Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1084 E. 2022/683 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1084 Esas
KARAR NO : 2022/683

DAVA : İtirazın İptali (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/12/2021
KARAR TARİHİ : 30/06/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05/07/2022
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; Müvekkilinin şirket yönetim kurulu başkanı dava dışı …….’ın yıllardır çalışma hayatına devam eden başarılı ve saygın bir iş adamı olduğunu, dava dışı ……. ile …’ın davacı …… ile ilgili bir kısım işler yapmış olan ……. vasıtası ile tanıştığını, davacı şirket yetkilisi dava dışı …….’ın davalıya, Muğla ilinde bulunan gayrimenkullerinden ve yetkilisi olduğu şirketlerin işletmelerinden bahsettiğinde davalı ilgili tapuları kendisine gösterilmesini istediğini, müvekkili tarafından tapu senetleri gösterildiğinde davalının bu taşınmazların bağlı bulunduğu Milli Emlak Müdürünü ve Edirne Kapıkule Gümrük Müdürünü çok yakinen tanıdığını, Marmaris gayrimenkulleri ile ilgili olarak bir kısım işlemleri yapabileceğini, ayrıca müvekkiline Edirne Kapıkule Gümrük Müdürlüğündeki ihalelerden uygun fiyata araçlar alabileceğini, bu işlemleri resmi olarak takip edip sonuçlandıracağını beyan ederek kendisine bu konularda vekalet vermesini talep ettiğini, müvekkili şirket yetkilisi dava dışı …….’ın davalıya güvenerek bu nedenle de davalının sözde el konulmuş araçların Edirne Gümrük Müdürlüğü tarafından ihale yoluyla satışa çıkacağını, yapılacak ihaleye girip takip ederek uygun fiyata araçlar alabileceği şeklindeki gerçek dışı beyanlarına inanarak talebi üzerine davalının gümrük müsteşarlığının satışa çıkardığı araç ihalelerine katılma, pey sürme, ihale bedeli yatırma yetkilerini içeren Bakırköy …… Noterliğinin 20/09/2019 tarih ve ……. yevmiye sayılı vekaletnamesini düzenleyerek davalıya teslim ettiğini, davalının yapacağını söylediği başvuru için teminat bedeli, şartname bedeli ve araç bedeli adı altında talep ettiği paraları da davalının hesabına ve ilgili açıklamaları da belirterek yatırdığını, sonradan gerçekte böyle bir ihale mevcut olmadığı gibi davalı tarafından yatırılan herhangi bir ihale teminatı ya da araç satım bedelinin de bulunmadığının anlaşıldığını, davalının söz konusu kurumlara hiçbir başvurusunun olmadığı ve ….. üzerinden gönderdiği mesajlarda yer alan araçlara ilişkin ilgili kurum Edirne Gümrük Müdürlüğünde herhangi bir ihalenin dahi bulunmadığı, dolayısıyla da davalıya işlemleri gerçekleştirmesi için ödenen ücretlerin davalının uhdesinde bulunduğu, müvekkilinin dolandırıldığını, bu nedenle davalının tüm malvarlığına ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz konulmasını ve yetkiye ve borca ilişkin Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasına yapılan itirazların iptaline, davalının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: taraflar arasındaki uyuşmazlıkta görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafça iddialarını destekleyen herhangi bir delil ibraz edilmediğini, davacı tarafça dayanak olarak gösterilen banka dekontlarının müvekkilinin davacı şirket yetkilisine daha önce vermiş olduğu paraların parça parça müvekkiline geri ödemesine ilişkin olduğunu, açıklama kısmında yazılanlarla bir ilgisinin olmadığını, davacı tarafça iddia edildiği üzere müvekkilinin araç alım satımına yönelik herhangi bir iş görme borcunun söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davacının, davalıdan olan alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirecekleri belirlenmiş, anılan kanunun 5.maddesinde asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nun 4/1.maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olmasını sağlamaz. Başka ifade ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2.maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi’nin 2019/1988 esas – 2020/244 karar sayılı kararı)
TTK’nun 21.maddesinde tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak gerçek kişi olan tacir yaptığı işlemin ticari işletmesi ile ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işlemin niteliği itibariyle ticari sayılmasının mümkün olmadığı takdirde borcun ticari ilişkiden doğmasının kabulü gerekir. (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2000/19-1255 Esas, 2000/1249 Karar)
Somut uyuşmazlıkta, davacının gerçek kişi tacir kaydı olmadığı gibi, vergi mükellefiyet kayıt sınırın altında kaldığı, dosyaya sunulan dekont örnekleri ve davalının vergi kayıtları incelendiğinde, davalının mesleğinin ticari amaçlı bir meslek olmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin ticari ilişki olmadığı, davacı şirketin adresinin Küçükçekmece/ İstanbul olduğu, bu haliyle çekişmenin Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevini düzenleyen 6102 sayılı TTK. hükümleri uygulanarak giderilemeyeceğinden açılan davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliğine, dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine, kararın kesinleştiği tarihten itibaren başlatılmak suretiyle iki hafta içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevdiine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
2-HMK’nun 20. ve 331/2. maddeleri uyarınca iş bu kararın kesinleşmesine müteakip yasal süresi içerisinde talep üzerine dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemece hükmedilmesine,
3-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342.maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı …… İnşaat vekilinin yüzüne karşı, ….. İnşaat vekilinin yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
30/06/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır