrolde, davacının ikinci haciz ihbarnamesine itirazı ile ekinde birinci haciz ihbarnamesine itirazının bulunduğu ancak Uyap Sitemine 11/10/2018 tarihinde girildiğinin tespit edildiğini, bu bilgiden sonra cevap verilebildiğini, uyap sisteminden anlaşılacağı üzere, davacı bankanın süresinde itirazlarda bulunduğunu, diğer taraftan davalı banka yasa gereği huzurdaki davayı ikame zorunluluğu bulunsa da, anlaşılacağı üzere davanın ikamesinde kusur ve sorumluluklarının olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava 3. Haciz ihbarnamesi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile haciz ihbarnamelerinin iptali istemine ilişkindir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, anılan kanunun 5. maddesinde asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 Sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz, TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olmasını sağlamaz. Başka ifade ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Dava; İcra ve İflas Kanunun 89/3. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup; menfi tespit istemine ilişkindir. İş bu eldeki dava ticari dava değildir. Davacı ile davalı arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmamaktadır. Uyuşmazlık takip hukukundan kaynaklanmakta olup görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesinin 10/11/2022 tarih, 2022/1569 Esas, 2022/1571 Karar sayılı ilamından).
Dosya kapsamından; mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin genel nitelikteki Asliye Hukuk mahkemesinin olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/02/2023
Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim …….
¸e-imzalıdır