Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1083 E. 2023/16 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1083 Esas
KARAR NO : 2023/16

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/12/2021
KARAR TARİHİ : 10/01/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 01/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; davalı /borçlu aleyhine Küçükçekmece ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası nezdinde ilamsız icra takibi başlatıldığını söz konusu ilamsız icra takibine borçlu tarafından itiraz edildiği ve takibin durdurulduğunu, davalı /borçlu tarafından yapılan söz konusu itirazın haksız ve kötü niyetli olarak yapılmış olup, davacı /alacaklı müvekkil şirketin alacağını sürüncemede bırakmak amaçlı yapıldığını, davalı/borçlu ile müvekkil arasında 29/01/2016 tarihli Denetim ve Tasdik Sözleşmesinin imzalandığını, söz konusu sözleşme gereği müvekkil şirketçe davalı/borçluya yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri ve bunlara ekli mali tablolar ve bildirimlerin denetim ve tasdik işleri hususunda hizmet vermiş olup, müvekkil şirket sözleşmesel tüm yükümlülüklerini eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini, müvekkil şirket davalı/borçlu şirket ile imzaladığı sözleşme kapsamında vermiş olduğu hizmetlere istinaden faturalar tanzim ederek davalıya gönderdiğini, ancak davalı tarafından söz konusu faturalara/cari hesap borcuna ilişkin herhangi bir ödeme yapılmadığını mahkemece incelenmesine karar verilmesi halinde ticari defter ve kayıtlardan bu durumun açıkça görüleceğini, müvekkil şirketin ticari defterleri ve vergi kayıtları incelendiğinde takip tarihi itibariyle müvekkil şirketin davalı/borçlu taraftan icra takibine konu ettiğimiz cari hesap alacağından kaynaklı olarak 21.410,64-TL asıl alacağı (faiz hariç) çok net bir şekilde ortaya çıkacaktır. Bu nedenle davalı/borçlunun takibe, borca, işlemiş faizlere, faiz oranına ve takibin ferilerine yapmış olduğu itiraz haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalı/Borçlu ile işbu davaya konu icra dosyasına istinaden arabuluculuk yoluyla anlaşma sağlanmak istenmişse de, anlaşma sağlanamadığını, anılan tüm bu sebeplerle; davalı/borçlunun haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli bir şekilde yapmış olduğu itirazın iptalini ve alacak likit olduğundan dolayı davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra ve inkar tazminatına hükmedilmesini talep etme gereği doğduğunu, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin tüm dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla , davalının haksız ve mesnetsiz İTİRAZININ İPTALİYLE, takibin devamına karar verilmesine, işleyecek faizleri ve ferileri ile birlikte takibe konu alacağın davalıdan tahsiline, davalının itirazı kötü niyetli ve müvekkil şirketin alacağını sürüncemede bırakmak amaçlı yapıldığından davalı/borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı taraf dava dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkil şirket arasında 2016 tarihli Denetim ve Tasdik sözleşmesi imzalandığını bu sözleşme kapsamında müvekkil şirketin gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerini ve bunlara ekli mali tablolar ve bildirimlerin denetim ve tasdik işlerini yaptıklarını , yapılan iş karşılığı müvekkil şirkete fatura kesildiğini ancak müvekkilce ödenmediğini akabinde fatura alacağı nedeniyle icra takibi başlatıldığını müvekkillimizin bu takibe haksız olarak itiraz ettiğinden bahisle huzurdaki davayı açtığını, ancak davacının ileri sürmüş olduğu sebepler hukuki mesnetten yoksun olup aşağıda açıkladığımız sebeplerle reddi gerektiğini, müvekkil hakkında Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü … E. İlamsız icra takibi haksız olarak başlatılmış ve tarafımızca yasal süresi içerisinde takibe itiraz edilerek takip durdurulduğunu, davacı ile müvekkil şirket arasında davacının da belirttiği gibi 2016 tarihli Denetim ve Tasdik Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 2.1 maddesinde belirtildiği gibi davacı müvekkil şirkete ait “yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri ve bunlara ekli mali tablolar ve bildirimlerin denetim ve tasdik işleri ile ve/veya diğer işlerin 3568 sayılı kanun ve ilgili diğer kanunlara göre ” yapacaktır. Ancak davacı sözleşmede müvekkil şirket adına yapacağı işler son derece açık olarak belirtilmesine rağmen sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davacının beyanlarının aksine davacı, müvekkil şirketin KDV iadelerine ilişkin işlemlerini yapmadığından dolayı 2021 yılında müvekkil şirketin bağlı olduğu vergi dairesi tarafından müvekkil şirketin vergiye ilişkin evraklarının ibraz edilmemesinden, evrak ve raporlarda eksikler bulunduğundan dolayı müvekkil şirkete kdv iadelerinin yapılmayacağı hakkında rapor düzenlendiğini ve bildirildiğini, her ne kadar sözleşmede ücretin aylık şeklinde ödeneceği yazılmışsa da açıklamak gerekirse . Müvekkil şirketin aylık kdv ve vergileriyle ilgili işlemler davacı tarafından yapılarak kdv iadeleri sağlanacak sonrasında davacıya hizmetinden dolayı ücret ödeneceği, dolayısıyla davacı vermiş olmadığı ve müvekkilin zararına yol açacak şekilde ayıplı şekilde sunduğu hizmet için müvekkilden ödeme talep edemeyeceği, davacı sözleşmenin 3.1.2 maddesinde belirtildiği gibi “sözleşmede belirtilen işleri mevzuat ve mesleki ahlak kuralları ile genel kabul görmüş muhasebe prensipleri uyarınca yerine getirmesi” gerekirken sözleşmedeki yükümlülüklerine uymadığı, Mahkeme tarafından müvekkil vergi ve KDV iade işlemlerinin yapıldığı vergi dairesine müvekkilin bu işlemleriyle ilgili müzekkereler yazdırıldığı takdirde iddialarımızın doğruluğu ortaya konacağı, müvekkil tarafından haksız olarak aleyhine başlatılan icra takibine haklı olarak itiraz edildiği, davacı tarafından sözleşme gereği üstlenilen yükümlülükler ayıplı şekilde yerine getirildiği, müvekkilimiz hakkında vergi ve kdv iadeleri konusunda zarara sebebiyet derecede ayıplı hizmet sunan davacının kötü niyetli olarak müvekkilden cari hesap alacağı talep edebilmesi mümkün olmadığı, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle müvekkil hakkında açılmış bulunan haksız itirazın iptali davasının REDDİNE, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, faturalar, ticari defterler ve belgeler, muavin defter kayıtları, bilirkişi incelemesi, tüm dosya kapsamında toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, Taraflar arasında cari hesaba dayalı başlatılan Küçükçekmece …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında davalı tarafından yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve %20 icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı icra dosyasına yapmış olduğu itirazında müvekkili aleyhine başlatılan icra takibine müstenid ödeme emrini tebellüğ etmiş olup işbu ödeme emrine karşı süresi içerisinde itirazlarını sunduklarını, müvekkilin dosya alacaklısına borcu bulunmadığını, bu nedenle ödeme emrine, yetkiye, borca, takibe, faiz oranına, faize, işlemiş faize ve takibin tüm ferilerine açıkça itiraz ettiklerini, tüm bu nedenlerle; borca ve tüm ferilerine itirazlarımızın kabulü ile takibin durdurulmasına, itiraz evrakımızdan bir nüshanın alacaklıya tebliğine karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır.
Küçükçekmece ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 35.495,13-TL asıl alacak ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 11/06/2022 tarihli raporunda; 1.Davacı tarafın 2016-2017-2018-2019-2020-2021 yılına ait ticari defter ve kayıtlarını usulüne uygun tuttuğu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, HMK 222 (5) maddesinde “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” ifadesi yer aldığı, davalı tarafın 30.05.2022 tarihli defter inceleme günü gelmediği, yerinde inceleme talebinin bulunmadığı, bu nedenle davalı tarafın ticari defter kayıtları veya belgeleri üzerinden inceleme yapılamadığı, bu husustaki takdirin sayın mahkemenize bırakıldığı, davacı tarafın davalı tarafa düzenlendiği ve takibe konu ettiği 2016 yılına ait 11 adet ve toplam KDV dâhil 21.410,64 TL tutarlı faturanın olduğu, faturaların açıklama kısmında ilgili ay belirtilerek tam tasdik hizmet bedeli diye yazıldığı, miktar ve birim fiyatı bilgilerinin belirtildiği, faturaların teslim eden ile teslim alan kısımlarının bulunmadığı, imza karşılığında teslim edilmediği ve teslim alınmadığı, iş bu faturaların davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarına işlendiği, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarına işlenip işlenmediğinin tespit edilemediği, davalı tarafın iş bu faturalara itiraz ettiğine dair dosya muhteviyatında tevsik edici belgeye rastlanılmadığı, “Türk Ticaret Kanununun MADDE 21-(2) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” ifadesi yer aldığı, 2016 yılında davacı tarafın davalı tarafa düzenlediği ve takibe konu ettiği 11 adet faturanın olduğu ve iş bu faturaların ilgili oldukları aylar/dönemler itibariyle BS-BA formu yasal beyan sınırının altında kaldığından taraflarca beyan edilmediği/ edilemediği, davacı Tarafın Dosya Muhteviyatına Sunduğu Cari Hesap Ekstresinde, 2016 yılı: davalı taraf ile cari hesap ilişkisinin 24.02.2016 tarihli 3.540,00 TL (B) tutarlı kayıt işlemi ile başladığı, 01.12.2016-31.12.2016 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 21.410,64 TL alacaklı olduğu, 2017 yılı: 01.01.2017-31.12.2017 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 21.410,64 TL alacaklı olduğu, 2018 yılı: 01.01.2018-31.12.2018 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 21410,64 TL alacaklı olduğu, 2019 yılı: 01.01.2019-31.12.2019 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 21.410,64 TL alacaklı olduğu, 2020 yılı: 01.01.2020-31.12.2020 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 21.410,64 TL alacaklı olduğu, 2021 yılı: 01.01.2021-31.12.2021 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 21.410,64 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın ticari defter, kayıt, belge ve bilgilerini dosya muhteviyatına sunmadığı, Bakırköy Vergi Dairesinin 26.04.2022 Tarihli üst yazısının ekinde sunulan, vergi inceleme raporlarının ve ceza ihbarnamelerinni ana hatlarıyla irdelendiğinde, … Rapor Sayılı, 11/06/2020 tarihli Vergi inceleme raporu (sınırlı) sonuç kısmında davalı tarafa 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353. Maddesinin 6. fıkrasına göre,5.000,00-TL özel usulsüzlük cezasının kesilmesi gerektiğinin,3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesi ve Katma Değer Vergisi Uygulama Genel Tebliği hükümleri uyarınca, İadesi Talep Edilen KDV Tutarının, İadesi Reddedilen KDV Tutarının, İadesi Uygun Görülen KDV Tutarının, Vergi Dairesi Tarafından Daha Önce İadesi, yapılmış Olan KDV Tutarının ve Haksız İade Edilen KDV Tutarı (Geri Alınması Gereken KDV Tutarı) ile ve bu tutara 213 sayılı VUK’un 341 ve 344. Maddesi kapsamında uygulanması gereken Vergi Ziyal cezası tutarlarının olması gerektiğinin, KDV İadesi Tasdik Raporunu düzenlemek ve vergi dairesine sunmak suretiyle haksız KDV iadesine sebep olan YMM … hakkında mali sorumluluk ve disiplin hükümleri yönünden Müfettişliğimizce ayrıca bir rapor tanzim edileceğinin bilinmesi gerektiğinin beyan edildiği, 26.04.2022 Tarihli İhbarname Sorgulama Ekranında, davalı tarafa 01.2016/01.2016 vergilendirme dönemine ait 5.000,00 TL tutar vergi cezası tahakkuk ettirildiği, 26.04.2022 Tarihli İhbarname Sorgulama Ekranında, davalı tarafa 01.2016/01.2016 vergilendirme dönemine ait 58.527,75 TL tutar vergi cezası tahakkuk ettirildiği, tarafın KDV iadesi ve vergi ödemelerine ilişkin ceza ve raporlarıyla ilgili olan tüm belge ve bilgilerin detaylı olarak analiz ve incelenmesinin yeminli mali müşavir veya vergi uzmanı/ müfettişi tarafından yapılarak davacı tarafın alacak talebinin nihai olarak değerlendirilebileceği, tarafların tazminat, muhakeme masrafları ve benzeri taleplerinin, mahkeme takdirlerine ait olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
05/12/2022 tarihli ek bilirkişi raporunda; Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas nolu dava dosyasında işlem gören hizmet sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davası ile ilgili olarak davacının sözleşme kapsamında KDV iadelerine ilişkin işlem yapmaya dair yükümlülüğü bulunup bulunmadığının da tespiti ile edimlerini yerine getirip getirmediği ve ücrete hak kazanıp kazanmadığı hususlarında tespitine yönelik tarafımca yapılan bilirkişi incelemesinde; 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu, Yeminli Mali Müşavirlerin Tasdik Edecekleri Belgeler, Tasdik Konuları, Tasdike İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliğlerinde yer alan düzenlemeler uyarınca; Dava dosyasında mevcut Denetim ve Tasdik (TAM TASDİK) Sözleşmesinin 2016 hesap dönemi Kurumlar Vergisi Beyannamesi ve eki mali tablolar ile bildirimlerin tasdikine ilişkin olduğu, anılan sözleşme kapsamında KDV İadelerine ilişkin işlem yapma yükümlülüğü bulunmadığı, anılan sözleşmeye istinaden 22.06.2017 tarih ve … sayılı Tam Tasdik Raporu’nun düzenlenerek mükellefin (davalının) bağlı olduğu Bakırköy Vergi Dairesi’ne 22.06.2017 tarihinde (süresinde) teslim edildiği görüldüğünden, ayrıca bu rapor ile ilgili herhangi bir olumsuz tespit bulunmadığından dava dilekçesi eki Denetim ve Tasdik (Tam Tasdik) sözleşmesinden kaynaklanan edimlerin yerine getirildiğinin kabulü gerektiği, Tam Tasdik sözleşmesi olsa dahi KDV İadelerine ilişkin olarak Yeminli Mali Müşavirin işlem yapabilmesi için tasdik konusu ve döneminin özellikle belirtildiği ve anılan mevzuat uyarınca belirlenen formatta düzenlenmiş ayrı bir KDV İadesi tasdik sözleşmesi olması gerektiği, Bakırköy VD’nden gelen yazı ekinde 2016 yılı indirimli oran işlemlere ilişkin 02.06.2017 tarih ve Seri:… – Sıra:… nolu … sayılı KDV İadesi Tasdik Sözleşmesi ile 09.10.2017 tarih ve … (KDV) sayılı Yeminli Mali Müşavirlik KDV İadesi Tasdik Raporu’nun sunulmuş olduğu, haksız alınan iadelere ilişkin olarak rapor yazan yeminli mali müşavire sadece disiplin açısından sorumluluk atfedildiği, davalının tam tasdik sözleşmesine ilişkin bir kusur ileri sürmeyip, KDV iadelerine ilişkin hizmet kusuru olduğunu iddia etmesi, ancak Dosyada bulunan vergi inceleme raporları ve ihbarnamelerin incelenmesinde; Tarhiyata konu verginin katma değer vergisi (KDV) ve döneminin sadece Mart 2016 vergilendirme dönemi olduğu, Vergi inceleme raporunda KDV iadesinin reddedilmesinin gerekçesinin iadeye konu bağımsız bölümlerin fiili tesliminin gerçekleşmemesine dayandırıldığı, Fiili teslim ile doğru beyan yükümlülüğünün mükellefe (davalıya) ait olması karşısında ana konu ile ilgili olarak yeminli mali müşavire kusur atfedilemeyeceği, Yeminli mali müşavirin yeterli kanıt toplanamamasına bağlı olarak 3568 sayılı Kanun ve ilgili mevzuat hükümlerine dayalı mesleki ve kamusal niteliği bulunan tasdik sorumluluğundan söz edilebileceği, ancak bu sorumluluğun dosyaya mübrez Tam Tasdik sözleşmesi ile ilgisinin bulunmadığı, sonucuna varılmış olup, dosyaya sunulmuş belgeler çerçevesinde yapılan taleple ilgili hukuki olguların değerlendirilmesi ve nihai takdir yüce mahkemeye ait olmak üzere bilirkişi raporumu sundukları anlaşıldı.
İncelemeye sunulan defter ve belgeler ile tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında akdedilen denetim ve tasdik sözleşmesi gereğince davacının sözleşme gereği üstlendiği edimleri usulüne uygun yerine getirdiği, sözleşme kapsamında davacının kdv iadelerine ilişkin işlem yapma yükümlülüğünün bulunmadığı, taraflar arasında tam tasdik sözleşmesi olsa dahi kdv iadelerine ilişkin olarak işlem yapılabilmesi için tasdik konusu ve dönemin özellikle belirtildiği ve anılan mevzuat uyarınca belirlenen formatta düzenlenmiş ayrı bir sözleşmenin olması gerektiği anlaşılmış olup, anılan sebeplerle davacının sözleşme gereği edimlerini yerine getirerek takibe konu alacağa hak kazandığı sübut bulduğundan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, davalının Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin aynı koşullar ile devamına,
2-Asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

3-Alınması gerekli 1462,56 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 188,17 TL harcın mahsubuyla 1274,39 bakiye TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 188,17 TL peşin harç olmak üzere toplam 247,47- TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 1.320,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-AAÜT gereğince hesap edilen 9.200,00 – TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
9-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davalı vekilinin yokluğunda davacı vekilinin yüzüne açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/01/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır