Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1022 E. 2022/1061 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1022 Esas
KARAR NO : 2022/1061

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 09/12/2021
KARAR TARİHİ : 10/11/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/12/2022
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacılar vekili özetle; müvekkillerinin ortağı olduğu ….. Yapı ve Malzemeleri Tic. A.Ş., ……
Kontrplak Fabrikası A.Ş.’nde %40 oranında paya sahip olduklarını, hakim ortak konumunda
olduğunu, ayrıca müvekkillerinin (…, …, ) şahsi olarak davalı şirket üzerinde toplam %24 oranında pay sahipliği
bulunduğunu,
…… Yapı ve Malzemeleri Tic. A.Ş. ile davacı müvekkillerinin birlikte
değerlendirildiğinde, davalı ……Kontrplak Fabrikası A.Ş.’nde sahip oldukları toplam
pay oranının %64 olduğunu,
…… A.Ş’nin, ……A.Ş. Genel Kurulunda temsil edilmesine ilişkin 12.10.2021
tarihli ve 2021/04 sayılı Yönetim Kurulu kararı üzerine; müvekkilleri tarafından, …… Yapı
ve Malzemeleri Tic. A.Ş. aleyhine Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde açılan
….. E. sayılı dava ile …. ‘nın temsilci tayinine ilişkin Yönetim Kurulu’nca
alınan ve hukuka aykırı, batıl, yok hükmündeki yönetim kurulu kararının geçersizliğinin
tespitine karar verilmesi talebinde bulunulduğunu, yargılamanın devam ettiğini,
…… A.Ş. tarafından, davalı şirketin 18.10.2021 tarihli genel kurul toplantısında temsilci
tayinine ilişkin usulüne uygun yeni bir Yönetim Kurulu kararı alınmamasında ısrar edilmesi
nedeniyle, müvekkillerinin ortağı bulunduğu davalı …… A.Ş.’nin, hakim ortağı olduğu
(%40) davalı şirketin Genel Kurul toplantısına katılması bilinçli olarak engellenmiş, Türk
Ticaret Kanunu’nun 447/a maddesine aykırı olarak; …… A.Ş., vazgeçilmez haklarından
olan toplantılara katılma ve oy kullanma hakkından mahrum bırakıldığını,
-“yetkisiz temsilci” sorununun odağındaki ……’nın, …… A.Ş. temsilcisi olarak
atanmasına karşın; işbu davaya konu Genel Kurul toplantısına müvekkilleri dışındaki diğer
ortaklardan birini (……) temsilen katıldığını ve bu davranışla sadece, ……
A.Ş.’nin, hakim ortağı olduğu davalı şirketin Genel Kurul toplantısına katılması bilinçli olarak
engellenmiş olmayıp, aynı zamanda ….’nın ……A.Ş. Genel Kuruluna
…… A.Ş. temsilcisi olarak atanmasına ilişkin …… A.S.’nin 12.10.2021 tarihli ve
20211 04 sayılı Yönetim Kurulu kararın olumlu oy veren üyelerin ve yetkisiz temsilci
……’nın ‘birlikte hareket ederek’, objektif iyi niyet ve dürüstlük kuralına aykırı davranma amacında olduklarının ortaya çıktığını,
12.10.2021 tarihli Yönetim Kurulu kararından sarfınazar edilerek, 19.10.2021 tarihinde
alınmış Yönetim Kurulu kararının; 12.10.2021 tarihindeki temsilci tayinine ilişkin olarak, üye tamsayısının %60’ı (3/5’i) ile alınmış yönetim kurulu kararının, Şirket İç Yönergesi’nin 3/1
maddesine aykırı olduğu ve bu yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğuna ilişkin
itirazlarının kabul edildiği anlamına geldiğini,
…… A.Ş., iştirak şirketi olan ….. A.Ş. Genel Kuruluna ……’yı yetkisiz
temsilci olarak atadığı hukuka aykırı yönetim kurulu kararından sarfınazar ettiğini; ancak aynı
…… A.Ş., bir başka iştirak şirketi olan davalı ……A.Ş. Genel Kuruluna,
……’yı yetkisiz temsilci olarak atadığı hukuka aykırı yönetim kurulu kararından
sarfınazar etmediğini, Böylece davalı ……A.Ş. Genel Kurulunda, …… A.Ş.’nin
temsil edilemediğini, …… A.Ş.’nin davalı şirketin 18.10.2021 tarihli Genel Kurul toplantısında temsil
edilememiş olması nedeniyle, müvekkillerinin %40 hissedarı olduğu …… A.Ş.’nin, davalı
şirket genel kurul toplantısına katılma, oy kullanma, bilgi alma vb.. kanundan kaynaklanan
vazgeçilmez ve müktesep haklarının ihlal edildiğini,
…… A.Ş.’nin, ……A.Ş. Genel Kurul toplantısına katılmaması ve temsil edilmemesi sonucunda alınan tüm kararların TTK 447. maddesi kapsamında batıl olduğunu,
davalı şirket genel kurulunda alınan tüm kararların mutlak butlanla geçersiz olduğunu,
Toplantı başkanı tarafından, Genel Kurul toplantısının ertelenmesine ilişkin
talep ve karsı görüş ile ilgili olarak müzakere açılmadığını ve toplantının ertelenip
ertelenmemesi hususunda oylama yapılmadığını, bir an için yukarıda belirtilen mutlak butlan gerekçelerinin mahkemece uygun görülmemesi ihtimaline binaen, davalı şirketin 8.10.2021 tarihli Genel Kurul toplantısında gündemin
birleştirilen 4. ve 9. maddesi ile 8. maddesine ilişkin kararların, yukarıdaki gerekçelere ek
olarak, aşağıda açıklanan nedenlerle açıkça hukuka aykırı olup “iptali” gerektiğini, Genel kurul toplantı gündeminin birleştirilen 4. ve 9. Maddelerinin, müvekkillerinin %40 olumsuz oyuna karşın %60 olumlu oyla kabul edildiğini, müvekkillerinin olumsuz oy
kullandığını ve muhalefetlerini tutanağa geçirdiğini,
çoğunluk oylarıyla kar dağıtımı konusuyla ilgili alınmış olan kararın, müvekkillerinin kar
payı alma hakkına ilişkin müktesep haklarını ihlal ettiğini, Genel Kurul Toplantı gündeminin 8. maddesinde yer alan “Bağımsız denetim ve konsolide
bağımsız denetim raporu hazırlayacak bağımsız denetim şirketinin seçilmesi hususunun
görüşülerek karara bağlanması” maddesiyle ilgili olarak müvekkillerinin %40 olumsuz oyuna
karşın %60 olumlu oyla kabul edildiğini, müvekkillerinin olumsuz oy kullandığını ve
muhalefetlerini tutanağa geçirdiğini,
-…. grup şirketlerinin kurucusu, başkan vekili, icra kurulu başkanı, ortağı
ve/veya organik bağ içerisindeki aynı grup (…. ) şirketlerinin ilgilisi – yetkilisi
olan ……’nın, bağımsız denetim şirketinin seçimine ilişkin oylamada oy
kullanmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, 6102 sayılı TTK 436/1. maddesi ve Anonim
Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile bu toplantılarda bulunacak
Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmeliğin “oy hakları ve kısıtlamaları” başlıklı 19/3
maddesi gereğince bu toplantıda oy kullanamayacağını beyan ederek davalı şirketin 18.10.2021 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların bütünüyle batıl
olması nedeniyle, genel kurulda alınan tüm kararların mutlak butlanla batıl
olduğunun tespitine karar verilmesini, mümkün olmaması halinde ise 4. ve 9. Maddeleri ile 8. Maddesinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili şirketin, genel kurulu, Türk Ticaret Kanunu olmak üzere ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde kanuna ve usule uygun bir şekilde yapıldığını, davacıların temel amacının diğer şirket ortaklarını istedikleri şekilde bölünmeye zorlamak ve onları buna mecbur etmek için şirketi çalışamaz hale getirmek olduğunu, davacıların açtıkları davalarda çelişkili ifadelerle mahkemeleri yanıltmaya çalıştıklarını, ……’nın müvekkili şirket genel kurulunda ortaklardan …..’a vekaleten genel kurula katıldığını ve bu çerçevedeki yetkilerini kullandığını, herhangi bir görev aşımı olmadığını, öte yandan ……’nın vekaleten katıldığı …..’ın müvekkili şirketteki hisse oranının %3.00 olduğunu, alınan kararlara doğrudan bir etkisi de bulunmadığını beyan ederek haksız ve mesnetsiz olan davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı şirketin 18/10/2021 tarihinde yapılan 2020 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan tüm kararların mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti, aksi takdirde 2020 yılı olağan genel kurul toplantı gündeminin birleştirilen 4 ve 9. Maddeleri ile 8. Maddesine ilişkin olarak alınan kararların iptali taleplerinden ibarettir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce aldırılan 12/09/2022 tarihli bilirkişi raporu bilimsel veri ve içeriğe sahip, denetime elverişli bulunması sebebiyle hükme esas alınmıştır.
Anonim şirketlerde hâkim olan ilkelerden birisi kararların alınmasında çoğunluk ilkesidir. Bu ilke uyarınca genel kurulda alınan kararlar toplantıda hazır bulunmayan veya muhalif oy veren pay sahipleri ile şirketin diğer organlarını da bağlamaktadır. Bu durum Genel kurulda alınacak kararlarda çoğunluğu elinde bulundurulanların şirket menfaatleri yerine kendi menfaatlerini gözetme gibi bir sakınca doğurabilmektedir. Bunu önlemek için kanun koyucu belli şartların varlığı halinde hem oy çoğunluğuna sahip ortakların yetkilerini sınırlandırmış hem de azınlığı ve şirket organlarına alınan kararların iptali için dava hakkı tanımıştır.
İptal edilebilirliğin şartları kanunumuzda 445. Maddede düzenlenmiştir: kararın iptali için kararın kanuna, esas sözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırılığı aranmakta, genel kurul kararının sadece şirketin veya pay sahiplerinin zararına olması iptal nedeni yapılamamaktadır. İptal edilebilirlik için bu şartlara ek olarak 446/b bendinde genel kurul kararı ile aykırılık arasında nedensellik bağının da bazı durumlarda olması gerektiği belirtilmiştir.
Kanuni düzenlemelere aykırı kararlar iptal yaptırımına tabidir. Kanuna aykırılık ile kastedilen salt Türk Ticaret kanununa aykırılık değildir, özel hukuk ve kamu hukuku alanına giren tüm kanunlardır.
TTK. 340 maddesi esas sözleşmenin içeriğini belirleme özgürlüğünü oldukça kısıtlamış olsa da esas sözleşmeye aykırılık bir iptal yaptırımı olarak düzenlenmiştir. Anonim ortaklık ana sözleşmesi, ortaklığın kuruluş amacı doğrultusunda faaliyetini gerçekleştirebilmesi için şirket tüzel kişiliği ile şirket ortakları arasındaki ilişkilerin hukuki çerçevesini belirleyen hükümleri ihtiva eden akit türüdür. Bu sebeple genel kurul kararının bu hükümlere aykırı olmaması gerekmektedir.

Sermaye ve oy çoğunluğuna sahip ortakların haksız kararlarıyla azınlık pay sahiplerini ezmelerini engellemek amacıyla genel kurul kararlarının dürüstlük kuralına aykırı olması halinde iptali istenebilecektir.
Pay sahiplerinin (oydan yoksun olanlar dahil) dava açma hakkı paya bağlı bir hak ve emredici kanun hükmüne dayalı bir haktır. Pay sahiplerinin kararın iptali halinde menfaatlerinin olduğunu iptalin şirketin yararına olacağını ispat etme zorunlulukları bulunmamaktadır. İptal edilebilirlik ve yokluk hallerinin yanı sıra, genel kurul kararlarının hükümsüzlük
hallerinden birisi de butlandır. Genel kurul kararlarının butlanına ilişkin TTK. m. 447 hükmüne
göre: “(1) Genel kurulun, özellikle;
a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan
vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran,
b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü
dışında sınırlandıran,
c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı
olan, kararları batıldır”.
görüldüğü üzere konusu itibarıyla bâtıl olan genel kurul kararları, bazı niteliklere sahip
paysahipliği haklarını kaldıran veya sınırlandıran, anonim şirketin temel yapısını bozan ve
sermayenin korunması ilkesine aykırı olan kararlara özgülenmiştir. Bunun dışındaki bâtıl genel
kurul kararlarının tespitinde ise butlanın ikincilliği ilkesi uygulanır. Bu ilke, özel sebepler
dolayısıyla iptal etmenin yeterli ve tatmin edici bir yaptırım oluşturmadığı hallerde hukukun
genel hüküm ve ilkelerine göre butlana karar verilmesi anlamını taşır. Sakınma ilkesinin özellikle
şekli sebeplerin (eksiklik ve aksaklıkların) butlana yol açtığı hallerde gözetilmesi gerekir (Güzin
Üçışık/Aydın Çelik, Anonim Ortaklıklar Hukuku, C. I, Ankara 2013, s. 342).

TTK m. 447/1-a hükmünde belirtilen batıl genel kurul kararları, belirtilen hakları
düzenleyen Kanun hükümlerini kaldırmayı ve değiştirmeyi amaçlayan genel kurul kararlarıdır.
Belirtilen hakların somut bir olayda ihlal edilmesi butlan sonucunu doğurmaz. Genel kurula
daveti düzenleyen TTK. m. 414 hükmünde öngörülen şartların tamamen ortadan kaldırılmasını
sağlayan genel kurul kararı butlanla sakattır. Örneğin bu hükümde yer alan iki haftalık süreyi üç
güne düşüren bir genel kurul kararı butlanla sakat olur. Buna karşılık iki haftalık süreye
uyulmaksızın toplantı gününden sadece üç gün önce yapılan bir davet üzerine toplanan genel
kurulda alınan kararlar batıl değil iptaledilebilir kararlardır. Yine paysahiplerinin asgari oy
hakkını ortadan kaldıran bir genel kurul kararı butlan sonucunu doğururken bir veya birden
fazla paysahibinin oyunun kullanılmasına engel olunması veya kullandıkları oyların geçersiz
sayılması halinde alınan genel kurul kararı iptal edilebilir bir karardır ( Üçışık/Çelik, s. 342-343).
Yukarıda da ifade etmiş olduğumuz üzere, paysahibinin genel kurula katılma, asgari oy
kullanma, dava açma hakkı gibi kanundan kaynaklanan vazgeçilmez nitelikteki temel haklarının
sınırlandırılması veya ortadan kaldırılması sonucunu doğuran genel kurul kararları batıldır. (TTK.
m. 447/1-a). Anonim şirketin tanımına, paysahiplerinin haklarına ve borçlarına ve organsal
yapısına aykırı kararlar temel yapıya aykırıdır. Temel yapı ile kastedilen, anonim şirketi taşıyan
ana kolonlardır. Bu hakları ortadan kaldıran veya sınırlandıran genel kurul kararları, belirtilen
hakları düzenleyen kanun hükmünü kaldırmayı veya değiştirmeyi amaçlayan genel kurul
kararlarıdır. Bu ve bu gibi hallerde kanunun emredici hükümlerine aykırı karar alınması halinde
genel kurul kararı batıldır. Buna karşılık belirtilen hakların somut bir olayda ihlal edilmesi butlan
sonucunu doğurmaz. Örneğin her pay ortağa bir oy hakkı verir bu oy hakkı kanunun emredici
hükümlerinden doğan bir haktır. Bu hakkı genel olarak ortadan kaldıran veya sınırlandıran
genel kurul kararı batıldır. Buna karşılık bir veya birden fazla paysahiplerinin oyunu
kullanmasına engel olunması veya kullandıkları oyların geçersiz sayılması halinde alınan genel
kurul kararları iptaledilebilir kararlardır (Üçışık/Çelik, s. 343).
