Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1069 E. 2022/259 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1069 Esas
KARAR NO : 2022/259

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 21/12/2021
KARAR TARİHİ : 09/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 23/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; davalı şirketin sermaye yapısı itibariyle aile şirketi olup, müvekkillerinin değişik pay oranları ile şirket ortakları olduğunu, müvekkillerinden ………. ve …………’ın aynı zamanda davalı şirketin yönetim kurulu üyesi olduklarını, davalı şirketin 30/11/2021 tarihli yönetim kurulu toplantısında alınan 2021/2, 2021/3 ve 2021/4 karar no’lu yönetim kurulu kararlarının TTK’nun 367.maddesi kapsamında daha önce kabul edilip tescil edilen 01/06/2017 tarihli şirket iç yönergesinin 3/I maddesine açıkça aykırı olduğunu, davalı şirket yönetim kurulu tarafından getirilmek istenen rejim değişikliği; kanunun emredici esaslarına aykırılıkları yanında her şeyden önce davalı şirketin kadimden bu yana süre gelen işleyiş prensiplerine olan aykırılıkları nedeniyle de, anonim şirketleri temel esasları ile MK 2.maddesindeki dürüstlük kuralına da aykırılık teşkil ettiğini, dava konusu edilen 2021/2 ve 2021/3 sayılı yönetim kurulu kararlarının yönetim kurulu üyesi müvekkillerinin muhalefet şerhlerine rağmen çoğunluğu temsil eden diğer yönetim kurulu üyelerinin 3/5 olumlu oyları ile alındığını, 2021/4 sayılı yönetim kurulu kararının ise, toplantı dışında, yönetim kurulu üyesi müvekkillere bilgi verilmeden görüşülüp imzalandığından yönetim kurulu üyesi müvekkiller tarafından 2021/4 sayılı karara muhalefet şerhi konulamadığını, yönetim kurulu kararlarının alındıkları tarihten itibaren butlan ve yokluk nedeniyle geçersizliklerinin tespitine karar verilmesi için davanın açıldığını belirterek 30/11/2021 tarihli yönetim kurulu toplantısında alınan 2021/2, 2021/3 ve 2021/4 sayılı yönetim kurulu kararlarının TTK 391.maddesi gereğince batıl ve yok hükmünde olmaları nedeniyle geçersiz olduklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların 2021/2 numaralı yönetim kurulu kararının geçersizliğine ilişkin iddialara karşı cevaplarında kararda müvekkili şirket yönetim kurulu, şirketin sınırsız temsil ve ilzamın nasıl yapılacağına ilişkin karar aldığını, konuyla ilgili TTK 370.maddesine göre esas sözleşmede aksi öngörülmemiş veya yönetim kurulu tek kişiden oluşmuyorsa temsil yetkisi çift imza ile kullanılmak üzere yönetim kuruluna ait olduğunu, bu maddede genel anlamda yönetim kurulunun nasıl temsil ve ilzam edileceğinin düzenlendiğini, şirket esas sözleşmesinde buna engel bir düzenlemenin söz konusu olmadığını, bu nedenle yönetim kurulunun bu kararının esas sözleşmeye ve kanuna uygun olduğunu; davacıların 2021/3 no’lu yönetim kurulu kararının geçersizliğine ilişkin iddialarına karşı cevaplarında, iç yönerge düzenlemek, mevcut iç yönergeyi değiştirmek veya yürürlükten kaldırıp yenisini kabul etmek yönetim kurulunun münhasır yetkisinde olan bir husus olup, bu konuda ne esas sözleşmede, ne de TTK’nın genel esaslarında farklı bir toplantı veya karar nisabı öngörülmediğini, bu nedenle alınan kararın esas sözleşmeye ve kanuna uygun olduğunu, davacıların 2021/4 no’lu yönetim kurulu kararının geçersizliğine ilişkin iddialarına karşı cevaplarında, dava konusu yönetim kurulu kararının alındığı toplantının tarih, saat ve gündemi belirtilerek yeni iç yönergenin taslak metni ile birlikte bütün yönetim kurulu üyelerine toplantıdan 1 buçuk gün önce bildirildiği ve kendilerinin davet edildiğini, davacılarında dava dilekçesinde toplantı davet yazısının yeni iç yönerge taslağıyla birlikte kendilerine gönderildiğini kabul ettiklerini, buna rağmen toplantıya katılıp karara muhalif kalmadıklarını belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, davalı şirket yönetim kurulunca 30/11/2021 tarihli yönetim kurulunda alınan 2021/2, 2021/3 ve 2021/4 sayılı yönetim kurulu kararlarının TTK 391.maddesi uyarınca batıl olduğunun tespitine ilişkin yönetim kurulu kararlarının iptali davasıdır.
Davacılar, açmış oldukları davada, davalı şirketin ortakları olduklarını ve davacılardan ………. ve …………’ın aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olduklarını, davalı şirketin 30/11/2021 tarihli yönetim kurulu toplantısında almış oldukları 2021/2, 2021/3 ve 2021/4 karar no’lu yönetim kararlarında 2021/2 ve 2021/3 sayılı yönetim kurulu kararlarının, yönetim kurulu üyesi olan müvekkillerinin muhalefet şerhlerine rağmen çoğunluğu temsil eden yönetim kurulu üyelerinin 3/5 olumlu oyları ile alındığını, 2021/4 no’lu yönetim kurulu kararının ise, toplantı sırasında müvekkillerinin önüne getirilmeyip, müvekkillerinin karara muhalefet şerhi koyma imkanlarının ellerinden alındığını, alınan yönetim kurulu kararlarının daha önce 01/06/2017 tarihli şirket iç yönergesine ve hukuka aykırı olarak alınmış olmaları nedeniyle butlan ve yokluk nedeniyle geçersizliklerinin tespiti talebinde bulunmuşlardır.
6102 sayılı TTK’nın “Görev dağılımı” başlıklı 366. maddesinde “Yönetim kurulu her yıl üyeleri arasından bir başkan ve bulunmadığı zamanlarda ona vekâlet etmek üzere, en az bir başkan vekili seçer. Esas sözleşmede, başkanın ve başkan vekilinin veya bunlardan birinin, genel kurul tarafından seçilmesi öngörülebilir. Yönetim kurulu, işlerin gidişini izlemek, kendisine sunulacak konularda rapor hazırlamak, kararlarını uygulatmak veya iç denetim amacıyla içlerinde yönetim kurulu üyelerinin de bulunabileceği komiteler ve komisyonlar kurabilir.” aynı Yasa’nın “Yönetimin devri” başlıklı 367. maddesinde ise, “Yönetim kurulu esas sözleşmeye konulacak bir hükümle, düzenleyeceği bir iç yönergeye göre, yönetimi, kısmen veya tamamen bir veya birkaç yönetim kurulu üyesine veya üçüncü kişiye devretmeye yetkili kılınabilir. Bu iç yönerge şirketin yönetimini düzenler; bunun için gerekli olan görevleri, tanımlar, yerlerini gösterir, özellikle kimin kime bağlı ve bilgi sunmakla yükümlü olduğunu belirler. Yönetim kurulu, istem üzerine pay sahiplerini ve korunmaya değer menfaatlerini ikna edici bir biçimde ortaya koyan alacaklıları, bu iç yönerge hakkında, yazılı olarak bilgilendirir. Yönetim, devredilmediği takdirde, yönetim kurulunun tüm üyelerine aittir.” , 370. maddesinde ”Esas sözleşmede aksi öngörülmemiş veya yönetim kurulu tek kişiden oluşmuyorsa temsil yetkisi çift imza ile kullanılmak üzere yönetim kuruluna aittir. Yönetim kurulu, temsil yetkisini bir veya daha fazla murahhas üyeye veya müdür olarak üçüncü kişilere devredebilir. En az bir yönetim kurulu üyesinin temsil yetkisini haiz olması şarttır.”, TTK 371/7.maddesinde ise, yönetim kurulu temsile yetkili olmayan yönetim kurulu üyelerini veya şirkete hizmet akdi ile bağlı olanları sınırlı yetkiye sahip ticari vekil veya diğer tacir yardımcıları olarak atayabilir. Esasen iç yönerge borç doğurmayan ve görev sahiplerine konumları konusunda garanti vermeyen, pay sahiplerine ve/veya alacaklılara bir hak sağlamayan, anonim ortaklıktan yönetimin resmini veren yönetim kurulu ile yönetim arasındaki yetki sınırını çizen ve yönetimde görev ilişkilerini gösteren bir organizasyon metnidir. İç yönetmelik, işletmenin yönetimine ilişkin bir teşkilat şeması olup, 3.kişiye hak sağlayacak hukuki bir tasarruf değildir.( Ünal Tekinalp, Sermaye Ortaklıklarının Yeni Hukuku) TTK 367. ve 371/7.maddelerinde düzenlenen yönetim kurulu iç yönergelerinde yönetim kuruluna toplantı ya da karar nisabı konusunda herhangi bir düzenleme yapmak için yetki verileceğine dair bir düzenlemeden bahsedilmemektedir. İç yönerge çıkarma, değiştirme ya da ortadan kaldırma konusunda yönetim kurulunun toplantı ve karar nisapları konusunda genel hüküm olan TTK’nun 390.maddesinin uygulanması gerekmektedir. TTK’nun 390/1 madde ve fıkrasında da ”Esas sözleşmede aksine ağırlaştırıcı bir hüküm bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu üye tam sayısının çoğunluğu ile toplanır ve kararlarını toplantıda hazır bulunan üyelerin çoğunluğu ile alır. Bu kural yönetim kurulunun elektronik ortamda yapılması hâlinde de uygulanır.” şeklindedir.
Davacı tarafça dayanak yapılan TTK’nun 391. maddesinde ise ”Yönetim kurulunun kararının batıl olduğunun tespiti mahkemeden istenebilir. Özellikle; Eşit işlem ilkesine aykırı olan, anonim şirketin temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen, pay sahiplerinin, özellikle vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden veya bunların kullanılmalarını kısıtlayan ya da güçleştiren, diğer organların devredilemez yetkilerine giren ve bu yetkilerin devrine ilişkin kararlar batıldır.” hükümleri düzenlenmiştir. Her ne kadar davacı tarafça TTK 391.maddesinde yönetim kurulu kararlarının batıl olduğunun tespiti talebinin örnekseme yoluyla sayıldığı belirtilmiş ise de, TTK 391.maddesinde sayılan butlan nedenleri tahdidi nitelikte olup, davacı tarafça dayanılan nedenler bu maddede sayılan nedenlerden olmadığı gibi yönetim kurulu iç yönergelerinin değiştirilmesinde oluşturulmasına ilişkin usul izlenecek olup, TTK’nun 390.maddesi gereğince kabulde aranan nisaplar geçerli olacağından diğer iddiaları da sübut bulmamıştır.
Somut olayda, davacılar 2021/4 no’lu yönetim kurulu kararının gündemi hakkında makul süre önce bilgilendirilmediklerini iddia etmişlerse de, gerek 6762 sayılı TTK, gerekse de 6102 sayılı TTK’da yönetim kurulunun toplantıya çağrılma usulüne ilişkin herhangi bir yasal düzenleme olmadığı gibi, şirket ana sözleşmesinde de bu hususta bir hüküm bulunmamaktadır. Öte yandan, davacı yönetim kurulu üyelerine toplantı tarih, saat ve gündeminin mail yoluyla bildirildiğine ilişkin uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Davacılar iç yönerge ile nitelikli çoğunluk öngörüldüğünden yönetim kurulu kararı ile iç yönergenin değiştirilemeyeceğini iddia etmişler ise de, bu husus ancak esas sözleşmede yönetim kurulu iç yönergesinin değiştirilmesi için gerekli olacak özel nisapların düzenlenmesi ile mümkün olabilir. Böyle bir düzenleme yapılmışsa, söz konusu nisaplara uyulması gerekir.
Somut olay yönünden, esas sözleşmede bu yönde bir düzenleme bulunmamakta olup, alınan yönetim kurulu kararlarının esas sözleşme ve kanunda öngörülen toplantı ve karar nisaplarına uygun olarak alındığı, yasa ya da ana sözleşmeye aykırı bir durum bulunmadığı gibi yönetim kurulu kararının butlanını gerektirir bir sebebin de bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın reddine,
Alınması gerekli 80,70 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 59,30 TL harcın mahsubuyla bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 5.100,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/03/2022

Katip …….

Hakim …….