Türk Ticaret Kanunu m. 446/1-b hükmünde, “toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın,
olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin
gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya
temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına
haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının
alınmasında etkili olduğunu ileri süren paysahipleri(ne)” anılan kararlar aleyhinde iptal davası
açma hakkı tanımak suretiyle, belirtilen ihlallerin genel kurul kararının butlan veya yokluk
sonucunu doğurmadığını belirtmiş olmaktadır (Üçışık/Çelik, s. 343-344). Yargıtay TTK. m. 414
hükmünü emredici nitelikte bir hüküm olarak kabul ettiği halde, bu hükme aykırı bir davet
üzerine toplanan genel kurulda alınan kararların iptaledilebilir kararlar olduğunu ifade etmiştir . (Y.11.HD’nin 10.11.1989 tarih ve E. 89/6155, K. 89/6157 sayılı kararı).
6102 sayılı TTK m. 445 uyarınca: “446’ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme
hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar
tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde
iptal davası açabilirler.” Genel kurul kararlarına karşı iptal davası açabilmek 3 aylık hak düşürücü
süreye bağlanmıştır Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini
tutanağa geçirten pay sahipleri TTK m. 446 uyarınca dava açma hakkına sahiptir. TTK m. 446/1(a)
uyarınca genel kurul kararlarına karşı iptal davası açılabilmesi için toplantı tutanağına mutlaka
muhalefet şerhinin geçirilmesi gereklidir. Yargıtay’a göre; toplantıda hazır bulunup da alınan karara
olumsuz oy veren pay sahibinin iptal davası açabilmesi için, mutlaka her durumda ve her somut
olayda muhalefet şerhini açıkça tutanağa geçirtmesi gerekmektedir aksi takdirde açılan dava usulen,
dava şartı eksikliğinden reddedilecektir. (11. HD, T. 06.10.2015, E. 2014/13357, K. 2015/9986). TTK
m. 446/1(b)’de sayılan ve nedenlerin varlığı durumda da genel kurul kararına karşı iptal davası
açabilmek için meydana gelen ihlalin, genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunun ispati
gerekmektedir ve bu duruma etki kuralı denmektedir.
Uyuşmazlık konusu, olağan genel kurul toplantısında alınan kararların batıl olduğunun tespiti
yönündeki talebin temel gerekçesi, dava dışı ortaklardan …… Yapı ve Malzemeleri Tic .
A.Ş.’nin, davalı şirket genel kurulunda temsil edilmemiş olmasıdır.
Davacının iddiasına göre, dava dışı ortaklardan …… Yapı ve Malzemeleri Tic . A.Ş.’nin,
davalı ……Kontrplak Fabrikası A.Ş.’nin genel kurulunda yetkilendirdiği temsilci, iç
yönergeye aykırı şekilde seçilmiş ve görevlendirilmiştir.
Dava dışı ortaklardan …… Yapı ve Malzemeleri Tic . A.Ş.’nin 2017/01 no ve 09/05/2017
tarihli iç yönergesinde yapılan incelemede, iç yönergenin 3/I.maddesinde; “…aşağıdaki
hususlarla ilgili şirketin temsil ve ilzam edilebilmesi için öncelikle en az %80 üyenin oy birliği
ile yönetim kurulu kararı alınması…” gerektiği belirtilmiş; ancak bu bölümde yer alan iş ve
işlemler arasında, huzurdaki davaya konu genel kurullara katılma ve pay sahipliğinden doğan
hakları kullanma başlığı yer almamıştır. Bir başka deyişle genel kurula katılım hususunda iç
yönergenin 3/I.maddesi uygulama alanı bulamayacaktır. Yönetim kurulunun TTK
391.maddede belirtilen butlan sebeplerinin de bulunmaması sebebiyle, …… Yapı
tarafından görevlendirilen/atanan temsilci bakımından gerek yasa gerekse de esas sözleşmeye
aykırılıktan bahsedilemeyeceği kanaatine ulaşılmıştır.
Somut davada, davacı taraf kararlara olumsuz oy kullanıp muhalefetini tutanağa şerh etmiştir. Bu yönüyle
davacı tarafın iptal davası açabilmesinin şartları oluşmuştur. TTK md.447’de
zikredilen pay sahibinin kanundan kaynaklanan müktesap haklarının sınırlandırılması, ortadan
kaldırılması; bilgi alma ve inceleme hakkının izin verilen ölçülerin dışında sınırlandırılması
yahut şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan bir
karar mevcut olmadığından butlan davası açabilmenin şartlarının ise oluşmadığı anlaşılmıştır.
Genel Kurulun Birleştirilen 4. ve 9. Kararların İptali Yönünden Taleplerin Değerlendirilmesi: Davacı taraf genel kurulda alınan 4 ve bağlantılı 9 numaralı kararın butlanına, terditli olarak
iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Gündemin 4. maddesinde yer alan “1 Ocak 2020-31 Aralık 2020 mali yılına ait Bilanço ve Kar-
Zarar hesaplarının okunması, görüşülmesi ve onaylanması, 2020 yılı karının belirlenmesi ve
kullanım şeklinin ve oranlarının görüşülerek karara bağlanması” konusu ile; gündemin 9. maddesinde yer alan ve davacılardan … ve Murat
Turan tarafından Genel Kurul öncesi şirkete gönderilen ihtarname ile gündeme eklenmesini
talep ettikleri ve şirketçe gündemin 9. maddesine konulan; “şirketin 2011, 2012, 2013, 2014,
2015, 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yılı dağıtılmayan geçmiş yıl karları ve şirket aktifinde
kayıtlı kar yedekleri toplamının dağıtılması hususunun müzakere edilmesi ve gerekli kararların
alınması” hususunun konu ile ilgili şirket yönetim kurulu’nun aldığı mali müşavirlik raporu
ve hukuksal görüşler okunarak ve bunlar ile birlikte değerlendirilip, görüşülerek karara
bağlanması” konusu gündemin 4. maddesi olarak görüşmeye açılmıştır.
Söz konusu karar % 60’un olumlu oyu ile oy çokluğu ile alınmıştır.
Davacı taraf söz konusu karara olumsuz oy kullanıp muhalefetini tutanağa şerh etmiştir. Bu
yönüyle davacı tarafın iptal davası açabilmesinin şartları oluşmuştur. Bununla birlikte detayları
yukarıda açıklandığı üzere butlan davası açabilmenin şartları ise oluşmamıştır. Zira TTK
md.447’de zikredilen pay sahibinin kanundan kaynaklanan müktesap haklarının
sınırlandırılması, ortadan kaldırılması; bilgi alma ve inceleme hakkının izin verilen ölçülerin
dışında sınırlandırılması yahut şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması
hükümlerine aykırı olan bir kararın varlığından bahsetmek mümkün değildir. Bununla birlikte heyetimizdeki muhasip üye tarafından yapılan incelemede, geçmiş dönemlerden başlayan kar dağıtmama politikası, mali kayıtlarda biriken dağıtılmamış kar 50.907.054,79 TL bulunduğu ve genel kurula raporlandığı halde 2011-2020 Karları
dağıtılmama durumu devam ettiği, yönetimin ortaklara dağıtma kararı ve kararlılığı
bulunmadığı, Şirketinde kayıtlarda bulunan ve biriken kar paylarını Yatıra yönlendirmediği anlaşıldığından, genel kurulun kar dağıtmama yönünde aldığı 4 gündem numaralı ve bu gündemle birleştirilerek birlikte oylanan 9 gündem numaralı kararın iptali şartları oluşmuştur.
Genel Kurulun 8 No’lu Kararının İptali Yönünden Taleplerin Değerlendirilmesi:
Davacı taraf genel kurulda alınan 8 numaralı kararın butlanına, terditli olarak iptaline karar
verilmesini talep etmiştir. Gündemin 8. maddesinde yer alan “Bağımsız denetim ve konsolide bağımsız denetim raporu
hazırlayacak bağımsız denetim şirketinin seçilmesi hususunun görüşülerek karara bağlanması”
hususunda %60 pay sahibinin olumlu oyu ile ….. Denetim Anonim Şirketi
denetçi olarak seçilmiştir.
Davacı taraf söz konusu karara olumsuz oy kullanıp muhalefetini tutanağa şerh etmiştir. Bu
yönüyle davacı tarafın iptal davası açabilmesinin şartları oluşmuştur.
Dava konusu Genel Kurul toplantısına ortaklardan ….. temsilcisi olarak katılan
……’nın, denetim şirketi olarak “… Anonim Şirketi” ile
anlaşma yapılması için Yönetim Kurulu’na yetki verilmesine ilişkin oylamada olumlu oy
kullandığı, ancak aynı zamanda ilgili şirketin yetkilisi olduğu iddia edilmiştir.
6102 sayılı TTK 436/1. maddesi ve anonim şirketlerin genel kurul toplantılarının usul ve
esasları ile bu toplantılarda bulunacak bakanlık temsilcileri hakkında yönetmeliğin “oy
hakları ve kısıtlamaları” başlıklı 19/3 maddesi “pay sahiplerinden hiçbiri; kendisi, eşi, alt ve
üst soyu veya bunların ortağı oldukları şahıs şirketleri ya da hakimiyetleri altındaki sermaye şirketleriyle şirket arasındaki kişisel nitelikte bir işe veya işleme veya herhangi bir yargı
kurumu ya da hakemdeki davaya ilişkin müzakerelerde oy kullanamaz. ” hükmünü havidir.
Burada yasaklık olan davranış, pay sahibinin kendisiyle bağlantılı olan şirketlerle iş
yapamayacağı, bu müzakerelerde oy kullanamayacağıdır. Şirket ortaklarından …..’ın
bahse konu denetim firması (…. Anonim Şirketi) ile bir ortaklık bağı
bulunmamaktadır.
Ayrıca yine yapılan incelemelerde, Şirket ortaklarından …..’ın vekili …… ’nın, TTSG’nin 19.01.2015 tarih ve …. sayılı nüshasına göre, söz konusu denetim
firmasının kurucularından olduğu; ancak genel kurul toplantısının gerçekleştiği 18.10.2021
tarihi itibarıyla, … A.Ş.’nin 31/03/2021 tarihli …. nolu yönetim kurulu kararı
gereğince hisselerini devrettiği için, ortaklıkla bir bağlantısının kalmadığı anlaşılmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, celp edilen bilgi ve belgeler, itibar edilerek hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına binaen; davalı şirketin 18/10/2021 tarihinde gerçekleştirilen
genel kurul toplantısında alınan kararların batıl olduğundan bahsedilemeyeceği, davalı şirketin 18/10/2021 tarihinde gerçekleştirilen
genel kurulun kar dağıtmama yönünde aldığı 4 gündem numaralı ve bu gündemle
birleştirilerek birlikte oylanan 9 gündem numaralı kararın iptali şartlarının oluştuğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile 2020 yılı olağan genel kurul toplantı gündeminin birleştirilen 4 ve 9.maddesinin iptali ile fazlaya ilişkin taleplerin yasal şartları oluşmaması nedeniyle reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile eksik 21,40 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 4.770,70 TL posta masrafı+bilirkişi ücreti ile toplam harç gideri 135,60 TL ki toplam 4.906,30 TL. yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacılara iadesine,
5-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342.maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/11/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır